Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Meş'aru'l-haram

Meş'aru'l-haram Meş'ar; bilmek, anlamak, hissetmek anlamındaki "şuur" mastarının yer ismidir. Hissetme, duyma, bilme yeri, hac sırasında ziyaret edilecek yerlerden her biri. Haram da; yasak, haram, saygı duyulan demektir. Meş'aru'l-Haram tamlaması; sözlükte saygıya değer, ibadet alameti taşıyan yer anlamına gelir. Müzdelife'nin başka bir adı yanında, Meş'aru'l-Haram, Müzdelife'de bulunan ve Cebel-i Kuzah da denilen, üzerinde "mikade" adlı silindir biçiminde bir taş olan tepenin adıdır. Önceleri burada odunlarla ocaklar, Halife Harun Reşid zamanında büyük mumlar, sonraları da büyük kandiller yakılırdı. Daha sonra bu kısım üzerine bina yapılmıştır (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1935, I, 723). Müzdelife ve orada bulunan Meş'aru'l-Haram hac ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Meş'aru'l-haram

 Mezi

Mezi Erkeğin hanımı ile oynaşırken, idrar yolundan gelen berrak su. Kadınlarda erkeklerden daha çok görülür. Bu kelime "mezy" ve "meziy" şeklinde de okunabilir. Hatta bazıları "meziyy" şeklinde şeddeli okunmasını daha uygun görmüşlerdir (el-Abadî, Avnul-Ma'bûd Şerh'u Sünen'i Ebi Davud, Medine 1968, I, 354). Mezi, meni gibi şehvetle akmaz. Aktığı zaman, insan tarafından hissedilmez. Mezinin akması ile şehvet kesilmez (Ahmed b. Muhammed b. İsmail et-Tahtavî, Haşiye ula Merakil-Felah Şerhu Nuril-İzah, Mısır 1970, s. 80). Kur'an-ı Kerim'de mezi hakkında herhangi bir bilgiye tesadüf edilememesine karşılık ilgili bazı hadisler bu konu ile ilgili açıklayıcı bilgiler verir. Mikdad b. el-Esved'den nakledildiğine göre, Hz. Ali ona şöyle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mezi

 Mezheb

Mezheb Sözlük anlamı gitmek, izlemek, gidilen yol demektir. Mecazi olarak kişisel görüş, inanç ve doktrin karşılığında da kullanılır. Terim olarak bir müctehidin, dinin ayrıntılarına ilişkin, kendine özgü kural ve yöntemlerle oluşturduğu inanç ya da hukuk sistemini dile getirir. slam tarihinde, mezheb kelimesi genel olarak itikadi, siyasi ve fıkhi görüşlerin hepsi için kullanılmıştır. Buna karşılık siyasi ve itikadi mezhepler daha çok Fırka, Nihle, Makale kelimeleriyle ifade edilmiştir. Fırka (çoğulu fırak), farklı görüşlere sahib insan topluluğu demektir. Nihle (çoğulu nihal), görüş, inanış ve kabul ediş tarzı demektir. Makale (çoğulu makalat), fikir, inanış, görüş ve söz demektir. Çeşitli dinleri belirtmek için de Milel (tekili ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mezheb

 Mezarlık

Mezarlık İçinde toplu halde mezarların bulunduğu yer, kabristan. İnsanlar vefat ettiklerinde hayatta kalanların onlara karşı son görevleri; onları yıkayıp, kefenlemek ve defnetmektir. Müslümanlar ölülerini belli ölçü ve usullerle belli yerlerde defneder ve bunları defnettikleri yerler olan mezarlığa ayrı bir önem verirler. Ölülerin defnedildiği bu mezarlığı temiz tutmak, korumak ve ağaçlarla donatmak hayatta olanlar için bir görevdir. Eskiden kalan ve artık cenaze defnedilmeyen mezarlıkların da bir zaruret hali dışında, kabristan olarak korunması gerekir. Mezarlıkta uyumak, çevresini kirletmek, yaş ot ve ağaçlarını koparmak mekruhtur. Çünkü buradaki yaş bitkiler kendilerine özgü bir şekilde Allah'ı zikrederler. Bu zikir sebebiyle orada yatan iman sahiplerine Allah Teala'nın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mezarlık

 Mezalim Mahkemeleri

Mezalim mahkemeleri İslam devletinde en üst yargı makamı kabul edilen mahkemeler. İslam devletinin adlî müesseselerinden biri olan mezalim,daha adil bir toplum düzeni kurmak gayesiyle ortaya çıkmıştır. Kelime olarak mazlıme, mazleme, kelimelerinin çoğul şekli olduğundan, şöyle tarif edilmektedir: "Zalimleri korku ile yola getirmeye, çekişmeleri azametle, hakları inkardan vazgeçirmeye çalışmaktır" (el-Maverdî, el-Ahkamu's-Sultaniyye, Beyrut 1978, s. 77). Bu bakımdan mezalim önemli bir görev olup; "onun sayesinde zalime karşı mazluma adaleti sağlamak; haklıyı haksızdan ayırmak, güçlüye karşı zayıfı korumak, ülkede adalet esaslarına uyulmasını sağlamakla mümkün olur" şeklinde bir tarif yapılmıştır (Kalkaşandî, Subhu'l-Aşa, Beyrut 1987, VI, 204). Günümüz hukuk anlayışına göre mezalim; istisnaî mahkeme, fevkalade mahkeme, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mezalim Mahkemeleri

