Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Kitabi

Kitabi Kitaba bağlı, kitabda yazılı olan, kitaba nisbet edilen, kitabla ilgili olan şey. Semavî kitablardan birine tabi olan kimse. Kitab (k.t.b) fiilinin masdarı olup yazmak, nikah kıymak, dikmek, bağlamak, gerekli ve farz kılmak gibi anlamlara gelir. Çoğulu Kütüb gelir. Bu da mektub, sahife, hüküm, farz, kader demektir. Kitab mutlak olarak zikredildiği zaman Allah tarafından indirilen kitab ve Kur'an'ın ismi kasdedilir. Ehl-i kitab Allah tarafından indirilen kitaba inananlardır. Fatiha sûresi Ümmü'l-Kitab olarak isimlendirilir, bu da kitabın aslı demektir. Kitab, Kur'an'ı Kerimde onbir değişik anlamda kullanılmıştır: "Yaş ve kuru (hiçbir şey) müstesna olmamak üzere hepsi apaçık bir Kitap'tadır" (el-En'arn, 6/59) mealindeki ayette geçen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kitabi

 Kitab

Kitab Belli bir düzen içinde bir araya getirilen sözler toplamına verilen ad. Kendisinden türediği ke-te-be fiilinin masdarı olan el-ketb bir deriyi diğer bir deriye bağlamayı dile getirir. Harf ve seslerin birbirine bağlanarak bir bütün oluşturmaları nedeniyle sözler toplamına kitap denilmiştir. Genelde sözlerin yazıya geçirilmiş toplamına kitap denilmekle birlikte, yazılı olmak şart değildir. Bu nedenle yazılı olmadığı halde peygamberlere vahyedilen Allah kelamına kitap denir. Bu anlamıyla kitap, genelde vahyi ve vahiy yoluyla indirilmiş tüm ilahi kitapları, özelde de Allah'ın son vahiylerinin oluşturduğu Kur'an'ı dile getirir. Kitap kelimesi Kur'an'da birçok kitabı belirtmek üzere kullanılır. Bunların başında Levh-i Mahfuz gelir. Levh-i Mahfuz hiçbir şeyin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kitab

 Kiramen Katibin

Kiramen katibin Cenab-ı Allah'ın İnsanların her birinin iyi ve kötü bütün işlerini yazmakla görevlendirmiş olduğu iki melek. Bu iki melek Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde anlatılır: "Muhakkak sizin üzerinizde gözetici (hafız) çok şerefli yazıcılar vardır ki bunlar yaptığınız amel ve işlerin hepsini bilirler" (el-İnfitar, 82/10-12); "Hatırla ki insanın hem sağında hem solunda oturan ve onun amellerini tesbit etmekte olan iki de (melek) vardır. O bir söz atmaya dursun mutlaka onun yanında hazır olan gözcü(melek)vardır" (Kaf, 50/17-18). Allah Teala, amellerini yazmakla vazifelendirilmiş oldukları kullara şahidlik edecekleri için, yazdıkları defterlerin önemine dikkat çekerek bu şerefli meleklerin dört özelliğini belirtmektedir: a- Kiramen katibin melekleri müvekkel ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kiramen Katibin

 Kinaye

Kinaye Bir sözü tek kullanımda hem gerçek, hem de mecaz anlamıyla kullanma sanatı. Anlatıma kazandırdığı imkanlar nedeniyle özellikle şiirde çok kullanılır. Kur'an'da da oldukça sık rastlanılan edebi sanatlardandır. Kinaye birden çok anlamı düşündürtmek amacıyla kullanılan bir sanat olmakla birlikte sözün açıkça söylenmesinin uygun olmadığı durumlarda da kendisine başvurulan bir sanattır. Alay, şaka ve sitem de çoğunlukla kinaye yoluyla dile getirilir. Bu kullanımda sözün gerçek anlamından bir sonuç çıksa da geçerli olan mecaz anlamıdır. Gerçek anlamın tam zıddını dile getirmek amacıyla yapılan kinayeler de vardır. Bu kullanımda kinaye tariz anlamına gelir. Kinayenin kullanıldığı diğer bir şekil de belli bir olayı anıp hatırlatma ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kinaye

 Kin

Kin Kalbte yerleşen, öç almaya yönelik şiddetli düşmanlık. Arapça'da hıkd, gıll ve bağda gibi kelimelerle karşılanır. Kin tutmak, kin beslemek, kin gütmek, kin bağlamak gibi deyimler düşmanlık duygusunun kalbte yerleştiğini ve süreklilik gösterdiğini dile getirir. Kin, kötü ahlaka ait niteliklerdendir. Bu nedenle İslam'ın onaylamadığı, ortadan kaldırmayı amaçladığı huylardandır. Karşıtı olan bağışlama (af) ise güzel ahlakın niteliklerindendir; İslam tarafından teşvik edilen davranışlar arasında yer alır. Kin kötü bir duygu ve huy olduğu kadar birçok kötü tutum ve davranışın da başlıca nedenidir. Kur'an'a göre kinin başlıca kaynağı sapkınlık ve azgınlıktır. Bu nedenle öncelikle kafirlere özgü bir niteliktir. Hristiyanlara ilişkin bir ayette bu ilişki ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kin

