Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Eshuru'l-hurum

Eshuru'l-hurum Haram aylar, hürmete layık aylar (Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb). Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için bu adı almıştır. Cahiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Yalnız haram aylarda savaş yapılmazdı. Bu aylarda panayırlar kurulur, şiir yarışmaları yapılır; yahudiler, hristiyanlar ve puta tapıcılar dinlerini yayarlardı. Eğer bu barış aylarında savaş olursa, yasak çiğnendiği için "Ficar savaşı" denirdi. Peygamberimiz (s.a.s.)'in yirmi yaşlarında iken, Kureyşlilerle Hevazin kabilesi arasında yapılan Ficar savaşlarına katıldığı rivayet edilmektedir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu savaşta kimsenin kanını dökmemiş, yalnız atılan okları toplayıp amcalarına vermiştir. Haram aylar, Arapların Hz. İbrahim'den beri kullandıkları, kameri aylardandır. Yani ayın hareketine göre düzenlenen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Eshuru'l-hurum

 Eser

Eser İz, belirti, bir şeyden arta kalan, bakiyye. Hz. Peygamber'in mübarek emanetlerine de eser denilir. Çoğulu asar'dır. Hadis ve haberle eş manada kullanılan bu terim, ıstılahta Hz. Peygamber, sahabe ve tabiûna ait söz, fiil ve takrirler demektir (Abdühayy el-Leknevî, Zaferü'l-Emanı, 4-5). Nitekim Nevevî; 'haber ister merfû, ister mevkûf, ister maktû' olsun hadisçiler nazarında hepsi de eserdir' (T. Koçyiğit, Hadis Istılahları, 101) demek suretiyle mezkûr tarifi benimser. Yine bu anlayışa göre "hadisi rivayet ettim" manasında "esertü'l-hadise" ifadesinin kullanıldığı ve hatta esere nisbetle kendilerine "esefi" de denildiği kaynaklarda yer alır (Suyûtî, Tedrib, 4). Ancak, İbn Hacer gibi bazı muhaddislerin, eser tabirinden hadisin mevkûf ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Eser

 Esbabu'n-nüzul

Esbabu'n-nüzul Kur'an-ı Kerîm ayetlerinin iniş nedenleri. Bazı ayetler, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e yöneltilen bir soru yada vukûbulan belli bir olay üzerine inerdi. Ayetlerin inişinde etken olan soru ya da olaya 'nüzûl sebebi' denir. Ayetlerin nüzûl sebepleri, ancak bu olaylara şahit olmuş kimselerden yani sahabeden nakledilen sahih rivayetlerle tesbit edilir. İctihad ile nüzûl sebebini tesbit etmek mümkün değildir. Hadis kitaplarının tefsirle ilgili bablarının büyük çoğunluğunda nüzûl sebepleri kaydedilmektedir. Nüzûl sebebini bilmenin tefsir ilminde büyük önemi vardır. Nüzûl sebebini bilmek, ayeti doğru anlamayı kolaylaştırır (İbn Teymiyye, Mukaddime fi't-Tefsir,DImaşk 1936, s.31). Alimler, nüzûl sebepleriyle ilgili pekçok bağımsız eser meydana getirmişlerdir. Bu konuda ilk müstakil eser ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Esbabu'n-nüzul

 Esatiru'l-evvelın

Esatiru'l-evvelın Öncekilerin Masalları. "Esatîr", "setara" kelimesinden türemiş çoğul bir kelime olup, tekili, "ustûr, ustûre veya estîr, estıra" dır. Batıl olan, aslı olmayan uydurma hikayeler ve "evvelîm" kelimesi ile birlikte, "İslam öncesi milletlerin yazdıkları hikayeler, masallar" manasına gelir. Bu terkib Kur'an-ı Kerîm de birkaç yerde geçmektedir (el-Enfal, 8/3 1, en-Nahl, 16/24, el-Müminûn, 23/83...). Bu ayetlerin hemen hemen hepsinde bu terkip Kur'an'ın ilahı bir vahiy olmadığını iddia ederek, onun bir Allah kelamı olduğuna inanmayan müşriklerin Hz. Peygamber'e söyledikleri sözleri mahivetinde nakledilmektedir. Mesela bunlardan bir ayet şöyledir: "İçlerinden kimileri de vardır ki, seni Kur'an okurken dinler. Fakat biz onların kalplerine onu zevkiyle anlamalarına engel ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Esatiru'l-evvelın

 Es'arıyye

Es'arıyye Ebu'l-Hasen el-Eş'arî'nin (324/935-36) öncülüğünü yaptığı, kelam metodunu benimseyen kelam ekolü. Çoğulu "Eşa'ira" gelir. Eş'ariyye ismi, her ne kadar, Ehl-i Sünnete mensup iki ekolden birisinin ismi olsa da, bu ekolün ortaya çıkışı dikkate alındığında, ehl-i bidata mukabil kullanılması itibariyle genel anlamda Matûridîyye'yi de içine alarak, Ehl-i Sünnet'in genel ismi olarak anlaşılmaktaydı. Zira, o yıllarda akaidin önemli meselelerinden birini teşkil eden Allah'ın sıfatları meselesinde birbirine zıt iki görüş ileri sürülüyordu. Bunlar, sıfatları kabul eden Selefiyye görüşü ile onların bir kısmını kabul etmeyen Muattıla görüşü idi. Selefiyye'ye sıfatları kabul etmesi sebebiyle "Sıfatiyye" deniliyordu. Eş'arî Selefiyye'ye geçtikten ve Eş'ariyye ekolünün temsilcisi olduktan sonra, sıfatları ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Es'arıyye

