Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Çalgı Çalma

çalgı çalma Herhangi bir müzik aleti ile ritimli ses çıkarma. Kur'an-ı Kerîm'de çalgı çalmayla ilgili ne lehte ne de aleyhte açık bir hüküm yoktur. Ancak müctehidler bu mevzuda, Kur'an'ın bazı ayetleriyle peygamber (s.a.s.)'den rivayet edilen bir takım hadislere dayanarak ictihadda bulunmuşlar; neticede farklı farklı hükümler çıkarmışlardır. Ne var ki müctehidlerin vardıkları sonuçları bize ulaştıran ve halen elde mevcut kaynaklarda yer alan rivayetler arasında da çelişkiler vardır. Mesela, bir rivayette çalgı çalmanın haram olduğunu ifade eden bir müctehidin diğer bir rivayette bunun aksini savunduğunu görebiliyoruz. Müziğin ve çalgı çalmanın haram olduğunu söyleyenlerle, buna itiraz ederek aksini savunanların ileri sürdükleri deliller incelenecek olursa, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Çalgı Çalma

 Cahıl, Cehalet

Cahıl, cehalet Bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz anlamlarına gelen ve halk arasında yol-yordam, ilim-irfandan haberdar olmayan kimse. Cahilin içinde bulunduğu hale de cehalet denir. Ayrıca cehalet, ilmin karşısında olmak, bilmemek manasını taşır. İlim; bilmek, her şeyin en iyisi, en hayırlısı olduğu gibi; cehalet de onun zıddı, her şeyin en fenasıdır. İlim sahibi faziletli, yüce kişi sayılırken; cahil insanlar da bilgiye karşı daima aşağılanan kişiler olarak bilinirler. Kur'an-ı Kerîm inkarcıları: "..Cehalet içerisinde kalmış (bilgisizliğe saplanıp kalan) gafiller" (ez-Zariyat, 51/11) olarak zikreder. Yine cahillerden sakınmak için; " Af yolunu tut, bağışla, maruf olan şeyleri emret, cahillerden yüz çevir. " (el-A'raf 7/199) buyurulur. Bilgisiz ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cahıl, Cehalet

 Cahiliyye

Cahiliyye Bilgisizlik, gerçeği tanımama. İslam, tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan'da İslamiyet'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlamı ile Hz. İsa'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana "cahiliyye" devri adı verilmiştir. Cahiliyye, insanın Allah'ı gereği gibi tanımaması, ona kulluk etmekten uzaklaşması, onun ilahî hükümlerine değil de kişinin kendi heva ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düşüncelere inanmasıdır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Onlar hala Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Maide, 5/50) buyurulur. İslam'ın hakim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Çünkü ilahî bilginin kaynağından yoksun olan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Cahiliyye

 Ca'ferıyye

Ca'ferıyye Hz. Ali'nin torunlarından Ca'fer-i Sadık (ö. 148/765)'ın etrafında toplanan ve onun ictihadlarına göre amel eden müslümanların bağlı oldukları siyasi ve fıkhî mezhep. İmam Ca'fer, bütün Sünnîlerce, özellikle tasavvuf ehlince büyük bir velî olarak kabul edilir. O, kendisini ilme ve tefekküre vermiş, Ebû Hanîfe ve İmam Malik gibi büyük müctehidler bile ondan faydalanmıştır. Hadîs alimleri kendisinden hadîs rivayet etme konusunda tereddüt etmişlerse de, İmam Şafiî ve Yahya b. Maîn gibi alimler onu güvenilir bir muhaddis olarak kabul etmişlerdir. Mezheplerinde "imam" ve "on iki imam" konusuna ağırlık verdikleri için bu mezhebe "İmamiyye" veya "İsna Aşeriyye" adı da verilmiştir. Ca'fer-i Sadık Kur'an'ı delîl ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ca'ferıyye

 Ca'fer-ı Sadık

Ca'fer-ı sadık (83-148/700-769) İmamiyye* mezhebinin kabul ettiği oniki imamın altıncısı. Künyesi Ca'fer es-Sadık Muhammed Bakır b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebî Talib'tir. Babası, Muhammed Bakır'ın yerine imamete geçmiştir. Oniki imamın altıncısıdır. Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinden sonra Peygamber çocukları siyasetle uğraşmamışlar; kendilerini ilme vermişlerdir. Bu evde yetişen Ca'fer de kendini ilme verdi; fıkıh, hadis, ve öteki şer'î ilimler yanında kimya ve diğer ilimleri de tahsil etti. Talebesi Tarsuslu İbn Hayyan'ın, Cafer'in beşyüz risalesini toplayarak bin yaprak tutan bir kitap yazdığı rivayet edilir. (İbn Hallikan, Vefeyatü'l-A yan, Mısır 1948, I, 291). Cabir İbn Hayyan, Ca'fer-i Sadık'tan çok yararlanmış, ondan itikad ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ca'fer-ı Sadık

