Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiArkadasArkadas
Kendisine yakınlık ve dostluk duyulan kimse.
Bir işte, bir ortamda beraber olma. Huyları ve düşünceleri
birbirlerine yakın olan kimselerin kurduğu dostluk.
Rebah b. Rebî şöyle anlatıyor: "Peygamber
(s.a.s.) ile birlikte bir savaşa çıkmıştık.
Resulullah her üç kişiye bir deve vermişti. İki kişi
deveye biniyor, üçüncüsü de deveyi çöllerde sürüyordu. Dağları
inmekte iken Resulullah yanıma geldi. Ben o sırada yürüyordum.
Bana: "Rebah, yürüyorsun ha" dedi. "Ben deveden henüz
indim. Şimdi sıra arkadaşlarımda", diye
karşılık verdim. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.s.)
arkadaşlarımın yanına geldi. Onlar hemen deveyi
çöktürerek indiler. Yanlarına varınca bana: "Şu
deveye bin ve geri dönünceye kadar da inme, biz ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arkadas ArefeArefe
Zülhicce Kamerî ay'ının dokuzuncu günü.
Yani Kurban Bayramından bir önceki gün demektir. Türkiye'de
Ramazan Bayramı'ndan bir gün öncesine de Arefe günü denir. Bu
günde hacılar Arafat Dağı'na çıkarlar.
Hacıların buradaki duruşlarına Vakfe* adı verilir.
Resulullah'ın Arefe günü hakkında şöyle dediği
kaydedilir:
"Arefe günü vakfe sırasında Cenab-ı
Hakk'ın Cehennem'den azat ettiği kulların sayısı
diğer günlerde azat edilenlerle kıyaslanmayacak kadar çoktur.
Allah, Arefe günü vakfe yapanlara yaklaşır. Sonra onlarla
meleklere karşı iftihar ederek 'bunlar ne istiyorlar ki bütün
işlerini bırakıp burada toplandılar' der." (Müslim,
Hacc, 1348). Ayrıca şu hadis de o gün yapılacak amelin
kazandıracağı sevabı bildirir: "Cenabı
Allah'ın Arefe günü oruç ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arefe AraziArazi
Arzlar, yerler, topraklar.
İslam'ın çıkışından bu
yana, değişik dönemlerde araziler için farklı uygulamalar
görülmüş ve bunlar hukukî statülerine göre çeşitli
isimler almıştır. Mülk, mîrî, haraç, öşür, vakıf,
metrûk, mevat (ölü) arazi bunlar arasındadır. Yine mîrî
arazinin kullanım şekillerinden olan tımar, zeamet ve has
daha sonraki devirlerin arazi çeşitlerindendir. İslam'da arazi
uygulamasının menşe ve delillerine göz attıktan sonra
bu arazi çeşitlerini açıklayacağız. Bir belde
arazilerinin statüsü, başlangıçta fethedilme şekline göre
belirlenir.
Kendileriyle savaş yapılan düşman
İslam'ı kabul ederse mallarını ve canlarını
korumuş olur. Savaş yapılmaksızın müslüman olan
toplumlar hakkında da hüküm böyledir. Hadis-i Şeriflerde
şöyle buyurulur: "Bir kavim, bir topluluk müslüman ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arazi ArafatArafat
Mekke'nin yirmi km. uzaklığında ve
doğusunda bulunan bir dağ. Aynı adı taşıyan
ova içinde yaklaşık yetmiş metre kadar yükseklikte bir
tepe görünümündedir. Tepeye koyu yeşil taş
yığınları hakimdir. Arafat'a "Cebelü'r-rahme"
(Rahmet Dağı) da denir.
Hac-ibadetinin rükünlerinden biri olan Vakfe'nin* yapıldığı
yer olmasından dolayı büyük bir önem taşımaktadır.
Bu dağın, ismini nasıl aldığı hakkında
çeşitli görüşler vardır:
Rivayetlere göre Hz. Adem (a.s.) ile eşi Hz.
Havva Cennet'ten çıkarıldıktan sonra yeryüzüne indirilmiş
ve bir müddet ayrı kalıp nihayet Arafat Dağı'nda
buluşmuşlardır. Buluşma anlamına gelen "Ta'arrefe"
kelimesinden alınmış ve buraya Arafat denmiştir. Bu
ismin ve rivayetin Hz Adem (a.s.) zamanından beri nesilden nesile
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arafat ArabulmakArabulmak
Dargın olanları uzlaştırmak,
barıştırmak, birbirine yakınlaştırmak.
Müslümanlar, aralarında
dargınlığa varacak söz ve davranışlardan
sakınmalıdırlar. Her şeye rağmen
dargınlık olursa dargınlıklarını gidermeye,
anlaşmazlıkları çözmeye gayret etmelidirler. Bunun da
mümkün olmadığı yerlerde, müslümanların,
diğer müslüman kardeşlerinin aralarını bulmaya çalışıp,
onları barıştırmaları ahlakî görevleridir.
Çünkü Allah'u Teala: "Müminler kardeştirler,
kardeşlerinizin arasını düzeltin." (el-Hücûrat,
49/10) buyurmuştur.
Allah'u Teala, başta aile hayatı olmak
üzere, toplum hayatında barış ve anlaşmanın
hayırlı bir iş olduğunu bildirmiştir. (en-Nisa,
4/128). Bu sebeple Hakk Teala'nın:"Allah'tan korkunuz ve
aranızı düzeltiniz, " (el-Enfal, 8/1) emrine uymayı
hayatımız için bir düstûr kabûl etmeliyiz.
