Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Zinet

Zinet Takı, süs eşyası. Süslenmek insan tabında varolan arzulardan biridir. İnsanoğlu, daha güzel görünmek için en eski zamanlardan beri altın, gümüş, bakır vb. kıymetli madenler veyahut, inci, elmas, zümrüt vb. kıymetli taşlardan zinet eşyası yapmış ve bunları takı olarak takmak suretiyle süslenmiştir. Kadınlarda erkeklere göre daha fazla olan bu adeti İslam bazı prensiplere bağlamıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz. 1- Aşırılığa kaçmamak şartıyla zînet kullanımı caizdir. 2- Kişinin, zînetle süslenmesinden ziyade hayatını, takva ve güzel ahlakla süslemesi daha iyidir. 3- Zînetin, cinsel çekicilik aracı olarak kullanılması haramdır. 4-Kadınlar zînet eşyalarını örtmeli, namahremlere göstermemelidir. Zînet, örtülmesi gereken azalar gibidir. 5-Erkeklerin altından mamul zinet eşyası ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zinet

 Zina

Zina Zina etmek, bir kadınla nikahsız veya haksız olarak cinsel temasta bulunmak. Arapça "zena" fiilinden mastar. Zinanın sözlük ve terim anlamı birdir. Bu da; bir erkeğin kadınla bir akde veya haklı bir sebebe dayanmaksızın önden cinsel temasta bulunmasıdır. Zina eden erkeğe "zanî" kadına ise "zaniye" denir. Hanefîler, bir fıkıh terimi olarak zinayı şöyle tarif etmişlerdir: İslamî hükümlerle yükümlü bulunan bir erkeğin, kendisine cinsel istek duyulacak yaştaki diri bir kadına, İslam ülkesinde nikah akdine veya cariyelik gibi haklı bir nedene dayanmaksızın önden cinsel temasda bulunmasıdır. Zinada had cezasının uygulanması için, erkeğin cinsel organının en az sünnet yerinin (haşefe) kadının cinsel organına girmiş ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zina

 Zimmi

Zimmi Mal, can, ırz ve dini için İslam devleti tarafından güvence verilmiş olan ehl-i kitap. Zimmet ehlinden bir kişi. Zimmet; söz, güvence, kefalet, hak, saygı, kendileriyle anlaşma yapılan topluluk anlamlarına gelir. Ehl-i zimmet ise; hristiyan, yahudi ve başkaları gibi ehl-i kitaptan İslam yurdunda oturanlardan kendileriyle anlaşma yapılanlar demektir. Zimmetin çoğulu "zimem"dir. Bir fıkıh terimi olarak zimmet; gayri müslimlerin cizye verip itaat etmelerine karşılık İslam topraklarında yerleşmelerine izin verilmesi; mal, can, ırz ve inançlarının korunması ve dış saldırılara karşı İslam Devleti tarafından savunulmaları demektir. Gayr-i müslimlerle zimmet anlaşmasını ancak İslam devlet başkanı veya yetki verdiği kimse yapabilir. Çünkü ehl-i kitapla zimmet anlaşması ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zimmi

 Zimmet

Zimmet Söz, garanti, teminat, kefalet *, hak, saygı ve yükümlülük. Çoğulu "zimem"dir. "Ehlü'z-zimme", kendileriyle antlaşma yapılan gayri müslim. Ayni kökten zimmî ise; İslam devletinin tabiiyetini kabul etmiş olan gayri müslim demektir. Bir terim olarak bir kişi veya ticaret kuruluşunun borçlarının tümüne "ümmet borcu" denir. Bu muhasebe defterinde borç, masraf ve zararların yazıldığı tarafa da "zimmet" adı verilir. Zimmet ya malla ilgili olur veya manevî nitelikli bulunur. Mesela; bir borcun insan üzerinde sabit oluşu, bu kimsenin borca ehil olması ile bağlantılıdır. İşte insanın borçlanma maddî ve malî yükümlülükler altına girebilme ehliyeti onun zimmete mahal olduğunu belirtir. İslam fıkhında ehliyet * ; Allah ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zimmet

 Zilzal Suresi

Zilzal suresi Kur'an-ı Kerim'in doksan dokuzuncu sûresidir. Nisa sûresinden sonra nazil olmuştur. Sekiz ayettir. Fasılası he, mim ve elif harfleridir. Sûrenin nüzûl yeri hakkındaki rivayetlerin bazıları sûrenin Mekkî, bazıları da Medenî olduğunu belirtir. İfade ve üslûbu, ele aldığı mevzûları hususunda Mekkî olduğuna nisbet edilmiştir. Mushaflar'da ise Medenî olarak gösterilmiştir. Ebû Said el-Hudrî'den gelen bir hadis sûrenin Medenî olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir: İbn Ebî Hatim, Ebû Saîd Hudrî'den nakletmiştir: "Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecekler. Her kim de zerre miktarı bir şer işlerse onu görecektir" (Zilzal, 7-8) ayetleri ile ilgili olarak Rasûlullah (s.a.s)'a şöyle demiştir: "Ya Rasûlullah, kendi amellerimi görecek miyim?" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zilzal Suresi

