Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiMüstaz'afMüstaz'af
Cahiliyye toplumlarında toplumun çoğunluğunu
teşkil eden, ezilen, hor görülen, güçsüz bırakılmış
halk tabakası.
Müstaz'af, "za-u-fe (zayıf oldu)"
fiilinin istif'al babından ism-i mef'uldür. "Za-u-fe"
kuvvetli olmanın zıddıdır. Masdarı olan "za'f-zayıflık"
nefiste ve bedende olduğu gibi, durum ve vaziyette, akıl ve
re'yde de olur.
"İstaz'afahu" onu zayıf buldu,
zayıf gördü anlamındadır (Rağıb el-Isfahanî,
el-Müfredat Fi Ğarîb'ul-Kur'an, İstanbul 1986, s. 434).
Aynı zamanda onu zayıf saydı, zillete duçar etti, demektir.
İslam toplumunun dışındaki her
toplum, baskı ve nüfuz kabul edenler veya baskı ve nüfuz altına
alınabilenlerle, onlara baskı yapanlar olmak üzere iki sınıfa
ayrılır. İkisinin arasındaki fark, birinin
baskıya uğrayan, baskıyı kabul eden ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müstaz'af MüstakimMüstakim
Düz, doğru ve hatasız olan; namuslu, ahlaklı
ve doğruluk üzere bulunan kimse.
Müstakim kelimesi Kur'an'da otuz yedi ayrı yerde
geçmektedir. Bunların ilki Fatiha suresindeki "Bizi doğru
yola ilet" (el-Fatiha 1/6) ayetidir.
Bu ayetteki "sırat-r müstakîm" doğru
yol şeklinde tercüme edilir. Hiç bir yerinde meyil ve eğrilik
bulunmayan, dümdüz ve dosdoğru yol veya cadde demektir. Fakat bu
cadde, bu yol, manevî bir yoldur. Yüce Allah'ın ortaya koyduğu,
batıl olmayan, izleyenleri hayra götüren hak yoldur. Kur'an'da bir
kaç yerde geçen "sırat-ı müstakîm", müfessirler
tarafından Allah yolu, hak yol, Allah'ın kitabı (Kur'an-ı
Kerim), İman, imana tabi olanların yolu, İslam, İslam
şeriatı, Peygamberimiz (s.a.s)'in ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müstakim MüsrifMüsrif
Gereksiz harcama yapan israf eden, savurgan kimse.
İsraf, savurganlık, gitmek, yanılmak, gafil
olmak manalarına gelir. Aynı zamanda, insanın
yaptıklarında sınırı aşması
anlamını da taşır. Bazılarına göre de malı
gereksiz yerde harcamaktır. Süfyan-ı Sevri'ye göre az da olsa,
Allah yolunda harcanmayan her şey israftır. Ayrıca israf,
"Allah'ın haram kıldığı şeylere el
uzatmak" şeklinde de tarıf edilmiştir (İsmail
Hakkı Bursevî, Ruhu'l-Beyan, II. 262).
Zarûrî ihtiyaçlardan fazla harcamak; şerîatın
haram ettiği şeylere yönelmek, nefs ve şehvetin
isteklerini yerine getirmek, gaflet ve saygısızca harcamak ifrat
derecede bir israftır.
Kulluk görevini yerine getiremeyecek kadar vücudun
zarûrî ihtiyaçlarını kısmak da tefrid sayılacak bir
israftır.
Müsrif, müsrifler, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müsrif Müslim, MüslümanMüslim, müslüman
İslam dinini kabul eden, Allah'a teslim olmuş
kişi.
"Es.le.me" fiilinin ism-i faili olup "İslam"
ile aynı kökten gelir. İslam lügatta itaat etmek, boyun eğmek,
bağlanmak, bir şeye teslim olmak, kendini Allah'a vermek,
ihlaslı davranmak, samimiyetle ve içten gelerek yönelmek,
müslüman olmak, İslam'a girmek; Yüce Allah'a itaat etmek,
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in getirdiği din adına bildirmiş
olduğu şeylerin hepsini benimsemek, şer'î hükümlere bağlılık
göstermek, İslamiyeti bir din olarak kabul etmektir (Bkz. el-Bakara:
2/112, 131-133; Alu İmran: 3/20, 83; en-Nisa: 4/125; el-Maide,
5/44; el-En'am: 6/14; en-Nahl: 16/81-83; el-Hacc: 22/34; en-Neml: 27/44;
Lokman: 31/22, es-Saffat: 37/103; ez-Zümer: 39/54; el-Fetih: 48/16;
el-Cinn: 72/14).
"İslam" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müslim, Müslüman MüsleMüsle
Başkalarına ibret olsun diye, burnunu,
kulağını vesair uzuvlarını kesip, gözlerini
oyarak kendisini çirkin bir şekle sokmak suretiyle düşmana
ceza vermek. Müslenin iki manası vardır. Biri, kısas ve
mukabele bi'l-misil (yapılan işe aynıyla
karşılık vermek); diğeri de öldürülen
şahsın (maktulün) burnunu, kulağını ve
diğer azalarını kesmektir. Müslenin yasaklanan kısmı
budur (Buhari, Tecrid-i Sarih Tercümesi, I, 186).
Müslenin Hz. Peygamber tarafından tatbik
ettirildiği gibi yasaklandığı da birçok hadislerle
sabittir.
