Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiFetretu'l-vahıyFetretu'l-vahıy
Vahyin kesildiği dönem, iki peygamber arasındaki
zaman dilimi. Fetret zamanı vahy ve semavî hükümlerin kesintiye uğrayıp
sükun bulduğu zamandır. Bununla Peygamber Efendimiz ile Hz.
İsa arasındaki zamanın kasdedildiği görüşü
daha çok yaygındır. O halde fetret zamanı insanları
iki peygamber arasında yaşamış olup, önceki peygamber
kendilerine gönderilmemiş, sonradan gelen peygambere de kendileri
yetişememiş kimselerdir.
Hz. Musa ile Hz. İsa'nın peygamberlik dönemi
arasında kalan İsrailoğulları ve Hz. İsmail ile
Peygamberimiz (s.a.s.) arasında yaşayan Araplar fetret döneminde
yaşamış kimseler kabul edilirler. Çünkü Hz.
İsmail'den sonra Peygamberimize kadar Hicaz bölgesinde yaşayan
Araplara başka bir peygamber gönderilmemiştir.
İsrailoğullarına gönderilen peygamberler zamanında da
yine Araplar fetret ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fetretu'l-vahıy FetanetFetanet
Peygamberlerin zarûrî sıfatlarından biri.
"Fetane" kelimesinin masdarı olup, kelime manası,
akıllılık, zekilik, uyanıklık demektir.
Ahmaklık, akılsızlık veya az
anlayışlılığın tam zıddıdır.
Bilindiği gibi Yüce Allah Hz. Adem'den, Hz.
Muhammed (s.a.s.)'e kadar, muhtelif zamanlarda, bir çok peygamber
göndermiştir. Bu peygamberler kendi topluluklarını
Allah'ın yoluna ve tevhîd inancına davet etmişlerdir.
Onlara hakikatı ve hidayet yolunu anlatmışlardır
(İbrahim, 14/4). "Beyan" ve tebliğ" gibi önemli
bir risalet görevini yerine getirme durumunda olan bu peygamberler de,
haliyle, mutlaka çok zeki, akıllı, muhakeme kabiliyeti en
üstün, düşünme yeteneği en yüksek kişilerden seçilmektedir.
Çünkü yüce Allah lütuf ve ihsanının bir nişanesi ve
kullarına olan sonsuz rahmet ve ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fetanet Fesh, FesıhFesh, fesıh
Bozmak, ayırmak, hükümsüz kılmak; daha
önce yapılmış olan akdi bozup hiç yapılmamış
gibi eski haline çevirmek.
Akitlerin durumuna göre çeşitli fesih
şekilleri vardır. Bazan akit kendiliğinden münfesih olur.
Buna infisah denir. Akdin konusunun, akdi ifa imkansız olacak
şekilde helak olması gibi. Bazan iki tarafın iradesiyle
veya taraflardan yalnız birisinin isteği üzerine de akit
feshedilebilir. Bazan da fesih, devlet tarafından gerçekleştirilir.
Bu duruma göre, akitleri fesih şekline bakarak üç grupta toplamak
mümkündür.
I) Tek taraflı irade beyanıyla fesih:
Akitlerin bir kısmı, bazı hallerde hepsi, taraflardan
birisinin tek yanlı iradesiyle feshedilebilir. Kendisinde muhayyerlik
bulunmayan akde "lazım", muhayyerlik bulunan akde ise
"gayri ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fesh, Fesıh Fesad, FesatFesad, fesat
Bir şeyin önce düzgün, düzenli ve yararlı
iken, sonradan bu vasıflarını kaybederek
değişmesi ve bozulması (kokuşması) gibi anlamlara
gelir. Fesadın zıddı, salah, fesad kökünden türeyen
mefsedet'in zıddı da maslahat'tır.
Fesad bir çok şey hakkında
kullanılabilmektedir. İbnu'l-Cevzî bunları şu
şekilde maddeleştirmiştir:
1) Can, beden ve istikametten ayrılan her şey
için.
2) Zat ve eşya hakkında
kullanılabildiği gibi, din hakkında da kullanılabilir
ki, din hususundaki fesad, çoğunlukla isyan veya küfür ile olur.
3) İbareler: Fesad, ibadetler hakkında da
kullanılır. Bazı ibadetler (hac, umre), fasid olduğu
halde devam edilip tamamlanabilir. Bazıları ise (namaz vb.),
fasid olunca artık devam edilmez ve tamamlanamaz. Yeni ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fesad, Fesat FersahFersah
Bir mesafe ölçüsü, Farsça "fersenk"
kelimesinden Arapça'ya "fersah" şeklinde geçmiştir.
Kamûs-u Osmanî'de bu kelime: "Üç mil uzunluğundaki
mesafeye denir" diye tarif edilmiştir.
Hem maddî hem de manevî şeyler için kullanılır.
Maddî olmayan şeyler için kullanıldığında
genellikle mükerrer olarak gelir. Mesela: "Falanca kimse ustasını
fersah fersah geçmiştir" denir (M. Zeki Pakalın,
Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimler sözlüğü, Fersah maddesi).
Kuzey İran lehçelerindeki bir şekilden Arapça'ya
geçmiş bir tabir olup, fars, frasang, pehl ve farsang şeklinde,
İran'da kullanılan bir yol ölçüsü olup, aşağı
yukarı at ile bir saatte gidilen mesafeye denktir.
