Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiIsraılogullarıısraılogulları
Hz. Ya'kub (a.s)'ın oniki oğlunun soyundan
gelenler. İsrail, Hz. Ya'kub'un lakabıdır. İsrail (yasız);
İsrail (yasız, hemzesiz); İsrayıl (hemzenin ya'ya
dönüşmesiyle); İsrael (hemzenin fethiyle); İsrail (hemzenin
esresiyle) şeklinde de okunur. İbranîcede bunun manası
safvetullah veya Abdullah demektir. Bu ünvanda Yahudileri imana bir
tahrik vardır ki, anlamı şu olur: Ey Allah'ın güzide
bir kuluna tevrat ehli! Allah'ın size olan nimetlerini
hatırlayın... (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini
Kur'an Dili, I, 334).
Ya'kub soyundan gelenlere veya diğer bir deyimle,
İbranilere benu İsrail yani İsrailoğulları denir.
İshak oğlu Ya'kub'un en büyük oğlu "Judo veya
Yahuda"dır. Hz. Ya'kub'un oniki oğlu ve soyuna benu
İsrail (İsrailoğulları) denildiği ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Israılogulları Ihramıhram
Hac veya umreyi yahut her ikisini eda etmek için
mübah olan şeylerden bazılarını kendisine belli bir süre
haram kılmak, bunları yapmaktan sakınmak; İhrama
girmek, Mekke haremine, haram bölgeye veya haram aya girmek; bir söz
veya taahhüdün gereklerine uymaya başlamak; bir şeyi helalden
haram kılmak. İhram; mikat denilen yerde hacca veya umreye niyet
ederek telbiye'de bulunmakla meydana gelir.
Telbiye duası şudur: "Lebbeyk, Allahumme
Lebbeyk, La şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamdeve'n-ni'mete leke
ve'l-mülke la şerike leke". Anlamı: "Emrine
hazırım... Allahım emrine hazırım... Emrine
hazırım, senin ortağın yoktur. Emrine
hazırım... şüphe yok ki hamd da, ni'met de, sadece sana
mahsustur. Senin hiç bir ortağın ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ihram Harra OlayıHarra olayı
Emevî yöneticisi Yezid b. Muaviye devrinde Medine'de
Ashab çocuklarının yönetime karşı
kıyamları neticesinde Medine'nin yağmalanması ve bir
çok kimsenin öldürüldüğü olay. Yezid'in birçok kimsenin
muhalefetine rağmen veliahd olup başa geçmesinden sonra
yönetimden razı olmayan fakat Dımaşk'ta ne olup
bittiğini öğrenmek isteyen bazı müslümanlar vardı.
Bunlar ashabın ileri gelenlerinin çocukları idi. Gasîlü'l
Melaike diye bilinen Hanzala'nın oğlu Abdullah ve
Mahsunoğulları kabilesinden Abdullah b. Hafs ile Münzir b.
Zübeyr Medine halkının ileri gelenlerinden kalabalık bir
hey'et oluşturup Dımaşk'a Yezid b. Muaviye'yi ziyarete
gittiler. Bunlar Yezid'in huzuruna vardıklarında Yezid'den büyük
iltifatlar gördüler. Yezid onlara bol ikram ve ihsanlarda bulunup
cömertçe hediyeler verdi. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Harra Olayı CımaCıma
Kadınla erkeğin cinsi temasta bulunması.
İslamiyet insan yaratılışına uygun en tabiî bir
dindir. Bu nedenle müminleri evlenmeye teşvik etmiştir. Evlilik
sayesinde cinsi arzular tatmin edilir, iffet ve namus korunur, neslin
devamı mümkün olur.
İslam'a göre cima'ın da bir takım adabı
vardır. Bunlar; birleşmeden önce euzü-besmele çekmek; örtü
altında olmak; kıbleye karşı olmamak; aybaşı
halinde yapmamak, dübürden sakınmak, kadına yumuşak
davranmak; o da ihtiyacını giderinceye kadar terketmemek; ikinci
defa ilişkide bulunacaksa eteğini yıkamak; gecenin
başlangıcında ilişkide bulunacaksa uyumadan önce yıkanmak,
hiç değilse abdest alıp öyle uyumak; sevgi ve ilgiyi artırıcı
hareketlerde bulunmak ve:
"Allah'ım! Bizden ve bize vereceğin
çocuktan şeytanı uzak ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cıma El-berrEl-berr
Allah'ın isimlerinden biri. Kullarına
şefkatli olup, lûtuf, ihsanı, keremi, iyiliği ve
bahşetmesi çok olan anlamına gelen Allah'ın Esmaü'l-Hüsna'sından
biri.
Allahu Teala kulları için daima kolaylık
ve rahatlık ister; zorluk istemez. Zorluk çıkaranları da
sevmez. Yapılan kötülüklerin çoğunu bağışlar,
örter; merhametlilerin merhametlisidir; bir iyiliğe on mükafat
verir. Kötülüğün cezası ise bir katını geçmez.
Bir kul, gönlünde iyi bir şey yapmayı kurmuş, fakat
herhangi bir engel yüzünden onu yapmamış olsa bile, bilfiil
meydana getirmiş gibi mükafatlandırılır. Buna
karşı, bir kötülük yapmayı tasarlamış ve
kararını vermişken herhangi bir sebeple
yapmamışsa ona ceza verilmez.
Berr, "iyiliği ve hayrı geniş olmak"
anlamındaki "birr" masdarından sıfattır.
