Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Beddua

Beddua Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmak, hayır duanın zıddı. Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan "bed" kelimesiyle, Arapça "dua" kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belasını versin" gibi ifadelerle yaptığı dualara denir. İslam, müslümanların kendileri ve diğer müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur." (Riyazü's-Salihin Tercümesi, III, 82) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lanet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Beddua

 Bayramıye, Bayramılık

Bayramıye, bayramılık BAYRAMİYE, BAYRAMİLİK Hacı Bayram Velî tarafından XIV. asrın sonları ile XV. asrın başlarında kurulan ve önemli bir yere sahip tarîkatlardan biri. Adını Hacı Bayram Velî (833/1429)'den almıştır. Hacı Bayram, 753/1352 yılında Ankara Çubuksuyu civarında bugünkü söyleyişiyle Solfasol (Zü't-Fadl) köyünde doğmuştur. Asıl adı Numan'dır. Şeyhi ile Kurban Bayramı'nda tanıştığı ve çok mütevazi olduğundan Bayram adını almış ve bu adla ün yapmıştır. Babası, Koyunluca Ahmed adında bir köylüdür, Safiyüddin ve Abdal Murat isminde iki küçük kardeşi vardır. (M. Ali Aynî, Hacı Bayram Velî, İstanbul 1343, s. 50). Çocukluk hayatı hakkında fazla malûmat sahibi değiliz. Onun meşhûr olması o zamanlarda çok büyük ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bayramıye, Bayramılık

 Bayram

Bayram BAYRAM, BAYRAM NAMAZLARI Neşe ve sevinç günleri. Hemen hemen her akîde ve ümmetin kendine has bir bayramı veya bayramları vardır. İslam ümmetinin iki bayramı vardır. Bunlar bütün İslam aleminde kutlanan bayramlardır. Biri Kurban Bayramı, diğeri de Ramazan Bayramı'dır. Ramazan Bayramı Ramazan ayının bitiminde, Şevval'in birinde; Kurban Bayramı da Zilhicce ayının onuncu gününde olur. Ramazan bayramı üç gün, Kurban Bayramı dört gündür. İslamî kardeşliğin perçinlendiği bu mübarek günler, müslümanların sevinç ve mutluluk günleridir. Nitekim Hz. Peygamber Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin iki bayramı olduğunu öğrendi. Medineliler bu bayramlarında oyun oynar ve eğlenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber Allah Teala size ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Bayram

 Batıniyye

Batıniyye Kur'an ve hadislerdeki her zahirin, açık hükmün bir de batını, iç yüzü, herkesin anlayamayacağı gizli tarafı olduğunu ve Kur'an ile hadislerin ancak tevil (yorumlama) ile anlaşılabileceğini iddia eden fırkalara XII. asırdan itibaren toptan verilen isim. Bunlar kendilerinin Şia'ya mensup olduklarını iddia ederlerse de, İslam bilginleri tarafından İslam dışı kabul edilmiştir. Batınîlere, muhtelif vesileler ile verilmiş isimler şunlardır: Karamıta, Saibiye, İsmailiye, Mübarekiye, Babekiye. Bunlar ayet ve hadîslerdeki zahir (ilk bakışta anlaşılan) manaların kabuk teşkil ettiğini; asıl maksadın, bunların özü olan batınî manaların olduğunu söylerler. Onlara göre zahirî manaları halk tabakası anlar: Batınî manaları ise ancak kendilerince kabul edilen masum imamlar bilir. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Batıniyye

 Batın

Batın Bir şeyin içi, gözle görülemeyen tarafı, Allah'ın isimlerinden biri. Batın kelimesi Kur'an'da değişik anlamlarda kullanılmıştır. Batın, her şeyden önce Esmau'l-Hüsna*'dan biridir: "O evvel (her şeyden önce) dir, Ahir (kendisinden sonraya hiç bir şeyin kalmayacağı son)'dur. Zahir (varlığı aşikar)'dır. Batın (gerçek mahiyeti insan için gizli) olandır. " (el-Hadîd, 57/3). Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte de Allah Teala'nın doksandokuz ismi olduğu zikredilmiş, bunlardan birinin de el-Batın* olduğu belirtilmiştir. (Tirmizî, Daavat, 82). Batın, bazı ayetlerde de gizli anlamınadır: "Günahın gizlisini (batın) de açığını (zahir) da bırakın!" (el-En'am, 6/120) " Açık (zahir) ve gizli (batın) olarak size bolca nimetler ihsan ettiğini ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Batın

