Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiMescid-i AksaMescid-i aksa
El-Mescidü'l-Aksa, Kudüs'te eski Süleyman mabedinin
bulunduğu yerde inşa edilmiş olan camiin adı. "En
uzak mescit" anlamına gelen bu tabire ilk olarak Kur'an-ı
Kerîm'in Mirac'la (bk. "rnirac" "İsra" ve
"İsra Suresi" maddeleri) ilgili olarak şöyle yer
verilir: "Kulu Muhammed'i, gece vakti, ayetlerimizden bazılarını
göstermek için El-Mescidü'l-Haram' dan, çevresini mübarek kıldığımız
el-Mescidü'l-Aksa ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
O, her şeyi işitir ve görür" (el-İsra, 17/1).
Mescid-i Aksa'ya "İliya" veya günahlardan
temizlenme yeri anlamında "Beyt-i Makdis" yahut "Beyt-i
Mukaddes" adı da verilmiştir. Beyt-i Makdis, İbranice
"bethammikdaş" kelimesinden alınan ilhamla
kullanılmış olup "Mabed" anlamına gelir ve
bununla Hz. Süleyman'ın mabedi kastedilir (ez-Zerkeşî,
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mescid-i Aksa MescidMescid
Secde edilen yer, namazgah, cami yerine kullanılan
namaz yeri. Aşırı saygı göstermek, alnını
yere koymak, baş eğmek, eğilmek anlamlarına gelen
"sücûd" masdarından yer ismi. Çoğulu "mesacid"
mescitlerin büyüğüne "cami" denir. Çoğulu "cevami''dir.
Cami; toplayan toplayıcı demektir. Beş vakit namazda cuma
ve bayram namazlarında mü'minleri bir araya topladığı
için bu isim verilmiştir. İbadet edilen yer, tapınak
anlamında "ma'bed" ve çoğulu "meabid" de
kullanılır. Türkler Anadoluda, ibadethanelerin büyük yapıda
olanlarına "cami" küçüklerine ise "mescit" adını
vermişlerdir.
Yeryüzünde kurulan ilk mescit Kabe-i Muazzama'dır.
Allahu Teala şöyle buyurur: "İnsanlar için yeryüzünde
kurulan ilk ev Mekke'de bulunan mübarek ve alemler için bir hidayet
kaynağı olan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mescid MesbukMesbuk
İmama birinci rekatte yetişemeyen ve daha
sonraki rekatlerde ona uyan kimse. Namaza sonradan yetişen kimse
birinci rekattan sonra ve son oturuşta imam selam vermeden önce
imama uyan kimse cemaatle kılınan namaza yetişmiş olur
ve mesbûk hükümlerine tabi bulunur. Bu duruma göre mesbuk, iki rekatlı
namazda ikinci rekat ve son oturuşta; dört rekatlı namazda
iki, üç ve dördüncü rekatta veya son oturuşta üç rekatlı
namazda ise; iki ve üçüncü rekatlarda veya son oturuşta imama
uyan kimsedir.
Mesbûk hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır:
Mesbûk, imama sesli okunan bir rekatta yetişmişse
"Sübhaneke"yi okumaz, tekbir alıp, susar. İmam ile
birlikte son oturuşta yalnız "et-Tehiyyat"ı okur,
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mesbuk Mesalih-i MürseleMesalih-i mürsele
"Mesalih", yerine göre gerekli olan iş,
söz, davranış, iyilik, düzen, barış yolu, karlı
iş, uygun iş anlamındaki "Maslahat" kelimesinin
çoğulu; "Mürsele", "Resele" den türetilmiş
olan "İrsal" masdarından ism-i mef'ul olup,
salıverilmiş, başıboş
bırakılmış, kayıt ve şarta
bağlanmamış şey; "Mesalih-i Mürsele" her
hangi bir kayda bağlı olmayan maslahatlar anlamında bir
İslam hukuku terimi. Mesalih-i Mürsele yerine Maslahat-i Mürsele
terimi de kullanılır.
Mesalih-i Mürsele ile isdidlal etmeye "İstislah"
denilir. İstislahın sözlük anlamı, maslahat bulunan yönü
almak, bir şeyin ıslahını, düzeltilip iyi bir duruma
getirilmesini istemektir. İstislah terimi, Mesalih-i Mürsele anlamında
da kullanılır. Mesalih-i Mürsele'nin istilahî anlamı;
hakkında nass, icma ve kıyas ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mesalih-i Mürsele Meryem SuresiMeryem suresi
Kur'an-ı Kerim'in on dokuzuncu sûresi. Doksan
sekiz ayet, dokuz yüz altmış iki kelime ve üç bin sekiz yüz
iki harften ibarettir. Fasılası elif, dal, mim ve nun
harfleridir. Mekkî sûrelerden olup, Fatır sûresinden sonra nazil
olmuştur. Elli sekiz ve yetmiş birinci ayetleri Medenîdir. Adını
onaltıncı ayetinde geçen Meryem kelimesinden almıştır.
Sûrenin gayesi, Mekke'de inen diğer sûrelerde
olduğu gibi, Yüce Allah'ın kendisine layık olmayan
şeylerden uzak olduğunu ifade ederek, tevhid inancını
yerleştirmek, öldükten sonra dirilmeyi ve ahirette hesaba
çekilmeyi ispat etmektir.
Yüce Allah, insanların ve diğer
canlıların üreyip çoğalmalarını bir takım
biyolojik kanunlara bağlamıştır. Bu kanunlar hiç değişmeden
aynen devam ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Meryem Suresi MerveMerve
Mekke'de Beytullah'ın yanında bulunan tepe.
