Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiEvtas OlayıEvtas olayı
Hicretin sekizinci yılında Huneyn gazvesinden
sonra meydana gelen olay.
Mekke'nin fethinden sonra Nasroğulları
kabilesinden Malik b. Avf liderliğinde Hevazin ve Sakıf
kabilelerinden oluşan müşrik ordusu müslümanlara savaş açmış
ve kadın, çocuk ve eşyalarını da ordunun
arkasına alarak Huneyn vadisine gelmişlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s.)
de müslüman ordunun hazırlanmasında henüz müslüman olmamış
müşrik Savfan b. Umeyye'den ordunun silah ve teçhizatını
borç almak şeklinde sağlamış ve İslam ordusu
asilerin üzerine gitmişti. Ancak müslüman askerler çokluklarıyla
övünerek tedbirsizce ilerlerken Malik b. Avf'ın askerleri
onları ok yağmuruna tutarak bozguna uğrattılar.
Savaş alanında Hz. Peygamber (s.a.s.) ve en yakın ashabı
kalırken, müslüman askerler geri kaçmaya ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Evtas Olayı EvsEvs
Medineli bir kabile olup, İslam döneminde ensarın
bir bölümünü oluşturmuştur.
Arapların Kahtanoğulları soyundan Ezd
kabilesine bağlı bir kol olan Evs kabilesi, önceleri güney
Arabistan'da Yemen bölgesinde yaşıyordu. Sonra kardeş
kabile Hazrec'le birlikte kuzeye göçüp Yesrib (Medine) şehrine
yerleştiler. O sırada Yesrib'de bulunan yahudilerle önce sulh
içinde geçindiler, sonra zamanla duruma hakim oldular.
Fakat riyaset ve kan davası gibi sebeplerle ve
yahudilerin de sinsi tahrikleri neticesinde iki kardeş kabile olan
Evs ile Hazrec'in arası açıldı ve mücadeleler, yıllar
boyu süren kanlı harplere dönüştü. Bunların en
şiddetlisi, Buas harbi olup, Yesrib'deki iki yahudi kabilesi Nadîroğulları
ve Kureyzaoğluları ile Yesrib dışındaki bazı
Arap ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Evs EvlıyaEvlıya
Veliler, Allah'ın sadık dostları,
Allah'ın şerîatına bağlı olan kimseler.
Kur'an-ı Kerîm'de evliya kelimesi, insanların sahte ilah ve
mabudlar hakkındaki çeşitli inanç ve davranışlar
ortaya koymaları; "Allah'tan başka veliler edinmek"
şeklinde ifade edilmektedir: "Allah'ın
dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah,
onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir
vekil değilsin" (eş-Şûra, 42/6). Bu ayette geçen
veliler kelimesi şu anlamları kapsamaktadır:
1. Bir kimsenin başkasının gösterdiği
yola göre amel ederek onun koyduğu kurallara, kanunlara ve
adetlerine uyması (en-Nisa, 4/118-120; el-A'raf, 7/3, 27, 30).
2. Bir kimsenin başkasının yol göstericiliğine
inanması, o şahsın gösterdiği yolun itimat edilir,
diğerlerinin yanlış olduğuna iddia etmesi (el-Bakara,
2/257; ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Evlıya Evlenme, EvlılıkEvlenme, evlılık
Bir erkekle bir kadın arasında Allah'ın
koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muamele. İslam
nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslam
Hukuku'na dair yazılan kitaplardan bazısında; "Bizim için
Hz. Adem'den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve
Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve
imandır (İbn Abidin, III, 3) şeklinde kaydedilmektedir.
Evlenmenin yani nikahın çeşitli sebepleri
vardır. Nikahtaki şer'î, akli ve tabii sebeplerin başka
bir şer'î hükümde bu şekilde bir arada
toplandığı az görülmüştür .
Evlenmenin şer'î delilleri, Kur'an-ı Kerîm,
hadisler ve ümmetin icmaı * ile sabittir.
Kur'an-ı Kerîm'den evlenmenin meşrûluğuna
şu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Evlenme, Evlılık Evlat EdınmeEvlat edınme
İslam'da çocuk, prensip olarak kadının
evli bulunduğu erkeğe nisbet edilir. Doğuran kadın,
annesi; nikahlı koca da babası olur. Bu yüzden, evlatlık
anlamına gelen Arapça "da'y" tabiri, nesebi başkasına
ait olan çocuğu bir başkasına nisbet etmek anlamına
gelir.
İslam'dan önce Araplar arasında evlat
edinme anlayışı vardı. Bizzat Allah Resulu de Zeyd'i
evlat edinmişti. Bu, şöyle olmuştu: Zeyd bin Harise
çocukken Esir edilmiş, onu Hakim b. Hizam, teyzesi Hatice için satın
almıştı. Hz. Hatice Allah Resulu ile evlenince, onu
kendisine hediye etmişti. Daha sonra babası ve amcası
Zeyd'i isteyince Resulullah (s.a.s.) onu muhayyer bıraktı. O da
Peygamberimizi tercih etti. Bunun üzerine ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Evlat Edınme Etı Yenmeyen HayvanlarEtı yenmeyen hayvanlar
Allah insana, istifadesine sunduğu hayvanlardan
nasıl yararlanması gerektiğini de öğretmiş ve
"temiz" olanların etinden yemeyi helal kılmıştır.
