Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Buhari

Buhari (194-256/810-869) Hadis bilginlerinin ileri gelenlerinden biri. Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. el-Muğîre b. Berdizbeh el-Cûfî el-Buharî. Muğire b. Berdizbeh, Buhara Valisi Yeman el-Cûfi'nin aracılığıyla müslüman olmuştur. Bu nedenle Cûfi'ye nisbet edilmiştir. Buharî'nin babası ve dedesi hakkında pek bilgimiz yoktur. Muhammed el-Buharî, 13 Şevval 194 h./21 Temmuz 810 tarihinde Cuma günü Buhara'da doğmuştur. Bundan dolayı da Buharî nisbetiyle anılmasına sebep olmuştur. Buharî, henüz bebek iken babası vefat etmiş, kardeşi Ahmed'le birlikte yetim kalmıştır. Annesinin terbiyesi altında büyümüş, küçük yaşta Kur'an'ı ezberlemiş ve Arapça öğrenmiştir. Babasından kalan servet onun hiç kimseye muhtaç olmadan ilim öğrenmesinde yararlı oldu. On bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Buhari

 Bugz

Bugz Birisi hakkında gizli ve kalbî düşmanlık beslemek, başkasına kin duymak, nefret etmek. Kur'an-ı Kerîm' de yan anlamda "bağza" kelimesi kullanılır. (Ali İmran, 3/118; Maide, 5/14, 64, 91; Mümtehine, 60/4). Buğz, İslam'a göre kötü huylardandır. Buğz, müslümanlar arasındaki kardeşlik hislerini zayıflatır, gevşekliğe yol açar. İslam toplumunun çözülmesine neden olur. Halbuki insanlar arasında sevgi ve bağlılığı devam ettirmek esastır. Onun için müslümanların birbirlerine kin beslemeleri, kin ve düşmanlığı, hiddet ve kırgınlığı meydana getirebilecek söz ve hareketlerden kaçınmaları gerekir. Müslümanlar kendi aralarında edeble ölçü ve hesapla hareket etmelidirler. Bunlar gözetildiği takdirde, karşılıklı sevgi doğar ve insanlar arasında kin vücuda gelmez. Enes b. Malik ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bugz

 Budızm, Buddızm

Budızm, buddızm BUDİZM, BUDDİZM M.Ö. VI. yüzyılda Hindistan'da doğmuş evrensel bir din. Günümüzde mensuplarının sayısı 300 milyon civarında olduğu söylenmektedir. Buddizmin din, mezhep, tarikat ya da felsefi ekol tanımlamalarından hangisine girdiği yolunda tartışmalar vardır. Bugün, en çok mensubunun bulunduğu yerler. Hindistan dışında, Doğu ve Güneydoğu Asya, Seylan, Tayland, Moğolistan, Mançurya, Tibet, Çin, Kore ve Japonya'dır. Ayrıca Avrupa, Kuzey Amerika ve İngiltere'de de mensupları vardır. Buddizm'in kurucusu, M.Ö. 563-483 yılları arasında yaşamış olan Budda'dır. Budda'nın asıl adı Siddharta Gotama'dır. Kuzey Hindistan'da şimdi Nepal'in bulunduğu bölgedeki Kapilavastu'da Lumbini koruluğunda doğmuştur. Sakya kabilesine mensuptur. Budda, ona "İlhama kavuşmuş, aydınlanmış" anlamında sonradan verilmiş bir lakaptır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Budızm, Buddızm

 Brahmanizm

Brahmanizm BRAHMANİZM Hindistan'da yaygın olan batıl bir din. Buna Hinduizm de denir. Vedacılığın devamıdır. Hindistan'ın öz dini Brahmanizm'dir. Hindistan'da doğan Budha'cılık diğer tabirli Buddizm* ve Cayna'cılık gibi dinler, ancak Brahmanizm'in bir reformu veya buna bir tepki olarak ortaya çıkmış dinlerdir. Brahmanlar (M.Ö. 800-600 ?) yıllarından başlıyarak Brahman rahipler kastının egemenliği ağırlığını göstermeye başladı. Brahmanizmin felsefi sistemlerini iki ana akım çevresinde toplamak mümkündür. Biri gelenekçi akım, öbürü tanrıcı akım. Gerçekten Hint düşüncesine özgü birtakım varsayım ve kurgular ile panteizmin ve ayinciliğin yanı sıra bir sevgi doktrini sayılan bhakti de Hindistan'ı her kişi için ayrı ve tek bir tanrı kavramına götürmüştür. Çağdaş Hint ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Brahmanizm

 Bozgunculuk

Bozgunculuk Yeryüzünde fitne, fesad ve karışıklık çıkarmak; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşmak. İnsan, fıtratındaki "nankörlük" ve "zalimlik" özellikleriyle, zaman zaman Rabbine isyan ederek, yeryüzünde bozgunculuk çıkarır, kendisi gibi eşit şartlarda yaratılan insanları mali güç veya zorbalıkla esareti altına almaya çalışır. Haysiyet ve şereflerini korumak isteyenlerin direnmesi neticesinde savaşlar çıkar ve kanlar dökülür; adeta meleklerin çekindikleri husus tecelli eder: "Hani Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti de, melekler: Biz seni hamd ile tesbih, takdis eder dururken; yeryüzünde fesad çıkarıp, kanlar dökecek birini mi yaratacaksın demişlerdi." (el-Bakara, 2/30). Meleklerin, Allah Teala'nın yaratmak istediği bu mahlûkun fıtratı ve karakteri hakkında bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bozgunculuk

