Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiKahharKahhar
Allah'ın isimlerinden biri. 'Kahr'
mastarından türetilmiş bir isim. 'Kahr' sözlükte galip gelmek,
hükmetmek anlamına gelir. Kahhar, mübalağa sıgası
olup aynı anlamı şiddet ve tekerrür sûretiyle ifade eder.
Buna göre Kahhar, Allah'ın her şeye, her istediğini
yapacak surette galip ve hakim olması, en zorlu zalimlerin bile
O'na boyun eğmek mecburiyetinde oldukları, hükmünün dışına
hiçbir şeyin çıkamayacağı anlamına gelir.
Kur'an'da altı sûrede birer defa zikredilmiştir.
Geçtiği sûrelerin tamamı Mekkîdir ve hepsinde de "el-
Vahidu'l-Kahhar" şeklinde zikredilmektedir. Vahid 'bir, tek'
anlamına gelir. Böylece Allah'ın hakimiyet ve galibiyetinin
yanında birliği ve bu hakimiyette ortağının
bulunmadığı vurgulanmaktadır.
Mekke döneminde İslam'ın önünde durmaya
çalışan en büyük ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kahhar Kafirun SuresiKafirun suresi
Kur'an-ı Kerim'in yüzdokuzuncu sûresi. Altı
ayet, yirmialtı kelime ve doksandört harftir. Fasılaları
dal, mim ve nun harfleridir. İsmini ilk ayette geçen "el-kafirûn"
sözcüğünden alır. Sûrenin asıl adı, "Kul ya
eyyuhe'l-kafirûn"dur. Bu isim uzun olduğundan kısaca
"Kafirûn" sûresi denilmektedir. "Mukaşkışe",
"İbadet" ve "İhlas" olarak da
isimlendirilir. Sahih rivayetlere göre Mekke'de inmiştir. Nüzûl
sebebiyle ilgili rivayetler de, muhtevası da Mekke'de indiğine
delildir.
Mekkeli müşrikler, uyguladıkları
baskı ve zulmün İslam davasını
engelleyemediğini artık anlamışlardı. Baskı
ve zulümlerini devam ettirirken bir yandan da Rasûlüllah (s.a.s) ile
uzlaşma zemini arayıp zaman zaman bir takım tekliflerle ona
giderek davasından vazgeçireceklerini sanıyorlardı.
İbn Abbas'tan nakledilen bir ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kafirun Suresi KafirKafir
İslam'ı inkar eden, nimete nankörlük eden,
uzak kalan, kaçınan, örten kimse. "Kefere" fiilinin ism-i
faili. Terim olarak, imanı olmayan kimseye verilen isimdir. Kalbinde
imanı olmadığı halde, dışa karşı mü'min
görünene "münafık *", müslümanlığından
sonra dinden dönene "mürted*" denir. İki ve daha çok
ilah olduğunu söyleyen, Allah'a başkasını ortak
koşan kimseye "müşrik*", yahudilik veya
hristiyanlık dinine bağlı olanlara "kitabî" veya
"ehl-i kitap" adı verilir (et-Teftazani, Şerhu'l-Makasıd,
İstanbul, t.y. II, 268 vd.).
Kur'an-ı Kerîm'de "küfür" terimi ve
türevleri pek çok ayette geçer ve imansız kimselerin nitelikleri,
karşı karşıya bulundukları tehlikeler açıklanır.
Yahudilerin İslam'a çağrıldığı bir ayette
şöyle buyurulur: "Elinizdeki Tevrat'ı tasdik edici ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kafir KafdagıKafdagı
Dünyayı kuşattığı rivayet
edilen yeşil zümrütten yaratılmış efsanevî dağ.
Kafdağı, edebiyatta, özellikle masallarda,
uzaklığı ve olağanüstü büyüklüğü simgelemek
için kullanılan; arkasında acayip yaratıkların,
devlerin bulunduğu düşünülen sembol dağdır.