Ancak, yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerîm'de bildirdiğinin
dışında Hz. Peygamber (s.a.s.) de Allah'ın kendisine
bildirmesiyle bazı hayvanların etinin yenilemeyeceğini müslümanlara
öğretmiştir. Kur'an-ı Kerîm'de;
"Size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini
ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram
kılmıştır. Fakat istek göstermeksizin ve ölçüyü aşmaksızın
başı darda kalan kimse üzerine günah yoktur. Şüphesiz
Allah çok bağışlayıcı ve rahmet sahibidir"
(el-Bakara 2/173); ve "...Bir de henüz canı üzerinde iken yetişip
kesmediğiniz boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış,
başka bir hayvan tarafından boynuzlanmış veya canavar
tarafından parçalanmış hayvanlar..." ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Etı Yenmeyen Hayvanlar Etı Yenen HayvanlarEtı yenen hayvanlar
İslam dini, birtakım hayvanların etini
helal kılarken, bazı hayvan çeşitlerinin etlerini yemeyi
de yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz.
Peygamber'in sünnetinde bu konu ile ilgili hükümler yeralmış,
fakihlerin görüşleri de buna ilave edilmiştir.
Cenab-ı Hak, şöyle buyurur: "Ey
Muhammed, de ki: Bana vahyolunanlar arasında, yiyen kimseye haram
kılınmış bir şey bulamıyorum. Yalnız
murdar ölmüş hayvan eti veya akmış kan yahut domuz eti ki,
bu, şüphesiz pistir; yahut Allah 'dan başkası adına
bir fısk olarak boğazlanan hayvan müstesnadır. Ancak kim
darda kalırsa, aşırı gitmemek ve zarûret miktarını
aşmamak şartıyla yiyebilir" (el-En'am, 6/145).
"O, onlara temiz ve güzel şeyleri helal kılıyor,
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Etı Yenen Hayvanlar EsnemekEsnemek
Uyku, yorgunluk veya can sıkıntısı
halinde, elde olmadan, ağzın kendiliğinden açılarak,
uzunca bir nefes alıp verme hali. Bu hal bir bakıma,
dalgınlık ve gaflet haline benzer. Bu ise, müslümana pek yakışır
bir durum değildir. Bunun için Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda
şöyle buyurmuştur: "Allah (c.c.), aksırmayı
sever fakat esnemeyi sevmez. Bir kimse aksırıp "Elhamdülillah"
derse, bunu işiten müslümanların, "yerhamükellah "
diye karşılık vermesi gerekir. Esneme ise,
şeytandandır. Bunun için, esneme ihtiyacı duyan kişi
mümkün olduğu kadar buna mani olsun. Çünkü biriniz esnediği
zaman şeytan ona güler" (Buhari, Edeb, 165, 166; Müslim,
Zühd, 54; Tirmizî, Edeb, 1, 4; Nesaî, Cenaiz, 52). ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Esnemek Esmaü'l-hüsnaEsmaü'l-hüsna
Cenab-ı Allah'ın güzel isimleri.
Yasadığımız dünya, felekler, yıldızlar,
ay ve güneş birer alemdir. Bütün bu alemler bir ahenk
içindedirler. Bu, Allah'ın Rab sıfatının bir
tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları
bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının
gereğidir.
Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz,
insanlardaki yücelik, ahlak, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının
yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün
iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının
bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur.
Gerek Kur'an-ı Kerîm'de gerek hadis-i
şeriflerde gecen birçok güzel ismi vardır. Aslında bu
isimleri iki grupta ele almak mümkündür:
a) Hak Teala'nın zatına mahsus bir özel
isim olan "Allah" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Esmaü'l-hüsna Esir, EsaretEsir, esaret
Savaş sırasında ele geçirilen düşman
askerleri. Esir, erkek olabileceği gibi kadın da olabilir.
İslam'da, müslüman savaşçının, harp öncesi, harp
sırasında ve harp sonrası uyacağı kurallar
belirlenmiştir. Esaret hükümlerine, daha çok cihad sonrası
ihtiyaç olur. Cihad, kafirlerle veya asilerle çarpışmak için
olanca gücünü, kuvvetini sarfetmek demektir. İbn Mes'ud Allah
Resulu'ne hangi amelin daha faziletli olduğunu sormuş; "Vaktinde
kılman namaz, sonra ana-babaya itaat, sonra da Allah yolunda cihad
'dır", cevabını almıştır. Mekke
devrinde henüz müslümanlar yeterli güce sahip olmadıkları için
cihada izin verilmedi. Resulullah'a ve sahabeye sabır, va'z-ü
nasihatla mücadele emredildi. Ayetlerde şöyle buyurulur:
"Şimdilik sen aldırış etme,
onlara karşı güzel ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Esir, Esaret |