Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiMalMal
Bir kimsenin sahip olduğu şey; menkul ve
gayr-i menkul varlık, servet.
Mal terimi Arapçada önceleri altın ve gümüş
için kullanılırken, kapsamı genişlemiş, nakit
para, menkul ve gayrimenkul mallardan maddî değeri olan herşeyi
şumülüne almıştır. Çoğu "emval"dir.
Aynı kökten mal verme anlamında "temvîl", mal sahibi
olma anlamında "temevvül" terimleri kullanılmıştır.
Bu kelimenin, donuk bir kelime olmayıp, ismi mevsul "ma"sı
ile, mülkiyet ifade eden "li" harfi cerri ve birinci tekil
şahsa ait "y" zamirinden olmuş "malî" yani
"bana ait olan şeyler" anlamında bir terim
olduğu, kısaltma sonucunda "mal" şeklini
aldığı belirtilmiştir (İbn Manzûr,
Lisanü'l-Arab, XI, 636; İbnü'l-Esîr, en-Nihaye, mal maddesi;
Fahri Demir, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mal Maklub HadisMaklub hadis
İsnatta veya metinde isim ve ibarelerin yerlerinin
değiştirilmesiyle ortaya çıkan hadis türü. Maklûb,
lügatta "tersine çevrilmiş, altı üstüne veya içi dışına
döndürülmüş, değiştirilmiş, başka bir
şekle sokulmuş" anlamlarındadır.
Hadis ıstılahında; ravi zincirindeki
bir şahsın isminin önce geçmesi gerektiği halde sonra,
sonra geçmesi gereken ismin de önce zikredilmesi veya aynı
şeyin hadis metni üzerinde yapılması halinde ortaya çıkan
hadise maklûb hadis denilmektedir. Yani ravi, gerek senette ve gerekse
metindeki bilgilerin yerlerini değiştirip hadisi birbirine
karıştırmakta ve alt-üst etmektedir. Maklûb hadis sahih
olarak rivayet edildiği şekilden başka bir hale
sokulduğu için, muhaddisler bu tür hadisleri zayıf hadislerden
saymışlardır. Maklûb hadisin zayıf
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Maklub Hadis Makam-ı MahmudMakam-ı mahmud
Övülen makam, ahirette Hz. Peygamber (s.a.s)'e
verilecek olan makam. Bu makam onun önce bütün insanlara umumî; sonra
da kendi ümmetine hususi surette şefaat edeceği makamın
adıdır (Suyûtî, el-Hasaîsu'l-Kübra, Beyrut 1405/1985, II,
378).
İmam Taberî'nin rivayet ettiği bir Hadiste
Hz. Peygamber (s.a.s), Makam-ı Mahmud ümmetime şefaat
edeceğim bir makamdır" buyurmuştur. İmam Tirmizî'den
gelen bir rivayette de Hz. Peygamber (s.a.s)'e Makam-ı Mahmud
sorulmuş; "O şefaattir" cevabını
vermiştir. Şefaat ise, Kadı İyaz'ın ifadesine göre
ya hesabı kolaylaştırıp kulun affını veya
derecesinin yükselmesini sağlamaktır.
"Gecenin bir vaktinde sana mahsus bir nafile namaz
kılmak üzere uyan, belki böylece Rabbîn seni övülmüş bir
makama (makam-ı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Makam-ı Mahmud Makam-ıMakam-ı ibrahim
Hz. İbrahim'in Kabe'yi inşa ederken bina ve
inşaatı kontrol etmek maksadıyla üzerine çıktığı
yerden hafif yüksek bir taş ve taşın bulunduğu yer.
İbn Abbas (r.a)'ın anlattığına
göre; Hz. İbrahim (a.s), Mekke'ye geldiğinde Allah'tan Kabe'yi
inşa konusunda emir almıştı. Daha önceki
ziyaretlerinin aksine bu sefer görevli olarak gelmişti. Durumu
oğlu İsmail'e anlattı. Ondan kendisine yardım etmesini
istedi. Beraberce Beytullah'ın temellerini kazmaya
başladılar. Kur'anın ifadesine göre temelleri kazarken
şöyle dua ediyorlardı: "Ey Rabbimiz, senin rızan için
yaptığımız bu işimizi sen kabul buyur. Şüphesiz
ki, daima işiten ve daima bilen sensin, ancak sen" (el-Bakara,
2/127).
Temelleri kazınca hemen duvarların
yapımına başladılar. Hz. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Makam-ı Maide SuresiMaide suresi
Kur'an-ı Kerim'in beşinci suresi. Medenî
surelerdendir. Yüz yirmi ayet, bin sekiz yüz dört kelime ve on bir bin
dokuz yüz otuz üç harften ibarettir. Fasılaları, ra, lam,
nun, ba, dal harfleridir. Hudeybiye gününden başlayarak peyderpey
nazil olmuştur. Nüzül sırası Fetih suresinden
sonradır (ez-Zemahşeri, el-Keşşaf, Beyrut, t.y., I,
600).
Adını yüz on ikinci ayetinde geçen "maide"
kelimesinden almıştır. Bu adı almasının
özel bir sebebi yoktur. Maide isminin ayette geçiş şekli
şöyledir: "Hani, havariler: "Ey Meryem oğlu İsa!
Rabbinin, gökten bize bir sofra (maide) indirmeye gücü yeter mi?"
demişlerdir...!" Sure; Ukud, Munkıze ve Müba'sire adlarıyla
da anılmaktadır.