 Borç Senedı

Borç senedı Belli bir vade sonunda ödenecek borçlar için düzenlenen belge. Ayette; "Ey iman edenler, belli bir vadeye kadar borçlandığınız zaman bunu yazınız" (el-Bakara, 2/282) buyurularak, vadeli borçlanmaların yazıyla tespit edilmesinin gerekli oluşu; hatta, (aynı ayetin devamında), daha önemli borçlanma ve akitlerde iki erkek şahidin temini; bu bulunmazsa bir erkek iki kadın şahit bulundurulması veya borca karşılık rehin (ipotekli mal) istenebileceği belirtilmiştir. Buna, kefil talebi hakkı da eklenebilir. İşte bütün bu teminatlar, unutmaya karşı bir tedbir veya borcun tamamen veya kısmen inkarı halinde ispat kolaylığı sağlamak içindir. Düzenlenecek senetler ihtilaf halinde mahkemede bir ispat aracı olarak kullanılacak ve gerektiğinde borcun zor ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Borç Senedı

 Borç

Borç Geri verilmek üzere alınan para veya eşya; bir veya birkaç kişiye yahut bir kuruma karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülük, ödünç. Borç yahut fıkhî terim olarak "deyn" genellikle borçlunun ödemeyi teahhüt ettiği nakit veya borçlunun zimmetinde bulunan mislî eşya; yani ölçü, tartı vb. yollarla benzeri ile ödenebilen eşya karşılığında kullanılan bir terimdir. Borcun zimmetinden maksat da şahsın borcu yüklenme kabiliyetidir. İnsanların birbirleriyle yardımlaşma yollarından biri de borç alıp vermedir. Borç alıp verme işlemi İslam'da nakit para gibi sayılabilen; buğday, arpa, pirinç gibi ölçülebilen; yahut altın, gümüş ve et gibi tartılabilen; ya da yumurta ve ceviz gibi büyüklükleri birbirlerine yakın olan mallarda ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Borç

 Birr

Birr İyilik, hayırda genişlik, güzel davranış. Birr, müslümanların gerek kendi aralarında gerekse İslam devletinin gayr-i müslim vatandaşlarına karşı güzellik ve adaletle davranmaları anlamında kullanıldığı gibi, Müslüman'ın Allah'a karşı olan görevlerini ifa ederken işlediği salih amellerin bütünü anlamına da gelmektedir. Birr takvanın kendisidir. Allah'ın emrine uyup, ilahî mürakabeyi yakînen kavramaktır. Tasavvuru, şuuru, ameli ve Allah'a yönelişi birleştirmek demektir. Ferdin ve toplumun vicdanına hükmeden tasavvur ile ferdin ve toplumun hayatını düzenleyen amel, Allah'ın istediği ölçüler dahilinde birleşirse işte o zaman birr gerçekleşir. Çünkü Kur'an genel olarak toplum hayatında hakkaniyet ve sevgiyi özellikle vurgulamaktadır. Yani başkalarına karşı hakkı gözetmek ve sevgi göstermek, Kur'an'ın insanlar ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Birr

 Bezr

Bezr Tohumu verimsiz ve çorak yerde israf etmek, malı Allah'a isyanda, gereksiz ve faydasız yerde kullanmak. İslam, orta yol olduğu gibi, İslam ümmeti de orta ümmettir; yani, düşüncede ve davranışta, almada ve vermede, kısaca insan hayatının her safhasında ifratın ve tefritin İslam'da yeri yoktur. İslam, mülk her şeyden önce Allah'ın olduğu için, kişiye tahsis edilmiş özel mülkü bile dilediği şekilde ve dilediği yere harcama yetkisi vermemiştir. Her şeyden önce, müslüman yeryüzünün halifesi olarak, yeryüzündeki geçim kaynaklarını bu hilafetin gerektirdiği biçimde kullanmak, üretmek ve dağıtmakla yükümlüdür. Öyle ki, kişi üzerinde nefsinin bile bir hakkı olduğundan, mal benim, beden benim' anlayışı içinde tıka ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bezr

 Beyyine Suresi

Beyyine suresi Kur'an-ı Kerîm'in doksan sekizinci sûresi. Sekiz ayet, doksan dört kelime, üçyüz doksan dokuz harftir. Fasılası h'dir. Mekkî veya medenî olduğu hususu müfessirler arasında ihtilaflıdır. Cumhur-ı müfessirine göre Mekkî'dir. Buna karşılık İbn Zübeyr ile Ata İbn Yesar Medenî olduğunu söylemişlerdir. Bunun aksi de iddia edilmiş ve Cumhur'a göre Medenî olduğu belirtilmiştir. Ebû Salih, İbn Abbas'dan Mekkî olduğunu rivayet etmiştir. İbn Kesîr (774/1372) ise şöyle bir hadîse dayanarak Medenî olduğunu kesin bir ifadeyle belirtmiştir: Enes b. Malik'den rivayete göre Rasûlullah (s.a.s.) Ubey b. Ka'be: Allah, sana Beyyine sûresini okumamı emretti. "Übey: Cenab-ı Allah benim adımı söyledi mi ya Rasûlallah?" diye sordu. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Beyyine Suresi