Altı bin zira' veya zira'ı resmî (1,0387
m.) den ibaret olan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fersah FermanFerman
Padişah'ın bir iş veya gereklilik ile
ilgili arzusunu gösteren yazılı emri. Kelime Farsça'dan gelmiş
olup, "emir, buyruk" manalarına gelmektedir
Ferman ilk olarak İslamiyeti kabul eden
İlhanlılarda daha sonra ise Osmanlılarda
kullanılmıştır. Padişah
yazdırdığı yazıya kendi tuğrasını
basarak bir resmi emir çıkarmış olur. Padişah'ın
bu emrine "Ferman-ı Hümayun veya Ferman-ı
şerif"de denmektedir.
Fermanın kendine has şartları ve
özellikleri vardır. Öncelikle gönderilen mesajın Ferman
olduğu belirtilir. Ferman'ın gönderildiği kişiye dua
ve niyaz edilir. Ferman'ın gönderiliş sebebi, Ferman çıkaranın
arzusuna açıklandıktan sonra fermanın çıkarıldığı
gerekli emir verilir. Söylenmesi ve yapılması istenen şey
açıklanır, Ferman'da istenilen şeyin yerine getirilmesi ve
muvaffakiyeti için dua edilir ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ferman Fer'ı MeseleFer'ı mesele
Fer' sözlükte; ayrıntı, bir asıldan
ayrılan kolların herbiri ve şu'be, esas olmayıp ikinci
derecede önemli olan şey anlamlarına gelir. Asl'ın
karşıtıdır. Çoğulu fürû'dur. Fer'i ise asla
ait olmayıp fer'a ait olana denir. Mesele de sorulup cevabı
istenilen şey, soru; bir ilim ve fenle ilgili olup çözümü istenen
konu ve bugünkü dilde sorun anlamlarına gelir.
İslam dininin iman ve amelin birleşmesinden
meydana gelen bir bütün olduğu gözönünde tutulursa; imana ilişkin
konular aslı mesele; ibadet, muamelat (medenî ilişkiler), ve ukûbat
(cezalar) ile ilişkin konular da fer'i mes'ele kapsamına girer.
Ehl-i Sünnet alimlerine göre itikadı meseleler dinin
aslını ve temelini oluştururlar; ki, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fer'ı Mesele Fer'ı HükümFer'ı hüküm
Hüküm; karar vermek, örtmek, men etmek, bir
şeyi diğer bir şeye ispat (olumlu) veya nefy (olumsuz)
suretiyle isnat etmektir. "Bu mülk Allah'ındır" sözünde,
mülk Allah'a ispat yoluyla isnad edilmiş olur. "İnsanların
hakimiyette ortaklığı yoktur" sözünde ise
hakimiyette ortak olmama hususu nefy (olumsuzluk) yoluyla insana isnad
edilmiştir. Bir şey üzerine terettüp eden esere de "hüküm"
denir.
Fıkıh ıstılahına göre hüküm,
"mükelleflerin işleriyle ilgili olan Şart (Allah ve
Resulu)in hitabının eser ve neticesidir." Fıkıh
alimleri hükmü, "Bir iş ve muamelenin meydana getirdiği
netice ve eser" manasında kullanırlar.
"Satış muamelesinin hükmü mülkiyettir."
cümlesindeki "mülkiyettir" sözü bir hükümdür ve bu
muamelenin meydana getirdiği ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fer'ı Hüküm FerFer
Birinci derecede gerekli olmayan bilgi, dal, kol, kısım,
ayrıntı, teferruat. Bir ana gövdeden ayrılan kollardan her
biri, ağacın yukarıya ve yanlara uzanan dalları.
Kur'an-ı Kerîm'de: "Allah'ın hoş
bir sözü, kökü sağlam dalları göğe doğru olan
-Rabbinin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca
benzeterek nasıl misal verdiğini görmüyor musun?" (İbrahim,
14/24) ayetinde "fer'uha" kelimesi ağacın dalı
manasınadır.
Kelime, kadın veya erkeğin saçı, kavme
izafe edildiğinde onların efendisi, şereflisi ve
kulağa izafe edildiğinde üst tarafı anlamına gelir.
Çoğulu: Füru'dur. Füru', Usul'ün zıddıdır
İslam'dan önceki cahiliye araplarının
putlarına kurban ettikleri yeni doğmuş deve yavrusuna da
"fera" denirdi. Çok ve faydalı mala ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fer Fena FıllahFena fıllah
Allah'ta yok olma anlamında tasavvûfi bir tabir.
Fena; yok olma, varlığın sona ermesi manalarına gelir.
Tasavvufta fena, Allah'ın zatî hariç onun bütün sıfatları
ile muttasıf olmak anlamına gelir. Kul, kulların sıfat
ve fiillerini terkettikçe Allah'ın sıfatlarıyla yani
Allah'ın görme, işitme vs. gibi sıfatlarıyla
muttasıf olur. Kul Allah'a yönelip ona teslim olunca "Ben onun
gözü ve kulağı olurum..." hadis-i şerifinde
belirtildiği gibi olaylara Allah'ın nazarı ile bakmaya
başlar.
Ayrıca fena; kötü huy ve özelliklerin
terkedilip güzel olan sıfat ve özelliklere sahip olmak demektir (Tehanevî,
Keşşafu Istılahati'l-Funûn, İstanbul 1984, I,
1157).
Tasavvufî anlayışta kullanılan Fena
fillah ve karşıtı olan Beka billah ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fena Fıllah |