Kur'an-ı Kerim'in ellinci sûresi olan Kaf
suresi dolayısıyla müfessirler yeryüzünde mevcud olmayan bu
dağ hakkında birçok rivayetlerde bulunmuşlardır. Bu
rivayetler Fahruddin Razî gibi müfessirlerce zayıf görülmektedir.
Marifetname'de, " sahih rivayetlere göre",
"tefsir ve hadis alimleri ittifakla şöyle bildirmişlerdir"
gibi umumî ifadelerle Kafdağı hakkında bilgi verilmekte
fakat bilginin kaynağı zikredilmemektedir. Marifetname'de
şöyle denilmektedir:
"Yedi kat göklerin hey'et ve eşkali sahih
rivayetlere göre, yedi çadır gibi olup, yeryüzünü çevreleyen
içiçe daireler feklindeki sekiz Kafdağı'ndan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kafdagı Kaf SuresiKaf suresi
Kur'an-ı Kerim'in ellinci sûresi. Kırkbeş
ayet; üçyüzyetmişbeş kelime ve bindörtyüz yetmişyedi
harftir. Fasılaları be, cim, dal, ra, sad ve zı
harfleridir Mekke'de inen sûre, ismini başındaki hurûfu
mukatta'*dan olan "kaf" harfinden almaktadır.
Sûre, ölümden sonra diriliş konusunu
işlemekte olup burada ele alınan meselelerin hepsi bu konuyla içiçedir.
Konu işlenirken meseleler şöyle sıralanır:
a- Müşriklerin ölümden sonra dirilmeyi inkar
etmeleri.
b- Ölümden sonra dirilmenin delilleri.
c- Ölümden sonra dirilmeyi inkar eden geçmiş
kavimlerin başına gelen musibetler.
d- Ölüm ve diriliş.
Sûre, kaf harfinden sonra Kur'an'a yemin ile başlar.
Ardından müşriklerin inkarı şöyle dile getirilir:
"Biz öldükten ve toprak olduktan sonra ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kaf Suresi KadınKadın
İnsanın dişisi. Erkeğin eşi.
Dişi'nin erişkin olanı.
İslam'da erkekle kadın bir bütünün
parçalarıdır. Biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşıdır.
İbadet ve muamelelerde cinsiyet ayrılığından
doğan önemsiz bazı farklar dışında, dinî görev
ve sorumluluklarda kadın-erkek eşitliği esastır.
İslam'ın gelişinden önce toplumda hak ettiği yeri
alamayan kadın, İslamiyet'le insana yakışır
haklara sahip olmuştur. Kadının durumundaki bu önemli değişikliği
bizzat Kur'an-ı Kerîm getirmiş ve Hz. Peygamber bunu
tamamlamıştır.
Hz. Peygamber'e ilk inanan, başka bir deyimle ilk
müslüman olan Hz. Hatice'dir. İlk İslam kadınları
Mekke ve Medine'de ağır ve büyük hizmetleri yüklenmekten kaçınmamışlar,
askerî ve siyasî işlerde erkeklere yardımcı olmuşlar,
hemşirelik mesleğini ilk defa ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kadın KadıaskerlikKadıaskerlik
Asker kadısı veya ordu kadısı.
Başlangıç olarak Abbasîlere uzanacak kadar İslam
aleminde çok eski bir geçmişe sahiptir. Bunun
karşılığında diğer devletlerde bazen "kadi
leşker" tabiri de kullanılmıştır. Abbasîlerde
ortaya çıkan bu müessese, daha sonraları Harzemşahlarda,
Eyyubîlerde, Memluklularda, Anadolu Selçuklularında ve hatta
Karamanlılarda da mevcuttu. Nitekim 362 (M. 972) senesinde ölen
Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Bekr el-Bağdadı kadıaskerdi.
641 (M. 1243) te vefat eden Necmeddin Halil b. Hüseyin b.
