Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Emr-ı Bı'l-ma'ruf Nehy-ı Anı'l-münker

Emr-ı bı'l-ma'ruf nehy-ı anı'l-münker EMR-İ Bİ'L-MA'RUF NEHY-İ ANİ'L-MÜNKER İyiliği emretme, kötülükten alıkoyma. Maruf, şerîatın emrettiği; münker, şerîatın yasakladığı şey demektir. Başka bir deyimle Kur'an ve sünnete uygun düşen şeye maruf; Allah'ın razı olmadığı, inkar edilmiş, haram ve günah olan şeye de münker denilir (Rağıb el-İsfahanı, el-Müfredat, s.505; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 2357-2358; V, 3118). Yani marufu emretmek iman ve itaata çağırmak; münkerden nehyetmek de küfür ve Allah'a başkaldırmaya karşı durmaktır (Kadı Beydavî, Envarü't-Tenzil, 2/232). Kur'an-ı Kerîm'de, ''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Alu İmran, 3/104) buyurulmaktadır. Bu ayetle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Emr-ı Bı'l-ma'ruf Nehy-ı Anı'l-münker

 Emiru'l Mümınin

Emiru'l mümınin Müminlerin emîri, halife, İslam ümmetinin lideri, idarecisi anlamında kullanılan bu tabir, Hz. Peygamber (s.a.s.) in vefatından sonra ilk olarak ikinci halife Hz. Ömer (582-644 M.) için kullanılmıştır. Yalnızca emîrlik unvanı ise Hz. Peygamber (s.a.s.)'ın önemli işleri idare etmek üzere tayin ettiği kişiler için de kullanılmıştır. Harplerde kumandan olarak tayin ettiği kişiye emîr ifadesini kullandığı gibi, Hz. Ebû Bekir'i de hicretin dokuzuncu yılında hacca gidecek kafilenin başına hac emîri olarak tayin buyurmuştur. Resulullah'ın, idarede aksaklık olmaması için toplumlara emîr tayin etme sünneti ve, ''Üç kişi sefere çıkarlarsa, içlerinden birini kendilerine başkan (emîr) seçsinler''. "Kafası, siyah kuru üzüm gibi olan Habeşî ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Emiru'l Mümınin

 Emeklı, Emeklılık

Emeklı, emeklılık Başkasına ait bir işi ücret karşılığında yapmayı üstlenen kimseye "işçi" "ecîr" * başkasını bir ücret karşılığı çalıştıran kimseye de "işveren" "müştecir" denir. İslam'da, emeğini başkasına kiralayan tüm çalışanlar aynı statü içinde değerlendirilmiş ve iş akdi, icare akdi içinde yer almıştır. Bugünkü uygulamada işçi, memur, subay, kamu görevlisi olma veya olmama gibi ayırımlar yapılmaksızın tüm çalışanlar aynı hükümlere tabi tutulmuş, ancak iş ve mesleğin durumuna göre emeğin değeri üzerinde durulmuştur. Yalnız bir gerçek kişi veya devlet, vakıf gibi tüzel kişi için çalışan kimseye özel işçi (ecir-i has), belirli gerçek veya tüzel kişiye değil de herkese iş yapan boyacı, terzi, marangoz ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Emeklı, Emeklılık

 Emanet

Emanet Birisinin koruması için bırakılan maddî ve manevî hak. Emniyet edilip inanılan şey. Peygamberlerde bulunan sıfatlardan biri de "emanet"tir. Kur'an'a, Sünnete ve Resulullah'ın eşyasına da "emanet" denir. Resulullah, hicretten önce, kendisinde bulunan emanetleri sahiplerine iade etmişti. Çünkü kafirler ona "el-emin" olarak mallarını emanet ediyorlardı. Hz. Peygamber "emanete ihanetin münafıkların alametlerinden olduğunu" söylemiştir (Buhari, İman, 64; Müslim, İman, 106). Emanet, müminlerin de vasfıdır (el-Mü'minûn, 23/8). Veda Haccı'nda Rasûlullah, kadınların da erkeklere birer emanet olduklarını açıklamıştır (Ebû Davûd, Menasik, 56). Yine Veda Hutbesi'nde Rasûlullah, "Size bir emanet bırakıyorum ki, ona sarıldıkça sapıklığa ve dinsizliğe düşmezsiniz. Bu emanet Allah'ın kitabı Kur'an ve benim sünnetimdir" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Emanet

 Eman

Eman Emin olmak, güvenmek, korkmamak, endişeden kurtulmak. Emanet, emn ve emene de "eman"ın eşanlamlısı mastarlardır. Zıddı korkmaktır. Diğer yandan emanet, bir kimsenin güvenilir olması anlamına geldiği gibi, güvenilen kimseye emanet bırakılan şey anlamına geldiği gibi, güvenilen kimseye emanet bırakılan şey anlamına da gelir. Bir savaş hukuku terimi olarak eman; düşmana, emniyet altında olduğuna dair verilen söz veya yapılan işaret demektir. Bu, bir kimseye "sana eman verdim", "siz güvendesiniz", "size bir zarar yoktur" gibi açık ifadelerle olur. Buna "eman-ı sarîh" denir. Yetkili bir kimse tarafından düzenlenecek yazılı bir emanname ile verilen eman da "Eman bi'l-kitabe" olur. Eman belli bir süre ile sınırlan?bileceği ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Eman