 Kilise

Kilise KİLİSE Yunanca "ekklesya" kelimesinden gelir; meclis, cemaat anlamındadır. Bu kelime, Eski Abidin Yetmişler Tercemesine İbranî dilindeki "kahal"ı karşılamak üzere kullanılmıştır. Yeni Ahid'de yeralan Pavlus'un Mektupları'nda bütün Hristiyan cemaatını veya mahallî Hristiyan topluluklarını ifade etmek üzere kullanılmıştır. Kelimenin Arapçası "kenîse"dir. Batı dillerinden mesela; İngilizce'deki "church" kelimesi, Yunanca "kyriakon"dan (Rabba ait olan şey) gelir. Kilise kelimesi, Yeni Ahid muhtevası içinde Hz. İsa (a.s)'ın sözleri arasında sadece iki yerde şu şekilde geçmektedir: "Ben de sana derim ki: Sen Petrus'suu ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım...", "Ve onu dinlemek istemezse, kiliseye söyle. Ve eğer kiliseyi de dinlemek istemezse, o sana putperest ve vergi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kilise

 Kibir

Kibir Büyüklenmek, büyüklük taslamak, ululuk iddia etmek. Kendini başkalarından yüksek görerek onları aşağılamak. Şeytan'a ait bir özellik olan kibir, onun Hz. Adem'e secde etmesini engellemişti. Cenab-ı Allah bunu Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatmaktadır: "(Hz. Adem'e) secde etmekten yalnızca İblis kaçındı. Kibirlendi ve kafirlerden oldu" (el-Bakara, 2/34). Küfür ve inkarın en önemli sebebi kibirdir. Bunu Hz. Adem (a.s)'ın kıssasında görmek mümkündür. Nitekim şeytan'ın kibrinden dolayı isyanından sonra, inkar ve isyan edenlerin çoğu kibir nedeniyle isyan etmişlerdir. Hz. Musa'nın apaçık delilleri karşısında Firavun inkar etmişti. "Sonra da Musa'yı ve Harun'u, firavun ve topluluğuna mucizelerimizle gönderdik. fakat onlar, kibirlendiler ve suçlu bir kavim oldular" (Yûnus ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kibir

 Keyli

Keyli Ölçmek, tartmak, mukayese etmek. Keylî ve mekîl, santimetre küp, metre küp gibi hacim ölçüleriyle alınıp-satılan mal çeşidini ifade eder. Çoğulları "kelliyyat ve mekîlat" olup; kale (K Y L) fıilinden mastardır. Buğday, arpa gibi hacim ölçüsüyle satılan şeyler, ağırlık ölçüsüyle veya standart olup, sayı ile satılan mallar gibi mislî mal çeşidine girer. Hadis-i şerifte mislî mallara örnek olmak üzere altı tanesi sayılmıştır: "Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla mübadele edilirse eşit ve peşin olarak trampa edilebilir. Ama cinsler değişik olursa, peşin olmak şartıyla, istediğiniz gibi satış yapınız". Bu hadisin Tirmizî'deki rivayetinde şu ilave vardır: ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Keyli

 Kevser Suresi

Kevser suresi Kur'an-ı Kerim'in yüzsekizinci sûresi. Üç ayet, on kelime ve kırkiki harften ibarettir. İk ayetinde; kevser'den bahsedildiği için, ona bu isim verilmiştir Kur'an'ın en kısa sûresidir. Diğer bir ismi de "en-Nahr"dır Bu sûre, "Duha' ve " inşirah" sureleri gibi Hz. Muhammed (s.a.s)'e has, O'nunla ilgili olan bir sûredir. Kevser sûresinde Yüce Allah, müşriklerin çeşitli kötülüklerine, hakaret ifade eden konuşmalarına karşı, Hz. Peygamber (s.a.s)'i teselli etmektedir. Peygambere çeşitli iyiliklerle vaadlarda bulunmakta, O'nu, Allah'a karşı şükür vazifelerini yerine getirme yoluna sevketmekte ve O'nun düşmanlarının acı akıbetlerini haber vermektedir. Onların nazarında, Resûlüllah (s.a.s)'ın tuttuğu yolun neticesi başarısızlıktı ve O, vefatından sonra unutulup gidecekti. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kevser Suresi

 Kevser

Kevser Çokluk, pek çok şey, her şeyin çoğu Cennetteki bir ırmak veya havuz. Kevser, peygamberlik, Kur'an, İslam, hayır, saadet, şefaat, namaz ve Peygamber (s.a.s)'in mûcizeleri olarak tefsir edilmiştir. Araplar sayısı çok, miktarı yüksek, kıymeti yüce olan her şeye Kevser derler. Bu bakımdan Kevser kelimesi yukarıda sayıları manaları ihtiva ettiği gibi genel anlamda hayırlı olan her şeyi de içine alır Kur'an-ı Kerim'de Allah: "Ey Muhammed! Doğrusu sana Kevseri verdik" (el-Kevser, 108/1) buyurmuştur. Ayette, hu kelime geçtiği için de sûreye Kevser sûresi adı verilmiştir. Sahîh olan rivayete göre kevser, Hz. Peygamber'in ümmetinin kıyamet günü başında toplanacağı havuz veya ırmaktır. Yine sahih olan rivayete ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kevser