Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiFasıt AkıtFasıt akıt
Geçerliliği olmayan, batıl akit. İslam
hukukunda akitler, rükün ve şartlarının tam olarak
bulunup bulunmamasına göre ikiye ayrılır: Sahih ve gayri
sahih akit. Sahih akit, kendisinde rükün ve şartlar tam olarak
bulunan akittir. Gayr-i sahih ise, bu vasıfları
taşımayan akde denir.
Hanefilere göre, gayri sahih akitler fasit ve batıl
olmak üzere ikiye ayrılır. Ancak bu ayırım, mülkiyetin
nakli sonucunu doğuran veya akdi yapanları
karşılıklı borç yükü altına sokan akitlere
mahsustur; Satım, kira, hibe, karz, havale, şirket, müzaraa,
müsakat ve taksim akdi gibi. Vekalet, vesayet gibi malı olmayan,
ariyet ve vedia verme gibi tarafları karşılıklı
borç yükü altına sokmayan mali akitlerde; ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fasıt Akıt FasıtFasıt
Kokmak, bozulmak, hükümsüz olmak, doğru ve
uygun hareketi bırakmak, işler alt-üst olmak, bozgunculuk
yapmak. Fasit, fesad mastarının ism-i failidir. Bir terim
olarak, ibadetler konusunda fasitle batıl eş anlam ifade eder.
Mesela, "namaz fasit veya batıl oldu" demek, "bozuldu,
hükümsüz oldu" demektir. Bu konuda İslam hukukçuları
arasında görüş birliği vardır. Ancak muamelat
konusunda, yani akitlerde fesad ve butlan, Hanefi ve diğer mezhepler
arasında farklı anlamlarda kullanılmıştır.
Çoğunluk hukukçular, ibadetlerde olduğu gibi, akitlerde de fasitle
batılı eşanlamda kullanırlar ve ikisini birlikte
gayri sahih akit içinde değerlendirirler. Mesela, "ehliyetsiz
kişinin yaptığı satım akdi fasit veya batıldır"
sözü, onlara göre aynı şeyi ifade eder. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fasıt FasılaFasıla
Şiirdeki kafiye, seci'deki karîne gibi, ayetin
son kelimesine verilen isim. Cümlenin sonundaki kelimeye fasıla
adı verilmektedir.
Fasıla, cümlede mananın
tamamlandığını gösteren durak işaretlerindeki
birbirine uygun harflerdir. Fasıla kendinden sonraki cümleden ayrılan
kelimedir. Bu kelime ayet başlangıcı olduğu gibi,
olmayabilir de.
Fasıla, tevkifî ve kıyasî olmak üzere
iki şekilde bilinir. Tevkifî fasıla; Resulullah'ın bu
ayeti okurken üzerinde durduğunu bildiğimiz her kelime fasıla;
üzerinde durmadığı kelimeler de fasıla değildir.
Şayet bir kelime üzerinde bazan durur, bazan geçerse bunu; ya vakfı,
ya fasılayı, ya vakf-ı tam'ı bildirmek ya da nefes
almak için yapmıştır. Kıyasî fasıla; nassa
bağlı olma ihtimali bulunmayan bir kelimenin, aralarındaki
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fasıla FasıkFasık
Allah'ın emirlerine aykırı davranan, günahkar,
kötü huylu, kötülük yapmayı alışkanlık haline
getiren kimse.
Arapça "Fe-Se-Ka" kökünden gelmekte olup
ism-i fail kalıbındandır.
Lügatta, çıkmak manasına gelir. Daha özel
bir anlam ile "olgun hurmanın kabuğundan
dışarı çıkmasına" denir. Istılahta ise,
Allah'a itaati terkedip O'na isyana dalmaktır. Yani kısaca ilahı
emirlerin dışına çıkmaktır.
Biraz daha geniş anlamıyla büyük günah işleyerek
veya küçük günahta ısrar ederek hak yoldan çıkan, dinin hükümlerine
bağlanıp onları kabul ettikten sonra o hükümlerin tamamını
ya da bir kısmını ihlal eden anlamına gelmektedir (Fahrüddin
er-Razî, Tefsîru'l-Kebîr, II, 91; Ragıb el-İsfahanı,
el-Müfredat, 572; Elmalılı Hamid Yazır, Hak Dini Kur'an
Dili, I, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fasık FarzFarz
Dinî sorumluluk, yapılması dinen gerekli
olma, bean etme, kesme, hisseye ayırma anlamlarını ifade
eder. Kur'an-ı Kerîm'de onsekiz yerde geçen kelime değişik
anlamlarıyla kullanılmıştır.
"Allah'ın peygambere mikdarını
belirlediği (farz), mübah kıldığı şeyde bir
vebal yoktur" (el-Ahzab, 33/38). "Hac vakti bilinen aylardır.
Her kim o aylarda haccı kendine gerekli (farz) bilip bu ibadete başlarsa,
artık kadına yaklaşması, günah işlemesi ve
kavga etmesi helal değildir" (el-Bakara, 2/197). "Sadakalar
(zekatlar) ancak şunlar içindir: ... Allah tarafından böyle
beyan (farz) edildi" (et-Tevbe, 3/60). " Eğer onları
kendilerine el sürmeden boşar da mehir kesmiş (farz)
olursanız... ' (el-Bakara, 2/236). "Allah onu lanetledi. O da
Şöyle dedi: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Farz FarızaFarıza
Yapılması zorunlu olan şey, mutlaka
yerine getirilmesi gerekli olan emir. Çoğulu "Feraiz"dir.
