Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Haber

Haber Birşey veya konu hakkında aktarılan bilgi. Çoğulu "ahbar" gelir. Kur'an-ı Kerîm'de, Tebük seferine çeşitli bahanelerle katılmayanlar hakkında inen şu ayette sözkonusu kelime çoğul olarak geçmektedir: "Münafıklar (savaştan) döndüğünüz vakit sizden özür dilerler. De ki, özür dilemeyin! Size asla inanmayacağız. Allah bize haberlerinizi açıkça bildirmiştir." (et-Tevbe, 9/94). Nitekim Allah'ın sıfatlarından olan ve herşeyden haberdar olan manasına gelen "Habîr" sıfatı da aynı kökten gelir. Hadis ıstılahı olarak haber kelimesi birkaç manada kullanılmıştır. En yaygın ve kabul gören tanımı;"hadis" terimiyle eş anlamlı olarak kullanılmış ve Hz. Peygamber'in hadislerine "haber" denmiştir. Bu tarif özellikle Horasan hadisçilerinin tarifinden biraz farklı olup, onlar, sahabe ve tabiinden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Haber

 Güzel Söz

Güzel söz Alemde en üstün vasıflarla yaratılan varlık; insandır. Sahip olduğu bu üstün meziyetler, insana diğer varlıklara verilmeyen yükümlülükleri de yüklemiştir. Akıl, anlama kabiliyeti, işitme, görme, konuşma gibi üstün meziyetlerden insan "hesaba çekilecektir. "...kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur" (el-İsra, 17/35). Her eşyanın var oluşunun bir maksat ve gayesi olduğu gibi insan ve onun uzuvlarının da yaratılışlarının birtakım gayeleri vardır. Eşya, ancak gayesine göre kullanıldığı takdirde gerçek değerini bulur. Konuşma kabiliyeti insanlar için verilmiş değerlerin en önemlilerinden biridir. Bu kabiliyet ile insan, hemcinsleriyle anlaşma imkanına sahip olur. Toplum halinde yaşamak mecburiyetinde olan insan, her gün defalarca bu kabiliyetini kullanarak ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Güzel Söz

 Güzel Koku

Güzel koku Peygamberimiz bir hadîsinde "Bana kadın ve güzel koku sevdirildi. Gözümün nuru da namazdır" buyururlar. Bu hadis, Peygamberimizin güzel ve iyi olan şeye sevgisini dile getiriyor. Peygamberimiz, güzel kokuyu namazla birlikte anmıştır. Böylece, güzel kokunun değerini ve yerini belirtmiştir. Aşağıdaki hadislerden de anlaşılacağı üzere Peygamberimiz, güzel kokuyu reddetmediği gibi, saçına ve sakalına koku sürülmesine de itiraz etmezdi. Enes İbn Malik; "Hz. Peygamber (s.a.s.) hoş kokuyu reddetmezdi" (Buharî Libas) buyuruyor. Azre İbn Sabit de, "Bir kere Enes İbn Malik'in torunu ve Basra kadısı Sümame İbn Abdullah'ın huzuruna gitmiştim, Sümame bana güzel bir koku uzattı da şöyle dedi. "Alınız, dedem Enes İbn ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Güzel Koku

 Gıyınme

Gıyınme Bedenin uygun bir örtü (elbise) ile örtülmesi; yaratılanlar içinde insana mahsus bir özellik. İnsan, yaratılışı icabı, örtünmesi gerekli yerlerini (avret yerleri) örtmeğe mecburdur. Bu, onun üstün, şerefli ve sorumlu bir varlık olmasının tabiî sonucudur. Giyinmenin, ayrıca, soğuk ve sıcaktan koruma, süs olma gibi fonksiyonları da vardır. Giyinmenin en önemli sebep ve hikmeti; edep yerlerinin örtülerek şeytanın insanları kötü yola düşürmesine engel olmaktır. Bu husus Kur'an'da açıkça belirtilmiştir: "Ey Adem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Takva (Allah'ın azabından korunma) elbisesi daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah'ın ayetlerindendir; belki düşünüp öğüt alırlar. Ey Adem oğulları, şeytan, ana ve babanızı, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gıyınme

 Gıybet

Gıybet Bir kimsenin gıyabında hoşlanmayacağı bir söz söylemek, çekiştirmek; meydanda olmama, kaybolma hali. Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk arasında dedikodu, gıybet ile aynı anlamda kullanılır. Gıybet, insan veya insanla ilgili birtakım şeyler üzerinde olur. Kişinin bedeni, nesebi, ahlakı, işi, dini, dünyası, elbisesi, evi, bineği... dedikodu konusu olabilir. Gözün şaşılığı, saçların döküklüğü, uzun veya kısa boyluluk, siyah veya sarı renkte olmak... Bunlardan alaylı bir şekilde bahsedilmesi sözkonusu kişinin kalbini kırar. Kur'an ve Sünnet, gıybeti yasaklamıştır: "Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gıybet