Hicretin altıncı yılı Şevval
ayında Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup Rasûlüllah'a gelerek
müslüman olduklarını söylediler. Hasta, karınları
şişmiş ve benizleri sararmış olan bu kimseler
Rasulullah'tan kendilerini barındırmasını rica
ederler. Peygamber de bunları ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müsle MüskirMüskir
Yenilmesi ve içilmesiyle insana sarhoşluk veren
şey. Arapça (se.ke.re.) kökünden türemiş olup çoğulu
"müskirat"tır.
Müskirat katı (camid) ve akıcı
(sıvı, mayi) olmak üzere ikiye ayrıldığı
gibi; yiyecek (me'kûlat) ve içecek (meşrûbat) olmak itibariyle
de iki çeşide ayrılır.
Katı ve yiyeceklerden sayılan müskirat,
afyon, benk, esrar, kokain, marihuana vs. gibi bitkilerden elde edilip
insana gevşeklik, uyku veren ve aklı bozan şeylerdir.
Bunlar katı olarak kullanıldıkları gibi, toz olarak
veya sulandırılıp damardan zerkedilerek de
kullanılabilirler.
Sıvı olan müskirat, içilmeleriyle insana
sarhoşluk veren bir kısım mayilerdir ki; üzümden,
hurmadan, diğer meyvelerden, buğday, arpa gibi hububattan, sütlerden
elde edilir.
Müskiratta asıl olan "hamr" adı
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müskir Müselsel HadisMüselsel hadis
Sahih, Hasen ve Zayıf hadisler arasında müşterek
olan hadis ıstılahlarından biri "Müselsel"
tabiri, kelime olarak birbirini takip etmek anlamına gelen teselsül'den
ism-'i mef'ûldür. Istılahî anlamı ise; isnadındaki bütün
ricalin bazan ravilerinin bazan da rivayetin belirli bir hal ve sıfatını
takib ettikleri hadislere verilmiş bir isimdir (T. Koçyiğit,
Hadis Istılahları, Ankara 1980, s. 390).
Ravilerin hal ve sıfatları ya onların sözlerinden,
ya fiillerinden, ya da beraberce hem söz ve fiillerinden ibarettir.
Rivayetlerin sıfatları ise, ya semi'tu (dinledim), ahberana (bize
haber verdi) ve haddesena (bize anlattı) gibi rivayetin zamanı
ve yeridir. Ancak bunların da çeşitli şekilleri
bulunması dolayısıyla bir söz veya ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müselsel Hadis MüsafirMüsafir
Yolcu, seyyah, konuk, davet veya ziyaret sebebiyle
birinin evine giden; hane halkından olmayıp geçici bir süre
için eve uğrayan kimse. Müsafir, Arapca "sefere"
kökünden türetilmiş olup, "mufa'ale" kalıbında
ism-i faildir. Kelime anlamı, "yolculuğa çıkan
kimse"dir. Türkçeye "misafir" şeklinde geçmiş
olup, genellikle komşu, akraba ve arkadaş ziyareti yapanlar için
kullanılmaktadır. Bu anlamın Arapça karşılığı
"dayf"tır.
İslam'da müsafirliğin bir müddeti ve hukuku
vardır. Her müslüman kendisine müsafir olarak gelen kimseyi üç
gün ağırlamakla yükümlüdür. Bu müddet içerisinde,
müsafirin rahat ettirilmesi için ev sahibi elinden gelen gayreti
gösterir. Eğer müsafirlik üç günü geçerse ev sahibinin
müsafiri konuk etmesi onun için bir sadaka niteliğindedir.
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müsafir MüsabakaMüsabaka
Yarış, yarışma anlamında bir
fıkıh terimi. İslam'da müsabaka meşru görülmüştür.
Niyete göre bazen müstahab, bazen mübah olmaktadır. Müsabakanın
çeşitleri vardır:
Koşu yarışları. Sahabiler Hz.
Peygamber'in huzurunda koşu müsabakalarını tertiplerlerdi.
Rivayet edilir ki; Hz. Ali (r.a.) çok hızlı koşan bir
yarışçı idi. Bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) de Hz.
Aişe'nin gönlünü hoşnut etmek ve ashabına örnek olmak
için hanımı Hz. Aişe ile yarışırdı.
Hz. Aişe (r.a.) der ki: Bir gün Peygamber (s.a.s)'le yarıştık.
Onu yendim. Uzun müddet sonra ben şişmanladığım
zaman tekrar yarışmıştık; bu sefer o beni yendi.
İlk yarışmayı kasdederek; "Bu ona
karşılıktır" dedim (Ebu Davud,Cihad: 61; Ahmed b.
Hanbel, Müsned, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müsabaka MürüvvetMürüvvet
Mertlik, yiğitlik ve insaniyet, iyilik ve
cömertlik anlamlarında bir İslam ahlakı terimi. Mürüvvetin
çok çeşitli tarifleri yapılmıştır. Bu tariflere
göre mürüvvet, nefsin bütün pislik ve kötülüklerden korunması,
halk nazarında insanı kötü gösteren bütün davranışlardan
sakınılmasıdır. İnsanlığa uygun olan
şeyi yapmak, güzel görünen şeyleri alıp kötüye
götüren yollardan kaçınmak ve açıkça yapılmasından
utanılacak bir şeyi gizlice yapmamak da bir mürüvvetin
eseridir. Aynı zamanda görülen bir iyiliği unutmamak ve
fırsat düşünce karşılığında iyilik
yapmak da mürüvvet eseridir. Mürüvvet doğruluğa götüren
sebeplerden biridir. Mürüvvet sahibi olmak, yalan söylemeyi önler ve
doğru olmayı gerektirir.
İnsanın yaşadığı toplum içinde,
o toplumun örf ve adetlerine uygun ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mürüvvet |