Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiCumhur-u FukahaCumhur-u fukaha
Fakîhlerin çoğunluğu. Fıkıh, lügatte;
bilmek, anlamak bir şeyi şuurlu bir şekilde kavramak,
kendisine hüküm taalluk eden gizli bir manaya vakıf olmak (el-İsra,
17/44) ve bir şeyin künhüne muttali bulunmak manalarında
kullanılır. Istılahta ise; "insanın amel
cihetiyle lehine ve aleyhine olan şer'î hükümleri bir meleke
halinde bilmesi", yani, kişinin ibadet, ceza ve muamelelere dair
leh ve aleyhinde olan şer'î hükümleri, delillerinin tafsilatıyla
birlikte tanımasıdır. İmam Ebu Hanife, fıkhı,
"İnsanın, lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesidir."
şeklinde tarif eder. Şer'î hükümleri bu şartlarla bilen
şahsa "fakîh"* denir. Çoğulu fukaha'dır. Fakîh'in,
meşgul olduğu ibadet, muamelat ve ukubata dair şer'î
meselelerin tümüne "Fıkıh* ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cumhur-u Fukaha Cum'a SuresıCum'a suresı
Kur'an'ın altmış ikinci suresidir. Medîne'de
nazil olmuştur. On bir ayet, yüzseksen ketime, yediyüz harften
ibarettir. Fasılası "mîm" ve "nûn"
harfleridir. Sure, adını dokuzuncu ayetinden
almıştır.
Saff suresinden sonra nazil olmuştur. Aynı
surenin ele aldığı konulara temas etmekle beraber, çok değişik
konulara da değinmekte; başka bir üslûp kullanmakta ve yepyeni
bir tesir meydana getirmektedir.
Sureyi üç ana bölümde incelemek mümkündür:
Birinci bölüm; kainatta bulunan her şeyin
durmadan Allahu tesbih ettiği gerçeğini ifade ederek ve Allah
Teala'yı, surenin konusuyla derin alakası bulunan
sıfatlarla niteleyerek başlıyor:
"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi; Melik, Kuddûs,
Azîz, Hakîm olan Allah'ı tesbih eder. " (1) ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cum'a Suresı Cum'a NamazıCum'a namazı
Cum'a günü öğlen namazı vakti içinde bir
hutbeden sonra cemaatle ve cehren kılınan iki rekat farz-ı
ayn namaz.
Cum'a Arapça bir isim olup, "toplanma, bir araya
gelme, toplu dostluk" anlamlarına gelir. Sözlükte cumua ve
cumea şeklinde de okunur. Bir terim olarak perşembe günü ile
cumartesi arasındaki günün adı olduğu gibi, aynı gün
öğle vaktinde kılınan iki rekat farz namazın da
adıdır. Cum'a gününe, müslümanların ibadet için
mescidde toplanmaları sebebiyle bu isim verilmiştir (Zebidî,
Tacu'l-Arüs, V, 306; Kurtubî, el-Cami'li Ahkami'l-Kur'an, XVIII, 97,
98).
Hafta günlerine İslam'dan önce verilen isimler
şimdiki isimler olmayıp cum'a gününe "yevmu'l-arube"
denirdi (Kurtubî, Tefsir, XVIII, 99). ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cum'a Namazı Çorap Üzerıne Meshetmekçorap üzerıne meshetmek ÇORAP ÜZERİNE MESHETMEK
Çorap, Arapça "cevreb"in Türkçe söylenişidir.
Bu kelime Farsça "kevreb" kelimesinin Arapça'ya geçmiş
şeklidir. Çoğulu "cevarib"dir. Müfredi, "ayak
sargısı" anlamına gelir (İbn Manzûr,
Lisanü'l-Arab, Beyrut 1300, I, 263). Örfte sargı sözcüğü
dikişsiz olana tahsis edilmiştir. Çorap, dikişli ve
örgülü şeylerden olup, mest gibi ayağa giyilir. Acaba çorap,
mest hükmünde midir? Onun üzerine meshetmek caiz midir?
Ayağa giyilen ve "mest" denilen veya
mest hükmünde bulunan şeyler üzerine abdest alınırken
mesh edilmesi caizdir. Bu, dinin gösterdiği bir
kolaylıktır. Hanefîlere göre ayağa giyilen bir şeyin
mest sayılması için şu özellikleri taşıması
gerekir:
1) Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek
derecede ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çorap Üzerıne Meshetmek Çocuk Istemçocuk ıstem ÇOCUK İSTEME (İSTİLAD)
Bir erkeğin, eşinden çocuk istemesi anlamında
kullanılan bir İslam hukuku terimi.
İslam toplumunun güçlü olmasına önem
veren dinimiz çocuk ve neslin çoğalmasını benimsemiş
ve bunu teşvik etmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.): "Çok
doğuran sevimli kadınla evlenin, zira ben (kıyamet gününde)
sayınızın çokluğuyla (diğer) ümmetlere iftihar
ederim" (Ahmed b. Hanbel, I, 412). buyurmuştur.
Enes b. Malik'in hanımı ümmü Süleym'in
Rasûlullah (s.a.s.)'a "Ya Rasûlallah! Enes senin hizmetkarındır,
onun için Allah'a dua et." demesi üzerine Rasûlullah (s.a.s.)
"Ey Allah'ım, onun malını ve çocuklarını
çoğalt ve ona verdiklerine bereket koy" şeklinde dua
etmiştir.
Ayrıca çocuk, bir evin neşesi, anne ve
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çocuk Istem Çocukçocuk
Doğumundan bülûğ yaşına kadar
insan yavrusu, evlat.
