Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiKutsal EmanetlerKutsal emanetler
Topkapı Sarayı'nın "Hırka-i
Saadet Dairesi" olarak adlandırılan bölümünde muhafaza
edilen, Hz. Peygamber (s.a.s), yakınları, peygamberler ve
Ka'be'ye ait eşyalar. Bu eşyalara "Emanat-ı
Mukaddese" veya "Emanat-ı Mübareke" adı
verilmiştir. Eşyalar, yakın zamana kadar Yavuz Sultan Selim
tarafından yaptırıldığı sanıları
fakat sonradan Fatih Sultan Mehmed'in yaptırdığı
anlaşılan, Topkapı Sarayının "Üçüncü
Yer" veya "Üçüncü Avlu"sunun batı
kısmında Harem Dairesinin Kuzey ucundaki odada
korunmaktadır. Kare şeklinde, dört kubbeli ve etrafı
revnaklarla çevrili olan oda önceleri "Has Oda" olarak tanınmakta
idi. Mukaddes Emanetleri koruma görevini yüklendikten sonra onların
en değerlisinin adına izafeten "Hırka-i Saadet
Dairesi" denildi. Sedefkar Vasıf tarafından
yapılmış nefis sedef kakmalı kapısından
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kutsal Emanetler KusmaKusma
Midede bulunan maddelerin zorlamalı biçimde ağızdan
dışarıya atılması. İstifra ve kay'da denir.
Kusulan maddeye kusmuk ya da kusuntu adı verilir. Kusma insan
bedenindeki bir rahatsızlığın göstergesidir. İslam
hukukunda orucu bozup bozmaması açısından incelenir.
Kusma, midenin içindeki maddelerden kurtulmak için
sinirler yoluyla gösterdiği bir tepkidir. Bu tepkinin bir çok
nedeni olabilir. Taşıt tutması, içki, bağırsak
tıkanması, iç kulak hastalıkları, kafa
travmaları ve apandisit bu nedenlerin en önde gelenleridir. Daha
birçok hastalık ve rahatsızlık da kusmalara neden olabilir.
Kusmanın başlangıcında ince
bağırsağın üst bölümü, ardından mide
kapısı (pilor) ve midenin onikiparmak
bağırsağına açıları bölümü şiddetle
kasılır. Bunun sonucunda ince bağırsağın
üst bölümü ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kusma KuruKuru
Hayız, hayızdan temizlik (tuhr).Kurû',
el-kar'ü kelimesinin çoğulu. Hanefiler ve bir rivayete göre
İbn Hanbel bundan hayız, Şafiî ve Malikîler kadının
hayızdan temizlenme "tuhr" manasını
anlamışlar ve boşanmış kadınların
iddetlerini bu esasa göre hesaplamışlardır.
Ayette şöyle buyurulur: "Boşanan
kadınlar, kendi kendilerine üç kurû' beklerler. Eğer Allah'a
ve ahiret gününe inanıyorlarsa, rahimlerinde Allah'ın
yarattığını gizlemeleri helal olmaz" (el-Bakara,
2/228).
Ayetteki kurû' sözcüğü hayız
anlamında alınınca boşanan kadının iddeti
şöyle hesaplanır: Bu kadın her ay, 6 gün hayız, 24 gün
temizlik (tuhr) hali devam eden bir kadınsa ve temizlik günlerinde
iken boşanmışsa, üçüncü hayzının sona
erdiği tarihte iddetini tamamlamış olur. Bundan sonra
başkasıyla ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kuru KurtubiKurtubi
Ebû Abdullah Muhammed İbn Ahmed İbn Ebî
Bekr İbn Farh el-Kurtubî, Endülüs'ün yetiştirdiği büyük
alimlerdendir.
Kurtuba'da çiftçilikle uğraşan bir ailenin
çocuğu olarak dünyaya gelen Kurtubî öğrenim çağına
girince önce Arapça ve şiir, sonra da Kur'an-ı Kerim öğrendi.
627/1230'da babasının vefatından sonra da tahsiline devam
ederek Rebî İbn Abdurrahman İbn Ahmed (ö. 633/1235), İbn
Ebî Hucce adıyla meşhur olan Ebu Ca'fer Ahmed (ö. 643/1245)
gibi alimlerden dilbilgisi, nahv, belagat, Kur'an ilimleri, Fıkıh
dersleri aldı.
Herhalde Kurtuba ve diğer Endülüs
şehirlerinin Hristiyanların eline geçmesinden sonra, Mısır'ın
İskenderiye şehrine geldi. Mısır'a geliş tarihi
kesin olmamakla birlikte İskenderiye'de, (648/1251) yılında
vefat eden hadis alimi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kurtubi Kursun DökmekKursun dökmek
Nazarla, büyüden ileri geldiği zannedilen
hastalıklarla ruh rahatsızlıklarının giderilmesi
için halk tabakasının baş vurduğu çarelerden birinin
adı.
Büyüye ve nazara uğramaktan ileri geldiği
sanılan hastalıklar ve bunların sebepleri, cin ve perileri
gücendirmekten ibaret telakki edilen dimağı, sinir ve ruh
hastalıklarının giderilmesi için hekimin ve ilacın
etkisi olmayacağı inancı, halk arasında öteden beri
yerleşmiş olduğundan, bu tür hastalıkları tedavî
ettirmek maksadiyle kurşuncu hocaya bas vurmak ve kurşun döktürmek,
her yörede uygulanan eski bir usuldür.
