Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Ham

Ham Cahiliye devrinde dölünden on batın doğan erkek deveye, veya dölünden olma bir erkek yavrusunun yetişip binme çağına gelen erkek deveye verilen isim. Arapların cahiliye dönemi geleneklerine göre bazı koşullarda develer bir kutsallık statüsüne kavuşurlardı. Böyle bir statüye kavuşmuş deveye artık binilmez, sırtına yük yüklenmezdi. Dilediği yerden su içer ve dilediği otlakta otlardı; kimse ona engel olmazdı. Nakledildiğine göre Araplar arasında bu adeti ilk yayan kişi, Amr b. Luhayy'dır. Adı geçen kişi, Mekke yöneticisi olduğu sırada Hz. İsmail'in dinini değiştirmiş, putlar yaptırıp onları Harem'e ve Kabe çevresine dikmiş, Araplar arasında bazı develere kutsallık verilmesi geleneğini yaymıştır (Elmalı M. Hamdi Yazır Hak ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ham

 Halvetıyye

Halvetıyye Suhreverdiye'nin bir kolu, Kübreverdiyye'nin bir şubesi olan ve Şeyh Ebu: Abdullah Siracüddin tarafından kurulan tarikat. Siracüddin Ebu Abdullah'a Halvetiyye'nin birinci piri denilmektedir. Ebu Abdullah önceleri Tebriz yakınlarında "Hoy" şehrinde, sonra Mısır'da ve oradan da Hicaza giderek ilmî çalışmalarına başlamış; bir süre sonra Sultan Üveys'in daveti üzerine Herat'a gelmiş orada 750/1349, diğer bir rivayette 800/1397 yılında vefat etmitir. Şeyh Siracüddin Ebû Abdullah'ın yedi defa hacca gittiği, sahralarda dolaşırken bir gün içi boş ve çok büyük bir çınar ağacı görüp, halvete niyetle kırk erba'în'i bir biri ardınca burada tamamladığı, tesis ettiği tarikatın adına Halvetiye denilmesinin sebebinin de bu olduğu bilinmektedir. Ebû Abdullah, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halvetıyye

 Halvet

Halvet İki kişinin özellikle bir erkek ve bir kadının bir yerde başbaşa yalnız kalması. Bir isim olarak; yalnızlık köşesi anlamına gelir. Halvet, sahih ve fasit olmak üzere ikiye ayrılır. Sahih halvet, eşlerin sahih bir nikah akdinden sonra, kimsenin göremeyeceği ve istekleri dışında kimsenin giremeyeceği, ev veya kapısı kilitli oda gibi kapalı veya kapalı sayılan bir yerde yalnız başlarına kalmasıdır. Eşler, cadde, yol, mescid, umûmi hamam, kapı ve pencereleri açık ev, oda, büro veya kapısı olmayan bir bahçe yahut umuma açık park ve yeşil saha gibi yerlerde başbaşa kalsa, bununla sahîh halvet gerçekleşmez. Diğer yandan eşlerden birisinde cinsel birleşmeyi önleyecek tabiî, hissî ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halvet

 Halku'l-kur'an

Halku'l-kur'an Kur'an'ın yaratılmış olması meselesi. Halk sözlükte; Allah'ın mümkini yaratması, aslı ve modeli olmadan ve bir alet kullanmadan var etmesi demektir. Halku'l- Kur'an; Kur'an'ın yaratılmış olması anlamında bir terkip olup, terim olarak, Kur'an-ı Kerîm'in Cenab-ı Hakk'ın ezelî ilmine mi dayandığı, yoksa sonradan mı yaratıldığı konusunda Hicrî 1. asırda çıkan fikir cereyanını ifade eder. Konu Allah'ın kelam sıfatıyla yakından ilgilidir. Kur'an-ı Kerîm'in sonradan yaratılmış (mahlûk) olup olmadığı konusundan ilk defa sözedenler Mu'tezile alimlerinden Ca'd b. Dirhem (ö. 118/736) ile Cehm b. Safvan (ö. 128/745)'dır. Daha sonra bu ikisine, Bişr el-Merîsî (ö. 218/833) de tabi olmuştur. ed-Darimî (ö. 288/895)'nin er-Reddu ale'l-Cehmiyye adlı eserinde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halku'l-kur'an

 Halk (yaratma)

Halk (yaratma) Yaratma, doğru takdir etme, yoktan varetme, bir şeyi başka bir şeyden meydana getirme. "Allah gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır" (el-Hadîd, 57/4) Halk, masdar olmasına rağmen ism-i mef'ûl anlamında da kullanılır. O takdirde yaratılan manasındadır. Kelime yoktan varetme "ibda" ile eş anlamlı olduğunda, yalnızca Allah (c.c) için halık denilir. Bir başka şeyden meydana getirme, takdir etme anlamıyla halık Allah'tan başka varlıklar için de halık kelimesi kullanılabilir. Rağıb el-İsfahanî insanlar için halık kelimesi kullanıldığında şu iki anlamdan birisi kasdedilmiştir der: "Düzenleme, belirleme, takdir anlamında kullanılır: Şu şiirde olduğu gibi: "Sen düzenlersin halk ettiğin şeyi / Bazıları ise halk eder, ama ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halk (yaratma)

 Halk (tıras Olmak)

