vuhuv.com
|
Genel
Yılan Boyunlu Kuş (anhinga) Alm. Schlangenhals-vogel, Fr. Anhinga d 'Amerique, İng. Snake-bird. Familyası: Yılankuşugiller (Anhingidae). Yaşadığı yerler: Irmak, göl ve bataklık kenarlarında yaşar. Özellikleri: Karabatağa benzeyen, son derece uzun boyunlu bir kuş. İyi yüzücüdürler. Balıkları zıpkınlayarak avlar. Çeşitleri: Tropik Amerika, Güney Asya, Afrika ve Avustralya 'da yaşayan dört türü vardır.Nehir, göl ve bataklık kenarlarında yaşayan karabatağa benzer bir kuş. Uzun boynu " S " şeklinde kıvrılır. Siyah tüyleri mâden gibi parıldar. Su kenarlarındaki ağaçlarda yuva kurar. Uzunluğu 90 cm kadardır. Perdeli ayakları ile iyi yüzer. Avlanmak veya düşmanlarından kaçmak için suya girer. Suda yüzerken boynu dışarda kalır. Bir balık gördüğü zaman, ... Kategori : Genel | Etiket: Yılan Boyunlu Kuş (anhinga) Yılan Akbabası (bkz. Sekreter Kuşu) Kategori : Genel | Etiket: Yılan Akbabası (bkz. Sekreter Kuşu) Yılan (ophis) Alm. Schanger, Fr. Serpent, İng. Snake. Uzun vücutlu, bacaksız, sürüngenlerin genel adı. Omurgalı hayvanlardan sürünenler (Reptilia) sınıfının, pullu sürüngenler (Squamata) takımına giren kalabalık bir alt takımı meydana getirirler.Boalar (Boaefornia), su yılanları (Colubriformia), solucan yılanları (Opoterodonta), geniş başlılar (Amblycephalidiformia) ve oluklu zehirdişliler (Solenoglypha) olmak üzere beş bölüme ayrılırlar. Bu bölümler de çeşitli familyaları ihtivâ ederler. Dünyâda 3000 kadar yılan türü bilinmektedir. Bunların çok azı zehirlidir. Sıcak bölgelerde yaşayan soğukkanlı (değişken ısılı) etçil hayvanlardır. Dış kulak deliği ve zarı yoktur. Dillerinin ucu çatallı olup, alt çenedeki bir yarıktan uzatılıp çekilebilmektedir. Alt ve üst göz kapakları birleşerek saat camı gibi şeffaf saydam ... Kategori : Genel | Etiket: Yılan (ophis) İhşîdoğulları (ihşîdîler) Mısır 'da 935-969 târihleri arasında hüküm sürmüş bir Türk hânedânı. Devletin kurucusu Muhammed bin Tuğç, iki nesilden beri Abbâsîlerin hizmetinde bulunan bir Türk âilesindendir. Muhammed bin Tuğç, 935 yılında Mısır vâlisi oldu ve istiklâlini îlân ederek Halîfe Râzi 'den İhşîd ünvânını aldı. İhşîd " şahlar şâhı " mânâsına geliyordu. Ayrıca Muhammed 'in ataları da Fergana 'da İhşîd ünvânıyla meliklik yaparlardı.İhşîd, Mısır 'da tam bir hâkimiyet sağladı. Ancak bu sırada, Bağdat 'ta hâkimiyeti ele geçirmiş olan Muhammed bin Râik, Mısır 'a kadar geldi. Bu tehlikeli durum üzerine Muhammed bin Tuğç, vergi vermek şartıyla Remle 'ye kadar olan bölgeyi geri aldı. ... Kategori : Genel | Etiket: İhşîdoğulları (ihşîdîler) İhvânü 's-safâ on birinci asrın ikinci yarısında Basra 'da ortaya çıkan İsmâiliyye fırkasına bağlı gizli bir cemiyyet veya felsefî ekol. Bu ekola mensub olan kişiler birbirlerine saf, temiz kardeşler mânâsında " İhvânü 's-Safâ " dedikleri için bu adla meşhur olmuşlardır.Küçük bir topluluk olarak teşekkül eden İhvânü 's-Safâ, dînî olduğu kadar, siyâsî ve felsefî bir özelliğe de sâhiptir. Düşüncelerini yayabilmek için dönemlerinin bütün ilimlerini içine alan, tamamı elli iki risâleden ibâret olan bir ansiklopedi hazırladılar. Bunlar; " İslâmiyet cehâletle bulaşmış, birçok vehimlere karışmış, İslâmiyeti bu vehimlerden yıkayıp temizlemek ancak felsefe ile mümkündür. Çünkü felsefe îmân ve ictihadla ilgili maslahatların hikmetlerini içine alır. ... Kategori : Genel | Etiket: İhvânü 's-safâ İhtiyaç Alm. Bedürfnis (n), Notwendigkeit (f), Fr. Besoin (m), nécessité, İng. Necessity, need, want. Rûh ve beden için lâzım olan ve yokluğu hâlinde sıkıntı çekilen şeyler. İnsan muhtaç bir varlık olup, ihtiyâcını talep hâlindedir. Hiçbir şeye muhtâç olmayan ise Allahü teâlâdır. Her şey O 'na muhtâc hâldedir.