Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiAsker TeçhızıAsker teçhızı
Asker için gerekli olan silah ve malzemeleri temin
edip hazırlamak.
İslam buna büyük önem vermiştir. Allah
yolunda savaş sadece bedenle yapılmaz, aynı zamanda malla
da yapılır. Bu sebeple Kur'an-ı Kerîm'de mallarımız
ve canlarımızla savaşmamız emredilmiştir: "İman
eden, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla
savaşan kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır.
İşte kurtulanlar onlardır. " (et-Tevbe, 9/20) "Gerek
hafif, gerek ağır olarak (teçhizatınız hafif de olsa,
ağır da olsa) hep birlikte savaşa çıkın,
mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda
savaşın. Eğer bilseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
(et-Tevbe, 9/41)
Bunlar ve benzeri ayetlerde Allah yolunda malla
savaş, canla savaştan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asker Teçhızı AsiAsi
Arapça bir kelime olup, isyan eden, itaatsız,
başkaldıran, vb. anlamlarına gelir.
Eşanlamlısı: serkeş, baği. Ayrıca
Allah'ın emirlerini yerine getirmeyen, günahkar, haydut anlamlarındadır.
Çoğulu "Usat" olarak gelmektedir. (Mütercim Asım
Efendi, Okyanus (Kamus Terc.) Asi maddesi).
Kur'an-ı Kerîm'de bir çok ayette asi kelimesi
geçmektedir. Hepsi de Allah'ın emirlerine karşı gelen, ona
itaat etmeyen, günahkar, serkeş anlamlarında
kullanılmıştır. Hadis-i şeriflerde de durum
aynıdır.
Kur'an-ı Kerîm'in bu konuyla ilgili birkaç ayeti
şöyledir:
"Babacığım! Şeytana tapma,
çünkü şeytan, merhametli olan Allah'a baş
kaldırmıştır (asi olmuştur)" (el-Meryem,
19/44)
"Kim AIlah'a ve Peygamber'ine karşı
isyan eder (baş kaldırır) ve
sınırlarını aşarsa Allah onu devamlı
kalacağı bir ateşe ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Asi Ashabü's-sünenAshabü's-sünen
Kütüb-i Sitte'den Sünen adıyla anılan
hadis kitaplarının müellifleri hakkında kullanılan
bir usûl-i hadis terimi. Bu hadis mecmuaları, taharet (temizlik)'ten
vasiyete kadar olan bütün ibadet ve İslam hukuku ile ilgili
hadisleri ihtiva eden kitaplardır. İşte bu tür kitapları
tertip edip meydana getirenlere, sünen sahipleri anlamına
"Ashab-ı Sünen"; Kütüb-i Sitte'nin
ilk ikisi olan Buharî ve Müslim'e de
"Cami" adı verilmektedir. Meşhur
ashab-ı sünen (sünen sahipleri) şunlardır:
1) Ebû Davud Süleyman b. el-Eş'as es-Sicistanî.
817'de Horasan'daki Sicistan şehrinde doğmuş ve 888'de
ölmüştür. "Sünen-i Ebî Davud" isimli kitabı 5274
hadisi ihtiva etmektedir.
2) Ebû İsa Muhammed b. İsa et-Tirmizî 821' de
Mekke'de doğmuş 892'de ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabü's-sünen Ashabü'l-feraızAshabü'l-feraız
İslam miras hukukunda belirli pay sahibi mirasçılar.
Feraiz'in tekili olan farîza, belirli pay demektir. Mirastaki payları
tek tek belirlenen mirasçılara, belirli pay sahibi mirasçılar
anlamında bu isim verilmiştir. Bu gruba giren mirasçılar
onbir olup, değişik durumlara göre bunlar için kırk pay
durumu (hal) söz konusudur. Kitap, sünnet ve icma ile belirlenen bu
onbir mirasçı ve paylarının dayandığı
deliller şunlardır:
Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"Allah size (miras hükümlerini şöylece)
emir ve tavsiye eder: Çocuklarınız hakkında, erkeğe
iki dişinin payı vardır. Kızlar ikiden fazla ise,
mirasın üçte ikisi onlarındır. Kız bir tane ise
mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu (oğul
veya kız) varsa, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabü'l-feraız Ashabu's-sımalAshabu's-sımal
Sol; sol el, sol taraf, uğursuz, bedbaht
kimselerdir. Bu tabir Kur'an-ı Kerîm'de Vakıa suresinin
kırkbirinci ayetinde geçmektedir. Devamındaki ayetlerin ifade
ettiğine göre, ashabu'ş-şimal, Allah'ı ve ahiret gününü
inkar eden, zevk ve sefa!arına düşkün olan kimselerdir. (el-Vakıa,
56/45-47)
Bunların ahirette çekecekleri feci azap
şekilleri de aynı surede belirtilmektedir. (el-Vakıa,
56/41-56). Kıyamet gününde amel defterleri sol taraflarından
verilir. Bunlara ashab-ı meş'eme de denir. (bk. Ashab-ı
meş'eme)
Durak PUSMAZ Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu's-sımal Ashabu's-suffeAshabu's-suffe
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in mescidine bitişik sofada
barınan ve islamî tedrisatla meşgul olan sahabiler.
