Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Korku Ve Ümit

Korku ve ümit (Arapça'sı Havf ve Reca), mü'minin Allah karşısındaki ruhi durumunu belirleyen ve davranışlarını etkileyen iki duygu. Allah'tan korkmayı ve O'ndan ummayı belirtir, Tasavvufta da iki hal ve makamın adıdır. Genel anlamda korku (havf), insanın başına gelmesini istemediği bir şeye karşı duyduğu endişe; umut (reca) da, elde edilmek istenilen şeye karşı kalbin ilgisidir. Her iki durum da geleceğe yöneliktir ve insanın tutum ve davranışları üzerinde belirleyici bir rol oynar. Bu nedenle mü'minin temel niteliklerinden birisi korku, diğeri de umuttur. Ne var ki korkunun insanı umutsuzluğa (ye's); umudun da kötülükleri önemsiz görmeye götürecek ölçüye ulaşmaması gerekir. Korku kavramı Kur'an'da havf, haşyet, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Korku Ve Ümit

 Korku Namazı

Korku namazı Korku namazıyla, düşman, sel, yangın, yırtıcı hayvan gibi bir engel karşısında bulunan bir cemaatin, iki grup halinde nöbetle kıldıkları namaz. Bu namaz Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerle sabittir. "Yolculuk ettiğinizde, kafirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir sorumluluk yoktur. Zira kafirler size apaçık düşmandırlar. Ey Muhammed! Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bu kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısmı gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Korku Namazı

 Korkaklık

Korkaklık Korkak olma hali, cesaretsizlik, ödleklik. Hz. Peygamber'in: "Allahım! Korkaklıktan sana sığınırım" (Müslim Tercümesi, VII, 188). Buyurması, korkaklığın kötü huylardan olduğunu göstermektedir. Korkak insan, hayal, vehim ve zanların esiri olup her şeyden korkar. Korkaklığı onu güvenilmez yapar. Sabır ve sebat isteyen, cesaret gerektiren savaş ve yolculuk gibi zor işlerde bulundurulamaz, düşmana karşı kendilerine görev verilemez. Korkak insanların can, mal ve namusları daima tehlikededir. Korkakların, bu kötü huylarından kurtulabilmeleri için cesur kimselerle arkadaş olmaları ve onlarla düşüp kalkmaları gerekir. Böylece yavaş yavaş korkuyu üzerlerinden atar, onun kötülüklerinden korunmuş olurlar. Terbiyenin korkak yetişmekteki tesiri büyüktür. Bunun için anne, baba ve öğretmenlerin çok dikkatli ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Korkaklık

 Konfüçyüs, Konfüçyüscülük

Konfüçyüs, konfüçyüscülük KONFÜÇYÜS, KONFÜÇYÜSCÜLÜK Konfüçyüs (Kung Fu-Tzu), M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşadı. Şimdiki Şangtung'un bir kısmı olan Lu eyaletindeki Tsou'da doğdu. Ailesi ve ecdadı hakkındaki bilgimiz sonraki kaynaklara dayanır ve kesinlik taşımaz. Üç yaşında babasını kaybetti. Hayatının ilk yılları büyük zorluklarla geçti. Onbeş yaşından itibaren kendisini ilme adadı. Ondokuz yaşında evlendi ve iki çocuğu oldu. Yirmiyaşında öğrenci yetiştirmeye başladı. Siyasete de ilgi duyuyordu. Eski hakimlerin fazilet ve meziyetlerini yorumlayarak ülkesine barış ve iyi yönetimi getirebileceğine inanıyordu. Onun yönetimde ideali, insanların iyiliğine, insan tabiatının özündeki safiyete, güvene, örnek yaşamanın gücüne dayanıyordu. Ancak entrikasız siyaset o devirde de yürümediğinden o kendi mizacına uyanı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Konfüçyüs, Konfüçyüscülük

 Komünizm

Komünizm KOMÜNİZM Özel mülkiyetin kaldırılmasına ve servetin ihtiyaçlara göre paylaştırılmasına dayalı toplumsal düzen ya da siyasal sistem. Önceleri ütopik bir kavram iken Marx ve Engels'in birlikte oluşturdukları bu dünya görüşü için tarafından yeniden yorumlanarak siyasal bir program haline getirildi. Bu nedenle Marksizm ya da Marksizm Leninizm de denilen Komünizm giderek Marksist-Leninist ilkelerden hareketle komünist bir toplum oluşturmayı amaçlayan tüm siyasal hareketleri de belirtmektedir. Batı düşüncesinde komünist düşüncenin kökleri çok eskilere uzanır. Üretim araçlarının toplumun mülkiyetinde olduğu, sınıfların ve devletin tümüyle ortadan kalktığı bir toplum ütopyası eski zamanlardan beri insanları etkilemiştir. Eski çağlarda bazı dini grupların oluşturdukları komünist topluluklar olduğu bilinmektedir. Thomas ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Komünizm

