Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiAynAyn
Aslı, kendisi, bir şeyin eşi,
tıpkısı; göz, kaynak, pınar. Arapça bir kelime olup,
çoğulu ayan ve uyûn gelir. Dış alemde var olan maddî
şeyler. Geniş anlamda ayn; nakit paradan başka edinilebilen
maddî servet unsurları demektir. Ayn; muayyen ve müşahhas olan
şey anlamına da gelir. Mesela; bir ev, bir at, bir sandalye,
meydanda mevcut olan bir yığın buğday ve bir miktar
para gibi (Mecelle, mad. 159)
Aynen Eda: Mal olarak doğan borcu, nakitle
değil de yine aynı cins malla ödemek, demektir.
Aynen Mübadele (Trampa): Malın malla
değiştirilmesidir.
Aynen Taksim: Mülkün sadece kağıt
üzerinde ve pay olarak taksimi yerine, fizikî olarak da ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ayn AıleAıle Neseb veya evlilikle bir araya gelmiş, ana-baba ve
çocuklardan oluşan topluluk. Büyük baba, nine, torunlar da aile
tanımı içine girdiğinden onlarda ailenin bir parçasıdırlar.
Kadın ve erkeğin birbirlerine karşı
duydukları his, arzu, duygu, ve meyiller Sünnetüllah gereğidir.
(Ali İmran, 3/14). Allah'u Teala insana, yaratılışındaki
fıtrata uygun olarak bu duyguları vermiş, yalnız bu
meyillerin tatmin yolunu da belli prensiplerle
sınırlamıştır. Bu sınırlar, sünnete
uygun evlenmelerdir. İslam'a uygun olmayan evlenme ve ilişkilerle
meyiller yasaklanmıştır.
Evlilik, eşler arasında maddî ve manevi
tatmini sağladığından sükunet ve rahatlık
unsurudur. Neslin devamı ve gelişebilmesi için evlilik
müessesesine ihtiyaç vardır. Kur'an-ı Kerîm ve sünnet'de
belirlendiği şekilde olmadıkça ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Aıle Ayetü'l-kürsiAyetü'l-kürsi
Bakara suresinin ikiyüzellibeşinci ayeti. Ayette
geçen kürsî tabirinden dolayı bu ismi almıştır.
Kur'an-ı Kerîm'in bütünü içinde ayrı bir fazîleti olan bu
ayet hakkında Resulullah'tan bazı hadisler nakledilmiştir.
Muhammed b. İsa'dan nakledildiğine göre
İbnü'l-Aska' şöyle der:
"Adamın biri Hz. Peygamber'e gelip
Kur'an'ın en faziletli ayeti hangisidir?' diye sordu. Resulullah (s.a.s.)
şöyle buyurdu: Allah'u Lailahe illa huve'l-Hayyu'l-Kayyûm...
" (Müslim, Müsafirîn, 258; Ebû Davûd, el-Huruf ve'l-Kiraa, 35;
İbn Hanbel, V, 142). Başka bir hadiste de: "Kur'an'ın
en faziletli ayeti Bakara suresindeki Ayetü'l-Kürsi'dir. Bu ayet bir
evde okunduğu zaman Şeytan oradan uzaklaşır. " (Tirmizî,
Fedailü'l-Kur'an, 2)
Resulullah (s.a.s.) bir defa Ka'b oğlu Ubey'e,
ezberinde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ayetü'l-kürsi AyetullahAyetullah
Allah'ın ayeti, işareti, alameti. Şiî
mezhebinde Ayetullah, müctehid anlamında kullanılmaktadır.
Şiîliğin kollarından biri olan ve günümüzde Şiîlik
denince ilk akla gelen İmamîyye fırkasının iman
esaslarından biri de imamlara imandır. İnançlarına göre
onikinci imam olan Muhammed el-Mehdî, babası Hasan el-Askerî'nin
ölümünden (m. 873) sonra gizlenmiştir. Gizlilik devresinde onunla
dört kişi görüşmüştür. Bunlara Naib (vekil) denir.
El-Mehdî işleri kendi adına bu naiblerin yürüteceğini
bildirmiştir.
Şiî müelliflerden Muhammed Rıza el-Muzaffer
bu hususta şöyle der: "İctihad şartlarını
kendisinde toplamış müctehid, gaybet (yokluğu)
zamanında, inancımızda imamın naibi (vekili) dir.
Mutlak olarak hakim ve reistir, hüküm vermekte, halka hükmetmekte imamın
selahiyetine sahiptir. Onun hükmünü kabul etmemek ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ayetullah AyetAyet
Alamet, nişan, eser, ibret, yüksek bina.
Ayet, Arapça bir kelimedir. Çoğulu "Ayat"tır.
Açık alameti manasındadır. Türkçe'de "bellik",
Farsça'da "nişane" kelimeleriyle ifade edilir. Alamet;
zahir ve açık demek olunca, ayet onun daha zahiri demek olur. Mesela;
dağ alamet ise, zirvesi onun ayeti olur. Güneş, bir gündüz
ayeti: ay, bir gece ayetidir. Cami bir alamet ise, minare onun ayetidir.
