Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Maşaallah

Maşaallah Arapça bir dilek ifadesi. Üç kelimeden meydana gelmiştir. Bunlar, ismi mevsul olan "ma": Türkçe'de dilemek manasına gelen "şae" ve bu fiilin faili (öznesi) olan Lafza-i Celal yani "Allah" lafzıdır. "Ma-ş-Allah" Kavramının dilimizdeki karşılığı ise, "Allah'ın dilediği şey veya Allah'ın dilemesi" demektir. Dilimizde bu kavramın başka bir biçimi de kullanılmaktadır. Bu da Allah dilerse manasına gelen "inşallah" kavramıdır ki "maşallah" lafzından mana yönüyle farklılık arzeder. "Maşallah", daha ziyade, Allah'ın istediği gibi, Allah nazarından saklasın, ne güzel gibi manalara gelmektedir. Bununla birlikte, maşallah, hayret ve memnunluk da ifade etmektedir. Ayrıca, nazar değmemesi için çocukların üzerlerine iliştirilen nazarlıkların üzerinde de maşallah lafzı yazılmıştır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Maşaallah

 Mazmaza

Mazmaza Yıkama, çalkalama, suyu ağızda çalkalayarak hareket ettirme. Gusül abdestinde suyu ağzın her tarafına ulaştıracak şekilde çalkalama anlamında bir fıkıh terimi. Mazmaza gusülde farz, namaz abdestinde ise sünnettir. Cünüplükte veya kadının ay hali yahut lohusalık halinin sona ermesi durumunda gusül abdesti farz olur. Guslün farzları üçtür: a) Mazmaza; ağıza su verme, b) İstinşak; buruna bolca su verme ve dışarı çıkarma, c) Bütün bedeni hiç bir yer kuru kalmaksızın bir defa yıkama. Ağız ve burun gusül abdestinde yıkanması gereken bedenin bütününden sayılmıştır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin" (el-Maide, 5/6) buyurulmuştur. Bedenin her tarafının temizlenmesi, bir güçlük olmaksızın suyun ulaşabileceği yerleri ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mazmaza

 Mazlum

Mazlum Zulme ve haksızlığa uğramış, hakkı gasbedilmiş, ezilmiş, müstazaf; hakkını arayamayan pasif kimse. Zulüm, haksızlık, acımasızca davranma ve eziyet etme anlamlarına gelir. "Cevr" de aynı anlamdadır. "Bir şeyin layık olduğu yerden başka bir yere konulması" diye tanımlanmıştır. Zıddı "adalet"tir. Zulüm, hakkı sahibinden zorla almak; adalet ise, hakkı sahibine vermektir. Kur'an'da en çok geçen kavramlardan birisi "zulüm"dür. Bu kökten türeyen "zalim, zulumat" gibi kelimeler hariç yalnız beş yerde "zulmedilenler" ifadesi geçer, ise bir yerde "mazlum" kelimesi kullanılır (el-İsra 17/33), İslamda günahların en büyüğü zulüm ve halka zarar vermektir. Allah, zalimleri lanetlemiştir: "İyi bilin ki Allahın laneti zalimlerin üzerinedir" (Hûd 11/18). Allah adaleti ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mazlum

 Maun Suresi

Maun suresi Kur'an-ı Kerim'in yüz yedinci suresi. Yedi ayet, yirmi beş kelime ve yüz on beş harften ibarettir. Fasılası, nun ve mim harfleridir. Kûfelilerin dışındakiler altı ayet olduğu görüşündedirler. Mekkî veya Medenî olduğu hakkında değişik rivayetler vardır. Surenin tamamı münafıklardan ve riyakarlardan söz ettiği için Medenî olduğu görüşü daha kuvvetlidir. Mekke döneminde müslümanların gösteriş için namaz kılarak nifakta bulunmaları söz konusu değildir. Çünkü Mekke döneminde müslümanlar, Allah'a ibadet ettikleri için çileli bir hayat yaşıyorlardı. Bu şartlar altında onların namaz kılarak gösterişte bulunabileceklerini düşünmenin bir anlamı yoktur. İslam, Medine'de hakim güç olduğu için, bir takım kimseler müslümanların arasında, cemaatle kılınan namazlara katılarak, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Maun Suresi

 Matüridiyye

Matüridiyye İslam akaidinde imam Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Matüridiyye nisbet edilen mezhep. İmam Ebu Mansur el-Maturidinin akaiddeki mezhebine mensub olanların meydana getirdiği topluluğa Matüridiyye denilir. Alemü'l-Huda, İmamü'l-Huda ve el-Mütekellim lakablarıyla da anılan Matüridi takriben 238/852'de Maveraünnehir'de bulunan Semerkand'ın Matürid köyünde doğmuştur. 333/944'te Semerkand'da vefat etmiştir. O, İslama çok değerli hizmetler vermiş öncü İslam alimlerinin başında gelir. Maveraünnehir'de Ehli Sünnet'e nisbet edilen Kelam ekolünün kurucusu ve mümessilidir. Ehli Sünnet kelamının Irak'taki mümessili ise Ebul Hasen el-Eş'arî'dir (v. 324/936). Maturîdinin yaşadığı çağda, ilim ve edebiyata hizmet etmiş olan Samanoğulları devleti (844-999) hüküm sürmekteydi. Bize kadar gelen Te'vilatu'l-Kur'an ve Kitabü't-Tevhîd gibi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Matüridiyye