Diğer taraftan, Hz. Peygamber (s.a.s.) müslümanlara
arabuluculuk yapmalarım tavsiye ettiğini, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Arabulmak Anne-babaAnne-baba
Toplum yapısının temeli olan ailenin
kurucuları ve en önemli iki unsuru.
Allah'ın insanlardan korunmasını
istediği beş kutsal şeyden biri de, neslin
devamıdır. Neslin devamını Allah (c.c.),
canlıların kabiliyet ve yapılarına göre belli
kanunlara bağlamıştır. Neslini devam ettirebilmek için
en büyük zorluklarla karşılaşan canlı da
insanoğludur. İnsan, canlıların en güçlüsü olmasına
rağmen, doğduğu anda en zayıf olanların
başında gelir. Bazı hayvan yavruları doğumdan
hemen sonra, bir kısmı da kısa bir zaman sonra ayağa
kalkabildiği, ihtiyaçlarını gidermeye
başlayabildiği halde insanoğlu ancak, doğumundan
yıllar sonra bu seviyeye gelebilir. Neslin devam edebilmesi için
bütün bu zorlukları çeken ana babalardır. Anne, yavrusunu
dokuz ay karnında ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Anne-baba Ankebut SuresıAnkebut suresı
Kur'an-ı Kerîm'in yirmidokuzuncu suresi. Mekke'de
nazil olmuştur. Altmışdokuz ayet, yediyüzseksenbeş
kelime, dörtbinikiyüzonbir harften ibarettir. Fasılası mim, nûn,
ra harfleridir. Adını kırkbirinci ayetinde geçen "Ankebût"
kelimesinden almıştır. Ankebût, örümcek demektir. Ayetin
bütünü içinde şu şekilde kullanılmıştır:
"Allah'tan başka veliler (Dostlar, yönetici
ve liderler) edin(ip onlara bağlan)anlar (kendisine) bir ev edinen
örümceğe benzerler. Evlerin en çürüğü örümcek evidir. Keşke
bilselerdi. " (29/41).
Burada kafirlerin kurdukları düzen ve sistemler,
sürdürdükleri yönetimler son derece zayıf ve her an
yıkılmağa ve çökmeye hazır olduğundan en
zayıf bir yapı olan örümcek ağına benzetiliyor.
Örümcek ağı bir ev ve barınak olarak ne kadar çürük
ise, kafirlerin ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ankebut Suresı AnayasaAnayasa
Herhangi bir devletin mahiyetini, yani asli organlarını:
bu organların, kuruluş, teşkilatlanış ve
işleyiş tarzlarını, birbirleriyle olan yetki ve
sorumluluk ilişkilerini, devletin üstün otoritesi (iktidarı)
altında bulunan insanların temel hak ve özgürlükleriyle
ilgili hukuk, ilke, kural ve kurumların neler olduğunu
belirleyip gösteren temel belge. Bu anlamda, maddî bakımdan anayasa
kurallarını ayırıma yarayacak kıstas, bu
kuralların ilişkili bulundukları konular olmaktadır ki,
bu konuların kapsamına girecek bütün hukuk kuralları ve
belgeleri anayasa kavramı içinde düşünülmelidir. Başka
söyleyişle, herhangi bir devletin siyasî teşkilatını
ilgilendiren ve temel organlarının kuruluş, görev ve
faaliyetlerini, bu organlar ile insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen
kural ve ilkelerin bütünüdür.
Devletin dayandığı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Anayasa Anasır-ı ErbaaAnasır-ı erbaa
Dört unsur. Unsurların çoğul haline
anasır denmektedir. Çeşitli cisimlerin kendisinden meydana
geldikleri asıl'a unsur adı verilir.
Anasır-ı erbaa felsefî bir terimdir. Anasır-ı
erbaa, yaşanılan alemde var olan nesnelerin asılları
olarak farzedilen ateş, su, hava ve topraktır. Bu terim, felsefe
tarihi içerisinde çeşitli teorilerin kalkış noktası
olmuştur. Bu terime ilk defa eski Yunan düşüncesinde rastlanır.
Sicilyalı Empedokles'in ilk olarak bu fikri ortaya
attığı söylenmektedir. Empedokles'e göre, sevgi ve nefret
kainattaki devamlı ve değişmez unsurdur. Heraleitos da kainatta
değişme ve hareket olduğunu; bu dört ana unsurdan biri
olarak düşündüğü ateş'teki değişmeden ilham
alarak öne sürmektedir.
Eski inanç ve felsefeler, insan ve ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Anasır-ı Erbaa Amir
Amir. Emreden, buyuran, memurun üstü, makam sahibi kimse.
Fıkıhta hac bahsinde kendisi hacca gidemeyip yerine başkasını gönderen kimseye ve vekalet bahsinde yerine vekil tayin eden kimseye denir.
Amir, ma'mur eden, imar edilmiş yer.
Arazi ıstılahında külfetsizce ziraat yapılan araziye amir denir. İşlenmemiş arazi karşılığında kullanılır. Amir arazi iki kısma ayrılır:
1- Öşür ve haraç arazisi gibi sahibi olup ziraata elverişli olan yerler.
2- Ziraata elverişli olup sahibi olmayan yerler. Bu araziler, anveten fethedilen arazilerden olup beşte biri İslam devletinin hazinesine ayrılan araziler olabileceği gibi İslami cihada ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Amir, amir anlamı |