Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Müneccim

Müneccim Yıldızların hareketlerini inceleyerek gelecek hakkında tahminde bulunan kişi; kahin, falcı. "Necm" yıldız demektir. Yıldızları konu edinen iki uğraşı alanı vardır. Bunlar, Astronomi ve Astrolojidir. Astronomi, gök cisimlerini belli esaslar dahilinde uzay araçlarıyla inceleyen bir ilim dalı olduğu halde; Astroloji, yeryüzündeki bütün olayların gök cisimlerinin etkisi sonucu olduğu kuralına dayanan bir uğraştır (Muammer Dizer, Ali Kuşçu, Kültür Bakanlığı Yayını, 51). Astronomi takvim yapmak, vakit ve yön tayini, hava tahmini gibi insanların yararına işlerde kullanıldığından faydalı bir ilimdir. Astroloji ise, yıldızların hareketinden hüküm çıkararak gaipten haber vermek (kahinlik) olduğu için zararlı ve yasak olan bilgilerdendir. Hadiste "Benden sonra ümmetim hakkında en çok ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müneccim

 Münafık, Münafıklar

Münafık, münafıklar İçinden gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından müslüman görünen kimse, aslî manasını değiştirmeden dilimize geçmiş olan münafık kelimesi İslam toplumu içinde -çeşitli sebeblerden dolayı ve menfaati icabı kendini müslüman göstererek Allah'a, Rasûlüne ve mü'minlere düşmanlığını gizleyen kimsedir (el-Bakara, 2/8; Ali İmran, 3/167; el-Maide, 5/41) "Nifak, kalbte olursa küfür, amelde olursa suçtur" (Kurtubî, Tefsir, VIII, 212). Bu bakımdan, münafıklardaki nifak hali îtikadî ve amelî olarak iki grupta toplanır: 1. İtikadî nifak: Kur'an-ı Kerim'de karakterize edilen, dünyada iken müslüman muamelesi görüp, ahirette inançsızlığı ortaya çıkınca kafirlerden daha kötü muameleye tabî tutulmasına sebeb olacak olan nifak hali. (en-Nisa, 4/145) "Akîdenin hilafına îmanda ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Münafık, Münafıklar

 Münafikun Suresi

Münafikun suresi Kur'an-ı Kerim'in altmış üçüncü sûresi. On bir ayet, yüz seksen kelime ve yedi yüz yetmiş altı harften ibarettir. Fasılası nun harfidir. Medenî sûrelerden olup, Hac sûresinden sonra nazil olmuştur. İlk ayetinden itibaren münafıklardan bahsettiği için bu adı almıştır. Münafık kalben inanmadığı halde, çeşitli sebeblerden dolayı inanmış görünerek mü'minlere zarar vermeye çalışan kimselere verilen isimdir. Medine'de inen sûrelerde, münafıkların durumu sürekli olarak ele alınmış, hilelerinden söz edilmiştir. Ancak, mustakil olarak, münafıkların durumu her yönüyle yalnızca bu sûrede işlenmektedir. Bakara sûresinde, muttakiler, kafirler ve münafıkların hallerinden bahsedilmişti. Muttaki ve kafirlerin sıfatlarıyla alakalı konular, Saf ve Cuma sûrelerinde genişçe işlenmişti. Münafıkûn sûresi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Münafikun Suresi

 Mümtehine Suresi

Mümtehine suresi Kur'an-ı Kerim'in altmışıncı sûresi. Medine'de nazil olmuştur. On üç ayet, üç yüz kırk sekiz kelime ve bin beş yüz on harften ibarettir. Fasılası lam, mim, nûn, ra ve dal harfleridir. Ahzab sûresinden sonra, Hicret'in yedinci yılında nazil oldu. Adını onuncu ayetinde geçen imtihan kelimesinden almıştır. Mumtehine imtihan kelimesinin ismi failidir. Ayette geçiş şekli şöyledir: "Ey iman edenler! Mü'min olduklarını söyleyen kadınlar size muhacir olarak geldikleri zaman onları imtihan edin. " Sûreye "imtihan" ve Meveddet adları da verilmektedir. Bu sûre, Medine'de ilahi nizam çerçevesinde oluşturulan İslam toplumunu, her türlü dünyevî bağlılıklardan koparıp, Allah'ın dilediği seçkin bir topluluk yapma yolunda uygulanan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mümtehine Suresi

 Mümeyyiz

Mümeyyiz Yedi yaş ile buluğ çağı arasında bulunan çocuk. Çocuk yedi yaşından itibaren tam vücûb ehliyetini almıştır ve lehine ve aleyhine olan hak ve mükellefiyetlere sahibtir. Ancak bu devirde çocuğun aklı tam manasıyla olgunlaşmadığı için eda ehliyeti eksiktir. İmanı ve yaptığı diğer bedenî ibadetler -eda ehliyeti noksan da olsa- sahihtir. Çünkü bunlar tamamen onun menfaatinedir. Ancak bunların mümeyyiz tarafından eda edilmeleri vacib değildir (Abdülkerim Zeydan, el-Vecîz, Bağdad 1405/1985, s. 97). I- Mali Tasarrufları 1. Sırf Menfaatine Olanlar Hibe, sadaka ve kendisine yapılan vasiyeti kabul gibi onun sırf fayda ve menfaatine olan tasarruflar veli veya vasînin iznine bağlı olmaksızın sahihtir. Zira velî ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mümeyyiz

