Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiGazı, GazılıkGazı, gazılık
Gaza eden kişi. İlahî Kelimetullah için
cihada giden, savaşan, Allah yolunda, Allah rızası için
mücadele eden müslüman askerlerden savaştan dönenlere gazi
denildiği gibi; savaşta büyük yararlıklar gösterenlere
de gazilik ünvanı verilir. lügatta "savaşa katılan
kişi" hakkında kullanılmasına rağmen,
savaşa katılan ve sağ olarak geri dönenler için kullanılan
bir deyimdir.
Kur'an-ı Kerîm'de şu buyrukla müminlere
seslenilmiştir: "De ki: Bize iki iyilikten, gazilik ve
şehitlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz?"
(et-Tevbe, 9/52). Bu ilahî emri asırlarca halk "Ya gazi ya
Şehid", "Ölürsem şehid, kalırsam gazi"
şeklinde kullanmıştır.
İslam'da zorunlu askerlik yoktur. Ancak cihada
katılmayanlar kınanır (et-Tevbe, 9/42-49). Savaşa
katılmayıp evlerinde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gazı, Gazılık GazabGazab
Nefsin hoşa gitmeyen birşey
karşısında intikam arzusuyla heyecanlanması; infiale
kapılmak, öfke, hışım, hiddet, düşmanlık
ve saldırıya meyleden saldırganlık hali.
Fıkıh açısından gazap halinde yapılan
işlerde bazı istisnalar getirilmiştir. Mesela, gazap
halinde kinaye sözlerle boşama, niyet olmadıkça geçerli değildir.
Kocanın kızarak eşine, babanın evine git demesi gibi (Ömer
Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye ve Istılahat-r Fıkhıyye
Kamusu, II,185). Hakim, gazaplı iken hüküm veremez (Müslim,
Akdiye,16). Ahlakî yönden gazap hakkında şu buyruklar varid
olmuştur: Hz. Peygamber (s.a.s.): "Gazap bütün kötülükleri
kendinde toplar" buyurmuştur (Ahmed b. Hanbel, 5/373).
Başka bir hadîsinde, "Gazap şeytandandır" (Ahmed
b. Hanbel, 4/226) buyurur.
Resulullah (s.a.s.) kendisinden öğüt isteyen
birine: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gazab GazaGaza
Kafirler üzerine yapılan askerî sefer.
Gaza kelimesi lügat itibariyle Arapça'da "gazv"
kökünden türetilmiştir. Gazv, lügatta düşmanla
savaşmak üzere sefere çıkmak anlamına gelir. İslam
literatüründe bu kelime özellikle kafirlere karşı
savaşmak üzere girişilen faaliyet için bir ıstılah
olarak kullanılmıştır.
Bir İslam tarihi tabiri olarak "gazve"
kelimesi ise biraz daha özel bir anlam ifade eder. İslam tarihinde
genellikle kabul edildiğine göre bizzat Peygamber efendimizin
kendisinin katılarak ashabına komutanlık ettiği
seferlere gazve adı verilmiştir. Bu birliğin
sayısı az da olsa, çok da olsa, hareketin gayesi bir çarpışmayı
gerçekleştirmek de olsa, başka bir gaye ile de birlik çıksa
ve neticede savaş yapılsa da, yapılmasa ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gaza Gayr-ı MüslımGayr-ı müslım
Müslüman olmayan, İslam'ın
dışında başka bir dine mensup kişi.
İnsanlar inanç bakımından iki gruba
ayrılır: Hz. Muhammed'in peygamberlerin sonuncusu (el-Ahzab,
33/40) ve bütün insanlığın peygamberi (el-A'raf, 7/158;
Sebe', 34/28) olduğuna inanan kimselere müslüman; Hz. Muhammed'in
peygamberliğine inanmayan kimselere de gayri- müslim denilir. Bu tanıma
göre ehl-i kitap olanlar (yahudiler ve hristiyanlar), mecusiler, dehriler,
sabiîler, mürtedler, müşrikler gayri-i müslim sınıfına
girmektedirler.
İslam ülkesinde bulunan gayr-i müslimlerle
müslümanlar arasında birçok münasebetler vardır. Bunlar iki
grupta ele alınabilir: Zımmîler: Zımmî kelimesi, zimmet
kökünden türemiştir. Sözleşme, antlaşma
anlamlarına gelir. Istılahta ise; antlaşma sonucu sürekli
olarak İslam ülkelerinde ikamet etme hakkına sahip olanlara
zımmî; ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gayr-ı Müslım Gayr-ı MenkulGayr-ı menkul
Taşınmaz mallar. Akar denilen konut, dükkan,
arsa, işyeri ve benzeri, başka yere taşınması mümkün
olmayan mallar. Arsa üzerindeki binalar, ağaçlar da o arsaya tabi
olacaklarından, onlar da gayr-i menkul sayılırlar.
"Akar" da fıkıh ilminde gayr-i
menkul demektir. Fakat akar kelimesi kiraya verilip, gelir getiren mallar
için kullanılmaktadır (Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı
İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamûsu VI, 10).
Gayr-i menkulün zıddı "menkuldür".
Bu tür malların, gayr-i menkulün aksine bir yerden diğer bir
yere taşınmaları mümkündür. Mesela; paralar, hayvanlar
gibi ölçülebilen ve tartılabilen mallar menkul mallardır.
Gayr-i menkul içinde bulunan mallar da, satış
işleminde, gayr-i menkule tabidir. Şöyle ki, satış
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gayr-ı Menkul Gayb, Gayb AlemıGayb, gayb alemı
Hazır bulunmayan, gizli olan. Duyu
organlarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak
ulaşılamayan"bilgiyle kuşatılamayan, müşahede
alanının dışında kalan her şey. Taberî'ye
göre bütün mümkünler gaybı oluşturur.
Kur'an gayb kelimesini, insanların içlerinde taşıdıkları
şeyleri, gelecekleriyle ve dönecekleri yerle ilgili hususları,
geçmişte kalmış kişi ve olayların bilgisini,
insan dışı varlılar dünyasını, ahiret
hayatını ve gelecek olayları içine alacak biçimde hep hazır
olanın zıddı anlamında kullanılır. Rağıb
el-İsfahanî şu tarifi verir: "Gözle görülemeyen,
duyularla idrak edilemeyen, insan bilgisinin dışında olan"
(el-Müfredat, III, 192).
Müşahede alanının
dışında olması, gaybın insanlarca bilinememesini
ifade eder. Bu nedenle Kur'an sürekli gaybın yalnız Allah
tarafından bilinebileceğini anlatır: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gayb, Gayb Alemı Gavs, Gavsu'l-azamGavs, gavsu'l-azam
Tasavvufta kainatın yönetiminden sorumlu olduğuna
inanılan velîler örgütünün başı. Kutub ve kutbu'l-aktab
(kutublar kutbu) da denir. Manevî makamı esas
alındığında daha çok kutup ya da kutbu'l-aktab
denildiği halde, özellikle kendisinden yardım istenilmesi
durumunda "yardım eden" anlamında gavs ya da gavsu'l-azam
(en büyük gavs) olarak anılır. Ancak gavs ve kutub kelimeleri
mücerret olarak kullanıldığında gavsu'l-azam ve
kutbu'l-aktab anlaşılır. Gavslık makamına ibadet
ve riyazetin çokluğu ile ulaşılmaz; doğrudan
doğruya Allah'ın bağışı neticesinde elde
edilir.
Mutasavvıflara göre gavs ya da gavsu'l-azam (eşanlamda
kutub ve kutbu'l-aktab) hakikat-i Muhammediye (Muhammedî hakikat)'ın
mazharıdır. Bütün kainatın kalbi mesabesindedir.
Değirmen taşının milin (kutb) çevresinde dönmesi
gibi kainat ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gavs, Gavsu'l-azam Gasıye SuresıGasıye suresı
Kuran-ı Kerim'in seksensekizinci suresi Mekkî
olup yirmialtı ayettir. İsmini ilk ayette geçen "gaşiye"
(kaplayan) sözcüğünden almaktadır." Fasılası ha,
ayn, te, ra, mîm harfleridir.
Gaşiye, "bütün yönleriyle hata eden
şey anlamındadır ve burada kıyamet
karşılığında kullanılmıştır.
Çünkü kıyamet, gelmiş geçmiş bütün insanları
kapsar. "Gaşiye" ayrıca insan ve hayvanları
saran bela anlamına da gelir ki, kıyamet de insanları korku
ve dehşetle sarar (Razî, Mefatîhu'l-Ğayb, XXXI/150).
Gaşiye suresi, ilk inen surelerdendir. Mekke
halkı, ahirete inanmıyordu. Bu nedenle sure, kıyamete
dikkat çeken: "(Şiddet ve dehşetiyle herşeyi)
sarıp kaplayacak olan (o felaket)in haberi sana geldi mi?" soru
cümlesiyle başlar. Dikkatleri kıyamete doğru çeviren bu
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gasıye Suresı GasıbGasıb
Başkasının mülkiyetinde olan birşeyi
haksız yere ve göz göre göre kendi mülkiyetine geçiren kimse
anlamında bir fıkıh terimi. Gasbedilen mala "mağsûb",
asıl mülk sahibine de "mağsûbun minh", bu olaya ise
"gasp"* denir.
Gasp, Kur'an, sünnet ve icma ile yasaklanmıştır.
Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır: "Ey inananlar,
mallarınızı aranızda batılla (haksız yere)
yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret
olursa başka" (en-Nisa, 4/29).
Hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır:
"Kendi rızası olmadıkça bir müslümanın
malı başkasına helal olmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned,
V, 22).
Hırsızlığın gasbdan farkı,
gizli yapılmasıdır. Bu sebeple ayrı bir statüye
tabidir.
Gasıb kişi gasbettiği malı, o mala
verdiği zararları ve sözkonusu malı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gasıb Gasl, Gasl-ı MeyyıtGasl, gasl-ı meyyıt
Yıkama, temizleme; müslüman ölüyü yıkama
anlamında bir fıkıh terimi.
Ölünün yıkanması dirilere farz-ı kifayedir.
Yıkamak için niyet edilir, besmele çekilir, ölünün elbiseleri çıkarılır,
avret yerleri örtülür ve yüksekçe bir yere yatırılır.
Ölüye namaz abdesti aldırılır, ancak ağzına ve
burnuna su verilmez. Abdestten sonra önce başı ve (varsa)
sakalı yıkanır. Yıkamaya sağdan
başlanır. Sol tarafına çevrilip yıkandıktan
sonra sağ tarafına çevrilip yıkanır. Sonra oturtulur
ve karnı ovulur, ön veya arkasından bir şey çıkarsa
yıkanır, bu takdirde tekrar abdest aldırılmaz. Her
uzvu üç kere yıkamak sünnettir. Yıkama işlemi bitince
ölü havlu ile kurulanır, baş ve sakalına güzel kokular
sürülür.
Yıkama ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Gasl, Gasl-ı Meyyıt |