Ayet kelimesinin lügavî birkaç manası vardır:
a) Ayet, mucize "Sor İsrailoğulları'na,
onlara nice açık mucizeler verdik... " (el-Bakara, 2/ 211).
b) Alamet, nişan "...Gerçek, onun
hükümdarlığının açık alameti size o tabût'un
gelmesi olacaktır ki, içinde Rabb'ımızdan bir sükunet...
vardır..." (el-Bakara, 2/248).
c) İbret ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ayet AybAyb
Eksiklik, noksanlık, toplumun normal
karşılamadığı hususlar. İstılahî tabir
olarak "ayb" veya "ayıp"; yapılan bir
alış-veriş neticesinde satılan bir malın bir
eksikliğinin çıkması veya daha önceden bilinmesi üzerine
ortaya çıkan hukukî durumla ilgili bir fıkhî kavramdır.
Alış-verişi yapanlardan her biri
muhayyerlik hak ve yetkilerine sahiptir. Alınan malda bir eksiklik
veya noksanlığın görülmesi üzerine muhayyerlik hakkının
kullanılmasına Hiyaru'l-Ayb* adı verilir. Özellikle bu hak
alıcı için söz konusu olduğundan alıcı isterse
malı geri verebilme hakkına sahiptir. Mutlak bir
alış-verişte satılan bir malın satıştan
önce var olduğu sabit ve satıştan sonra da giderilmesi imkansız
olan bir ayıbı bulunursa; alıcı malı geri verme
veya belirtilmiş ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ayb Ay MucızesıAy mucızesı
(İnşikaku'l-Kamer) Yarılmak, parçalanmak
ve bölünmek anlamına gelen "inşikak" kelimesiyle ay,
hilal anlamına gelen "kamer" kelimelerinden meydana
gelmiş olup, terkip olarak "ayın ikiye bölünmesi,
parçalanması" demektir.
İnşikak-ı Kamer; ayın ikiye bölünmesi,
peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in mucizelerinden biridir. Kur'an-ı
Kerîm ve hadîs-i şerifle sabittir. Buharî ve Müslim'in rivayet
ettiğine göre hadiseye bizzat şahit olan Abdullah b. Mes'ud
şöyle nakleder:
"Ay, Hz. Peygamber'in zamanında iki parçaya
ayrıldı. Bir parçası dağın bir tarafında,
diğer parçası dağın diğer tarafında idi.
Hz. Peygamber bize şahit olunuz." dedi. (Buharî, Tefsir,
Sûretu'l-Kamer, 1; Müslim, Kıyame, 44). "Kıyamet saat(i)
yaklaştı, ay yarıldı. Bir mucize görseler hemen yüz
çevirirler ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ay Mucızesı AvarızAvarız
İlletler, bozukluklar, kazalar ve sakatlıklar
gibi anlamlara gelen "arıza" kelimesinin çoğulu.
Fıkıh'da insana arız olup vazifesini
yapmaya engel olan şeylere avarız denir. Mesela hastalık,
yolculuk, gebelik, emziklilik, şiddetli açlık ve susuzluk ve
yaşlılık gibi özürler insanın orucu yemesini mubah
kılan avarızdandır.
Usûl-i Fıkıh'da insana arız olup eda
ehliyetini ortadan kaldıran veya noksanlaştıran ya da hükümlerini
değiştiren durumlara avarız denir. İki kısma
ayrılır:
a-Semavî avarız: Delilik, bunama ve unutma gibi
meydana gelmesinde şahsın bir rolü olmayanlar.
b-Kesbî avarız: Sarhoşluk, sefahet ve
yolculuk gibi meydana gelmesinde şahsın iradesinin tesiri
olanlar. (Abdulvehhab Hallaf, İlmu Usûli'l-Fıkh, Kuveyt 1978,
138).
Osmanlılar'da olağanüstü hallerde, bilhassa
harp ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Avarız Av, AvcılıkAv, avcılık
Eti yenilsin, yenilmesin yaratılışı
icabı vahşî olup insandan kaçan hayvana av; böyle bir hayvanı
kaçmaz hale getirip yakalamaya da "avlama" denir.
İslam'da gerek kara ve gerekse deniz hayvanlarını
avlamak mübahtır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"Size temiz olanlar helal kılındı.
Allah'ın size öğrettiği üzere alıştırıp
yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin
için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın
adını anın. " (el-Maide, 5/4)
"Deniz avı size helal kılındı.
" (el-Maide, 5/96) (ayrıca bk. el-Maide, 5/1, 2, 94, 96).
Ancak sadece eğlence maksadıyla avlanmak mekruhtur. Hac ve
ihramdayken avlanmak haramdır.
Av hayvanlarının bir kısmının
eti yenir, bir kısmınınki ise yenmez. Bunlar ya derisi, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Av, Avcılık AteızmAteızm ATEİZM
Hiçbir ilah kabul etmeyen, Tanrıtanımaz
felsefi doktrinlerin ortak adı.
Sistemleştirilmiş bir ekol
oluşturulmaksızın filozoflardan bir bölümünce benimsenmiş
olan bu anlayış, doğrudan doğruya tanrının
varlığını inkar üzerine kuruludur. Bu özelliğiyle
de benzer yanlar taşıyor olsa da- tanrının
varlığını ya da mahiyetini tartışan
doktrinlerden ayrılır; tanrının yokluğunu kesin
bir biçimde öne sürer.
Hemen hemen tüm felsefe ekolleri ve öğretileri
gibi ateizm'in kökleri de Eski Yunan'a uzanır. Maddeci yapı
belirten çeşitli felsefe okullarının
bağlıları, ontolojik yorumları sonucunda ateist bir
inanç sergilemişlerdir. "Gölge etme başka ihsan istemem"
sözüyle yaygın bir ünü bulunan Diyojen bunlardan biri ve felsefe
tarihinde kafir diye nitelenen ilk kimsedir. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ateızm |