 Matuh

Matuh Bunak, bunamış. Ateh kökünden türemiş arapça bir isim; aklın olayları doğru bir şekilde anlayıp idrak etmesine engel olan bir hastalık. Buna dilimizde "bunaklık" veya "bunama" denir. Bu hastalık, çoğunlukla yaşlılarda görülür. Bunama ve akıl hastalığı İslam hukukunda kişinin eda ehliyetini etkileyen semavî arızalardandır. Bunama ile akıl hastalığı arasındaki fark; birincide sükunet ve durgunluk; akıl hastalığında ise heyecan ve taşkınlık hakimdir. Bazı İslam hukukçuları, bunaklıkla akıl hastalığının aynı türden olduğunu, diğer bir deyişle, bunların aynı türün iki farklı mertebesi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Buna göre, aklından özürü bulunan bir kimse, eğer hiç bir şeyi düşünüp kavrayamayacak bir durumda ise ona "akıl hastası"; ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Matuh

 Materyalizm

Materyalizm MATERYALİZM Allah ve kainattaki herşeyi madde ile izah etmek isteyen ve alemde bir gaye, bir şuur ve bir irade görmeyen, toplum hayatını ve fertler arasındaki ilişkileri ve davranışları belirleyen faktörün madde olduğunu iddia eden düşünce sistemi. Avrupa'nın hayatında materyalist görüş, Avrupa Rönesansı kadar eskidir. Hatta onun eski Grek felsefesinde ve Hristiyanlıktan önceki Roma yaşayışında, bazı yönleriyle bundan daha derin izleri vardır. Aslında Avrupa Rönesans hareketi, dine düşmanlık esası üzerine yükselmiştir. Rönesans, karşı durduğu ve kendisinden sıyrıldığı Hristiyanî-dinî temeller yerine, Grek ve Romen temellere dönerek onlardan destek bulmaya çalışmıştı. Rönesans düşüncesi bir taraftan "hümanist" (insancıl), diğer taraftan da dünya hayatına yönelik ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Materyalizm

 Matem

Matem Ölen kimsenin veya kaybolan şeyin ardından üzülme ve ağlama, yas, acı ve üzüntü. Cahiliye devrinde kocası ölen kadın, bir yıl mağaramsı bir kulübeye kapatılır, kimseyle temas etmez, yıkanmaz, saçlarını taramaz, tırnaklarını kesmezdi. Hatta bu devir Araplar arasında, ölümünden sonra kendisi için bağıra çağıra, iyiliklerinin sayılarak ağlanmasını vasiyet edenler bile vardı. Böyle yas tutmayı Hz. Peygamber (s.a.s) yasaklamış, sadece ölenin hatırasına hürmeten yakın akraba için üç gün, koca için de dört ay on gün bir nevi yas tutmayı meşru kılmıştır. Bu konuyla ilgili olarak bir hadiste şöyle buyurulur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadının kocasından başka bir ölü için ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Matem

 Masumiyet

Masumiyet Suçsuz, günahsız, kabahatsiz, anlamına gelen bir terim. Masumiyet, suçsuzluk demektir. İsmet de bu anlamdadır. Allah Teala'nın peygamberlerine en büyük lütuflarından biri ismet (masumluk)tur. İsmet, peygamberlere mahsus bir sıfattır ki, bu ilahî nimet ve ihsan sayesinde peygamberler her türlü günahları işlemekten değerlerini düşürecek fiillerden korunmuşlardır. İsmet, peygamberlerin irade, ihtiyar ve kudretlerini gidermez. İhtiyar ve kudretleri baki kalmakla beraber, devamlı olarak günahtan kaçıp taatte olurlar. Şia'ya göre, peygamberlerin, doğumlarından itibaren; Mutezilenin çoğunluğuna göre, bulûğ çağından itibaren; Mutezileden Ebul-Hüzeyl (v. 235/849) ve Ebu Ali el-Cübbaî (303/916) ite Ehl-i sünnet'in çoğunluğuna göre ise, peygamber olarak gönderildikten sonra masumiyetleri vaciptir. Peygamberlerin masumiyetlerini dört yönde incelemek ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Masumiyet

 Masum

Masum imam Şia'nın suçsuz ve günahsız imam anlamında kullandığı bir terim. Şia, imamları, peygamberlerin yerine geçen, onların vazifelerini yüklenen, Allah'ın kullarına karşı hücceti olan kimseler olarak görür. Peygamberler gibi imamların da, büyük küçük her türlü günahlardan masum olduğunu, hiç bir zaman günah işlemediklerini ileri sürer (İbn Babeveyh el-Kummi, Risaletu İ'tikadati'l-İmamiyye, Trc. Ruhi Figlalı,109.113; el-Mürteda, Tenzihü'l-Enbiya, 2, 3, 10). Fakat peygamberler gibi imamların da takiyyeten günah işlemelerinin caiz olduğunu söyler. İslam ümmeti içinde, Şia fırkası dışında hiç bir kimse imamın masum olduğunu kabul etmez (el-Eşarî, Makalatü'l-İslamiyyin,I,116; Abdul-Kahir el-Bağdadî, Usulü'd-Din, 277; eş-Şehristanî, el-Milel ve'n-Nihel, I, 195). Şia'ya göre; imamet, peygamberliğin bir parçası ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Masum