 Günah

Günah Allah'ın buyruklarına aykırı düşen, dinen suç sayılan davranışlar İslam şerîatının ve temiz insan fıtratının yapılmamasını emrettiği hususlar Arapça'da günah'ın karşılığında; İsm, zenb, isyan, cürm kelimeleri kullanılır. İsm, günahın tam karşılık anlamıdır. Zenb (cürm), insanın Allah'ın rızasını kazanmasını engelleyen; isyan, Allah'a itaat etmemek-demektir (Cürcanî, et-Ta'rifat, s. 9, 107, I51). Yahudî ve hristiyanlar dinlerinin birçok esaslarını bozdukları gibi günah kavramım da kendi arzularına uygun olarak değiştirmişlerdir. Yahudiler; Allah'ın seçilmiş kulları oldukları inancıyla, kendi ırklarından olmayan insanlara yaptıkları kötülükleri mübah kabul ederler. Kendilerinin cehennemde sayılı günler kalacaklarına, sonra yalnızca kendi ırklarının cennete gireceğine inanırlar. Bu materyalist millet eskiden günah keçisi adını verdikleri bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Günah

 Gümüs Yüzük

Gümüs yüzük Erkeklerin gümüş yüzük takınması icma ile caizdir. Abdullah İbn Ömer der ki: Resulullah (s.a.s.) gümüşten bir yüzük edindi. Bu yüzük onun elinde idi. Sonra Ebû Bekir'in, ondan sonra Ömer'in ve ondan sonra Osman'ın elinde bulundu. Nihayet Hz. Osman zamanında Eris kuyusuna düştü. Üzerinde Muhammedûrresulullah yazılı idi (Müslim, Libas, 54). Yine İbn Ömer (r.a.) şöyle der: Peygamber (s.a.s.) attın bir yüzük edindi. Sonra onu bıraktı. Bilahere gümüşten bir yüzük edindi ve onun üzerine "Muhammedûrresulullah" nakşettirdi ve "Benim bu yüzüğümün nakşı üzerine kimse nakış yapmasın" buyurdular. Onu taktığı vakit, taşını avucunun içine çevirirdi. Muaykib (r.a.)'den rivayet edilen hadise göre Eris kuyusuna ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gümüs Yüzük

 Gümrük Vergısı

Gümrük vergısı Yurtdışından getirilen belli eşyadan sınırlarda alınan vergi. Devletin gelir kaynaklarından birisi olan bu vergi, yerli malların yabancı ülke malları karşısında rekabetini sağlar. İslam tarihinde ilk uygulamasını Hz. Ömer devrinde gördüğümüz gümrük vergisi, İslam ülkesine giren gayr-i müslim tüccardan alınan bir vergi idi. Hz. Ömer, başka ülkelere giden müslüman tacirlerin, malları üzerinden alım-satım vergisi ödediklerini Ebû Mûsa el-Eş'arî (v. 42/663)'den öğrenmiş ve onun teklifi üzerine bu vergiyi koymuştur (İrfan Mahmud Rana, Hz. Ömer döneminde Ekonomik Yapı, Terc. Ahmet Kot, 113). Kaynakların bildirdiğine göre bu vergi, darü'l-harb * ile darü'l-İslam * arasında yapılan ticarette uygulanan ve yalnız ticarî eşyaya mahsus olan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gümrük Vergısı

 Gıbta

Gıbta Kişinin başkasında bulunan nimetin yok olmasını temenni etmeyerek aynı nimetin kendisinde de olmasını arzu etmesi. Gıpta; bir nevi imrenmek olup İslamî açıdan sakıncalı olmadığı gibi kıskançlık da değildir. Çünkü kıskançlık; başkasında olan iyi halin ve nimetin yok olmasını arzu etmek olup, bu haram ve kötü bir ahlaktır. Kur'an ve Hadisde kötülenmiştir. Türkçede bunu kıskanmak ve çekememek kelimeleriyle ifade ederiz. Halbuki gıbtada böyle bir arzu yoktur. Yani başkasında görülen nimetin yokluğunu temenni etmeksizin, sadece kendisinin de aynı nimete sahip olmasını arzu etmesi demektir. İlim, zenginlik, yardım vb. gibi hususlarda gıbta mübah görülmüştür. Fakat, hırsızlık, tembellik, serkeşlik ve gangsterlik gibi fiiller üzerindeki ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gıbta

 Gusül (boy Abdesti)

Gusül (boy abdesti) Tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamak. Fiil kökünden isim olan gusl, sözlükte; yıkanmak ve temizlenmek manasına gelir. "Gasele" fiili de, kirin suyla giderilmesi ve temizlenmesini ifade eder. Erginlik çağına gelmiş her müslüman erkeğin ve kadının şu durumlarda boy abdesti alması gerekir. 1) Cünüplük; yani cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması. 2) Hayız (kadının adet görmesi) ve nifas (lohusalık) halinin sona ermesi. Bu hallerde gusletmek farzdır. Bazı durumlarda da gusletmek, sünnet veya müstehabdır. Mesela; Hac ve Umre yapmak maksadıyla Mekke ve Medine'ye girmeden önce, hac ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gusül (boy Abdesti)