Allah'u Teala Hz. Adem (a.s.)'e bizzat hayat
verdikten sonra, muayyen bir yolla erkekle kadının
birleşmesi, erkek ve dişideki sperm denen canlı hücrelerin
birbirleriyle buluşması yoluyla insanın
yaratılışının devamlı olarak
tekrarını murad etti. Erkek ve kadının birleşmesi
tamamlanınca, insan yaratılışının sebebi
olan olay da tamamlanıyor.
İnsanlar, işte bu birleşme ile
nesillerini devam ettiriyorlar. İslam bu birleşme için bir
ölçü koymuştur. Bu ölçü de nikahtır. Nikahdan maksat da,
her canlı için gerekli olan neslin devamını
sağlamaktır. İnsandaki devamlılığın
gayesi ise, Allah'a ibadet ve dünyayı Allah için imar ederek
insanların yardımına koşmaktır. Bu, esas gaye
olunca ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çocuk CinCin
Gizlenmek, gizli kalmak, gözle görülmeyen gizli
kuvvetler.
Cinlerin bir tek ferdine "cinnî" denir.
"cann" kelimesi cin ile eşanlamdır. Ğûl ve
ifrit cinlerin değişik türleridir.
İslam'dan önce Arabistan'da cinler, çölün
"satyre" ve "nymphe"leri idi. Tabiat hayatının,
insanların hükmü altına girmemiş ve düşman
kalmış tarafını temsil ediyorlardı. Fakat Hz.
Peygamber (s.a.s.)'in bey'ati esnasında cinler önemli ve bilinmeyen
ilahlar arasına girmekte idiler. Mekke Arapları cinler ile
Allah arasında bir nesep yakınlığı
bulunduğunu söylerler (es-Saffat, 37/158), onları
Allah'ın ortakları mertebesine çıkarırlar (el-En'am,
6/128) ve onlardan yardım dilerlerdi. (el-Cumua, 62/6)
Cinin varlığı Kur'an ve sünnet ile
sabittir. Hayat sahibi yaratıklar yalnız şu madde dünyasındaki
insanlarla, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cin CezbeCezbe
Sürüklemek, kendisine çekmek. Salikin beşerî
vasıflarından soyutlanma ile ilahî sıfatları kazanma
ve tecellileri müşahede etmesi anlamında bir tasavvuf terimidir.
Cezbe; Hakk'ın, kulunu kendisine çekmesinden hasıl
olan istiğrak, derin şaşkınlık ve hayret sûretlerinde
görünen manevî bir haldir.
Cezbe, kulun Hakk'a külfetsiz yaklaşması ve
ilahî inayetler ve lütuflar gereği hareket etmesidir. Aynı
zamanda o, riyazet ve ibadete devamla duyguların yok edilmesidir.
Cezbe, Allah'ın kulunu kendisine çekmesi, kulun Allah'a kavuşmasıdır.
Cezbe iki türlü olur. Bunlar da: 1-Hafî (gizli)
cezbe, (kulun Hakk'ı sevmesi) 2-Celî (açık) cezbe; (Hakk'ın
kulu sevmesi)dir.
Cezbeye tutulanlara meczûb denilir. Meczub; Hakk'ın
rızasını kazanan, Hak tarafından
yakınlığına layık görülen, her türlü ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cezbe Çeyızçeyız
Gelin eşyası. Çeyiz kelimesi Arapça
cihazdan gelmiştir. Çehiz yerine çeyiz şeklinde
kullanımı yaygındır. Evlenecek kız çocukları
için hazırlanan her türlü şahsî eşya veya ev
eşyası. Gelinin baba evinden kocasına giderken beraberinde
götürdüğü elbise ve eşya takımları. Ana veya baba
tarafından örf ve adete göre, evlenecek kız çocuklarına
evin döşenmesi için menkul eşya.
Çeyiz hemen hemen bütün ilkel kavimlerde, Yunanlılarda
ve Doğu ülkelerinde kocanın evlenecek genç kızın
babasına, ödediği bedeldir. Zamanla törede bazı
değişiklikler olmuş, kimi toplumlarda bedeli erkek
değil de kadın, daha doğrusu gelinin babası ödemeye
başlamıştır. Çeyiz konusu toplumların sosyal ve
ekonomik durumlarına göre çeşitli şekiller
almıştır.
Eski Türklerde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çeyız Cevamıü'l-kelımCevamıü'l-kelım
Az söz ile çok manayı ifade eden edebî
vecizeler. Bu tariften hareketle, Kur'an-ı Kerîm'in tamamı bir
cevamiu'l-Kelim olduğu gibi, Hz. Peygamber'in bir çok hadisleri de
birer cevamiü'l-kelimdir:
Hz. Peygamber'in bizzat kendi ifadelerine göre, Yüce
Allah O'nu cevamiü'l-kelim ile göndermiştir. Buharî'nin bir
rivayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Ben cevamiü'l-Kelim
ile gönderildim. Ben (bir aylık mesafedeki düşmanların gönüllerine)
korku salmak sûretiyle yardım olundum. Bir de ben bir defasında
uyuduğumda, bana yerdeki hazinelerin anahtarları getirilerek,
iki avucumun içine konuldu " (Buharî, Ta'bîr 22, İ'tisam
1).
Hz. Peygamber'e mahsus kılınan bu
özelliklerden biri olan cevamiü'l-kelim'in Kur'an-ı Kerîm olarak
da tefsir edildiğini yukarıda kaydettik. Çünkü Kur'an'ın
her ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cevamıü'l-kelım |