 Elfaz-ı Küfür

Elfaz-ı küfür Elfaz'ın tekili olan lafız; söz, sözcük ve ifade demektir. Küfür ve küfr ise "kefera" fiilinden mastar olup, sözlükte; bir şeyi örtmek anlamına gelir. Kalbindeki imanını örten kimseye de bu yüzden "münkir" veya "kafir" * denilmiştir. Bir terim olarak, kişiyi küfre düşüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere "elfaz-ı küfür" adı verilir. Bir mümini küfre düşüren sözler üçe ayrılır. Bunları: istihza; dinin esaslarından birini alaya almak; istihfaf; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak: bir islami hükmü açıkça inkar etmek veya dince mukaddes olan şeylere küfretmek. Allahu Teala'nın zatî, sıfatları, fiilleri, isimleri, emirleri, yasakları hakkında şaka yollu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Elfaz-ı Küfür

 Elçı, Elçılık

Elçı, elçılık Bir devleti başka bir devlette temsil eden kimse, sefir, bir kişiye veya bir topluluğa haber ulaştıran kişi, peygamber, peygamberlere gelen vahiy meleği. Kelimenin ilk şekli Türkçe'de "ilçi" olup zamanla bugünkü şeklini almıştır. "Ben alemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş' bir elçiyim " ayeti Kur'an-ı Kerîm'de muhtelif sûrelerde zikredilmektedir. Allah, her ümmete bir elçi göndermiştir (Yûnus, 10/47; en-Nahl, 16/36, 84, 89: el-Fatır, 35/24...). Hz. peygamber, alemlere rahmet olarak gönderilmiş son elçidir. "Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan elçiliğini tebliğ etmiş olmazsın..." (el-Maide, 5/67) buyuran Allah (c.c.), Rasûlünü risalet görevini tebliğ hususunda uyarmıştır (bk. Rasûl-Rasûlullah-risalet). Elçi kelimesi siyerde ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Elçı, Elçılık

 El-ıyazu Bıllah

El-ıyazu bıllah Allah'a sığınmak, "Allah'a sığınırım", "Allah'a sığınırız" veya "Allah esirgesin" anlamında kullanılan bir terim. İnsan kızınca şeytan hemen onun nefsine hakim olur. Çünkü, kızgınlık anında insan heyecana kapılmış, nefsinin hakimiyetini elinden kaçırmış, dizginlerini kaybetmiştir. İşte bunun içindir ki yüce Rabbimiz kızgınlığın yatışması ve şeytanı kendi yoluna sürmek için Allah'a sığınmayı ve O'ndan yardım dilemeyi emrediyor. "Eğer şeytan tarafından sana bir vesvese gelirse Allah'a sığın (fe's-teîz billah); Allah her şeyi en iyi işiten ve en iyi bilendir" (el-A'raf, 7/200). El-Iyazu Billah'tan, Allah'ın faili mutlak oluşunu şuhûd etmek ve bu şuhûd ile huzura ermek maksadını anlamak mümkündür. Allah'a sığınmaktan bir diğer maksat, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: El-ıyazu Bıllah

 El-menzıletü, Beynel-menzıleteyn

El-menzıletü, beynel-menzıleteyn el-MENZİLETÜ, BEYNEL-MENZİLETEYN İki makam ve mekan arasında bir mekan anlamında kullanılan bir kelam ilmi terimi. Bu Hasan Basri'nin talebelerinden, Vasil İbn Ata'nın H. (80-131) öncüsü olduğu Mu'tezile mezhebinin Ehli Sünnet mezhebine muhalefet ettiği en belirgin fikirlerinden birinin ifade edildiği terimdir. İman, Arap dilinde "mutlak tasdik etmek" demektir. Şeriat dilinde ise "Hz. Muhammed'in, Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen haber, dinî esas ve hükümlerin doğru olduğuna tereddüt etmeksizin inanmak, bunların tamamını tasdik etmek" demektir. Bu tasdikin yalnız kalb ile veya dil ile mi olacağı veya her ikisi ile birlikte mi olması ve itiraf edilmesi gerektiği hususunda İslam alimleri fikir ayrılığına ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: El-menzıletü, Beynel-menzıleteyn

 El-hükmü Lıllah (hüküm Allah'l-ndır)

El-hükmü lıllah (hüküm allah'l-ndır) EL-HÜKMÜ LİLLAH (HÜKÜM ALLAH'l-NDIR) Hüküm: karar, kanun, yasa, kuvvet, hakimlik, amirlik, kumanda, nüfuz, tartışılmaz dinî kaide manalarına gelir. Lillahi kelimesi "hüküm"le birlikte ele alınırsa hükmün Allah'a ait olduğunu ifade eder. Hüküm, hakimiyyet, yönetim başkasına değil, ancak Allah'a aittir. Kur'an bu gerçeği önemine binaen birçok ayetler dile getirerek tüm insanları ve özellikle de hüküm verme yetkisini elinde bulunduran ve saltanatın gerçek sahibi olduğunu iddia edenleri uyarmıştır. Neden hüküm insanlara değil de Allah'a aittir? Alemde varlık ya yaratandır; ya yaratılan. Yaratmak, bir şeyi yokluktan vücuda getirmektir. Varlığı vücuda getirmek için o vücuttan önce var olmak gerekir. Alemde her eşyanın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: El-hükmü Lıllah (hüküm Allah'l-ndır)