Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Ef'al-ı Mükellefın

Ef'al-ı mükellefın Yükümlülük sahibi olanların yaptıkları işler, fiiller. Ef'al "fiil", mükellefin de "mükellef" kelimesinin çoğuludur. "Teklif" mastarından türetilmiş olan bu kelime "yükümlülük sahibi kişi" anlamındadır. Şer'i ıstılahta: "İslamî emir ve yasakların muhatabı olan ve bunlara uymakla yükümlü bulunan kimse" demektir. Bu terkip "yükümlülerin fiilleri" diye Türkçeleştirilebilirse de fıkıh ıstılahında "yükümlülerin fiillerinin şer'î hükümleri" anlamında kullanılmıştır. Ef'al-i mükellefin sekiz tanedir: Farz, vacib, sünnet, müstehab, mübah, haram, mekruh ve müfsid. Bu taksim Hanefi hukukçularına göredir. 1. Farz: Sübûtu ve ifade ettiği anlamı (delaleti) kesin olan delillerle Allah veya Rasûlünün emrettiği fiiller "farz" adını alır. Farzlar, te'vile (başka anlama) gelme ihtimali bulunmayan ayet veya ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ef'al-ı Mükellefın

 Çorap Üzerıne Meshetmek

çorap üzerıne meshetmek ÇORAP ÜZERİNE MESHETMEK Çorap, Arapça "cevreb"in Türkçe söylenişidir. Bu kelime Farsça "kevreb" kelimesinin Arapça'ya geçmiş şeklidir. Çoğulu "cevarib"dir. Müfredi, "ayak sargısı" anlamına gelir (İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, Beyrut 1300, I, 263). Örfte sargı sözcüğü dikişsiz olana tahsis edilmiştir. Çorap, dikişli ve örgülü şeylerden olup, mest gibi ayağa giyilir. Acaba çorap, mest hükmünde midir? Onun üzerine meshetmek caiz midir? Ayağa giyilen ve "mest" denilen veya mest hükmünde bulunan şeyler üzerine abdest alınırken mesh edilmesi caizdir. Bu, dinin gösterdiği bir kolaylıktır. Hanefîlere göre ayağa giyilen bir şeyin mest sayılması için şu özellikleri taşıması gerekir: 1) Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek derecede ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çorap Üzerıne Meshetmek

 Ashabu'l-eser

Ashabu'l-eser Eser, meydana getirilen şey, nişan ve alamet demektir. Terim olarak ise gerek Hz. Peygamber (s. a. s.)' den ve gerekse sahabeden rivayet edilen şeylere denir (Riyazü's-Salihîn ve Tercemesi (Mukaddime), 1-2). Ashabu'l-Eser de eser sahipleri, eser taraftarları ve eserciler demektir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu dünyadan göçmeleriyle başlayarak İmam Şafiî'nin yaşadığı asra kadar gelip geçen fıkıh bilginleri iki kısma ayrılır: a) Ashabu'l-Eser. Buna ashab-ı rivayet de denir. b) Ashabu'l-Rey. Buna ehl-i rey de denir (M. Ebû Zehra, Ebû Hanife, (O. Keskioğlu Tercümesi) Üçdal Neşriyatı, s. 161) Asr-ı saadette müslümanlar, ortaya çıkan problemlerini Hz. Peygamber (s.a.s.)'e arzediyorlar, gerekli cevabı alarak dönüyorlardı. Hz. Peygamber ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-eser

 Masiyet

Masiyet Baş kaldırmak, isyan etme, haddi aşma, sınırları çiğneme; Allah'a ve Resulüne karşı gelme, günahlara dalma, helal ve haram sınırlarını çiğneme, Allah ve Resulünün hükümlerini uygulayan emir ve yetki sahiplerine karşı gelme. Masiyetin türemiş olduğu "asa" fiili Kur'an'da birçok yerde kullanılır. Bu fiilin bütün kullanılışları isyan edenleri, haddi aşanları, sınırları çiğneyenleri işaret eder. Bunlar korkutulur, tehdit edilir ve masiyetlerinden vazgeçmeleri istenir. Bizzat masiyet kelimesi Kur'an'da iki ayette geçer. Her iki ayette de masiyet rasule karşı gelmeyi ifade eder; "Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaktan alıkonuldukları halde yine o menedildikleri ise dönüyorlar; günah, düşmanlık, Resule isyan (masiyetür-Resul) hususunda gizli gizli ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Masiyet

 Bozgunculuk

Bozgunculuk Yeryüzünde fitne, fesad ve karışıklık çıkarmak; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşmak. İnsan, fıtratındaki "nankörlük" ve "zalimlik" özellikleriyle, zaman zaman Rabbine isyan ederek, yeryüzünde bozgunculuk çıkarır, kendisi gibi eşit şartlarda yaratılan insanları mali güç veya zorbalıkla esareti altına almaya çalışır. Haysiyet ve şereflerini korumak isteyenlerin direnmesi neticesinde savaşlar çıkar ve kanlar dökülür; adeta meleklerin çekindikleri husus tecelli eder: "Hani Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti de, melekler: Biz seni hamd ile tesbih, takdis eder dururken; yeryüzünde fesad çıkarıp, kanlar dökecek birini mi yaratacaksın demişlerdi." (el-Bakara, 2/30). Meleklerin, Allah Teala'nın yaratmak istediği bu mahlûkun fıtratı ve karakteri hakkında bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bozgunculuk

