Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 At Sütü

At sütü Eti yenen hayvanların ve insanın sütü temizdir. Domuz, merkep, katır gibi eti haram kılınan hayvanların sütü ise necis olup, yenilemez. Atın sütüne gelince, bazı alimler, bunun içilmesinde bir sakınca yoktur, demişlerdir. Çünkü atın sütünün içilmesinde savaş vasıtasını zayıflatma yoktur. Diğer yandan bazı hadislerde at etinin yasaklanması, onun necis (pis) sayılmasından değil, önemli bir savaş aracı olmasından dolayıdır. Fıkıh kaynaklarında had cezaları açıklanırken at sütü için mübah denilmiş, bu sütü içenin cezası hakkında; "Beng gibi, kısrak sütü gibi mübah olan bir şeyden olan sarhoşluk, had cezasını gerektirmez" ifadeleri kullanılmıştır. Ebû Hanîfe'ye göre at etinin mekruh sayılmasının illeti, atın bir savaş ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: At Sütü

 At Etı

At etı Kur'an-ı Kerîm'de atlardan savaş aracı olarak söz edilir. Allah, binmeniz ve süs hayvanı edinmeniz için atları, katırları ve merkepleri yarattı" (en-Nahl, 16/8). Hz. Peygamber, Kur'an'da haram olduğu bildirilen hayvanların dışında, bazı hayvan isimleri vererek veya vasıflarını belirterek bu konuda yasaklar koymuştur. Cabir (r.a.)'den rivayete göre, şöyle demiştir: "Nebî (s.a.s.), Hayber gününde bizi katır ve merkep (eti yemek)'ten menetti. Bize atı yasaklamadı" (Buharî, Cihad, 130; Meğazî, 35, 62; Zebaih, 27, 28; Ebû Davûd, Cihad, 45, 63, 98; At'ime, 33; Nesaî, Hayl,1; İbn Hanbel, VI, 346). Diğer yandan Hz. Peygamber'in at etini yasakladığına dair de birtakım rivayetler gelmiştir. (Ebû Davûd, At'ime, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: At Etı

 Asıye

Asıye Kocası kafir olup, kendisi mümine olan ve müminlere misal olarak gösterilen Firavn'ın eşi. Musa (a.s.) zamanında yaşamıştır. Firavn, İsrailoğulları'nın kadınlarını alıkoyup erkek çocuklarını öldürtüyordu. Musa (a.s.) doğduktan sonra, anası Allah'u Teala'nın kendisine bildirdiği şekilde onu bir sandığa koyup Nil nehrine bıraktı. İçinde Musa'nın bulunduğu sandık, Firavn'ın sarayı hizasına gelince onu alıp saraya götürdüler. Asiye kocası Firavn'ı ikna ederek Musa'yı öldürtmedi. Hatta ona kalbi ısındı ve: "Aman onu öldürmeyin, belki büyür de işimize yarar." diyerek Musa için süt anne aramağa başladı. Nihayet, Musa yalnız kendi annesinin memesini kabul edinceye kadar süt anne aradılar. Böylece Allah, Musa'yı annesine iade etmiş oldu. Musa ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asıye

 Asır (asr-ı Serıf)

Asır (asr-ı serıf) Bir şeyin on parçada biri, onuncu. Kur'an-ı Kerîm'in bir bölümü. Kur'an-ı Kerîm'in tamamı altıyüz sahifedir. Her biri yirmi sahifelik otuz cüze ayrılmış, her cüz de kendi içinde beşer sayfalık, dört hizbe bölünmüştür. Her hizipte on parça vardır. Yarım sahife tutarında olan bu parçaların herbirine "aşir" denir. Her aşirde de beşte bir anlamına gelen "humus" vardır. İşte aşir okuyan, Kur'an-ı Kerîm'den bu onda birlerden birisini veya yaklaşık on ayet kadar okuduğu için bu ad verilmiştir. Hamdi DÖNDÜREN

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asır (asr-ı Serıf)

 Asır

Asır Onuncu; onda bir alan; İslam devlet başkanı tarafından tayin edilen, bölgesinden geçen tüccarın mallarından "uşûr"* vergisini tahsil edip buna karşılık tacirlerin memleket dahilinde serbestçe dolaşıp ticaret yapmalarını temin eden, mallarını hırsız ve yol kesicilerden koruyan kimse. (Tehanevî, Keşşafu Istılahati'l-Funûn, Kalkuta (t.y.), II, 960) Kaynak eserlerimizde zekat ve öşür memuru manasına amil*, saî, mussaddık, mekkas tabirlerine de rastlanır. Ancak bunlar içinde aşir özellikle "uşûr" adı verilen gümrük vergisi diyebileceğimiz vergiyi tahsille görevli memur manasında kullanılmaktadır. Fıkıh kitaplarında aşir, Babu'laşir" başlığı altında tetkik edilip, nitelikleri, görev ve yetkileri belirtilir. Aşirin tayininde şu şartlar aranır: Müslüman ve hür olmak, Haşimoğulları'na mensup olmamak, tüccarın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asır