Halk (tıras olmak) Saç ve kılları gidermek. İslam'da tırnakları kesmek, koltuk altındaki kılları yolmak, kasık ve bıyıkları tıraş etmek sünnettir. Bıyıkları kısaltma tıraş etmekten daha iyidir. Bu sünnetleri ilk yapanın İbrahim (a.s) olduğu rivayet olunur. Bıyıklar tıraş edilmeyip de bırakıldığı zaman üst dudağa sarkan ve yanlara doğru fazla uzanan kısımlar kesilir. Çünkü bıyıkların içilen suya, yenen yemeğe dokunması mekruhtur. Sakalları kestirmek haramdır. Sünnet olan; sakal avuçlandığı zaman fazla gelen kısımları kesmektir. Kasıkları en geç kırk günden kırk güne tıraş etmek lazımdır. Koltuk altlarını yolmak sünnet olmakla beraber tıraş etmekte de bir sakınca yoktur. Tıraş edilen, yolunan ve kesilen kılları gömmek mendup, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halk (tıras Olmak)

 Halk (avam)

Halk (avam) İnsan topluluğu. Belirli ortak noktaları olan insan kütlesi. Halk kelimesi arapça "ha-le-ka" kökünden gelmektedir. Genel olarak takdir etmek, birşeyi yoktan varetmek manalarında kullanılmıştır. Kur'an-ı Kerîm'de genellikle dünyanın, insanın ve diğer varlıkların yaratılması beyan edilirken "halk etme" kavramı geçmektedir. Kelime "yaratılmışlar" anlamında ism-i mef'ul olarak kullanılmıştır. Ancak Arap dilindeki "halk etme" kavramı bugünkü manada "insan topluluğu" manasını ifade etmez. (Yûsuf Kerimoğlu, Mükellef mi, Halk mı?, Mektep Dergisi, İstanbul I986, SAYI. 4, s. 36). Halk kelimesi Latince "Populus''tan gelmekte "people", "peuple" gibi diğer dillere geçmiş bulunmaktadır. Buna göre belirli bir toprakta oturan bir cinsten olan ve aynı dili kullanan insan kitlesine ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halk (avam)

 Halimetü's-sa'dıyye

Halimetü's-sa'dıyye Peygamber efendimizin süt annesi. Tam adı, Halîme bint Ebî Züeyb şeklindedir. Hevazin kabîlesinin Benû Bekr kolundan Sa'd oğulları boyuna mensup idi. Sa'doğulları, Mekke yakınlarında Hudeybiye civarında badiyede yaşıyordu. Havası ve suyu güzel badiyelerde yaşayan kadınlar, bir geçim kaynağı olarak büyük şehirlere gelip süt annelik yapmak üzere yeni doğan çocukları alıp badiyeye götürürlerdi. Mekke'de de zengin eşraf aileleri çocuklarını böyle bir süt anneye vermeyi adet edinmişlerdi. Peygamber efendimizin doğduğu yıl, Halîme de eşi el-Haris b. Abdiluzza es-Sa'dî ile Mekke'ye gelmiş ve iyi bir ücret alabileceği uygun bir çocuk aramıştı. Peygamber efendimizin babası Abdullah daha önce öldüğünden bu yetim çocuğun ailesinden umduğu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halimetü's-sa'dıyye

 Halim

Halim Yüce Allah'ın güzel isimlerinden biri. "İnsanın kendisini veya yaratılışında mevcud olan öfke ve kızgınlığı kontrol altına alması ve öfke anında, nefse hakim olup aşırı gitmemesi" manalarına gelen "hilim" kelimesinden türemiştir. Sıfat olan "Halîm" kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de hem Allah Teala hakkında, hem de bazı peygamberler hakkında kullanılmıştır. Mesela Allah Teala'nın sıfatı olarak bu kelimenin geçtiği iki ayet şöyledir. "Güzel bir söz (söylemek) ve affetmek, peşinden eziyet gelen sadakadan iyidir. Allah herşeyden müstağnî ve halîmdir (ceza vermekte acele etmez) (el-Bakara, 2/263). "Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu (Allah'ı) övgü ile (hamd ile) tesbih etmeyen hiç bir şey ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Halim

 Hakımıyet

Hakımıyet Arapça'da "el-Hukm" kelimesi sözlükte yargı ve yargıda bulunmak anlamındadır. Kelime bütün kökleriyle, taraflar arasında ister anlaşmazlık bulunsun isterse bulunmasın belirli bir konunun gerçek değerinin anlaşılması için, bu konuda yetkili kabul edilen bir makama başvurma manasını ihtiva etmektedir: Kur'an-ı Kerîm'de de -kelimenin bu anlamı göz önünde bulundurularak- kullanıldığı görülmektedir. Bu kelimenin Türkçe'de "egemenlik" anlamında kullanılan "hakimiyet" şeklindeki söylenişi ise, hüküm koyma, hüküm verme yetkisi, yüksek egemenlik (sovereignty) anlamıyla Arapça'da da yenidir. Hakimiyeti hukukçular ve siyaset bilimcileri genel olarak şu şekillerde tanımlarlar: J. Bodin'e göre hakimiyet; "yurttaşlar ve uyruklar üstünde yasayla kısıtlanmamış en yüksek iktidar" (G. Sabine, Siyasal Düşünceler Tarihi, II, 82); ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Hakımıyet