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: El-berr Tegabün SuresiTegabün suresi
Kur'an-ı Kerim'in altmışdördüncü
suresi. Ondokuz ayet, dörtyüzyirmibir kelime ve binyetmiş harften
ibarettir. Fasılası, ra, dal, nun ve mim harfleridir. Medenî
surelerden olup, Tahrim suresinden sonra nazil olmuştur.
Adını dokuzuncu ayetinde geçen "Teğabun"
kelimesinden almıştır. İbn Abbas ve Ata b. Yesar ilk
onüç ayetin Mekke'de diğerlerinin Medine'de nazil olduğunu söylemişlerdir
(Alûsî, Ruhu'l-Meanî, Kahire (t.y), XVIII, 119).
Sure, Medenî olmakla birlikte son bölümü hariç
Mekkî surelerin özelliklerini taşımaktadır. Allah Teala'nın,
mülkün sahibi olduğunu, her şeyi O'nun
yarattığı ve kalplerde saklananlara kadar her şeyi
bildiği gibi hususlar zikredilerek, O'nun varlığı, gücü
ve kudreti hakkında şüphesi olanlar uyarılmaktadır.
Ayrıca, geçmişte helak edilmiş kavimlerin ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tegabün Suresi KehanetKehanet
Kainatta gelecek zamanda vuku bulacak olaylardan haber
verme, bazı sırları keşfetme. Bu işle meşgul
olan kimselere de "Kahin" denir. Çoğulu; kühhan, yahut
kehene, dişili; kahinedir.
İslam'dan önce Arapların arasında çok
kahin vardı. Bunlar, bir çok şeyi bildiğini iddia
ederlerdi. Bunların bir kısmı emrinde cinler
bulunduğunu ve onlar vasıtasıyla bir takım bilgiler
edindiklerini, diğer bir kısmı da, kendisinde bulunan bir
nevi ilham ve kudret sayesinde bazı şeyleri idrak ettiklerini
iddia ederlerdi (İbn Mace, Terceme ve Şerhi, Çev. H. Hatiboğlu,
İstanbul 1983, VI, 134).
Kahinler, menşe itibariyle Şamanlara,
rahiplere ve fetiş rahiplerine (arif bis-sanam) bağlanırlar.
Fakat eski Arap hikayelerinde, hadislerde ve ender ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kehanet Hıyaru's-sartHıyaru's-sart
Muhayyerliği şart koşma -
satış akdinde falan zamana kadar bu alışverişi
kabul etme ve etmeme hakkına sahib olmayı şart olarak
belirleme. Akdî yapan taraflardan birisinin, akdi devam ettirmekle,
feshedip devam ettirmemek arasında seçme hakkına sahip
olması.
Taraflardan birisi için herhangi bir muhayyerlik
bulunmazsa bu akde lazım akit denir. Bu akdin askıda
kalmasını gerektiren bir durum olmadığı için
akit kesinleşir ve derhal uygulanır.
Hanefilere göre on yedi çeşit muhayyerlik tesbit
edilmiştir. Bunlar; vasıf, nakit, ta'yîn, gabin, miktarı
belirsiz bir ölçekle satış, mürabaha ve tevliyede hıyanet,
akdin parçalanması, fuzulî (yetkisiz temsilci)nin akdine icazet,
satılan malla başkasının ilgili olması,
satıcı için sayı, tüketim, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hıyaru's-sart Arz-ı Mev'udArz-ı mev'ud
Va'dedilmiş yer. Hz. İbrahim ve onun soyundan
gelenlere verileceği va'dedilen arazî. Bu tabir Kur'an-ı Kerîm'de
"Bereketli arz" olarak kaydedilmektedir. (el-Enbiya, 21/71) Hz.
Yusuf (a.s.)'ın Mısır'a götürdüğü
İsrailoğulları zamanla Firavunların yönetimi altında
zulme uğramış, mustaz'af* bir kitle haline gelmişti.
Kur'an'da Hz. Musa (a.s.)'ın onlara şöyle dediğini
biliyoruz. "Ey Kavmim, Allah'ın size takdir ettiği
Arz-ı Mukaddes'e girin arkanıza dönmeyin. Yoksa hepiniz nice
zararlara uğrayanlardan olursunuz. " (el-Maide, 5/12). Hz.
Musa'nın sözleriyle Allah'ın İsrailoğullarına
mukaddes kıldığı belde bildirilmiş ise de bunun
neresi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ken'an ili olarak bilinen
yer Filistin, Şam, Ürdün'deki Ken'an bölgesi yahut Kudüs
şehri midir, bu hususta ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arz-ı Mev'ud TevekkülTevekkül
Acizlik gösterme, başkasına güvenip
dayanmak, Allah'a güvenme, O'nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine
kesin olarak inanma ve alınması gereken tedbirleri almak
anlamında Kur'anî bir terim.
Tariften de anlaşıldığı gibi
tevekkül; müslümanın, yapacağı işlerde tüm zahiri
sebeplere sarılması, alınması gereken tedbirleri
alması, çalışıp çabalaması, ama gönlünü
bunlara bağlamayıp sadece Allah'a dayanmasıdır. Tevekkül,
hiç bir zaman, çalışmayı ve sebebe sarılmayı
terkedip, Allah'ın dediği olur" diyerek kenara çekilmek değildir
(Fahru'd-Din er-Razî, Mefatihu'l-Gayb, Bulak 1289, 111, 122; Elmalılı
M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 5063, 5064). Nitekim Hz.
Peygamber, devesini salıvererek Allah'a tevekkül ettiğini söyleyen
bir bedeviye "Onu bağla da öyle tevekkül et" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevekkül |