Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiFurkanFurkan
Hakkı batıldan, doğruyu
yanlıştan ayıran.
Furkan. ism-i masdardır: Masdar değildir.
Fark kelimesinden daha anlamlıdır. Çünkü furkan sadece hak
ile batılı birbirinden ayırma manasında
kullanılır. Fark ise, daha umumî olup, ayırmanın mümkün
olduğu bütün nesneler hakkında kullanılır (Abdu'r-Rauf
el-Mısrî, Mu'cemü'l-Kur'an, Beyrut 1367/1948, II, 77).
Furkan, Kur'an-ı Kerîm'de değişik
anlamlarda kullanılmıştır:
1- Zafer anlamında: "Hani Musa 'ya doğru
yola gelirsiniz diye, o kitabı (Tevrat'ı) ve Furkan'ı (zaferi)
vermiştik" (el-Bakara, 2/53).
2- Dinde insanı sapıklıktan ve şüphelerden
çıkarma anlamında: "(O Kur'an ki) insanlara tam hidayettir,
doğru yolu ve hak ile batılı ayırdeden (dalaletten
kurtaran) hükümlerin nice açık delilleridir'' (el-Bakara, 2/185).
3- Kur'an ile ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Furkan Fukahay-ı Seb'aFukahay-ı seb'a
Medine'de aynı asırda yaşayan tabiîlerden
yedi fakih.
Emevilerin iktidarda bulunduğu yıllarda
bazı sahabe çocukları ve tabiînden kimselerin bu iktidar ve
yönetime karşı gelip toplumda çeşitli
karışıklıkların çıkması yüzünden bir
kısım sahabîler, tabiîler hükümet merkezinden uzak
şehirlere çekilip İslami ilimlerle uğraşmışlardı.
Onların ilmî çalışmaları ve
çevrelerinde toplanan öğrencilerinin gayretleri daha sonra tefsir,
hadis ve fıkıh gibi ilimlerin teşekkül ve tedvinini doğurmuştur.
Tabiatiyle birbirinden uzak ve değişik
toplumsal şartlara sahip olan bu şehirlerdeki bilginler
arasında görüş farkları gittikçe belirgin hale geliyor
ve her şehirde kendisine göre bir fıkıh ekolü doğmaya
başlıyordu. Bunların en etkili olanları Hicaz ve Irak
ya da diğer ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fukahay-ı Seb'a FuhusFuhus
Çirkin davranış, gayr-i meşrû' cinsel
ilişki, zina. Gerek söz ve gerekse fiillerdeki her türlü çirkinliği,
edepsizliği, hayasızlığı, söz ve davranışlarda
sının aşmayı kapsayan bir tabir.
Her türlü ahlaksızlık, homoseksüellik,
kötü huyluluk, çıplaklık, açıklık, terbiyesizce
konuşma ve cimrilik, kısacası; Allah'ın,
yapılmasını veya söylenmesini yasakladığı
her şey bu kelimenin şumûlüne girer. Ayrıca, bu ahlaksızlıkları,
toplum içinde yaymak veya yaymaya çalışmak; örneğin, müstehcen
hikaye ve romanlar, bu türden tiyatro oyunlarıyla sinema filmleri,
çıplak resimler, kadınların ortalıkta açık saçık
dolaşması karşı cinslerin birbirleriyle diledikleri
şekilde eğlenmeleri aynı şekilde fuhuş teriminin
kapsamına girer.
Fahişlik; sözde, fiilde yahut sıfatta olur.
Mesela çok uzun bir kimseye, bu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fuhus FucurFucur
Azmak, günaha dalmak, doğru yoldan ayrılmak,
yemin ve sözünde yalancı çıkmak. Allah'ın emirlerinden
çıkmak, dinî ölçü ve prensiplere aykırı hareket etmek,
fısk ve isyana düşmek.
Kur'an-ı Kerîm'de, bu kelime benzer kalıplarıyla
yedi yerde geçmekte, fakat "fücûr" kalıbı halinde
sadece bir yerde geçmektedir. O da eş-Şems suresi 8. Ayet-i Kerîmedir
ki, mealen şöyledir: "Sonra da ona iyilik ve kötülük
kabiliyeti verene andolsun ki..." (Diğer ayetler için bkz.
"Facir" maddesi)
Bu ayette "fücûr" kelimesi "takva"
kelimesinin zıddı olarak ifade edilmekte ve "takva",
"iyilik kabiliyeti" olarak, "fücûr" ise, "kötülük
kabiliyeti" olarak ele alınmaktadır. Buradan da "takva"
ve "fücûr"'un zıt anlamlar
taşıdığını ve her ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fucur FlörtFlört
Kadın-erkek arasındaki duygusal ilişki.
Flört etmek, kadın ve erkeğin duygusal ilişki kurması.
Batı toplumlarında flört, gençlerin duygusal açıdan
olgunlaşmalarını, çeşitli komplekslerinden
kurtulmalarını, cinsellik konusunda bilgilenmelerini,
eşlerin evlilik öncesinde birbirlerini tanıyarak bilinçli bir
beraberlik oluşturmalarını sağlayacak bir tecrübe ve
eğitim biçimi olarak kabul edilmiş ve hoş görülmüştü.
Fakat duygusal ilişkiler, kendisine ilişkin bütün düşünce
ve varsayımların iflasını ilan edercesine büyük bir
hızla fiziksel ilişkiye dönüşerek gündemden düştü.
Batılı toplumlar günümüzde bir yandan bir süre önce son
derece masumane ilişkiler olarak baktığı flört olayının
önüne yığdığı toplumsal sorunlarla
boğuşurken, bir yandan da artık duygusal ilişkinin
yerini alan cinsel özgürlük gibi kavram ve ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Flört Feyz-ı IlahıFeyz-ı ılahı
Bir şeyin taşıp akması, çoğalması.
Sufî terminolojisinde birincisi kozmoz (evren) ikincisi marifet
nazariyesi (Epistemoloji-Theorie de Connaissance) ile ilgili olarak iki değişik
anlamda kullanılır.
İslam Felsefesinde de bu terim, kozmozun meydana
gelişi ile ilgili bir kullanıma sahiptir. Ancak İslam
filozofları özellikle Farabı ve İbn Sina bu kelime yerine,
Batı dillerinde, daha aşağı olanın daha
yukarı olandan çıkmasını ifade eden "Emenation"
kelimesinin ifade ettiği manayı karşılayan "sudür"
kelimesini kullanırlar.
Sudur nazariyesine göre kainat, İlahı
Varlık'tan tedricî olarak genişleme ve yayılma (Extantion)
yoluyla meydana gelmiştir. Bu nazariyenin temeli büyük ölçüde
Platinos'un düşüncesine dayanır. Plotinos'a göre her şey
(kaniat) kendisine "varlık" sözünün bile ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Feyz-ı Ilahı FeyFey
Geri dönmek, vazgeçmek, gölge yayılmak fae-yefıu-fey'en
fiilinden mastardır. Bir isim olarak fey'; güneşin doğudan
batıya dönmeye başlayan gölgesi; güneşin gurubuna kadar
olan gölgesi; haraç, cizye, ticaret rusûmu; düşmandan
savaşsız elde edilen ganimet; beytü'l-malde bulunan herhangi
bir mal anlamlarına gelir.
İslam arazi hukuku terimi olarak fey'; düşmandan
savaşla veya savaşsız ele geçirilen toprakların mülkiyetinin
devlette, yararlanma hakkının ise haraç vergisi karşılığında
eski sahiplerinde bırakılması demektir. Bu, bir bakıma,
geliri toplum ihtiyaçları için harcanmak üzere arazilerin topluca
vakfedilmesidir .
Fetihle ele geçirilen araziler üç kısma
ayrılır: Savaşla (anveten) elde edilen; düşmanın
savaşsız başka yere göç etmesiyle boş kalan ve sulh
yoluyla ek ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fey FevriFevri
Düşünmeden ve anı olarak yapılan
hareket. Fıkıh ıstılahına göre "fevrî",
emredilen bir işi ilk imkan anında eda etmektir. Mukabili
"terahî"dir ki, emredilen bir işin ilk imkan anında
yerine getirilmesi icap etmeyip daha sonra yapılmasının da
mümkün olmasıdır.
İslam'da yapılması emredilen
ibadetlerin gerçekleşmesi için ortaya konan şartların en
aranılanı. bu ibadeti yerine getirecek "zaman"ın
var olmasıdır.
İbadetlerin, kendilerine tahsis edilen zaman
diliminde yapılmasına "eda"; zamanından sonra
yapılmasına ise "kaza" denir. Eda edilmesi farz olan
ibadetlerin her ne sebeple olursa olsun kazaya bırakılması
halinde kaza edilmesi de farzdır. Ancak bir kısım ibadetler
için tayin edilen zaman, namaz vakitlerinde olduğu gibi belli bir
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fevri Fetıh SuresıFetıh suresı
Kur'an-ı Kerîm'in kırksekizinci suresi.
Medine'de, Hudeybiye antlaşmasından sonra Hicret'in
altıncı yılında nazil olmuştur. Yirmidokuz ayet,
beşyüzaltmış kelime, ikibindört yüzotuzüç harftir.
fasılası Elif harfidir. Adı surede geçen Feth kelimesine
dayanır: "Biz sana apaçık bir fetih müjdeledik" (Ayet
I) Fetih: Bir yeri almak, zaptetmek, ele geçirmek demektir. Surenin
konusu, kendisinden önce yer alan Muhammed sûresindeki gibi savaş
ve fethin müjdelenmesidir.
Sure, müslümanların geleceğine dair
müjdeler ihtiva etmektedir. Hudeybiye andlaşmasından önce
Resulullah (s.a.s.) rûyasında sahabeleriyle birlikte Mekke'ye
gittiklerini ve orada umre ziyaretini yaptıklarını gördü.
Bir peygamber için rûya ayrı bir önem ifade eder; Çünkü
rûyaları bir çeşit vahiydir. Bunun üzerine Resulullah ashabına
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fetıh Suresı FetvaFetva
Sorulan İslamî bir soruya yetkili bir kimsenin
verdiği cevap, bir meselenin hükmünü belirten veya zorlukla karşılaşılan
bir olay hakkında güçlükleri çözmek için verilen kuvvetli cevap.
Fetva veren kimseye müftî denir. İslam hukuku metodolojisinde
müftî, müctehid anlamında kullanılmıştır.
Kendisi bizzat ictihad edecek durumda olmayan bir ilim sahibinin,
diğer müctehidlerin söz ve fetvalarını alıp
aktarmasından dolayı mecaz yoluyle müftî denir (ö. Nasuhi
Bilmen, İstilahat-ı Fıkhıyye Kamusu, I, 246). Fetva,
ictihada göre daha özel bir anlam taşır. Çünkü ictihad
herhangi bir soru sorulsun veya sorulmasın fıkhı hükümleri
kaynaklarından çıkarmak anlamına gelirken, fetva gerçek
veya muhayyel bir soruya verilen cevaptır. Gerçek fetva, ictihad
şartları ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fetva |