 Batıl Dinler

Batıl dinler Cenab-ı Hak'ın peygamberlerine indirdiği vahiyle ilgisi olmayan ve insanlar tarafından uydurulan yanlış inançlardan ibaret olan dinler. Batıl, Hakk'ın zıddıdır. Sabit olmayan şey anlamına gelir. "Bunun sebebi şudur, muhakkak ki Allah hakkın kendisidir, bundan başka taptığınız şeyler ise batıldır." (Lokman, 31/30). Söylenen söz ve icra edilen iş için de batıl kelimesi kullanılır. Nitekim Allah Teala şöyle buyurur: "Yapmakta oldukları şeyler de batıl olmuştur" (el-A'raf, 7/139), "Niçin hakkı batıl ile karıştırıyorsunuz?" (Ali İmran, 3/71), "De ki: Hak geldi, batıl ortadan kalktı. Zaten batıl ortadan kalkmaya mahkûmdur. " (İsra, 17/81), "De ki: Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Batıl Dinler

 Batıl

Batıl Gerçekle ilgisi olmayan, doğru ve haklı olmayan, boş, temelsiz, yanlış şey. İlmin olduğu yerde cehaletin, adaletin bulunduğu yerde zulmün tutunamadığı gibi, hakkın olduğu yerde de batıl tutunamaz. Arapça Ba-ta-la kökünden türeyen batıl kavramı Kur'anı Kerîm'i: yirmisekiz ayetinde geçmektedir. Allah hakkın batılla gizlenmesini yasaklıyor: "Hakkı batılla karıştırıp bile bile gizlemeyin. " (el-Bakara 2/42). "Ey ehl-i kitap, neden hakkı batıla karıştırıp bildiğiniz halde (bile bile) hakkı gizliyorsunuz. " (Ali İmran, 3/71). İnsanların birbirlerinin hak ve hukukuna riayet etmeleriyle ilgili olarak batıl kavramı şöyle ifade edilir: "Ey iman edenler mallarınızı aranızda batıl yolla (haksızlıkla) yemeyiniz. " (en-Nisa, 4/29). Bunların dışında bu kelime yerine ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Batıl

 Baslık

Baslık Kimi bölgelerde, evlenirken damadın kaynatasına ödemesi görenek olan topluca para. İslami hayatta yeri olmayan, Hz. Peygamber'in yürürlükten kaldırdığı, ancak bugün bile bazı toplumlarda varlığını sürdüren bir adettir. Bazı yörelerde buna "ağırlık" veya "kalın" da denir. Asrımızda bazı müslüman topluluklarda kız babaları, hakları olmadığı halde, kızlarını verdikleri erkeklerden veya erkek tarafından "başlık" adı altında bir para veya mal almakta ve ekseriya bu parayı kızlarının satış bedeli olarak telakkî ettiklerinden, kızlarına vermemekte; kızlarının düğün giderleri için sarfetmemekte ya da cüz'i bir miktarını harcamaktadırlar. Bu durum özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da görülmektedir. İslam'ın gelişinden önce toplumda kadına gereken değer verilmiyordu. Kadın alınıp-satılan bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Baslık

 Basiret

Basiret İdrak, zeka, ilim, tecrübe, kalp ile görme, doğru ve ölçülü bakış, uzağı görme, kavrayış, feraset. Başımızdaki göze basar, kalp gözüne de basîret denir. (Rağıb el-ısfahanî, el-Müfredat, 49). Buna göre basîret; kalp gözüyle görüş, işin iç yüzüne nüfuz etmek bir şeyin içini -dışını, önünü- sonunu, aslını ve hakikatini bilmektir. Bu nedenle basîret-i kalp, kalp uyanıklığı; basîretsiz,gafil, basîreti bağlanmak gaflette bulunmak anlamına gelir. Basîret ilahî bir nur ve hakkın batıldan ayırt edilmesine yarayan bir bilgidir. Kalplerinde bu özellik bulunmayan kimseler hakkında Allah Teala "Onların kalpleri vardır ama onunla gerçekleri anlayamazlar" (el-A'raf, 7/179) buyurmuştur. Basîret Kur'an-ı Kerîm'de tekil şekliyle iki yerde geçer: a- ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Basiret

 Basar

Basar Allah'ın sıfatlarından biri. Işık, renk, şekil, miktar ve her türlü davranışın, güzellik ve yanlışlıkların idrak edildiği duyudur. Kur'an-ı Kerîm'de görmek anlamına gelen Basîr' sözcüğü 36 ayette geçmektedir. Ayetlerin çoğunda (el-Bakara, 2/96,110, 233, 237; Ali İmran, 3/156, 163; el-Maide, 5/71; el-Enfal, 8/39; Sebe' 34/11; Fussilet, 41/40; el-Hucurat, 49/18; el-Hadîd, 57/4; Mümtehine, 60/3; Teğabun, 64/2) basîr sözcüğü, a-m-l' fiilî ile birlikte "Allah yaptıklarınızı görür, Allah onların yaptıklarını görüyor" biçiminde değişik şekillerde geçmektedir. Bazı ayetlerde (Ali İmran, 3/15, 20; Mü'min, 40/44) basîr sözcüğü,kul anlamına gelen İbad sözcüğü ile birlikte "Allah kullarını görür, görmektedir" biçiminde geçmektedir. Bazı ayetlerde (el-İsra,17/1; el-Hacc, 22/61, 75; Lokman, 31/28; ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Basar