Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Bey' Bı'l-ıstıglal

Bey' bı'l-ıstıglal Bey', satmak ve satın almak; istiğlal ise, gelirini istemek, kar ve gelirini almak, sömürmek gibi anlamlara gelir. İstiğlal yoluyle satış, bey bi'lvefa*, yani vefa yoluyle satış sonunda ortaya çıkabilir. Bu iki çeşit satış şekli de ödünç para bulabilmek için başvurulan yollardandır. Şöyle ki; Paraya ihtiyacı olan bir kimse sermaye sahibine gidip "Bana yüz altın ver, buna karşılık sana falan dükkanımı borcumu ödeyinceye kadar geçici olarak satayım. Borcumu ödeyince dükkanı geri alırım. Bu arada dükkanın kira gelirinden yararlanabilirsin" der. Sermaye sahibi bu teklifi kabul edip parayı verince "bey' bi'l-vefa" akdi yapılmış olur. Burada dükkanı teslim alan sermayedar, onu bizzat kullanabilir, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bey' Bı'l-ıstıglal

 Bey' Bı'l-vefa

Bey' bı'l-vefa Vefa yoluyla satım akdi yapmak; bir malı, satış bedelini iade edince geri almak üzere bir kimseye bir para veya borç karşılığında geçici olarak satmak. Satıcı semeni geri verince veya borcunu ödeyince, alıcı satın almış olduğu şeyi geri verir. Böyle bir akit, alıcının maldan yararlanabilmesi dikkate alınırsa sahih satım akdi; tarafların akdi feshedebilme yetkilerine bakınca da fasid satım akdi niteliğindedir. Alıcı, vefa yoluyla satın aldığı malı başkasına satamayacağı cihetle de bu rehin hükmündedir ve bu rehin olma özelliği üstündür. Fakîhlerin çoğu, bey bi'l-vefa şeklindeki satım akdini caiz görmüşlerdir. (Bilmen, Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, VI, 126-127). Bu muamele faizden kaçınmak ve borcu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bey' Bı'l-vefa

 Besmele

Besmele "Bismi'llahi'r-rahmani'r-rahîym" sözünün kısaltılmış şekli. Hayırlı ve helal bir işe başlarken, Allah Teala'nın adını anmak ve bu adla işe başlamak anlamına gelir. İslamiyet'ten önce Araplar, herhangi bir işe başlarken, bağlı bulundukları ilahlarının adlarını anarak başlarlar, mesela, Bismi'l-Lat (Lat'ın ismiyle), Bismi'l-Uzza (Uzza'nın ismiyle) derlerdi. Her kavimde buna benzer sözlerin kullanıldığı ve mesela bir hizmetlinin, amirinin verdiği bir emri yerine getirirken, "Bunu falanın adına yapıyorum" demesi adettendir. Resulullah (s.a.s.), İslam dinini tebliğ etmeğe başladıktan sonra, cahiliye Arapları'nın kullandığı sözü değiştirmiş ve, "Ey Allah'ım, senin adınla" anlamına gelen, "Bismike Allahümme" ve "Allah'ın adıyla" anlamına gelen, "Bismillahi" sözlerini kullanmıştır. Ancak Kur'an-ı Kerîm'de Neml suresinin otuzuncu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Besmele

 Besir

Besir Müjdeci ve müjde veren, güleç yüzlü insan. Bu kelime korkutucu ve tehlikeyi haber verici anlamına olan "nezîr" ifadesiyle beraber Kur'an-ı Kerîm'de sekiz yerde geçmekte olup peygamberler hakkında kullanılmaktadır. (el-Bakara, 2/119; el-Maide, 5/19; A'raf 7/188; Hud,11/2; Sebe', 34/28; Fatır, 35/24). Çünkü peygamberler insanlara Allah'ın rahmet ve nimetini müjdelerler, inanmayanları ise Allah'ın azabıyla korkuturlar. Bu ayetlerden birinde Allah Teala şöyle buyurur: "Ey kitap ehli! Peygamberler'in arası kesildiğinde, "bize müjdeci ve uyarıcı gelmedi" dersiniz diye, size (Allah'ın dinini) açıkça anlatacak peygamberimiz geldi. Şüphesiz o, size müjdeci ve uyarıcı olarak gelmiştir. " (el-Maide, 5/19). Beşîr sıfatını taşıyan peygamberler, Allah'a iman edip onun hüküm ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Besir

 Beser

Beser İnsan, insanoğlu, insanüstü, ademoğlu. Beşer bir şeyin güzelliğiyle ortaya çıkması, görünmesi demektir. (İbn Faris, Mu'cemul Mekayîsi'l-Luğa, Mısır 1969, I, 251). İnsana beşer denmesi, hayvanların aksine üzerinde yün, kıl ve tüy gibi şeylerin bulunmayıp derisinin olduğu gibi görünmesindendir. (Rağıp el-Isfahanî, el-Müfredat fî Garîbi'l-Kur'an, Beyrut (t.y.) 47). Aynı kökten gelen "beşere": Üst deri, derinin üst tabakası; "beşîr": güzel yüzlü, müjdeleyici; "beşare": güzellik anlamına gelir. (İbn Faris, a.g.e., I, 251). "Beşerî" ise, insana ait olan, ilahî olmayan anlamında kullanılır. Sözlük anlamından da anlaşılacağı üzere "beşer" tabiri, insan hakkında, onun maddî yönü ve dış görünüşüyle ilgili olarak kullanılır. Kullanışta kelimelerin ince anlamlarını göz önünde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Beser

