Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiHürmet-ı MusahareHürmet-ı musahare
Evlenme sonucu meydana gelen akrabalarla evlenme yasağı.
Sıhriyete dayanan haramlık. Sıhriyet, eşlerden birini
diğerine bağlayan hukuk; bir rabıtadır. Sonradan
boşanma veya ölüm sebebiyle evlilik sona erse bile sıhfi
akrabalık devam ettiği için, bu, mutlak bir evlenme engeli teşkil
eder.
Kur'an-ı Kerîm'de evlenme engeli doğuran
sıhrî hısımlar dört gruba ayrılır. Üvey kızlar;
Bir erkeğin evlendiği kadının, başka kocadan olma
kızları, oğlunun kızları yahut
kızının kızları bulunursa, üvey baba bunlarla
ebedî olarak evlenemez."... Kendileriyle zifafa girdiğiniz
karılarınızdan olup himayelerinizde bulunan üvey kızlarınızla
evlenmeniz size haram kılındı" (en-Nisa, 4/23). Bu
engelin doğması için üvey baba ile, kızın annesinin
cinsi temasta bulunması veya ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hürmet-ı Musahare Hırka-ı SaadetHırka-ı saadet
Peygamber Efendimize ait olup Abbasiler'de ve Osmanlılar'da
halifeliğin alameti sayılan hırka.
Peygamber efendimiz çeşitli münasebetlerle bazı
şahıslara bizzat kendi hırkalarını hediye
etmişti. Mesela meşhur şair Ka'b b. Züheyr'e Mescid'de
okuduğu fevkalade etkili ve güzel kasidesi dolayısıyla bürdesini
vermiş, Ka'b'ın bu şiiri bu sebeple Kasîde-i bürde diye
adlandırılmıştı. Tebûk Gazvesi sırasında
Eyle halkından Yuhanna b. Ru'be'ye de böyle bir hırka hediye
etmişti.
Abbasîler iktidara geldikleri zaman kendilerini Hz.
Peygamber'in kutsal hatıralarının ve yetkilerinin birer varisi
olarak takdim ederek, aslında idarede tamamıyla dînî esasları
uygulama gibi bir gayret ve hatta niyetleri olmadığı halde,
dînî bir görünüm sağlamak istediler. Böylece tebaa üzerinde
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hırka-ı Saadet Hıra MagarasıHıra magarası
Peygamber Efendimize ilk vahyin nazil olduğu
mağara.
Hira aslında, Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda
bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada
Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde
meşhur olmuştur. İlk vahyin geldiği mekan oluşu
sebebiyle bu dağa "Cebelü'n-nûr (Nur Dağı)"
adı da verilir.
Peygamber efendimiz, risalet görevinin kendisine
verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke'nin
şirk, ahlaksızlık, haksızlık ve zulümle dolu
havasından sıyrılarak sık, sık Hira Dağı'ndaki
bu mağaraya gidip uzlete çekiliyor, Hira Mağarası'nda
kendisini Allah'a vererek O'nun varlığını,
birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah'a
olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık
onların isyanını, ahlaksızlık ve
sapıklıklarını tefekkür ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hıra Magarası Hılye-ı SaadetHılye-ı saadet
Hilye; cevher, süs, sûret, görünüş ve güzel
sıfatlar.
İslamî ıstılahta hilye; Rasûlullah'ın
yüce sıfatlarını anlatan manzûm veya nesir halindeki yazılara
Hilye-i Saadet veya Hilye-i Şerif denilir.
Hilye-i Saadet, çok kere nesihle yazılmıştır.
Başta besmele yazılır, besmelenin sağından
başlanarak Raşid halife (Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman,
Hz. Ali) isimleri sülüsle yazılırdı. Bu kısıma
göbek tabir olunur. Biraz daha aşağıda yine sûlüsle
"Ve ma ersalnake illa rahmeten li'lalemîn" ayet-i
kerîmesi yine sûlüsle yazılır ve bu ayetin altına da
hilye-i saadetin geri kalan kısmı yazıldıktan sonra
yazan şahsın adı kaydedilirdi. Bu kısma da etek tabir
edilir. Bu etek kısmının sağına ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hılye-ı Saadet Hılm (hilim)Hılm (hilim)
Yumuşak huyluluk, yumuşak karakterlilik,
sakin tabiatlılık, nefsi hakim olma hali.
Nefsi ve tab'ı, gazabın heyecanından
alıkoymak.
Nefsini kızgınlığın
heyecanından koruyan, hilm sahibi olan kimseye "halîm"
denir. Halîm, Kur'an-ı Kerîm'de çeşitli ayetlerde Allah
Teala'nın sıfatı olarak geçer. Çok sabırlı,
isyanlarına rağmen isyan eden kişilere ceza vermekte
aceleci olmayan, gazabın kendisini
kızdırmadığı, bir dalalete düşenin düşüncesizliğinin,
bir asînin isyan etmesinin kendisini öfkelendirmediği, af ve teennî
sahibi kimse gibi anlamlara gelir. Halîm aym zamanda, güçlü kuvvetli
olduğu halde affeden, ceza vermekte acele etmeyen, teennî gösteren
kimsedir. Cezalandırmaktan aciz olarak affeden kimse ise, hilm
sahibi olamaz. Bu gibilere halîm denilmez.
