Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Dügün

Dügün Evlilik münasebetiyle düzenlenen tören ve merasimler. Yeni bir hayat başlangıcı demek olan evlenmelere düğün adı altında düzenlenen eğlence ve törenlerle, neşe ve sevinç içinde girilmesi, dünyanın hemen her yerinde adet halindedir. Ancak düğün gelenek ve adetleri milletlere hatta yörelere göre değişiklik gösterir. Evlilik gibi mühim bir hadisenin başlangıcı olan düğün konusunda İslam'ın görüşü sorulagelmiştir. İslam öncesi Arap örfünde bulunan düğün adeti, İslamî dönemde de düzeltilerek ve İslam'a uymayan yönleri kaldırılarak muhafaza edilmiştir. Rasûlullah (s.a.s.) zamanında uygulanan düğün adeti bizim için en güzel örnektir. O halde bu konudaki sünnetleri iyice öğrenmeli ve uymalıyız. Evlenen çiftlerin yeni hayata neşe içinde geçmeleri, eş-dost ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Dügün

 Dıgergamlık (ısar)

Dıgergamlık (ısar) Kendisinin ihtiyacı olduğu halde başkasını kendi nefsine tercih etme duygusu, Cömertliğin bir üst derecesi ve hatta ondan da daha büyük bir fazilet ve davranış. Diğergamlık yani İsar; bir kimsenin, kendisinin muhtaç olduğu birşeyi başka bir muhtaca vermesi, onu kendine tercih etmesi, başkasını kendinden daha çok düşünmesi demektir. Bu büyük fazilete ulaşanları Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de överek, şöyle buyurmuştur: "Muhacirlerden önce, Medine'yi yurt ve iman evi edinenler, kendilerine hicret edip gelenlere saygı beslerler. Onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar. Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, başkalarını kendi öz canlarına tercih ederler. " (el-Haşr, 59/9). Ebu Hüreyre'den gelen bir rivayete ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Dıgergamlık (ısar)

 Dumetü'l-cendel Olayı

Dumetü'l-cendel olayı Dûmetü'l-Cendel, Tebük'e yakın, Şam'a beş gecelik mesafede bir yerdir. Hz. Peygamber Şam'da hristiyan Araplar'ın ve Bizans imparatoru Herakleios'un desteklediği Rum askerlerinin Medîne'ye saldırı için hazırlık yaptıklarını öğrenince, onlardan önce davrandı ve otuz bin kişilik bir İslam ordusu ile hicretin dokuzuncu yılında Tebük'e kadar geldi. Gerek Rum'dan ve gerekse Araplar'dan bir hareket görülmeyince orada durdu. Ayrıca Şam'da bulaşıcı taûn (veba) hastalığının bulunduğu haberi de gelmişti. Allah Rasûlü, ashabı ile istişare ederek bir süre Tebük'te kaldı. İşte Hz. Peygamber Tebük'te bulunduğu sırada Halid b. Velid (ö. 21/641)'i çağırdı ve yanına dörtyüz atlı asker verip, kendisini Dûmetü'l-Cendel'de bulunan Ükeydir b. Abdilmelik'e gönderdi. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Dumetü'l-cendel Olayı

 Duhan Suresı

Duhan suresı Kur'an'ın kırkdördüncü sûresi. Ellidokuz ayettir. Üçyüzkırk kelime, bindörtyüzkırk harften müteşekkil olup fasılası mim ve nûn harfleridir. Mekke'de nazil olmuştur. Sûre; onuncu ayetinde geçen "duhan" kelimesinden dolayı bu isimle adlandırılmıştır. Duman anlamına gelen "duhan" hakkında iki temel görüş vardır. Bunlardan birincisi "duhan"ın vuku bulduğunu yani gelip geçtiğini savunur. Bu görüşe göre; Kureyş müşrikleri Peygamber (s.a.s.)'e karşı çıkıp, İslam'a girenlere eziyet etmeye başlayınca, Hz. Yusuf (a.s.) dönemindeki kıtlık gibi bir kıtlıkla onları cezalandırmasını Cenab-ı Allah'tan dilemiş, bu dileği yerine gelmiştir. Kuraklık, müşrikleri çok güç durumda bırakmıştır. Öyle ki, göğe bakan kimse, kuraklık ve açlıktan dumandan başka birşey görmüyordu. Allah Teala; "Göğün, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Duhan Suresı

 Duhan

Duhan Duhan; lügatta, "duman" anlamındadır. Terim olarak iki anlamı vardır: 1) Duhan, Kur'an-ı Kerîm'in 44. sûresinin adıdır. Sözkonusu sûrenin onuncu ayetinde duhan (duman)dan bahsedildiği için bu adı almıştır. 2) Duhan (duman), "Kıyamet alametlerinden biri"dir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadiste; "On alamet zuhur etmedikçe kıyamet kopmayacaktır: Doğuda bir yer batması, batıda bir yer batması, Arap yarımadasında bir yer batması, duman, Deccal,* Dabbetü'l-Arz,* Ye'cûc ve Me'cûc*, güneşin battığı yerden doğması ve Aden toprağının sonundan (Yemen'den) bir ateş çıkarak insanları haşrolacakları yere sürmesi" buyurmuştur. (Müslim, Fiten, 39, 40,128, 129; Ebû Davûd Melahim, 12; Tirmizî, Fiten, 21; İbn Mace, Fiten, 25, 28). Duhan sûresinin "Göğün, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Duhan