 Zilyed, Zilyedlik

Zilyed, zilyedlik Bir mala fiilen el koyan ve malik gibi tasarrufta bulunan şahıs zilyed, bu işleme de zilyedlik denir. Zilyed kelimesinin sözlük manası el sahibidir. "Yed" sözlükte el manasına geliyorsa da "tasarruf"tan kinaye olarak kullanılmaktadır. Nitekim şu hane falanın yed-i idaresindedir denildiğinde adı geçen hanenin o kişinin tasarrufunda olduğu kastedilmektedir (Hacı Reşîd Paşa, Rûhu'l-Mecelle, İstanbul 1328, VIII,127). Istılah olarak zilyed bir ayna bilfiil el koyan yahut tasarruf-ı müllak (malik gibi tasarruf eden) ile tasarrufu sabit olan kimsedir (Mecelle, mad. 1679). Buna göre fiilen el koymak, elinde bulundurmak, malik gibi tasarrufta bulunmak zilyediliktir. Fiilen eli altında bulundurmak ve malik gibi tasarrufta bulunmak ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zilyed, Zilyedlik

 Zikir

Zikir Anma, anımsama, ezberleme, hatırlama. Söylenmesi tavsiye edilen hamd, sena ve dua için kullanılan sözler. Bazı alimler zikri, insana sevap kazandıran her türlü hareket olarak tarif etmişlerdir. Zikir, daha çok tasavvufi anlamda kullanılır. Tasavvufta da, Allah'ın yüceliğini dile getirmek ve manevî yetkinliğe ulaşmak amacıyla belli bir söz ya da cümleyi yinelemektir. Yüce Allah'ın bilinen güzel isimleri ve tevhid kelimesi (La ilahe illallah) ile yapılır. Zikir, "zekere" fiilinin masdarıdır. Aslı "zikr"dir. Türkçe'de zikir diye kullanılır. Zükr kelimesi ile aynı anlamdadır. Çoğulu ezkar ve zükûr olarak gelir. Zikra kelimesi de, zikr'in mübalağası olup çok zikretmek demektir. Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur'an'da ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zikir

 Zihar

Zihar Bir kimsenin karısına "sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek, onu kendisine haram kılması. Zihar, "zehr" kökündendir, kelime anlamı sırt demektir. İslam öncesi Arap toplumunda bir adam, karısının herhangi bir davranışına kızdığı zaman, ona, "sen bana anamın sırtı gibisin" derdi. Bunun üzerine karısı ona haram olurdu. Fakat bu boşanma sayılmazdı. Aralarındaki aile bağları kopmasa bile helal kabul edilmezdi. Ancak tam anlamıyla boşanmış da sayılamayacağı için kadın, başka bir yol seçemezdi. Cahiliyye dönemi toplum yapısı incelendiğinde, kadınların erkekler karşısında yok denecek kadar aı imtiyaza sahip oldukları görülmektedir. Hele kocasının sudan sebeplere dayandırarak söylediği, "Sen bana anamın sırtı gibisin" sözüyle karşılaşan kadın, tamamen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zihar

 Zeyneb Binti Hüzeyme (r.a)

Zeyneb binti hüzeyme (r.a) ZEYNEB binti HÜZEYME (r.a) Rasûlüllah (s.a.s)'ın hanımlarından biri. Hz. Ömer'in kızı Hafsa'nın, Peygamber (s.a.s)'l-e evlenmesinden kısa bir müddet sonra, Kureyş'in ilk muhacirlerinden ve Uhud Muharebesi şehidlerinden birinin hanımı olan Zeyneb, dul kalmıştı. Bu kadın, gerek Cahiliyye, gerekse İslamî dönemde fakirlere çok acıdığı, onlara karşı merhametli ve şefkatli davrandığı, karınlarını doyurup sadaka verdiği için "Ümmü'l-Mesakin" (fakirler anası) diye isimlendirilmişti (İbn Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye, Kahire t.y., III, 46; İbn Sa'd, et-Tabakatu'l-Kübra, Beyrut 1960, VIII, 115; İbn Abdi'l-Berr, el-İstiab fı Esmai'l-Eshab, Mısır 1939, IV, 306). Ümmehatu'l-Mü'mininden olan Zeyneb binti Hüzeyme (Ümmu'l-Mesakin)'in soy kütüğü baba tarafından bir şüpheye mahal bırakmayacak kadar açıktır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zeyneb Binti Hüzeyme (r.a)

 Zeyneb Binti Cahş (r.a)

Zeyneb binti cahş (r.a) ZEYNEB binti CAHŞ (r.a) Zeyneb binti Cahş b. Riab b. Ya'mur b. Esed b. Hüzeyme. Rasûlüllah'ın aynı adı taşıyan iki hanımından biri. Zeyneb binti Cahş, anne tarafından Hz. Peygamberle akrabadır. Annesi, Hz. Peygamberin halası, Ümeyme binti Abdülmuttalib'tir. Babası, Mekke'ye dışardan gelip yerleşmiştir. Mekke'de 588 yılında doğmuş ve hicretin beşinci yılında Hz. Peygamberle evlenmiştir (İbn İshak, Siretu İbn İshak, Tahkik: M. Hamidullah, Konya 1981, 244). Zeyneb binti Cahş, Hz. Peygamberin hanımları arasında hakkında islam düşmanları ve bilhassa hristiyanlar tarafından en fazla gürültü koparılanıdır. Onun, gerek ilk evliliği, gerekse ikinci evliliği farklı çevrelerce değişik şekillerde yorumlanmış ve daima gündemde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zeyneb Binti Cahş (r.a)