Kurşun, bu işte denenmiş ocaklı ve
izinli ihtiyar kadınlar tarafından dökülür. Ocaklı demek,
kurşun dökücünün daima bu işle uğraşmış
bir aileye mensup olması, izinli demek de, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kursun Dökmek Kureys SuresiKureys suresi
Kur'an-ı Kerim'in yüz altıncı sûresi.
Ayetlerin sayısı Hicazlılara göre beş,
diğerlerine göre dörttür. On yedi kelime ve yetmiş üç
harften ibarettir. Ayetlerin sonlarına ahenk veren fasılaları,
te, şîn ve fe harfleridir. Sûre adını ilk ayette geçen,
"Kureyş" kelimesinden almıştır.
Dahhak ve Kelbî, bu sûrenin Medenî olduğunu söylemişlerdir.
Ama müfessirlerin çoğunluğu sûrenin Mekke'de nazil olduğu
üzerinde müttefiktirler. Sûrenin Mekkî olduğuna "rabbe
haze'l-beyt" ayeti delil gösterilmiştir. Seleften
bazıları bu sûrenin içeriğinden dolayı Fil sûresinin
devamı gibi göründüğünü söylemiş ve bu iki sûreyi
tek sûre olarak kabul etmişlerdir. Fakat ashabın çoğunluğunun
kanaati ve Hz. Osman'ın İslam dünyasının
merkezlerine gönderdiği mushaflarda da bu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kureys Suresi Kureys KabilesiKureys kabilesi
İslam'ın gelişinden önce Mekke
yönetimini elinde tutan ve Hz. Peygamberin de mensubu olduğu kabile.
Hz. Muhammed (s.a.s)'in İslamiyeti tebliğ
ettiği sıralarda Mekke'deki topluluğun tek ceddi kabul
edilen Kureyş'in asıl adının "Fihr", yahut
"Nadr" olduğu söylenir. "Kureyş" kelimesi,
köpek balığı manasına geldiğine göre, bu
muhtemelen totemizm devirlerinin bir kalıntısıdır.
Genel olarak Kureyş kabilesi Kinane kabilesinin bir koludur. Kureyş
kabilesi Hz. Peygamber (s.a.s) devrinde on koldan oluşmuştu.
Bunlar; Nevfel, Zühre, Mahzûm, Esed, Cumah, Sehm, Ümeyye, Haşim,
Teym ve Adiy idi.
Adı Fihr veya Nadr olan ve Kureyş lakabıyla
anıları kişiden itibaren Hz. Peygamber (s.a.s.)'e kadar
uzanan soy kütüğü şu sekilde sıralanır: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kureys Kabilesi KurbanKurban
Muayyen bir vakitte, muayyen bir hayvanı ibadet
maksadıyla usûlüne uygun olarak kesme.
Sözlükte yaklaşmak anlamına gelen kurban,
Allah'a yaklaşmayı Allah yolunda malların feda
edilebileceğini, Allah'a teslimiyeti ve şükrü ifade eder.
hicretin ikinci yılında meşru
kılınmıştır.
Kurban kesmenin meşrûiyeti Kitap, Sünnet ve
icma-ı ümmet ile sabittir. Allah Teala'nın Kur'an-ı
Kerîm'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser,
108/2), Hz. Peygamber s.a.s)'in de "İmkanı olup da kurban
kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın"
(İbn Mace, Edahı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321)
şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve
benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahası kurban kesmenin vacip
olduğu görüşündedirler (Serahsî, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kurban KurayzaogullarıKurayzaogulları
Medine'de yaşamış bir Yahudi kabilesi.
Resûlullah (s.a.s.) Medine'ye hicret ettiği zaman
Yahudiler, küçük nüfus toplulukları halinde Suriye'den güneyde
Yemen ve Umman bölgelerine kadar yerleşik halde
yaşıyorlardı. Fakat onların en kuvvetli oldukları
yer Hayber bölgesiydi. Aynı insan kitlesi Medine (Yesrib)'de de
mevcuttu. Ancak anlaşıldığına göre bunlar, daha
ziyade bir göz yumma ve müsamaha sayesinde buralarda barınmaktaydılar.
Zira Hz. Peygamber'in Medine'de yürürlüğe koyduğu anayasada,
insan unsurunu tayin ve tesbit eden maddeler, Yahudileri, meydana gelen
konfederasyonun müstakil ve otonom kabile toplulukları değil,
Evs veya Hazrec gibi çeşitli Arap kabilelerine mensup, onların
himayesine sığınmış insan toplulukları
olarak tavsif edip göstermektedir (M. Hamidullah, Rasûlüllah Muhammed,
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kurayzaogulları KuraKura
Şans, denemek için çekilen kapalı pusula.
İki ve daha çok kişi arasındaki bir
anlaşmazlığı çözmek veya bir hak yahut görevde
öncelik hakkını belirlemek üzere başvuruları bir yöntem.
İslam'da, bir şeyi bölüşmek, bir
anlaşmazlığa çözüm getirmek veya bir seçim yapmak amacıyla
kur'a çekilebilir.
Hz. Peygamber'in adaleti sağlamak ve ashab-ı
kiramın gönlünü hoş etmek için kur'a yöntemine baş
vurduğu olmuştur. Hicretten sonra Medine-i Münevvere'de pekçok
sahabe Rasûlüllah'ı (s.a.s) misafir etmek isteyince, kur'a çekilmiş
ve böylece Ebû Eyyub el-Ensarî, o büyük insanı misafir etmek
şerefine nail olmuştur (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 414). Hz.
Aişe'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasûlüllah
(s.a.s) bir yolculuğa çıkmak ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kura |