Suffe, eski evlerdeki seki, sed gibi yüksekçe eyvan
demektir. Dilimizde buna sofa da denir. İslam tarihinde "suffe"
denilince, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Medine'deki mescidinin bitişiğindeki
bu isimle anılan yer anlaşılır. Burada barınan
sahabîlere de "ashab-ı suffe" veya "ehl-i suffe"
denir. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VII, 46).
Ashab-ı suffe ictimaî, siyasî ve askerî
nedenlerle Medine döneminde ortaya çıkmıştır. Kavim
ve kabileleri arasında İslam'ı yaşama imkanı
bulamayıp gerek Hz. Peygamber (s.a.s.)'le beraber Mekke'den ve
gerekse muhtelif yerlerden Medine'ye hicret eden fakir, yeri, yurdu
olmayan kimseler burada barınırlardı. İslamiyet'te
ilk yatılı medrese ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu's-suffe Ashabu's-sebtAshabu's-sebt
Cumartesi anlamına gelen Sebt günü, çalışmaları
ve özellikle balık avlamaları kendilerine yasaklanmış
bir Yahudi kavmi için kullanılan Kur'anî bir tabir. "Cumartesi
tatiline saygı duymaları emredilmişken bunda görüş
ayrılığına düşen Yahudilere (tatil
yapmaları) farz kılındı. (en-Nahl, 16/124). Yahudiler,
kendilerine bunun farz kılınmasına rağmen bu farza
kulak asmayıp sınırı çiğneyerek hadlerini
aştılar (el-A'raf, 7/163). Bundan dolayı da lanete uğratıldılar.
(en-Nisa, 4/47). Yahudiler Allah'ın emir ve yasaklarına
uymayıp kendi heva ve heveslerine tabi olduklarından dünya ve
ahirette cezalandırıldılar. Bu da gerek çağdaşları
oldukları insanlar ve gerekse daha sonra gelecek nesiller için
büyük bir ibret kılındı.
"... Cumartesi günü haddi aşanları
bilmişinizdir. Bunun üzerine ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu's-sebt Ashabu'r-reyAshabu'r-rey
Görüş, akıl fikir ve tedbir sahibi kimseler.
Rey taraftarları, reyciler.
Terim olarak rey; ortaya çıkan yeni bir meselenin
hükmünün Kur'an-ı Kerim ve hadislerde açıkça bulunamaması
durumunda umumî prensipler ve İslam'ın ruhundan hareket
edilerek akıl ve kıyasla varılan netice ve çıkarılan
hükme denir. Sahabe ve Tabiînin ilk döneminde bu anlamda kullanılan
rey, tabiîn devrinin sonlarına doğru kıyası ifade
etmek için kullanılmıştır.
Rey ekolü sahabe devrinden itibaren başlamıştır.
Sahabe'den bazıları Hz. Peygamber (s.a.s.)'den hadis varid
olmayan hususlarda kendi rey ve ictihadlarıyla hüküm verme yolunu
tutmuşlardı. Zaten bu ruhsatı bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.s.)
vermiştir. (Ebû Davud, Akdiye, 11).
Hz. Peygamber (s.a.s.) devrinde teşrî ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'r-rey Ashabu'r-ressAshabu'r-ress
Kuyu halkı, kuyu etrafında yaşayan halk,
anlamında kullanılan Kur'anî bir tabir. Kur'an-ı Kerîm'de
"Ve Add, Semûd ve Ashabu'r-Ress ve bunların
dışında kalan bir ç·ok kavimleri (helak
ettik)"(el-Furkan, 25/38) şeklinde geçen Ashabu'r-Ress, Allah'ın
vahdaniyetini tasdik etmeye davet edildikleri halde bu ilahî davet ve
mesaja kulak vermediklerinden dolayı helak edilen topluluklar arasında
sayılmaktadır. "Onlardan başka Nuh kavmi, Ashabu'r-Ress
ve Semûd (kavmi peygamberlerini) yalanlamıştı. " (Kaf,
50/12) diye Kur'an'da anlatılan, peygamberlerini yalanlayan bu zalim
kavimlerden biri olan ashabu'r-ress, örülmemiş kuyu halkı
anlamına gelmektedir. Bu halkın Yemame'de, Azerbaycan'da, veya
Antakya'da olduğu söylenmişse de bütün bunların
tahminden ibaret olduğu muhakkaktır. Böyle bir kuyu etrafında
yaşıyan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'r-ress Ashabu'r-reddAshabu'r-redd
İslam miras hukukunda kullanılan bir terim.
Neseb yönünden ashabu'l-feraiz'den kabul edilen kimseler için kullanılmaktadır.
Ancak Ashabu'r-redd'den başka asabe bulunmadığı
takdirde muayyen paylar alırlar. Ayrıca geriye kalan paylar da
red yoluyla bunlara intikal eder. (Geniş bilgi için bk. Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'r-redd |