Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Muska

Muska Bazı hastalıkları, kötülükleri ve nazarı uzaklaştırmak için boyna asılan veya üstte taşınan yazılı kağıt; üç köşeli şekilde katlanmış şey; üç köşeli bir nüsha manalarında kullanılır. Muska kelimesinin aslı "nüsha"dır. Arapça nüsha'dan Türkçeye bu şekilde, değişerek geçmiştir. Buna Kuzey Afrika'da "hurz", Doğu Arabistan'da "hamaya", "hafiz" yahutta "maaza", Türkiye'de "muska", "nusha" veya "hamail" denir. Hadis ve fıkıh kitaplarında, "rukye" olarak geçmektedir. Muska, genellikle olası bir hastalıktan korunmak veya tedavî amacıyle yazılarak taşınır. Çoğunlukla üçgen biçiminde meşin, teneke, gümüş ve altın kalplar içine konarak boyna asılır ya da kola takılır. Dört köşeli veya kalp biçimiııde kaplara da konan hamail, bütün İslam dünyasında yaygın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Muska

 Musiki

Musiki Ölçülü sesler vasıtasıyla estetik bir tesir ve heyecan ortaya koyan ve ses üzerine kurulmuş bir sanat. Güzel sanatların en önemlilerinden biri olan musikînin dinî hükmü hakkında Kur'an-ı Kerim'de açık bir işaret yoktur. Hanefi hukukçular musikînin hükmü konusunda icrasının ve bunu dinlemenin haram olduğu kanaatindedirler. Ancak savaşta vurulan kös ile düğünlerde çalınan zilsiz def, bundan istisna edilmiştir. Bunun yanında Hanefi hukukçularından İmam Serahsî'ye göre; müzik, başkalarına dinletmek için değil de, insanın kendisini dinlendirmesi ve yalnızlığını gidermesi amacıyla yapılırsa caizdir. İmam Ebu Yusuf, "Düğün dışında, mesela kadının ve çocuğun, kendi evinde def çalmasına ne dersin?" sorusuna "Aşırı olmamak kaydıyla bir sakıncası yoktur" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musiki

 Musibet

Musibet Başa gelen felaket, bela, afet, sıkıntı, ceza gibi olaylar için kullanılan bir terim. Bir musibete uğrayan kimse, ya Allah (c.c.) tarafından imtihan edilmekte veya işlediği bir kötülüğe karşı cezalandırılmaktadır. Musîbet kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bu iki anlamda da kullanılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala sevdiği mü'min kullarına değişik şekiller altında musîbetler göndererek onları imtihan ettiğini ve bu musibetlere karşı gösterdikleri sabır ve tevekkül neticesinde de büyük mükafatlarla mükafatlandırılacaklarını bildirmektedir. İnananlar zümresi içerisinde peygamberlerin Allah Teala'ya en yakın kitle oldukları halde, musîbetlerin en büyüklerine uğradıkları görülmektedir. Nuh (a.s), İbrahim (a.s), Musa (a.s) ve İsa (a.s)'ın kıssaları bunun örnekleriyle doludur. Ulu'l-azm peygamberlerin sonuncusu Hz. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musibet

 Mushaf

Mushaf İslam'ın mukaddes kitabı Kur'an-ı Kerim'in isimlerinden biri iki kapak arasında toplanan sayfalardan oluşan kitap. Theodor Nöldeke bu kelimenin Habeşçe'den alındığını söylüyorsa da (Mushaf maddesi İA.) aslında Arapçadır ve İslam öncesi şairlerin şiirlerinde de aynı manada kullanılmıştır (Arthur Jeffery, The Foreign Vocobulary of the Kur'an, Baroda 1938, s. 193-194). Kur'an-ı Kerim'e, Hz. Peygamber hayatta iken vahyin nüzûlü devam ettiği ve iki kapak arasında toplanmış tam bir kitap haline gelmediği için Mushaf adı verilmemişti. Bu ad ona ancak, Hz. Ebu Bekir'in halifeliği sırasında Kur'an-ı Kerim bir kitap halinde toplandıktan sonra verilmiştir (Suyûtî, el-İtkan fi Ulûmi'l-Kur'an, Kahire 1978, I, 69). Hz. Ebu Bekr'in ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mushaf

 Musannaf

Musannaf Sınıflandırılmış; bölümlere ayrılmış; tasnif edilmiş anlamına gelen ve hadisleri derleyen eserlerin bir türüne verilen isim. Bilindiği gibi Rasulullah (s.a.s), döneminde, hadislerin Kur'an'a karışması endişesiyle yazılmaları yine onun tarafından yasaklanmıştı. Bu yasaktan belirli kimseler istisna edilmişti. Kur'an'la karışmaları endişesi azaldıkça hadislerin yazıya geçirilme dairesinin genişleyeceği tabiîdir. Bu nedenle Rasûlullah'ın hayatının sonlarına doğru hadisleri yazıya geçirenlerin sayısı, öncesine nazaran çoğalmıştır. Ne var ki, okuma-yazma bilenlerin sayısının azlığı göz önünde bulundurulduğunda gerek Rasûlullah (s.a.s) döneminde, gerek Sahabe döneminde hadislerin rivayeti daha çok şifahî olmuştur. Bu devirde hadislerin yazılması, belli bir tertibe göre değil, konu farkı gözetilmeksizin oluyordu. Bu dönemde yazılan hadisler, küçük risalelerden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musannaf