 Duha Suresı

Duha suresı Kur'an-ı Kerim'in doksanüçüncü sûresi. Onbir ayet, kırk kelime, yüzyetmiş iki harften müteşekkildir. Fasılası, se', ra', elif harfleridir. Sûre, ismini ilk ayetindeki "Duha" kelimesinden almıştır. Sûrenin muhtevasından, Mekke dönemi başlarında nazil olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Rivayetler; Rasûlullah (s.a.s.)'e,gelen vahyin bir müddet kesildiğini, Cibrîl (a.s.)'in bu süre zarfında görünmediğini, bunun üzerine müşriklerden bazılarının, "Rabbi Muhammed'e küstü, O'nu terk etti" iddiasında bulunduklarını, bazılarının ise -vahyin şeytandan geldiğine inandıklarından; "Şeytanı onu terk etti" dediklerini naklederler (el-Vahidî, "Esbabü'n-Nüzûl ", Sûretu ve'd-Duha; Buharî, Kitabü't-Tefsîr, Sûretu ve'd-Duha) Teblîğ görevine başladığından beri müşriklerin sert tepkileriyle karşılaşan Rasûlullah, bu defa onların alaylarına muhatap oluyordu. Haliyle bu durum onu çok ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Duha Suresı

 Duha Namazı

Duha namazı Kuşluk vaktinde kılınan sünnet namazı. Duha, Arapça bir kelime olarak lûğatte, "güneş isabet etmek, terletmek, kuşluk yemeği yemek" manalarına gelir. "Dahvetün" kelimesi günün ilerlemesi, güneşin biraz yükselmesi manasına; duha kelimesi ise kuşluk vakti, gün aydınlığı manalarına gelir. Bu anlamıyla duha, aşağıda sıralayacağımız Kur'an ayetlerinde de geçmektedir. 1- "Yahut kasabaların halkı duha (kuşluk) vakti eğlenirken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler?" (el-A'raf, 7/98) 2- Hz. Musa: "Buluşma zamanınız sizin bayram gününüzde insanların toplandığı duha (kuşluk) vaktidir" dedi. (Taha, 20/59) 3- "Kuşluk vaktine andolsun " (ed-Duha, 93/1) 4- "Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir duha (kuşluk) vakti kalmış olduklarını ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Duha Namazı

 Dua

Dua Seslenmek, çağırmak, yardıma çağırmak, Allah'a yalvarmak, O'ndan dilekte bulunmak, O'na yakarmak. Dua, insanda fıtrî bir olgudur. Bu sebepledir ki, bütün dinlerde mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan şu veya bu şekilde dua eder. İnsanlar hayatları boyunca, üstesinden gelemeyecekleri birçok şeylerle karşılaşmakta, keder, sıkıntı, acz ve ümitsizliklere maruz kalmaktadırlar. Yüce Allah şöyle buyurur: "İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir." (Yunus, 10/12) "(Denizde) onları gölgeler gibi dalgalar sardığı zaman ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Dua

 Dostluk

Dostluk İnsanlar arasındaki samimiyet ve sevgiye dayalı bağlılık hali. Kur'an-ı Kerim'de şöyle tanımlanmıştır: " Mümin erkekler ve mimin kadınlar birbirlerinin dostudurlar." (et-Tevbe, 9/71) Dostluk, ancak Allah içindir. İslam dışı bir gaye için dostluk kurulmaz. Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle açıklar: "Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah'tan ilişiği kesilmiş olur. Ancak onlardan sakınma haliniz müstesnadır. Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor. Nihayet dönüş Allah'adır." (Ali İmran, 3/28) Allah düşmanlarını sevmek mümine yakışmaz; zaten kafirler de müminleri sevmezler: "Ey iman edenler! Sizden olmayanı dost edinmeyin. Onlar sizi şaşırtmaktan geri kalmazlar. Sıkıntıya düşmenizi isterler. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır; sinelerinin gizlediği ise daha ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Dostluk

 Domuz Etı

Domuz etı İslam dini birtakım hayvanların etlerini yemeyi serbest bırakmışken, bazılarını yasaklamıştır. Meşrû kılınan veya yasaklanan hayvan çeşitleri incelendiğinde insan sağlığı için yararlı hayvanların etinin meşnî, zararlı olanların ise yasaklanmış olduğu anlaşılır. İşte domuz da beslenme tarz, görünüşü, insanı tiksindiren tabiatı ve bünyesinde, etini yiyenlere geçebilen trişin vb. zararlı unsurlar taşıması nedeniyle yasaklanmıştır. Kur'an'ı Kerîm'de beş ayette domuzdan söz edilir. Ayetler şöyledir: "Allah sizlere yalnız leşi, kanı, domuz etini, bir de Allah'tan başkası adına kesilenleri haram kıldı" (el-Bakara, 2/173; Nahl, 16/115) "Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen... hayvanlar sizin için haram kılınmıştır" (el-Maide, 5/3) "Ey Muhammed, de ki: ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Domuz Etı