Sure, İslam itikadının
yayıldığı, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Maide Suresi MahşerMahşer
İnsanların toplandığı yer
anlamında "Ha.şe.re" fiilinden ismi mekan.
İkinci sûr'a üflendikten (nefha-i saniyeden) sonra insanların
hepsinin diriltilerek kabirlerinden kalkıp muhakeme edilmeleri için
toplandıkları yer anlamına gelir. Mahşere "mevkıf"
(insanların muhakeme olunmak üzere toplanacağı yer) zamana
da "Yevmü'l-haşr" denilir. Şöyleki: Birinci nefhada
(sûr'a ilk defa üflendiğinde) Allah'ın kalmasını
dilediği melekler müstesna, canlıların hepsi ölecek,
yerin ve göklerin nizamı bozulacaktır. Sonra göklerin ve genişletilen
yerin nizamı başka bir şekilde sağlandıktan sonra
ikinci nefha esnasında (sûr'a ikinci defa üfürülünce) her insan
ve cinnin ruhları, diriltilen bedenleri ile birleşir. Yani
ruhları, diriltilen bedenlerine taallûk eder. "Birinci defa
sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere,
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mahşer MahremMahrem
Saygıya ve gizlenmeye değer şey,
kendileriyle evlenmek haram olan yakın hısım, İslam'ın
kendileriyle evlenilmesini yasakladığı belli
hısımları ifade eden bir fıkıh terimi. Çoğulu
meharim gelir.
Evlenme engelleri mutlak ve nisbi olmak üzere ikiye
ayrılır. Birincisi hiç bir şekilde ortadan kalkmayan sürekli
engeller olup, bazı yakın nesep hısımları ile,
evliliğe bağlı sıhri hısımlar ve süt hısımları
bu gruba girer. Din ayrılığı, iddetli olma ve evli
bulunma gibi engeller ise geçici ve nisbi olup, bu vasıflarda
değişiklik meydana gelince engel kalkar. Mahrem sayılan
nesep hısımları Kur'an-ı Kerim'de şöyle
belirlenmiştir: "Size, annenizle, kızlarınızla,
kız kardeşlerinizle, halalarınızla, teyzelerinizle,
kardeş kızlarıyla, kızkardeş
kızlarıyla, sizi emziren ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mahrem MahkumMahkum
Hükümlü; "Mahkûmun aleyh"in kısaltılmışı
olarak, aleyhine yargı kesinleşmiş olan; işlediği
suçun karşılığında hakim tarafından
belirli bir cezaya çarptırılmış kişi.
Ceza kovuşturması adı verilen bir dizi
soruşturma sonunda ceza mahkemesi tarafından sanık
hakkında verilen karara mahkûmiyet kararı denir. Herhangi bir
suçtan dolayı hakkında dava açılmış kişi,
mahkûmiyet kararından önce sanık (maznun) durumundadır.
Sanık hakkındaki kovuşturma genellikle
tutuksuz olarak yapılır. Ancak isnad edilen suçu işlediğine
dair aleyhinde kuvvetli deliller bulunan sanıkların hürriyetleri
bazı şartlar altında hükümden önce de kısıtlanabilir,
ki, buna tutuklama (tevkif) denilir.
Bir dava veya yargılama sonunda hakimin vermiş
olduğu karara hüküm denir. Hükümle ilgili olarak şu
kavramlar ortaya çıkmaktadır: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mahkum MahkumMahkum
Hükümlü; "Mahkûmun aleyh"in kısaltılmışı
olarak, aleyhine yargı kesinleşmiş olan; işlediği
suçun karşılığında hakim tarafından
belirli bir cezaya çarptırılmış kişi.
Ceza kovuşturması adı verilen bir dizi
soruşturma sonunda ceza mahkemesi tarafından sanık
hakkında verilen karara mahkûmiyet kararı denir. Herhangi bir
suçtan dolayı hakkında dava açılmış kişi,
mahkûmiyet kararından önce sanık (maznun) durumundadır.
Sanık hakkındaki kovuşturma genellikle
tutuksuz olarak yapılır. Ancak isnad edilen suçu işlediğine
dair aleyhinde kuvvetli deliller bulunan sanıkların hürriyetleri
bazı şartlar altında hükümden önce de kısıtlanabilir,
ki, buna tutuklama (tevkif) denilir.
Bir dava veya yargılama sonunda hakimin vermiş
olduğu karara hüküm denir. Hükümle ilgili olarak şu
kavramlar ortaya çıkmaktadır: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mahkum MahkemeMahkeme
Haksızlıkların önüne geçilmesi,
İslam toplum düzenini bozacak türdeki davranışların
ve zulmün yok edilmesi görevini yerine getiren, bütün hukuk ve ceza
davalarını çözüme kavuşturan müessese. Arapça "hüküm"
kelimesinden türemiş olup, lügatta "hüküm verilen yer"
anlamında kullanılmaktadır.
İslam'da mahkemelerin ortaya çıkışı,
Medine'ye hicret ile başlamaktadır. Mekke döneminde
müslümanlar, siyasî bir otoriteye sahip olmadıklarından, bu dönemde
bir yargı kurumundan söz etmek mümkün değildir. Adlî
düzenin kurulabilmesi için kaçınılmaz olan maddî iktidar,
Medine'ye hicretten sonra bir İslam devletinin kurulmasıyla
elde edilmişti. Medine'de devlet başkanı, aynı zamanda
kaza organının da başı olan Resulullah ilk zamanlar,
kaza fonksiyonunu bizzat yerine getiriyor; her türlü ihtilaf ve davalar
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Mahkeme |