 Musalla

Musalla Namaz kılmak için tahsis edilen yer; bir belde halkının cuma, bayram ve cenaze namazlarını bir arada kılmaları için hazırlanan alan anlamında bir fikıh terimi. Halk arasında daha ziyade, cami avlusunda cenaze namazının kılındığı yer için kullanılır. Cenazenin konduğu taşa da musalla taşı denir. Musalla kelimesi, Kur'an-ı Kerim'in şu ayet-i celilesinde geçmektedir: "Kabe'yi insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını musalla (namaz yeri) edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için temiz tutun, diye İbrahim ve İsmail'e ahit verdik" (el-Bakara, 2/125). İslam'ın ilk asırlarında genellikle şehirlerin kenar kısımlarında toplu namazlar için musallalar hazırlanır ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musalla

 Musahhaf Hadis

Musahhaf hadis Metin veya isnadında bir kelime veya ravilerden birinin ismi hatalı olarak söylenmiş ve bu hata ile rivayet edilmiş hadis. Musahhaf, kelimeyi yanlış okumak manasına tashiften ism-i mef'ûl bir kelimedir. Tashif hadisin gerek metnindeki bir kelimenin veya gerekse isnadındaki bir ravi isminin telaffuzunda meydana gelen hata, ya kelime veya ismin şekil ve hat yönünden değişmeden yalnız bazı harflerdeki noktaların değişmesiyle yani noktalı bir harften noktanın düşmesiyle, yahut noktasız bir harfin noktalı olarak okunmasıyla kasdedilen husustur (Talat Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1980, s. 301). Mütehassıs hadis hafızlan, metni ve isnadı tashîfe uğramış hadisleri tanımak için büyük gayret göstermişler ve bu tür ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musahhaf Hadis

 Musahere

Musahere Sıhrî hısımlık, evlenme yoluyla meydana gelen akrabalık; kadının kan hısımlarıyla koca arasında kurulan akrabalık. "Sıhr" kelimesi sözlükte "damat" ve "enişte" anlamlarına gelmektedir. Buna göre, bir kimse kızının veya kızkardeşinin evlenmesiyle kayınpeder ve kayınbirader olarak o kişinin sıhrî hısmı olur. Musahere; kan bağından değil, akidten doğan bir hısımlık şeklidir. Karı kocadan birinin kan hısımları diğerinin aynı derecede sıhrî hısmı olur. Mesela bir kimse ile kocasının ana babası, erkek ve kızkardeşleri arasındaki hısımlık sıhrî hısımlıktır. Buna karşılık karı koca arasında hısımlık ilişkisi yoktur. Aynı şekilde karı kocanın hısımları arasında da bir ilişki yoktur. Mesela kocanın babası ile karısının babası arasında hısımlık ilişkisi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musahere

 Musadere

Musadere Yasak edilen bir şeyin kanun gereği elden alınması, resmen zaptedilmesi; zulüm ve cebir. Sudûr kökünden "mufaale" vezninde bir mastar. Çoğulu musaderat'tır. Devlet görevlilerinin hediye adı altında aldıkları şeylere veya kaçak silahlara yetkili makamlarca el konulması gibi. Musadere terimi tarihte, bazı devlet büyüklerinin veya ülke zenginlerinin ecelleriyle ölmeleri veya suçlu bulunup idam edilmeleri sonucunda geride bıraktıkları mallarına, kimi zaman da sağlıklarında mevcut servetlerine devlet tarafından el konulması anlamında kullanılmıştır. Musadere usûlü zaman zaman kötüye kullanılan, zulüm ve işkence aracı yapılan, hatta devletin malî kriz geçirdiği dönemlerde başvurulan bir gelir yolu gibi tarihe geçmiştir. Bu yüzden önce İslamî açıdan musadere yöntemi üzerinde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Musadere

 Murzi

Murzi Çocuğunu emziren kadın, süt anne; ikibuçuk yaşını doldurmamış çocuğa bir defa da olsa sütünü emziren kadın anlamında bir İslam hukuku terimi. Süt emene "razî" ve "razîa", süt emme sebebi ile meydana gelen süt kardeşliğine de "raza" denir. Murzî'nin hukukî hükmü Kur'an-ı Kerim'in en-Nisa sûresinin 4/123. ayetinde beyan edilmiştir. Bu ayette evlenilmesi haram olan kadınları sayan Allah Teala şöyle buyurur: "... Sizi emziren süt analarınız, süt hemşireleriniz... (ile evlenmeniz) size haram kılınmıştır. " Bu ayetten çıkarılan hüküm, (saç, kollar vs. gibi başkalarının başkasının haram olduğu yerlerine) bakmanın helal, nikahsız haram olmasıdır. Rıza, sebebiyle mirasçı olunamaz. Bir kadının murzi olabilmesi için zat-ı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Murzi