Kelimenin aslı; farz kıldı, meşrû kıldı
takdir etti, tahsis etti anlamındadır.
"Ey Muhammed, Kur'an'a uymayı sana farz
kılan Allah, seni döneceğin yere döndürecektir..." (el-Kasas
28/85);
"Allah'ın Peygamber'e farz
kıldığı şeylerde ona bir güçlük yoktur..."
(el-Ahzab, 33/38, 50);
"Allah şüphesiz size, yeminlerinizi geri
almanızı meşrû kılmıştır." (et-Tahrim,
66/2);
''... Eğer onlara mehir takdir eder de el sürmeden
onları boşarsanız, takdir ettiğinizin
yarısını verin..."(el-Bakara, 2/237).
Ölünün malından varisleri için takdir edilen
payları bildiren ilme de "Feraiz ilmi" adı verilir.
İslamî Istılahta farz, yapılması
Allah tarafından emrolunduğu katî delil ile sabit ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Farıza FaniFani
Varlığı sonlu, ölümlü olan. Kur'an'a
göre, "Allah'tan başka her şey yok olacaktır" (el-Kasas,
28/88), "Yer üzerinde bulunan her şey fanîdir" (er-Rahman,
55/26).
Kelam bilginlerine göre varlığının
sonu olmamak (beka), Allah'ın sıfatıdır. Allah
tarafından yaratılmış (hadîs) şeyler ezeli
olmadıkları gibi ebedi de olamazlar. Bu nedenle Allah
dışındaki varlıkların temel niteliği,
sonluluk, ölümlülüktür. Kainat'ın fanı oluşu, aklen,
onun yaratılmış, hadis (sonradan olma) oluşunun tabii
bir neticesidir. Kainat'ın bu durumu ayrıca Allah'ın
varlığının da önemli bir kanıtıdır.
Hudûs delili denilen bu kanıta göre alem hadistir (sonradan
meydana getirilmiştir); her hadisin (sonradan meydana gelen varlığın)
bir muhdisi (ihdas edicisi, meydana getiricisi) vardır; alemin
muhdisi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fani Fal-falcılıkFal-falcılık
Gelecekte olacak şeyler hakkında bilgi sahibi
olmak için başvurulan çeşitli yollar. Baht, uğur ve
talihi anlamak için birtakım garip yollara başvurma,
atılan boncuk ve baklaya, tesadüfen açılan bir kitabın
bir satırına, koyunun kürek kemiğine kahve fincanına
vb. şeylere bakıp bunlardan anlam çıkarma işi.
Gelecekte olacak şeyleri anlamak maksadıyla yapılan
eylemler hakkında kullanılan bir tabir. "Kamûs-u
Osmanî'de: "Kısa fikirlilerin ümid ettikleri bir maddeyi çıkarmak
maksadiyle; kitap açmak ve kitaba, baklaya bakmak gibi değişik
yöntemlerle yapılan teşebbüsü ve bu teşebbüsün
gösterdiği netice" olarak tarif edilmiştir.
Kur'an'da, "fal" kelimesi geçmemekle
birlikte, Peygamber (s.a.s.)'in bazı hadislerinde, şekil olarak
buna benzer fakat mana yönünden bizim ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fal-falcılık Fakır, FakırlıkFakır, fakırlık
Aslî ihtiyaçların dışında, zekat
nisabı kadar mala malik olmayan veya nisaptan daha fazla mala sahip
olduğu halde, bunlar ihtiyaçlarına yeterli bulunmayan kimseye
"fakir?', hiçbir şeyi bulunmayan yoksula da "miskin"
denir. Yoksulluk problemi ve zenginle yoksul arasında denge
sağlanması, eski çağlardan beri toplu
yaşayışın en önde gelen problemleri arasındadır.
Semavı dinler, toplum bilimciler, iktisatsılar ve devlet
adamları bu konuda çeşitli çözümler getirmişlerdir.
Kur'an-ı Kerîm'de fakr (yoksulluk) kelimesi ve
türevleri on üç ayette geçer. "Şeytan sizi fakir
olacaksınız diye korkutur. Size cimriliği telkin eder.
Allah ise, size kendinden bir yarlığama ve bir bolluk vadediyor.
Allah ihsanı geniş olan, her şeyi bilendir" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fakır, Fakırlık FakihFakih
Bir şey bilen, fıkıh ilmine sahip olan
kimse, fıkıh alimi, İslam hukukçusu. Çoğulu fukaha'dır.
Bu kelime fıkıh usûlü ilminde müctehid* anlamına
gelmektedir. Müctehid, şer'î hükümleri delillerinden çıkarma
yetkisi ve ilmine sahip olan kimsedir. Müctehid olmayan bir fakîhe, diğer
müctehidlerin söz ve fetvalarını nakil ve hikaye etmesi
sebebiyle mecazen müftî, sorulan İslami bir meseleye fakîh bir
kimsenin verdiği cevaba ise fetva denir. Fetva, ictihada göre daha
özel bir anlam taşır. Çünkü ictihad; herhangi bir soru
sorulsun veya sorulmasın fıkhı hükümleri kaynaklarından
çıkarmaktır. Gerçek fetva, ictihad şartları ile
birlikte, diğer şartları da kendinde toplayan müctehid
tarafından verilir.
Kur'an ve sünnette açık seçik ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Fakih |