Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiKatolikKatolik KATOLİK
Hristiyanlığın Roma kilisesine
bağlı olduğu bir mezheb.
Kelimenin kökü Yunanca "Kath holou" dan
gelmektedir. "genellikle" anlamındadır. Kelime, pek
eski olup ayrı bir kilise deyimidir. Katolik; cihan şümûl,
küllî Kilise demektir. Bu kelime, "her yerde, her zaman ve herkes
tarafından" kabul edilen inanç veya uygulamaları ifade
etmek üzere ve dinden çıkanlarla ana kitleden ayrılanlara
karşı ana caddeyi koruyanları belirtmek için kullanıldı.
Bu anlamda "Ortodoks" kelimesinin ifade ettiği anlamı
da kazanmıştır.
Hristiyanlık 1054'de öncekilerden daha büyük
bir sarsıntı geçirdi. Roma Papa'sı Fotyüs ile Bizans
Patriği Mihael Serularyüs karşılıklı
birbirlerini afaroz ettiler. Zahirde Kutsal Ruh'un "Baba"dan
mı, yoksa hem "Baba" hem "Oğul" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Katolik Katl KeffaretiKatl keffareti
İslam'da keffaret, bazı günahlara karşı
konan ve ibadetlerle yerine getirilen bir ceza türü. Keffaret dört çeşittir:
Hatalı öldürme, zıhar, ramazan orucunu kasten bozma ve yemin
keffareti Zıhar ve oruç bozmanın keffareti köle azadı,
buna gücü yetmezse iki ay arka arkaya oruç tutmak, buna da güç
yetmezse altmış yoksulu doyurmaktır. Yemin keffareti ise,
on yoksulu doyurmak veya giydirmek yahut mü'min bir köle azat etmek.
Bunlara güç yetmezse ara vermeden üç gün oruç tutmaktır.
Hatalı öldürmede kısas gerekmediği
konusunda, İslam hukukçularının görüş birliği
vardır. Bunun cezası; akile üzerine diyet, keffaret ve hatalı
öldürdüğü miras bırakandan miras ve vasiyet edileni
alamamadır. Kur'an-ı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Katl Keffareti Kasas SuresiKasas suresi
Kur'an-ı Kerîm'in yirmisekizinci sûresi.
Mekke'de nazil olmuştur. Seksensekiz ayet bin yüzkırk bir
kelime ve sekizbinbeşyüz harften ibarettir. Fasılaları,
nun, mim, lam ve ra harfleridir.
Hz. Mûsa'nın doğduğu andan itibaren
yaşadığı alışılmamış olaylar
ve Firavun'a karşı verdiği mücadeleler, peşpeşe
sıralanan bir dizi halinde, bu sürede genişçe anlatıldığından
ve 23. ayette "el-Kasas" kelimesi geçtiğinden duayı
bu sûrey'e "el-Kasas" ismi verilmiştir. Kasas dilde,
kıssa, hikaye ve rivayet anlamdadır.
İbni Abbas ve Cabir'den rivayet edildiğine göre;
Şuara, Neml ve Kasas sureleri Kur'an'da yer aldıkları bu
sırayla nazil olmuşlardır. Kasas suresinde Hz. Musa (a.s)'ın
kıssası genişletilerek bir tarih özetlenerek, ayrıca
Neml sûresinin son ayetindeki ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kasas Suresi KasameKasame
Katili meçhul cinayetlerde maktûlün bulunduğu
köy veya mahalle halkından elli kişinin Allah'a yemin ederek
"Öldürmedik ve öldüreni de görmedik" diye yemin etmeleri
anlamında bir İslam ceza hukuku terimi. Bunu talep etmek ve
yemin edecek elli erkeği sevmek maktûlün velisinin hakkıdır.
Hanefiler dışında çoğunluk İslam hukukçularına
göre, öldürülenin velîleri cinayeti başka bir delille ispat
edemezlerse, suçlunun aleyhine yemin ederler. Onlardan herbiri Allah'a
yeminle "ona filanca vurdu ve öldü veya onu falanca öldürdü"
diye yemin eder.
Kasamenin delili sünnettir. Ensardan bir erkek
şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber kasameyi cahiliyye devrinde olduğu
üzere bıraktı" (Buharî, Diyat, 22, Menakibu'l-Ensar,
27; Ebû Davud, Diyat, 8,9; ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kasame Karz-ı HasenKarz-ı hasen
Güzel ödünç. Dinin emirlerine uygun ödünç verme.
Bir kimsenin nakit para, ölçülebilir, tartılabilir
ve sayılabilir bir malı, benzerini (mislini) almak üzere bir
sahsa vermesidir. Söz edilen bu mallardaki ortak özellik misliyattan
olmaları yani her zaman benzerlerinin bulunabilme hususiyetine sahip
olmalarıdır.
Hiçbir maddi çıkar düşüncesi
gözetmeksizin sırf Allah'ın rızasını kazanmak ve
din kardeşinin sıkıntısını gidermek
amacıyla karşılıksız borç vermeye karzî hasen
denir. "Hasen" sıfatıyla nitelenmesi amacındaki
ruh yüceliğinden ileri gelmektedir.
Ödünç vermeğe "ikraz", ödünç ve
rene "mukrız", ödünç alana "mustakriz" adı
verilir. Ödünç alma ya "istikraz" denir.