 Meyyit

Meyyit Ölü, ölmüş insan. Çoğulu mevta ve emvat olarak gelir. Ayrıca, ölmüş kimse, ölmüş kimsenin bedeni, cenaze anlamındadır. Aslında cenaze, yıkanıp kefenlenmiş, tabutla götürülen naaş; meyyit ise, henüz yıkanıp temizlenmeden önce yatakta serilmiş olan ölüyü ifade eder. Bir fıkıh terimi olarak meyyit, ölmüş, kendisinde yara veya dayak izleri gibi öldürme eseri bulunmayan kimsedir. Böyle dayak ve işkence etkisiyle ölen kişiye de maktûl (öldürülmüş kimse) denir. Cenaze, ölü demektir, cenaze kelimesi ölüm anından defin anına kadar yapılan cenaze merasimi anlamını da ifade eder. İslam'da ölüye karşı dirilerin bazı görevleri vardır. Bu görevlerin yapılmasını Rasulullah (s.a.s) teşvik etmişlerdir. Bu konularla ilgili olarak bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Meyyit

 Mevzu Hadis

Mevzu hadis Vaz'; iskat etmek, koymak, terketmek, iftira etmek, icad etmek anlamında olup; Mevzû' ise, vaza mastarından ism-i mef'ûldur. Hz. Peygamber'in söylemediği bir sözü, yalan ve iftira ile ona nisbet etmek manasını taşıyan bir Usul'u Hadis terimi. Rasulullah (s.a.s), söylemediği halde çeşitli sebeblerle sahabe ve Tabiine izafe edilerek uydurulmuş sanatlı sözlerdir. Mevzû hadisin değersiz ve ehemmiyetsiz olduğunu hesaba katarak, onun, bir şeyi yukarıdan aşağıya atmak manasına geldiğini söyleyen hadis alimleri de vardır(İbnu'l-Arrak, Tenzîhu'ş-Şerîa, Mısır 1375, I,5). Hadis alimlerinin istilahında Hz. Peygamber'in ağzından uydurulan ve ona iftira edilen söz manasında mecazî olarak kullanılan "mevzû" tabiri, "muhtelak" (= icad edilmiş) ve "masnû" (=uydurulmuş) ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mevzu Hadis

 Mevrus

Mevrus Mirasçı olma anlamına gelen, irs ve veraset kökünden ism-i mef'ul; ölen kimsenin geride bıraktığı mal. Buna miras veya terike de denir. Miras bırakana "mûris", mirası almaya hak kazanana "varis", mirasın hak sahiplerine bölüştürülmesini inceleyen ilme de "feraiz" denir. Mevrûs anlamında terike ve tirke; terketmek, bırakmak anlamındaki terk kökünden isimdir. Bir terim olarak terike; mûrisin geride bıraktığı ve mirasçılarına intikal eden şeyleri ifade eder. Hanefîlere göre, terikenin kapsamına giren mal ve haklar şunlardır: a) Menkul ve gayri menkuller, b) Mûrisin alacakları ile lehine tahakkuk etmiş bulunan diyet ve tazminat bedelleri gibi malî haklar, c) Mûrise ait rehin ve satılıp da bedeli ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mevrus

 Mevlid

Mevlid Doğum, doğum zamanı, doğum yeri. Arapça "ve-le-de" kökünden türetilmiş olup Rasulullah (s.a.s)'in doğumuna, bununla ilgili yapılan merasimlere, yazılan eserlere ve Rasulullah (s.a.s)'ın doğduğu eve de "mevlid" denilmektedir. Halk arasında yanlış olarak "mevlud" ve "mevlüt" şeklinde de kullanılmaktadır. Rasulullah (s.a.s.), Fil yılında, Rebi'ülevvel ayının on ikinci pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir (İbn Sa'd,et-Tabakatul-Kübra, Beyrut, t.y. I, 100-101). Bu, miladî takvime göre, 571 yılının Nisan ayının yirmisi olarak hesaplanmıştır. Onun doğduğu ev, Beytullah'ın doğusundaki Safa tepesinin yanında Mevlid sokağı diye adlandırılan yerdedir. Rasulullah (s.a.s.), doğduğu gece, bir takım mucizevî olaylar zuhur etmiş; Kisranın sarayındaki burçlar çatlamış, bin yıldan beri yanmakta olan ateşgedelerindeki ateş ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mevlid

 Mevlevilik

Mevlevilik Mevlana Celaleddin Rumi'nin (d. 1184 Belh, Horasan-ö. 1273 Konya) düşünceleri çevresinde kurulan tarikat. Babasının düşüncelerini sistemleştirdiği ve tarikat biçiminde örgütlendirdiği için Mevlana'nın oğlu Sultan Veled (ö. 1312) Mevlevilik'in asıl kurucusu ve ikinci piri sayılır. Mevlana'nın hayatı boyunca tarikatlara özgü birtakım kurallara uymadığı, kendisine bağlananlar için özel kurallar koymadığı bilinmektedir. Sözgelimi kendisine bağlananlar için ne bir giriş töreni düzenler, ne de belli bir zikir öngörürdü. Diğer tarikatlar gibi özel giysilerle ayrılma yoluna da gitmemişti. Bilinen başlıca uygulaması müridliğe kabul edilenlerin saç, sakal, bıyık ve kaşlarından birkaç kıl kesmek, kendisine halifelik verilenlere de bugün hırka denilen geniş kollu, yakasız, önü açık bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mevlevilik