İhtiyâçlar maddî ve mânevî olmak üzere iki kısımdır: Mânevî ihtiyâçlar rûhun gıdâsı olup, önce îmân sonra ibâdet ve ahlâk bilgileridir. Allahü teâlâ insanların bu tür ihtiyâcını Peygamberlerle ve sevgili kullarıyla karşılamıştır. Peygamberler ve onlara tâbi olan âlimler ve evliyâ insanların îmâna gelmelerine ve güzel ahlâk sâhibi olmalarına çalışarak mesûd etmişler, onları dünyâ ve âhiret seâdetine ... Kategori : Genel | Etiket: İhtiyaç İhtisâb İslâm cemiyetinde iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vazgeçirmek sûretiyle, sosyal huzûru sağlamak için yapılan iş; emr-i bil ma 'rûf ve nehy-i anil münker. Bu vazîfe, Müslümanların bir kısmının yapmasıyla diğerleri üzerinden sâkıt olduğu için, İslâm devletlerinde hükümdârlar bu işle vazifeli memurlar tâyin etmişlerdir. Osmanlılardan önceki İslâm devletlerinde bu vazîfeye hisbe ve bunu yapan memura da muhtesib; Osmanlılarda ise bu işe ihtisâb, vazifelisine de ihtisâb ağası ve muhtesib denilmiştir.İyilikleri emretmek ve kötülüklerden vaz geçirmek gâyesiyle kurulan bu müesseselerin başında bulunan muhtesib, dînin hoş karşılamayıp çirkin gördüğü her türlü kötülüğü (münkeri) ortadan kaldırmaya çalışırdı. İslâm ülkesinde Müslümanların Cumâ namazında câmiye gitmelerine dikkat eder, ... Kategori : Genel | Etiket: İhtisâb İhtimâller Hesâbı Alm. Wahrscheinlich keitsrechnung, Fr. Probabilites, İng. Probability. Bir deney sonunda çıkması muhtemel olayların çıkma şanslarını inceleyen bir matematik dalı. İlk çıkışı şans oyunlarına dayanmakta ise de günümüzde pekçok uygulama alanına sâhiptir. Meselâ kazâ, ölüm, hastalık veya hırsızlık olaylarına karşı sigorta masrafının belirlenmesinde, bu olayların meydana gelme ihtimâlinin bilinmesi gerekir. Buna benzer, sanâyide kalite kontrolü ve bunun ölçülmesi ihtimâller hesâbı yardımıyla yapılır. İhtimâller hesâbı kullandığı matematik metodlarla, istatistiğin temelini teşkil eder.İhtimaller hesâbının temelleri:İhtimaller hesâbı, bir olayda mümkün sonuçları ihtivâ eden, Örnek Uzay üzerine kurulmuştur. Meselâ, bir paranın atılması sonuçlarını ihtivâ eden Örnek Uzay, " yazı " ve " tura " ... Kategori : Genel | Etiket: İhtimâller Hesâbı İhtıyos Alm. Ichthyoesise, Fr. Ichtyose.İng. Fish skin disease. Çocukluk yaşlarında başlayıp bütün hayat boyunca devam eden irsî bir deri hastalığı.İhtiyosta, deri kuru ve kepeklidir. Kepekler, balık pulu görünüşündedir. Derinin yağ ve ter bezleri doğuştan az olup, bunların salgı faaliyetinde de bozukluk vardır.Tipik vak 'alarda deri kuru ve kepekli; parşömen kâğıdı gibi sert; kepekler balık pulu görünüşünde, beyaz veya esmer renktedir. Derinin her tarafı kepeklerle örtülüdür. Deriden kolay ayrılan kepeklerin yerine mütemadiyen yenileri teşekkül eder. İhtiyosun, kepeklerin şekillerine ve renklerine göre çeşitli klinik formları vardır.Tedâvi: Kepekleri ortadan kaldırmak için % 3-5 'lik salisilik asitli merhemler kullanılır. Kategori : Genel | Etiket: İhtıyos İhrâm Alm. Gewandnder Mekkapilger, Fr. Manteau (m), des pélerins musulmans, İng. Unstitched cloth of pilgrims in Mecca. Hac ve umre yapmak için giyilen, yünlü pamuklu veya ketenden yapılmış dikişsiz, peştemal gibi, iki beyaz örtü. Biri belden aşağı, öteki omuzlara sarılır. İhrâm elbisesi giyen kimseye " muhrim " denir. İhrâm elbisesinin belden aşağı sarılan kısmına " îzâr ", omuzlara atılan kısmına " ridâ " ismi verilir. İhrâm iple bağlanmaz, düğümlenmez. İhrâma bürünmek, haccın farzlarından birincisidir. Kadınlar ihrâm elbisesi giymeyip örtülü olarak hac ve umre ibâdetlerini yaparlar.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: " Hac ayları bilinen, Şevval, Zilkâde ayları ile Zilhicce 'den ... Kategori : Genel | Etiket: İhrâm
|