 Büyük Melekler

Büyük melekler Cenab-ı Allah'ın bütün melekler içinde üstün kıldığı dört büyük melek. Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir. Çoğulu "melaike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır. Melekler, ruh gibi latîf, nûranî, mahiyetleri Allah katında malum, varlıkları bizim dünyamıza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takım görevleri bulunan varlıklardır. Akıl ve nutukları olup; şehvet ve gadap gibi beşerî ihtirasları, yemeleri, içmeleri yoktur. Evlenmek, doğmak ve doğurmaktan uzaktırlar. Çeşitli şekillere girebilirler. Allah'ın emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takım vazifeler ile meşgul olurlar. Daima Yüce Allah'ı tesbih ve zikrederler. Meleklerin bu özellikleri ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Büyük Melekler

 Büyük Günahlar

Büyük günahlar BÜYÜK GÜNAHLAR (KEBAİR) Allah'ın emirlerine aykırı davranış, kötü amel, isyan, karşı gelme, suç, kabahatlerin büyükleri. İslam literatüründe bu tür fiillerin bir kısmı büyük günah, bir kısmı da küçük günah olarak adlandırılır. Bu tabirin geçtiği ayetlerde şöyle denilmektedir: "Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız. " (en-Nisa, 4/31) "Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler." (eş-Şura, 42/37) "O (muhsin ola)nlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar işleyebilirler... " (en-Necm, 53/32). Aynı ifadenin geçtiği hadislerden bir kısmında ise Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Abdullah ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Büyük Günahlar

 Bıyık

Bıyık Peygamber Efendimiz (s.a.s.) "Beş şey -başka bir rivayette- On Şey fıtrattadır" buyurmuş, bunlardan birinin de bıyığı kısaltmak olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Tahare, 50, 56). Bıyık bırakmak fıtratı (yaratılışı) korumak olduğu için faziletlidir. Nitekim bazı müçtehidlere göre bıyığı tamamen kesmek mekruhtur. Bıyıkla ilgili hadisler bıyığın kısaltılmasıyla ilgilidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte: "Bıyığını kısaltmayan bizden değildir" (Tirmizî, Edeb, 6) buyurmuştur. Bıyıklar üst dudağın kırmızılığı görülecek şekilde kısaltılmalıdır. Bıyıkla ilgili hadis-i şerifler daha ziyade sakalla beraber geçmektedir (bk. Sakal). Şamil İA

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bıyık

 Büyü

Büyü Din ile ilgisi olmayan dualar ve hareketlerle ruh üzerine tesir yapmak. Buna Arapça'da "sihir" adı da verilir. Bir insanı istenilen şeyi yapmağa sevk eden gizli kuvvet, tabiata aykırı haller vücuda getiren etkiler. Bunları yapanlara "büyücü" denilir. Büyüyü şöyle tarif etmek mümkündür. Herhangi bir çıkar uğruna başkasına zarar vermeye yönelik meşru olmayan yollarla bir takım gizli kuvvetleri yönlendirerek yapılan ve gerçeğe uymayan gözbağcılık, düzenbazlık, oyunculuk şeklindeki işler. Gözbağcılık, düzenbazlık gibi oyunlarla insanları aldatan kişiye büyücü, bu kişilerin yaptığı işe büyü, bu işin meslek haline getirilmesine de büyücülük denir. Büyücülük, İslam'dan önce Araplar'da, Rumlar'da, Hintliler'de, Mısırlılar'da yaygın idi. Özellikle Hz. Musa zamanında ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Büyü

 Bırlık Beraberlık

Bırlık beraberlık İslam'ın hakimiyeti için mümin kulların bir arada bulunup birlikte hareket etmeleri ile ilgili olarak kullanılan bir tabir. Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerîm'de: "Hepiniz birden Allah'ın ipine (İslam'a) sarılın, asla ayrılmayın, " (Ali İmran, 3/103) buyurmuş ve müslümanları Kur'an'ın etrafında birlik olmaya çağırmıştır. Aslında bütün semavî dinler gibi İslamiyet de vahdet dinidir. Bu vahdetin (birliğin) temelinde "tek Allah inancı" vardır. İnsanca yaşamanın, huzura kavuşmanın tek yolu birlik ve beraberliktir. Dinimizin emirleri müslümanlar arasında birliği sağlamağa yöneliktir. Tek Allah'a inanan müslümanların tek bir kitabı, tek bir kıblesi vardır. Her gün beş kere camide cemaatle namaz kılan ve bir araya gelen müslümanlar, birlik ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bırlık Beraberlık