Aliyyü'l-Hamevî, Eyyubî sultanlarından Melikü'l-Adil'in kadıaskeri
idi. Bu mansıp, Mısır ve Suriye'de askerî sınıfın
şer'î ve hukukî işlerine bakmak üzere Sultan Selahaddin tarafından
tayin edilen kadıaskerlerle devam etmişti (İsmail
Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kadıaskerlik Kadı, KadılıkKadı, kadılık
Kada; insanlar arasında hükmetmek, hükme bağlamak,
yerine getirmek, ifa etmek, ödemek, kaza etmek, ölçüp biçip yapmak,
insanlar arasındaki hasımlaşmaları ayırmak,
anlaşmazlıkları gidermek anlamında bir İslam
hukuku terimi. Kadı aynı kökten ism-i fail olup, hakim
demektir. Mecelle'nin kadıyı tarifi, anlam olarak şöyledir:
"Hakim, insanlar arasında vuku bulan dava ve
hasımlaşmayı, meşrû hükümlere uygun olarak
çözümlemek üzere devlet başkanı tarafından nasb ve
tayin edilen kimsedir" (Mecelle, mad., 1785).
Kazanın meşrûluğu Kitap, Sünnet ve
icma delillerine dayanır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle
buyurulur: "O zaman biz, Davud'a şöyle vahyetmiştik: Ey Davud,
şüphesiz ki Biz seni yeryüzünde halife kıldık; insanlar
arasında hak ile hükmet, sakın ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kadı, Kadılık Kadı BeydaviKadı beydavi
Abdullah ibn Ömer ibn Muhammed Nasıruddin
el-Beydavî İran'da yetişmiş H. VII. asrın
meşhur müfessirlerinden biri. Şiraz yakınlarındaki
Beyda'da doğmuş, tahsil ve terbiyesini burada
tamamlamış, yetiştikten sonra Şiraz'da kadı
olmuş ve burada başkadılığa kadar yükselmiştir.
Rivayete göre daha sonra şeyhi Muhammed ibn Muhammed Kethanî'nin
tavsiyesiyle kadılığı terketmiş (Ömer, Nasuhi
Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Ankara 1960, II, 350) ve 650/1252
senelerine doğru Tebriz'e gelip yerleşerek 685/1286'da
vefatına kadar orada kalmıştır.
el-Gayetu'l-Kusva adlı eserinin mukaddimesinde
belirttiğine göre birinci derecede hocası Şiraz
başkadısı olan babası Ömer ibn Muhammed'dir. (Mahmud
Besyunî Fûde, Neş'etu't-Tefsîr ve Menahicuhû, Kahire 1986, s.
211).
Eserleri ve bu arada tefsîri ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kadı Beydavi KadiyanilikKadiyanilik KADİYANİLİK
Mirza Gulam Ahmet Kadiyanî (d. 1835 ya da 1839- ö.
1908) tarafından Hindistan Pencap-Kadiyan'da XIX. yüzyılın
sonlarına doğru kurulan dini hareket. Kıyamet'e dair
haberler üzerine kurulan Kadiyanilik, Mirzaiye ve Kadiyaniye adlarıyla
da anılmakla birlikte hem kurucu ve bağlıları, hem de
resmi belgeleri esas alan araştırmacılarca Ahmediye
adıyla anılır. Kendilerinin ayrı bir din ya da mezhep
üyesi gibi görülmesini istemeyen Kadiyanîler, hareketlerini ahmediye
Hareketi olarak adlandırırlar. Bununla birlikte hareket
İslam dünyasında daha çok Kadiyanilik olarak tanınmıştır.
Gulam Ahmet, öğrenimini Kadiyan'da
tamamladıktan sonra bir süre Sialkot'ta, bölge mahkemesinde memur
olarak çalıştı (1864-1968). Hristiyan papazlar, Hindular
ve Müslümanlarla sıkı bir ilişki içinde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kadiyanilik |