 Es'ari

Es'ari Eş'ariyye ekolünün temsilcisi olan Ebu'l Hasen Eş'arî'nin uzun adı Ali b. İsmail b. Ebı Bişr İshak b. Salim b. İsmail b. Abdullah b. Musa b. Bilal b. Ebı Bürde b. Mûse'l-Eş'arî'dir. İsminden de anlaşılacağı üzere kendisi sahabeden Ebû Mûse'l-Eş'arî'nin (44/664-65) soyundandır. Künyesi Ebu'l-Hasan, lakabı ise, Nasiru'd-dîn'dir. Doğum tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda hicri 260, 266, 270 ve 275 tarihleri verilmiş olsa da, yaygın olan kanaata göre (260/873-74) tarihinde Basra'da doğmuştur. Zira, O'nun (300/912-13) tarihinde Mu'tezile mezhebinden ayrıldığı bilinmektedir. O'nun da o günlerde kırk yaşında olduğu bilindiğine göre, doğum tarihi olarak (260/873-74) tarihinin daha doğru olduğu kanaatı yaygınlık kazanmaktadır. Eş'ari'nin hayatını, doğumundan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Es'ari

 Ers

Ers Anlaşmazlık, ihtilaf, düşmanlık, diyet; rüşvet, adam öldürme hariç yaralama diyeti. Çoğulu "ürûş"tur. Bir İslam hukuku terimi olarak, yaralanan ve kesilen uzuvlardan dolayı verilmesi lazım gelen diyettir. Erş, mukadder ve gayr-i mukadder olmak üzere ikiye ayrılır. Mukadder erş, organlara mahsus olup miktarı şer'an belli olan diyettir. El ve gözün erşi gibi. Gayr-i mukadder erş ise, organlara ait, miktarı şer'an belirlenmemiş olup, bilirkişinin takdir ve tayinine bırakılan diyettir. Buna "hükümetü'l adl" de denir Tam diyet gerektiren organ yaralamaları, bazı organların kasten veya hata yoluyla kesilmesi yahut fonksiyonlarını kaybetmesiyle sözkonusu olur. Bunlar dört çeşittir. Bedende tek, çift, dört tane veya on tane olan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ers

 Er-razi

Er-razi Fahruddîn Muhammed İbn Ziyauddîn Ömer ibn el-Hüseyn el-Kureşî er-Razî, Fahreddin Razî adıyla meşhur fıkıh, kelam, felsefe, tabii bilimler ve tefsir alimi. 543/1149 yılında Rey şehrinde dünyaya geldi. Babası o zamanda Rey'in hatibi olduğu için İbn Hatîbi'r-Rey diye de bilinir. Kaynaklarda Hz. Ebû Bekr zürriyyetinden geldiği kaydedilmektedir. Bu sebeple nisbeleri arasında bir de "el-Bekrî el-Kureşî" nisbesi vardır. Alim bir babanın oğlu olarak ilk bilgilerini babasından almış, daha sonra ilim öğrenmek üzere muhtelif şehirlere seyahat etmiştir. Gerek tahsili devresinde gerekse yetiştikten sonra Harezm, Buhara, Serahs, Semerkand, Hocent, Gazne gibi şehirlerde dolaşmış, sonunda Herat'ta karar kılarak oraya yerleşmişti. İlk hocası olan babasından sonraki ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Er-razi

 Er-rabb

Er-rabb Yüce Allah'ın güzel isimlerinden biri. Sözlükte "Rabb" kelimesi malik, yaratıcı, sahip, bir şeyi ıslah eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir. İbnul-Enbarî'ye göre Rabblık, yani bir şeyin Rabbi olmak üç manaya gelir: 1. Malik olmak; yani tasarrufu, kudreti altında bulunan her şeyin yegane sahibi ve idarecisi olmak. İşte sadece o Rabb, bütün onların sahibi, yöneticisi ve istediği gibi, ilmine ve iradesine uygun olarak tasarrufta bulunandır. 2. Kendine itaat edilecek, boyun eğilecek efendi anlamım da ifade eden Rabb, Kur'an-ı Kerim'deki "Mevla" kelimesiyle eş anlamlıdır. Yine o Rabb, kendisine itaat edilecek, emirlerine uyulup, yasaklarından uzak durulacak yegane, tek efendi anlamına da gelir. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Er-rabb

 Ensar

Ensar Mekke'den Medine'ye hicret ettikleri zaman (M. 622) Peygamber efendimiz (s.a.s.) ve muhacirlere kucak açıp tüm imkanlarıyla yardım eden Medineli müslümanlar. Lûgat itibarıyla ensar, yardımcılar demektir. Hz. Peygamber'e sağladıkları yardım dolayısıyla kendilerine ensaru'n-nebî (Peygamber'in yardımcıları) da denilir. Medineli müslümanlar için kullanılan bu tabir, aslında onların durumunu belirten bir vasıf iken sonradan bu kavmin, bu zümrenin adı haline gelip ıstılahlaşmış, bu sebeple de kelimenin tekili olan nasir (çok yardım eden) aynı mana için kullanılmamıştır. Ensardan tek bir şahsı ifade etmek üzere ensarı; ensara mensup kişiler için de bunun çoğulu olarak ensarivvûn tabirleri kullanılır. Ensar kelimesi Kur'an-ı Kerîm'de Medineli müslümanlara delalet etmek üzere ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ensar