Nakit para, altın, gümüş, arpa, buğday,
yağ, bal, yumurta ve ceviz gîbi tartılabilir, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karz-ı Hasen KarzKarz
Borç, kredi, ödünç, altın, gümüş, nakit
para ve mislî olan şeyleri başkasına ödünç vermek anlamında
bir İslam hukuku terimi. Çoğulu kurûzdur. Hanefîler dışında
diğer mezhepler selem akdi yapılan tüm malların karz
olarak verilebileceğini söylerler. Onlar böylece, bazı
kıyemî malları da tarife alarak kapsamı
genişletmişlerdir (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', VII, 394;
İbn Kudame, el-Muğnî, IV, 313; el-Fetava'l-Hindiyye, V,
366).
Kur'an-ı Kerîm'de "Allah'a ödünç
vermek" şeklinde ifadesini bulan, faizsiz ve karşılıksız
verilen ödünç para anlamına gelen "karz-ı hasen"i
de kapsamına alan altı kadar ayet vardır. Bunlardan birisi
şöyledir: "Allah'a karz-ı hasen olarak ödünç verecek
olan kimdir? İşte o, bunun
karşılığını kat kat arttıracaktır.
Ona, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karz KarunKarun
Kur'an-ı Kerim'in üç ayetinde adı geçen,
zenginlik ve zenginliğe dayalı büyüklenmenin simgesi olan kişi.
Hakkında çoğu İsrailiyyat kökenli olmak üzere birçok
rivayetler bulunduğu gibi; Tevrat'ın 'Sayılar'
kitabının on altıncı babında bir
kıssası bulunan 'Korah'ın da Karun ile aynı kimse
olduğu görüşü yaygın bulunmaktadır.
Karun'un adının geçtiği ve
kıssasının anlatıldığı Kur'an-ı
Kerim ayetlerinin mealleri şöyledir:
"Andolsun ki, Musa'yı, mucizelerimiz ve apaçık
delillerle Firavun'a, Haman'a ve Karun'a gönderdik de, onlar, 'bu çok
yalancı bir büyücüdür' dediler" (Mü'min, 23/24);
"Karun'u, Firavun'u, Haman'ı da yok ettik.
Andolsun ki, Musa, kendilerine apaçık belgeler getirmisti de, onlar
Yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa
azabımızdan kurtulamazlardı" (el-Ankebut, 29/39);
"Gerçekten ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karun KarmatilerKarmatiler
Şiî grupların en meşhurlarından
biri.
İslam mezhepleri arasında en çok ihtilafa
sebep olan fırkalardan biri
Şüphesiz ki Şia'dır. Bu
fırkanın mensupları zamanla kendi aralarında
ayrılığa düşmüşler ve değişik
şubelere ayrılmışlardır (İA. Çubukçu,
Gazzali ve Batınîlik, Ankara 1964, s. 29). Bunlardan biri de
İsmailiyye'dir (Bernard Lewis, "İsmailîler ",
İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1977, c. V/2, s. 1120)
İsmailiye fırkasının bir kolu olan
(Hüseyin Atay, Ehl-i Sünnet ve Şia, Ankara 1983, s. 111) ve Ehl-i
Beyt sevgisini istismar ederek kurdukları gizli teşkilat
sayesinde siyasi nüfuz elde etmeyi amaçlayan ve neticede Sünnî
akideyi ortadan kaldırmayı planlayan Karmatilik hareketi (N. Çağatay-İ.A.
Çubukçu, İslam Mezhepleri Tarihi, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karmatiler KarineKarine
İstenilen bir şeye delalet eden belirti. Bir
Şeyin varlığını gösteren emare, belirti ve nişan
anlamına gelen bir fıkıh terimi. İslam hukukunda yedi
tane hüküm sebebi vardır. Bunlardan birisi kesin karînedir. Diğerleri
şahitlik, ikrar, yemin, yeminden kaçmak, kasame ve bazı
bilgilere göre hakimin dava hakkında özel bilgisidir.
Karîneye dayanarak hüküm vermek İslam
hukukunda bir prensiptir. Karîne davanın görülmesine engel olur.
Darlık içinde bulunan bir yoksulun, varlıklı
bir zengine ödünç para verdiğini iddia etmesi gibi, Kimi zaman töhmet
yüzünden beyyine veya ikrar reddedilir. Şahidin, lehine şahitlik
yapacağı kimseye hısım olması gibi.
İkrarın ölüm hastalığı sırasında
yapılması da böyledir. Karîne, başka hiç bir ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karine Karia SuresiKaria suresi
Kuran-ı Kerîm'in yüzbirinci suresi. Onbir
ayetten meydana gelmiştir. Fasılası; he, peltek se ve
şın harfleridir.
Bu sûrenin Mekkî olduğu üzerinde hiç bir
ihtilaf yoktur. Ayrıca muhtevasından, Mekke döneminin başlangıcında
nazil olduğu anlaşılmaktadır.
Sûre: adını, ilk ayetini teşkil eden
ve kıyamet isimlerinden biri olan "el-Karia" kelimesinden
almıştır. Bu kelime, yalnızca sûrenin ismi değil
aynı zamanda konusudur. Zira sûrenin konusu tamamen kıyametle
ilgilidir. Burada kıyametin birinci safhasından, ceza ve mükafatın
sonuna kadar, ahiret hayatının bir bütün olarak zikredilmiş
olduğunu görüyoruz.
"Karia" sözü; haddi zatında çarpan,
bir şeyin birşeye çarpmasından çıkan sert ses.
Korkunç olay, büyük felaket (er-Ra'd, 13/31) ve eziyet gibi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Karia Suresi |