Hilm "bulûğ çağı" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hılm (hilim) HıllHıll
Haremin dışında kalan saha, mübah,
hedef, ikamet eden gibi anlamlara gelir. Bir fıkıh terimi
olarak hill; hac veya umre için ihrama girme yerleri olan mikatlarla,
Kabe'nin harem bölgesi arasında kalan bölgeyi ifade eder. Bu
yörede oturan halka "ehlü'hıll", hac veya umre için,
mikatlerin dışında kalan belde veya ülkelerden hicaza
gelenlere ise "afakî" denir.
Mekke'de oturanların hac için ihrama girme yeri,
bulundukları yerdir. Hz. Peygamber Mekkelilerin bulundukları
yerden ihrama girebileceklerini bildirmiştir (Buharî, Hac, 9,11;
Müslim, Hac,1 l, Ebû Davud, Menasik, 23). Evi Mekke'nin dışında,
ancak harem bölgesinde bulunanların durumu da böyledir. Ancak
bunların Mescid-i Haram'dan ihrama girmeleri mendub'tur.
Mekkelilerin Umre için ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hıll Hılfu'l-fudulHılfu'l-fudul
Zulme karşı İslam öncesi Arapların
yaptığı Hz. Peygamber'in de katıldığı
antlaşma.
Bütün cahili toplumlar gibi İslam öncesi Arap
toplumu da kuvvet sahibi zorbaların hakim olduğu, zulüm ve
haksızlığın kol gezdiği bir toplumdu. Fil
olayının yirminci yılında Ficar savaşı
olarak adlandırılan kanlı kabile kavgalarından sonra
Mekke'de hiçbir yabancı ve koruyucusuz kimsenin mal, can ve namus güvenliği
kalmamıştı. İşler çığırından
çıkmıştı. Yabancı tacirlerin malları
alınır, parası ödenmezdi. Hac için gelenlerin hoşa
giden kadın ve kızları zorla ellerinden alınır,
kimsenin feryadına kulak asılmazdı.
Böyle bir ortamda Yemen Zebid kabilesinden bir adam
Mekke'ye satmak için bir deve yük mal getirmişti. Mekke'nin ileri
gelenlerinden As ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hılfu'l-fudul Hılekar, HilekarlıkHılekar, hilekarlık
Hîleci, hîle yapan, düzenbaz, oyuncu. Hîlekarlık,
ayin kökten Arapça, Farsça bileşik isimdir. Bir işi,
muhatabını yanıltarak yapmaya sevk eden kimseye "hîlekar"
denir. Hîle ahlaka aykırı bir davranış olup, bütün
semavî dinlerde yasaklanmıştır.
Kur'an-ı Kerîm'de Hz. Şuayb (a.s)'ın
kavmini hîleye karşı uyarışı şöyle ifade
edilir:
"Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin için
ondan başka ilah yoktur. Ölçü ve tartıyı eksik
tutmayın. Ben sizi bolluk ve bereket içinde görüyorum. Sizin için
çepeçevre kuşatacak bir günün azabından korkarım"
(Hud, 11 /84).
Hz. Şu'ayb (a.s) puta tapan Medyen
halkını yalnız Allah'ın hakimiyetini tanıyan tevhîd
dinine çalıştır. Onlar ölçüleriyle, tartılarıyla
ve silik, kesik, vezni ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hılekar, Hilekarlık HılafetHılafet
Allah'ın hakimiyet hakkının bir
tecellisi olarak İslam hükümlerini uygulamaya koymaktan sorumlu
makamının adı.
İslam yönetiminin hem teorik hem de pratik açıdan
kendine özgü olan bu makam genellikle "halifelik" veya "hilafet"
diye adlandırılmaktadır. Bu makama gelebilmek için belirli
özelliklere sahip olmanın yanında, belirli yoldan o makama
gelmiş olmak da gerekir.
Hilafet, kelime anlamıyla, başkası
nın yerine onun adına görev yapmak veya tasarruflarda bulunmak
demektir (İbn Teymiyye Mecmuu'l-Fetava, XXXV, 43; el-Kettanî,
et-Teratibu'l-İdariyye, I, 2). Halife ise, başkası
tarafından kendi adına iş görmek üzere görevlendirilen
kişiye denir (İbn Hazm, el-Fisal, IV, 107).
Başkasının adına görev yapmanın veya
tasarruflarda bulunmanın ise birkaç nedeni vardır. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hılafet HükümHüküm
Hükmetmek, menetmek, ata gem takmak, idare, yönetim,
iktidar, ilim, hikmet, anlayış. Hakkında ayet, hadîs veya
icma bulunan, veya temelde bu delillere dayanan amelî prensipler.
Hükümler İslam'ın pratik yönünü oluşturur. Çoğulu
ahkam'dır.
Kur'an'da hüküm kelimesi ve türevleri pek çok
ayette geçmektedir. Mahkeme kararı anlamında, ayette şöyle
buyurulur: "Ey Muhammed, Davud'u ve Süleyman'ı da hatırla.
Hani onlar, kavmin boşanan koyunları ekini yediği zaman,
ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Biz de onların hükümlerinin
şahitleriydik" (el-Enbiya, 21/78).
Allah'ın verdiği hüküm anlamında;
"Kafirler, yeryüzünü zaman zaman etrafından
eksilttiğimizi görmezler mi? Hükmeden yalnız Allah'tır.
Onun hükmüne karşı çıkabilecek hiç bir kimse yoktur. O,
hesabı çok süratli olandır" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hüküm |