 Ası Ve Igne Yapmak

Ası ve ıgne yapmak Aşı, bazı mikrop ve hastalıklara karşı bağışıklık kazanmak, iğne ise genellikle hastalandıktan sonra tedavi olmak ve vücûda direnç kazandırmak amacıyla yapılan bir koruyucu tedavi usulüdür. Diğer konularda olduğu gibi hastalık konusunda da daha önceden tedbir alınması ve koruyucu hekimlik kurallarına uyulması, hastalık gelmişse tedavi olunması İslam'da asıldır. Ayette "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız" (el-Bakara, 2/195) buyurulur. Allah Resulü de şöyle buyurmuştur: "Ey Allah'ın kulları, tedavi olun; çünkü Allah, yarattığı bir hastalık için mutlaka bir şifa veya deva yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna. O da yaşlanmadır" (Tirmizî, Tıb, 2; Ebû Davûd, Tıb, 1; İbn Mace, Tıb, 1; Ahmed ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ası Ve Igne Yapmak

 Asura

Asura Kamerî ayların ilki olan Muharrem'in onuncu günü. Aşûre günü adını alan bu günde oruç tutulurdu. Aşûre orucu denen bu oruç, İslam'dan önce Araplar'ca bilinirdi. Aşûre kelimesinin İbranice aşûr'dan geldiği ve o günde Araplar'ın oruç tuttuğu dikkate alınırsa, kelimenin bütün Samî diller arasında ortak bir kelime olduğu anlaşılır. (Buharî, es-Savm, 1; Umdetü'l-Karî fi Şerhi Sahîhi'l-Buharî, V, 351) Bu kelime Yahudîler'de büyük keffaret günü için kullanılmıştır. (Tevrat, Levililer, 16, 29 vd.) Hz. Peygamber Medîne'ye geldiği zaman Yahudiler'in Aşûre günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun ne orucu olduğunu sordu. Cevap olarak şöyle dediler: "Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğulları'nı Firavun'un zulmünden bugün kurtarmıştır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asura

 Asr-ı Saadet

Asr-ı saadet Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in dönemi. Peygamber Efendimiz'den itibaren İslam Tarihi, Hz. Peygamber dönemi, Hulefa-i Raşidûn, Emevîler, Abbasîler, Selçuklular, Osmanlılar gibi muhtelif dönemlere ayrılmıştır. İşte bu dönemlerin başında yer alan Hz. Peygamber dönemine müslüman alimler "Asr-ı Saadet" adını vermişlerdir. "Mutluluk Devri" manasını ifade eden bu terkip, gerçekten de o dönemin bir kelimeyle ifade edilmesini sağlayan isabetle seçilmiş bir terkiptir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s.) döneminde bizzat O'nun rehberliği ve liderliğinde ashab-ı kiram, İslam'ın dînî-dünyevî bütün emirlerini anlamış, yaşamış ve yaşatmışlardı. Hz. Peygamber'in eğitiminden geçmiş olan ashab-ı kiram, İslam davasına gönülden bağlı idiler. Samimiyet ve ihlas içerisinde yalnız bir Allah'a kul olmuşlar, O'nun ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asr-ı Saadet

 Asr, Asır

Asr, asır Zaman, çağ, yüzyıl, dehr, gündüz ve gece, gündüzün zevalden önce ve sonra iki tarafı (ğadad ve aşiy), öğleden sonra güneşin kızarmasına kadar olan ikindi vakti, kabile ve aşiret, yağmur, hapsetmek, menetmek, vergi vermek, sıkıp suyunu çıkarmak manalarına gelir. Müfessirler hep bu manaları göz önüne alarak buradaki asr'a çeşitli manalar vermişlerdir. Bunların hepsi sahih olmakla beraber asrı, dehr, yani uzun zaman ile tefsir etmek daha şümullü olacağından tercih nedeni oluyor. Cenab-ı Allah'ın Asr suresinde, asra yemin etmesi de her şeyin asrın içinde, yani bir zaman dilimi içinde cereyan etmesi ve Cenabı Allah'ın kudretinin zaman içinde tecelli etmesi hikmetine bağlıdır. "Asra ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asr, Asır

 Asr Suresı

Asr suresı Kur'an-ı Kerîm'in yüzüçüncü suresi. Üç ayet, ondört kelime ve altmışsekiz harften ibarettir. İbn Abbas, İbn Zübeyr ve Cumhûr'a göre Mekkî; Mücahid, Katade ve Mükatil'e göre Medenî'dir. Kur'an-ı Kerîm'in kısa bir suresi olmasına karşılık en anlamlı ve özlü sûrelerinden biridir. Bu surede, İslam'ın insanlık için getirdiği sistemle, İslam ümmetinin bütün özellikleri ve vazifeleri anlatılmaktadır. Üç kısa ayetten ibaret olan sure, içinde insanlığın kurtuluşunu müjdeleyen fevkalade üstün prensipler ihtiva etmektedir. Allah, Asr'a yemin ederek insanların ziyanda olduğunu bildirmektedir. İnsan, ömrünün her anında ya sevap veya bir günah işlemektedir. Eğer günah işliyorsa bu açık bir ziyandır. Eğer sevap işliyorsa, belki kaçırdığı sevap ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asr Suresı