 Berzah

Berzah Set, engel, iki şey arasındaki perde. Istılahî anlamıyla berzah; madde alemi ile mana alemi (ruhlar alemi), ruhlar alemi yani ölümden sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları alem, ya da kabir aleminin adıdır. (es-Seyyit eş-Şerif el-Cürcanî, et-Tarifat, Kahire 1938, s. 38; Ragıb el-Isfahanî, el-Müfredat s. 56). Berzah kelimesi Kur'an-ı Kerîm'de üç yerde geçmektedir. Bunlardan "İki denizi kavuşmaları için salıvermiştir. (Böyle iken) aralarında karışmalarına engel perde (berzah) vardır karışamazlar. "(er-Rahman, 55/19-20) Ayrıca iki şey arasındaki engel anlamında kullanılmıştır. (el-Furkan, 25/53). Müminun suresinde ise "Nihayet onlara ölüm gelip çatınca tekrar tekrar şöyle diyecekler: "Rabbım beni dünyaya geri gönder, ta ki ben zaayi ettiğim ömrüm ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Berzah

 Beraet Gecesı

Beraet gecesı Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece. Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır: Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübarek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle 'Berae veya Sakk' adı da verilir. Bu gecenin beş özelliği vardır: 1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır. 2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir. 3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir. 4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür. 5) Bu gecede Peygamberimize şefaat ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Beraet Gecesı

 Ber

Ber Kötü görülen, hoşlanılmayan şeylerden uzak durmak, tertemiz ve her türlü kirden uzak yaratmak, iyileşmek ve şifa bulmak anlamlarına gelen ve yaratılışı ifade eden bir terim. Kelimenin kökü Be-ra-e' fiilidir. Min' edatıyla kullanıldığında -den uzaklaşmak, ilgiyi kesmek'; Tef'îl' babında 'Ber ra e' şekliyle aklamak, beraet ettirmek; 'istif'al' babında 'İs teb-ra-e' şeklinde kullanıldığı zaman ise temizlenmek, beraatını istemek anlamlarına gelir. Allah'ın güzel isimlerinden olan Barî, Allah'ın yarattığı şeyleri tertemiz yarattığını ve her türlü kirden arındırdığını ifade eder. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 4876). Hak Teala zatı, sıfatları, isimleri, fiilleri ve şuûnatıyla tertemiz, her türlü çirkinlik ve kirden müberra ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ber

 Benu Mustalik Gazvesi

Benu mustalik gazvesi BENU MUSTALİK GAZVESİ Hicretin beşinci yılında yapılan ve Peygamberimiz (s.a.s.)'in bizzat ordu kumandanı olarak katıldığı gazve. Bu gazveye "müreysi' gazvesi" de denilir. Mustalikoğulları Huzaa kabîlesine mensup küçük bir obadır. "Müreysi" ise, bu kabilenin çevresinde konakladığı bir kuyunun adıdır. Mustalikoğulları'nın başkanı Haris b. Ebi Dırar söz geçirebildiği kabileleri ve kendi obasını müslümanlarla savaşmaya teşvik edip bölgede İslam'ın yayılmasını engellemek maksadıyla silah ve harp malzemesi satın alıyor, hazırlıklar yapıyordu. Peygamberimiz (s.a.s.) Haris'in hazırlığını haber aldı. Durumla ilgili olarak bilgi sahibi olmak için Büreyde b. Husayb'ı Mustalikoğulları'nın obasına gönderdi. Büreyde, Mustalikoğulları'nın durumunu öğrenebilmek ve bu adamların şerrinden emin olabilmek için gerektiğinde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Benu Mustalik Gazvesi

 Belva-ı Amme

Belva-ı amme Belva, musibet, zahmet, ıztırap, meşakket, güçlük gibi anlamlara gelir. Amme, ise bütün, herkes, umûm demektir. Buna göre "belva-i amme" herkesi kapsayan meşakkat ve güçlük demektir. Terim olarak belva-i amme; kaçınılması güç, umûmun mübtela olduğu bir şey hakkında husûsî bir hüküm verilmesidir. Dinimiz kolaylık dinidir. Kur'an-ı Kerîm'de: "Allah sizin için kolaylık ister, zorluk değil ", (el-Bakara, 2/185) buyurulur. Bu nedenle "belva-i amme" fıkhın fer'î kaynaklarından biri olmuştur. Müslümanların çoğunun uğradığı güçlük ve meşakkatler bu kaideye dayanılarak hafifletilmiştir. Bunlardan birkaç misal verelim: Sokakta elbisemize sıçrayan ve korunması mümkün olmayan su ve çamur damlalarıyla namaz kılmanın caiz olması; Özürlü kimselerin özürleri sebebiyle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Belva-ı Amme