 Kudsi Hadis

Kudsi hadis Manası Allah'a, ifadesi Hazreti Peygambere aid olan hadis. Hazreti Peygamber'in Allah Teala'dan rivayetle ifade buyurduğu hadislere "Kudsi Hadis" denir. Hz. Peygamber'in istediği ibare ile ifade etmek üzere bazen Cibril (a.s) vasıtasıyla ve bazen de vahiy, ilham ve rüya suretiyle Allah Teala'dan rivayet ettiği hadistir. "Kudsi hadislerin, bir taraftan ilk kaynak olarak Allah Teala'ya izafe edilmesi, diğer taraftan Hz. Peygamber'in hadisleri arasında ve hadis lafzıyla zikredilmesi, bunların bazı yönlerinden Hz. Peygamber'in hadislerine benzerliğini ortaya koymaktadır. Zira Kur'an-ı Kerim Allah kelamı olup Hz. Peygambere vahyolunmuştur; kudsî hadislerin de ilk kaynağı Allah Teala olduğuna ve Hz. Peygamber tarafından ondan rivayet edildiğine göre, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Kudsi Hadis

 Vaftiz

Vaftiz Hıristiyanlığa girme alameti ve Hristiyanlığın şartı sayılan yedi merasimden biri. Vaftiz Ortodokslarda suya girmekten, Katoliklerde üzerine su serpmekten ibarettir. Vaftize Arapçada "ta'mid" denir. Vaftiz, Hristiyanlıkda Hz. İsa'nın dinine katılmanın hukuki ve mukaddes bir göstergesidir. Vaftiz edilen kişiye verilen isme "vaftiz adı" denir. Bir çocuğu vaftiz hazırlayan, tören sırasında onu kucağında tutarak yanında bulunan iki önemli kişi vaftiz anası ile vaftiz babasıdır. Kiliselerde vaftiz suyunun konulduğu taş, metal, çimento vb. şeylerden yapılmış kurna biçimindeki kaba da "vaftiz teknesi" denir. Hemen bütün dinlerde arınma ve yenilenmeyi sağlamak için çeşitli şekillerde su kullanıldığı bilinmektedir. İslam'da abdest ve gusul, bir takım dinî görevlerin yerine ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vaftiz

 Öşür

öşür Ondalık; onda bir; toprak ürünlerinden veya diğer bazı kazançlardan alınan bir tür vergi anlamında bir İslam hukuku terimi; vergilendirmede kullanılan ve müslüman vergi mükelleflerinden belirli sınıflar için, mahsulden alınan onda veya yirmide bir oranındaki verginin adı. Bu kelimenin, Asurluların altın veya ayn olarak aldıkları "ışru-u" adlı vergiden veya İbranice "ma'şer" denilen, tapınak yahut krallara verilen onda bir oranındaki verginin adından geldiği ileri sürülmüştür. Bu duruma göre öşür, etimoloji bakımından, İslam'ın çıkışından önceki bazı toplumların vergi statüsünü ifade etmektedir. İslam, zekat yükümlülüğünü getirirken, bazı arazi mahsullerinden alınacak zekat miktarını da belirlemiş ve buna "öşür" adını vermiştir. Öşür vergisi daha sonra, mülk ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Öşür

 Özür

özür Bir işin olması veya olmaması, bir suçun affı için öne sürülen sebep; bir malda bulunan noksanlık veya kusur; daha fazla bir zarar meydana gelmeksizin, İslam'ın hükümlerini yerine getirmek güç olan durumlar. İbadet konusunda, abdesti bozan şeyin devam etmesine özür; buna müptela olan kimseye ise "özürlü" denir. Sonradan ortaya çıkan bazı özür halleri, akitleri de etkiler. Devamlı gaz çıkaran, idrarı damlayan, burnu kanayan, yarasından kan gelen erkek ve kadınla, hayızda üç günden az veya on günden çok; nifasta kırk günden çok kan gelen kadın; henüz dokuz yaşına girmeyen kız çocuğundan ve elli beş yaşını geçen kadından kan gelmesi halinde bunlar "özürlü" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Özür

 Özel Mülkiyet

özel mülkiyet Bir şahsın elinde bulundurduğu malın kendisi ve menfaati ile birlikte ona ait olması, malın başka birisi ile ilişiğinin bulunmaması. Özel mülkiyet, İslamın icad ettiği bir hak değildir. İslam, doğuşu esnasında özel mülkiyetle karşılaşmış ve onu kaldırmak yerine, mülkiyeti elde etme yollarını ıslah etmiş ve özel mülkiyet hakkı yanında bir de amme (kamu) mülkiyetini müesseseleştirmiştir (Fahri Demir, İslam Hukukunda Mülkiyet Hakkı ve Servet Dağılımı, Ankara 1986, s. 127). Mutlak manada mülkiyetin sahibi Allah'tır. Allah malın yaratıcısı, hibe edeni ve rızık olarak vericisidir. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim bu gerçeği Onlara Allah'ın size verdiği maldan verin..." (en-Nûr, 24/33); "Size rızık olarak verdiklerimizden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Özel Mülkiyet