Parça taşlardan oluştuğu için arapça "çakıl
taşı" anlamında "Merve" adı
verilmiştir.
Alûsî ise, beyaz yumuşak bir taş çeşidinden
olduğunu söylemektedir (el-Alûsî, Rûhul-Me'anî, Kahire, t.y.
II" 25). Kur'an-ı Kerîm'de bu tepenin, Safa tepesi ile birlikte
Allah Teala'nın şe'arinden oldukları zikredilmektedir:
"Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın
şeairi (nişaneleri)indendir" (el-Bakara, 2/158). Hac veya
umre esnasında Beytullah tavaf edildikten sonra, bu iki tepe
arasında sa'y yapılır. Safa, Merve tepesinin tam
karşısında bulunmaktadır. İkisi arasında ise
Kudayd denilen çukur bir bölüm yer alır. Burada, üzerinde
İslam'dan önce Evs ve Hazrec'liler'in putları olan
Menat'ın bulunduğu ve oradan Kudayd'a inilen Müşellel
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Merve MerhunMerhun
Rehin akdine konu olan mal. Rehin, bir İslam
hukuku terimi olarak; alacağı teminat altına almak ve
borcun bir an önce ödenmesini sağlamak amacıyla borçlunun bir
mal üzerinde, gerektiğinde alacaklıya onu satarak
alacağını alma imkanı sağlayan bir akittir.
Alacaklıya veya yed-i emine rehin olarak verilen mala ise "merhûn"
denir. Rehin yapılan mal, akdin esasını teşkil
ettiği için bu malda bir takım özelliklerin bulunması
gerekir.
Rehin yapılacak şeyin, satıma
elverişli olması, akit sırasında mevcut
bulunması, bilinen ve teslim edilebilir nitelikte olması
gerekir. Rehin akdi sırasında mevcut olmayan veya meçhul
bulunan, domuz, içki gibi gayr-i mütekavvim olan mallar rehin akdine
konu olamazlar. Çünkü ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Merhun MerhametMerhamet
Acıma, esirgeme, koruma, sevgi gösterme, yardım
etme. İnsanı başkalarına iyilik ve yardım etmeye
yönlendiren acıma duygusu. Tüm yaratılmışlara sevgi
ile yaklaşma, onları kötülüklerden koruma ve kurtarma, zor
durumlarında yardım etme, bağışta bulunma,
affetme gibi iyi huy ve davranışların başlıca
nedenidir. Kaynağı Allah'tır. İnsanlardaki merhamet,
Allah'ın rahmet ve merhametinin bir tecellisi, bir
yansımasıdır.
Allah'ın en önemli niteliklerinden birisi
merhametidir. Bu niteliğini ifade eden Rahman ve Rahim
adlarının Kur'an'da Allah ve Rab adlarından sonra en çok
anılan adlar olması, Allah'ın merhamet niteliğinin
önemini ve sonsuzluğunu gösterir. Allah bu niteliği nedeniyle
besleyip büyütür, ödüllendirir, nimetler bağışlar, suçları
affeder, peygamberler aracılığı ile insanlara
doğru ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Merhamet Merfu HadisMerfu hadis
Kaynağı Hz. Peygamber (s.a.s) olan bütün
söz, fiil ve takrirler için kullanılan hadis terimi.
Merfû lügatta, yükseltilmiş demektir. Hadis
ıstılahında, Hz. Peygambere nisbet olunan söz, fiil,
takrir ve sıfatlara "merfû hadis" denir. Merfû hadisin
senedi muttasıl veya munkatı' olabilir. İsnattan sahabî
düşerse mürsel olur. Sahabeden başka bir ravi düşer veya
müphem bir ravî zikredilirse o hadise munkatı' denir.
Peşipeşine iki ravi atlanmışsa mu'dal ismini alır.
Her üç halde de isnad munkatıdır ama hadis yine merfûdur.
Zira bir hadisin merfû oluşu, isnadının kesintisiz olarak
Hz. Peygambere ulaşması yönünden değil, metnin ona izafe
edilmesi bakımındandır.
Bir haberin Hz. Peygambere nisbet edilmesi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Merfu Hadis Menn Ve SelvaMenn ve selva
İsrailoğullarının
Mısır'dan çıkartıldıkları zaman, Allah
tarafından kendilerine gönderilen iki çeşit yiyecek. "Menn"
bir çeşit helva; "Selva" ise, bıldırcının
adıdır.
Mûsa (a.s), kavmini Firavun'dan kurtardıktan
sonra, Filistin'e yöneldi. Ken'an diyarı da denilen bu bölgede, o
zaman Amalıkalılar zorba bir topluluk olarak yaşamakta idi.
Mûsa (a.s), İsrailoğullarına Amalıkalılarla
savaşıp, Allah Teala'nın kendilerine vadettiği
mukaddes topraklara girmelerini emrettiği zaman onlar,
tabiatlarına yerleşmiş olan nifak, çirkeflik ve ihanet
örneklerinden birini göstererek, Allah'ın
cezalandırmasına müstehak olmuşlardı. Olay
Kur'an-ı Kerimde şöyle anlatılır: "Ey kavmim!
Allah'ın size takdir ettiği mukaddes yere girin. Geriye dönmeyin,
yoksa hüsrana uğrarsınız. Kavmi ona: "Ey Musa! onlar
orada oldukça biz ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Menn Ve Selva |