 Komsu, Komsuluk

Komsu, komsuluk Ev, işyeri, arazi, köy, şehir ve ülke bakımından yakın olanların birbirlerine göre aldıkları ad. Ailemizden sonra en yakın sosyal çevremizi komşularımız meydana getirir. İyi veya kötü günlerimizde şartlar en yakın çevre ile temas halinde bulunmayı gerektirir. Darlık zamanında yardımlaşma, normal zamanlarda ziyaretleşme, sır sayılabilen halleri gizleme birbirinin halinden etkilenme, hatta komşunun mülkünü satın almada öncelik hakkına sahip olma (şûf'a) komşulukla ilgili bir dizi hak ve sorumlulukların kaynağım teşkil etmiştir. Kur'an-ı Kerim'de komşu ilişkisinden söyle söz edilir: "Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik edin " (en-Nisa, 4/34). Komşu deyiminin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Komsu, Komsuluk

 Komisyon, Komisyoncu

Komisyon, komisyoncu Komisyon, bir karar vermek üzere oluşan heyet, komisyoncu; aracılık yapan kimse. Komisyonculuk komisyoncunun yaptığı ticari aracılık. Şehirde oturan kimsenin, dışarıdan (badiye) mal getirenlere vekil olarak, onların malını satması. Komisyoncunun arapça karşılığı olan simsar, bir işe bakan, muhafaza eden kimse demektir. Sonradan, alışveriş işlerini yürüten, satıcı ile alıcıyı, akit meclisinde yaptığı ilanlarla buluşturan "dellal" anlamında kullanılmıştır. Alış-veriş akitlerinde ise, satıcı ile alıcıyı buluşturan ve satım akdini gerçekleştirmek için belli bir ücret veya satış bedelinin belli bir yüzdesi karşılığında onların arasına giren üçüncü kişi demektir (ibn Manzûr, Lisanü'l Arab, Beyrut, t.y, IV, 38; İbnu'l-Esir, en-Nihaye fi Garibi'l Hadis, 1918 y,y, II, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Komisyon, Komisyoncu

 Kolonya

Kolonya Hafif koku ihtiva eden tuvalet ispirtosu. Bayılmalarda, fenalaşmalarda, başağrılarında, mikrop kırıcı özelliği bakımından da temizlik için kullanılır. İçine karıştırılan kokuya göre "limon kolonyası", "Lavanta çiçeği kolonyası" gibi adlar alır. Kolonyayı ilk defa kimin yaptığı kesin olarak bilinmemektedir. Eski vesikalara göre onu ilk defa 1690'da Almanya'nın Köln şehrinde yaşayan Jean Paul Feminis adlı bir seyyar satıcı yapmıştır. Bu şahıs kolonyayı yaptığı reçeteyi Giovanni Antonio Farina adlı birisine bırakmış, o da yeğeni Giovanni Maria Farina'ya vermişti. Giovanni Maria kolonya yapımı üzerinde çalışmış ve "hoş lavanta suyu" adıyla ilk kolonyayı yapmıştır. Bundan sonra kolonya yapımı işi Köln (Kolonya) şehrinde gelişti. XIX. yüzyıl başlarında ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kolonya

 Koguculuk

Koguculuk Bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylemiş bulunduğu bir sözü ya da o kimseye yönelik yapmış bulunduğu bir işi-gördüğünü veya duyduğunu öne sürerek- ulaştırma, aktarma, götürme işi... Söz taşıyıcılık... Gıybette, bir kimse hakkında konuşma vardır. Konuşulanın konuşanları ilgilendirip ilgilendirmemesi, veya doğru olup olmaması da gıybet fiilini değiştirmez. Eğer konuşulanlar yalansa, hem gıybet hem iftira edilmiş olur. Konuşulanlar doğru ise, gıybet yapılmış olur. Koğuculukta ise, anlatılan şeyler kendisi ile konuşulan kimseyi ilgilendiren bir konuda olmaktadır: "Senin hakkında şunu dedi veya senin aleyhinde şunu yaptı" gibi... Kendisine söz götürülen kimsenin sıradan biri olması ile herhangi bir konuda yetkisi bulunan bir görevli ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Koguculuk

 Kitaplara

Kitaplara iman Allah'ın bazı peygamberlere kitaplar indirdiğine, bunların hepsinin doğru ve gerçek olduğuna inanmak. Amentü olarak bilinen iman esaslarından birisidir. İman konusu olan kitaplara Allah tarafından indirilmiş kitaplar anlamında Kütüb-i ilahiye, Kütüb-i Münezzele, Kütüb-i Semaviye denir. İlahi kitaplar Allah'ın peygamberlerine gönderdiği vahiyler toplamından oluşur. Her topluma peygamber ve uyarıcı gönderildiğine (en-Nahl, 16/32; el-Fatır, 35/25) ve bunlarla birlikte kitaplar indirildiğinde (elBakara, 2/213) göre çok sayıda kitap indirilmiş olduğu söylenebilir. Ne var ki, bunlar Kur'an'da ayrı ayrı anılmaz. Anılanlar yalnız Hz. İbrahim (a.s) ve Musa (a.s)'a indirilen Suhuf'la Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'dır. Güvenilirliği tartışmalı bir hadiste ise toplam yüz sahife indirildiği, bunlardan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kitaplara