 Mülkiyet

Mülkiyet Mübah bir şeyi ele geçirme ve onun üzerinde tek başına söz sahibi olma gücü; tasarrufa konu olan şey üzerinde sırf sahibine ait olmak üzere tasarruf yetki ve iktidarı, yahut tasarrufa konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunabilmek üzere hukuk düzenince tanınan bir yetki ve iktidar anlamında bir fıkıh terimi. Arapça "milk" mastarından bir isimdir. Mülkiyetin ihraz ve ihtisas terimleriyle yakın ilişkisi vardır. Mübah bir şeyin, ihtiyaç sırasında yararlanılmak üzere elde edilmesine "ihraz" denir. Suyun kaba alınması veya av hayvanının yakalanması gibi... İhraz edilen şeyin sırf ihraz edene ait kılınmasına da "ihtisas" denir. İşte ihraz ve ihtisas işlemleri sonucunda eşya ile kişi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mülkiyet

 Mülk Suresi

Mülk suresi Kur'an-ı Kerim'in altmış yedinci sûresi. Otuz ayet, üç yüz otuz beş kelime ve bin üç yüz on üç harften ibarettir. Fasılası ra, mim ve nun harfleridir. Mekkî sûrelerden olup "Tûr" sûresinden sonra nazil olmuştur. Adını ilk ayetinde geçen "mülk" kelimesinden almıştır. Ayette geçiş şekli şöyledir: "Mülk ve saltanat, kudret elinde olan Allah yücedir. O her şeye kadirdir. " Sûreye, Tebareke, Mama, Münciyye, Vakıyye ve Mennaa adları da verilmektedir. Mülk sûresi, fazileti hakkında hadis varid olan sûrelerdendir. Peygamber (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Kur'an'da otuz ayetlik bir sûre var, bir adama şefaat eder ve o kişi mağfiret olunur, O "Tebareke" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mülk Suresi

 Mülk Arazi

Mülk arazi Kişilerin malik bulunduğu ve her türlü hukukî tasarrufta bulunabildiği arazi türü. Toprak genel olarak, biri fertlerin diğeri de cemaatın (devlet, beytülmal, hazine vs.) olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Bunlardan ilkine mülk arazi, ikincisine de arazi-i emiriye, arazi-i memleket, kısaca mirî arazi gibi isimler verilmektedir. Mülk arazi, kişinin tam anlamıyla sahip olduğu, istediğinde satabildiği, istediğinde hibe veya vakf edebildiği, öldüğünde çocuklarına miras bırakabildiği topraktır. Başka bir ifade ile sahibinin, üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahib olduğu toprağa (araziye) mülk arazi denir. Bazan buna arazi-i memlûke de denmektedir (Atıf) Bey, Arazi Kanunname-i Hümayunu Şerhi, İstanbul 1330, s. 13). İslam toprak hukuku ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mülk Arazi

 Mülhid

Mülhid Dinsiz, dine karşı olan, sapıtmış, sapık, iman etmeyen kimse. "El-Ha-Da" fiilinden gelen bir ismi faildir. El-Ha-Da lügatta dinden sapma, dine çatma, mücadele ve münakaşa etme, zulme meyletme, Allah Teala hakkında şüphe etme, hedefini bulmama gibi değişik anlamlara gelir. Çoğulu "mülhidun" veya "Melahide" şeklindedir. Mülhid, dine çatan, sapık olan, kafir demektir. Çoğulu olan "Melahide" ise, "ed-dehriyyun" veya "ed-dehriyye" diye adlandırılan kafir zümredir. Maddeciler, Dehriyyun adı altında toplanırlar. Dehr, zaman anlamındadır. Hint felsefesiyle, Sokrates'ten önceki Yunan felsefesinin etkisi altında oluşan Dehr-Zaman düşüncesi, sonsuzdan gelip, sonsuza gidenin (ebedi, ezelî ve baki) ve tek kalıcı gerçeğin zaman olduğunu ileri sürer. Dehıciler Allah'a inanmazlar; duyumcudurlar. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mülhid

 Müksirun

Müksirun Kendilerinden rivayet edilen hadisler binden fazla olan sahabiler. Sahabenin sayısı yüzbinlerin üzerinde olduğu halde, ancak bin veya binbeşyüz kişiden hadis rivayet edilmiş, bunların da yedisinden yapılan rivayetler binin üstünde olmuştur. Her bir sahabiden sonraki asırlara intikal eden rivayetlerin sayılmasıyla yapılan bu tesbit, Sahabenin hadis ve Sünnet bilgisini tayinde kesin bir ölçü değildir. Dört halife başta olmak üzere, Hz. Peygamber (s.a.s)'le daha uzun süre beraber olan pek çok sahabinin rivayetleri, Sünnet bilgileri daha çok olmasına rağmen, binin altında kalmıştır (bk. Mukillûn mad.) Ahmed b. Hanbel, Sahabe içinde çok hadis rivayet edenlerin altı kişi olduğunu söyler. Bunlar; Ebu Hüreyre, Abdullah İbn Ömer, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Müksirun