Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiAdlAdl Denklik, adalet, dengeli davranma, doğruluk, hakkaniyet.
Adl, "A-De-Le" fiilinden masdardır.
Bazen "Idl' şeklinde de kullanılmaktadır. "Adl',
denkliği basîretle idrak olunan; "Idl' ise duyularla idrak
olunanı ifade eder. "A-De-Le" doğru olmak, doğru
davranmak, aynı düzeyde yapmak anlamlarına geldiği gibi,
"meyletmek, sapmak" anlamlarına da gelir; yalnız bu
anlamda masdarı adı değil "udül"dür
Allah insanı adı üzere; yani düzgün, eli,
ayağı, gözü, kulağı, kısaca bütün organları
birbirine denk gelecek ve dünya hayatını sürdürmesini sağlayacak
bir özellikte yaratmıştır; yani onu tam bir denge
üzerinde var etmiştir: "O seni yarattı, tesviye etti ve
ölçülü bir biçime koydu (adele)" (el-İnfitar, 82/7)
Allah, nasıl insanı adı üzere ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adl AdetullahAdetullah Allah'ın kanunu, sünneti. Adet, geri dönmek
manasına olan Avd'dan isimdir. Aslı avdettir. Aynı zamanda
adet; İsti'malin eş anlamlısıdır.
Adet, Kur'an-ı Kerim'de "Sünnet" lafzı
ile teblîğ buyurulmuş ve müfessirler tarafından düstûr,
kanun diye izah edilmiştir. Kur'an-ı Kerim'in Ahzab, Fatır,
Fetih gibi birçok surelerinde adet, hep sünnet lafzıyla tabir
buyurulup, bütün bunlarda Allah'ın adetlerinden, kanunlarından
sözedilmiş ve Adetullah'ın değişmesinin mümkün
olmadığı bildirilmiştir. Adetullah ile ilgili
ayetlerin çoğunda, bilhassa geçmiş ümmetlerin müşriklerine,
dünyevî ve uhrevî ceza tayininde carî bulunan ilahî kanun tebliğ
edilmiştir. (bk. el-Enfal, 8/38; el-İsra, 17/76-77; el-Fatır,
35/42-43)
Adet; selim tabiatlarda makbul olup, devamlı
yapılan işlerde insanların içinde istikrar bulmuş
hususlardan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adetullah AdemAdem Yokluk, hiçlik, fena, bulunmama. İki çeşit
adem bulunduğu belirtilmiştir. Bunlardan biri mutlak,
diğeri ise mukayyed yokluktur. Mesela "Evde ekmek yoktur"
cümlesinde ekmek; eve nisbetle yoktur. Yani bu durum, ekmeğin mutlak
olarak değil, belirli bir anda bulunmamasını gösterir. Bu
şekilde, "var fakat mevcut değil"
manasındadır. Mutlak yoklukta, böyle bir şartlı
yokluk söz konusu değildir. Kesin bir yokluk durumu vardır.
Tasavvufta mutlak ve gerçek vücud Allah'ın
varlığıdır. Bu yüzden tasavvufta eşya ve madde
bir "yokluk" olarak kabul edilmiştir. Çünkü madde ve eşya
yokluktan hasıl olmuştur. Aynada görülen şeylerin gerçek
varlığı bulunmadığı gibi, madde
aynasında görünen ve akseden şeylerin de kendi
başlarına bir ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adem Adam ÖldürmekAdam öldürmek Başkasının hayatına kıymak,
katl. Cinayet, bir terim olarak insanın hayatına ve vucut
tamlığına karşı işlenmesi
yasaklanmış fiillerdir. Cinayet, öldürme ve yaralama olmak
üzere iki kısma ayrılır. Öldürme, dünya ve ahirette
cezayı gerektiren bir fiildir. Dünyadaki cezası kısas*,
ahiretteki ise cehennem azabıdır. Çünkü o, dünyada Allah'ın
yaratmasına tecavüz, toplumun ve toplum hayatının
emniyetini tehdid eden bir fiildir.
Kur'an-ı Kerim'de adam öldürmenin haram olduğunu
bildiren birçok ayet vardır. Bu ayetlerin birinde şöyle
buyurulur:
"Allah'ın haram kıldığı
cana, haklı bir sebep olmadıkça kıymayın. Kim mazlum
olarak öldürülürse biz onun velisine (mirasçısına
hakkını isteme konusunda) bir yetki vermişizdir. O da
öldürmede aşırı gitmesin. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adam Öldürmek AdaletAdalet Düzenli ve dengeli davranma, her şeyin ve
herkesin hakkını verme, haksızlıklardan
uzaklaşarak orta yolu tutma, bir şeyi yerli yerine koyma, insaf
ve eşitlik anlamında bir terimdir. Geniş kapsamlı bir
kavram olan adaletin zıttı zulüm,* gadr* ve insafsızlıktır.
İslam'da adalet, hukuk önünde herkese eşit
davranmak, kültür, bilgi ve mevkî farklılıklarından
dolayı insanlara başka başka davranmamak demektir. İslam
bu anlamda her ferdin ve her toplumun karşılıklı
olarak işlerinde değişmez bir ölçü şeklinde yerini
almış, istek ve heveslere yer vermemiş, sevgi ve nefretlere
uymamış, akrabalık ve yakınlık
bağlarına göre ayarlanmamış, zengin-fakir
ayırımı gözetmemiş, kuvvetli ve zayıf
farkını göz önüne almış bir adalet
anlayışı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adalet AdakAdak Allah'u Teala'ya ibadet maksadıyla mükellef
olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı
kararlaştırmak, kişinin öyle bir ameli kendisine vacip kılması
ve bunu yapacağına dair Allah'a söz vermesi.
Allah rızası için yapılan adaklar Allah
katında geçerlidir. Yalnız Allah'ın rızası gözetilirse
böyle bir ibadetten sevap elde edilir. Sırf Allah rızası
için oruç tutmak, sadaka vermek, Kur'an okumak namaz kılmak gibi.
Ancak sırf dünyevî bir maksat uğruna yapılan adaklar geçerli
değildir. "Falan bir işim olursa şu kadar oruç tutacağım",
veya şu kadar sadaka vereceğim demek gibi. Buna benzer dünyaya
yönelik isteklerin olması halinde yapılan adaklarda sırf dünyevî
bir arzu taşıdığından ibadetlerde aranan ihlas*
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adak AdabAdab Ahlak, terbiye ve nezaket kuralları. Birini
ziyafete davet etme manasını ifade eden edep, İslam'ın
güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu
itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilumum hayır,
zarafet, usluluk ve güzel ahlak demektir. Seyyid Şerîf, (et-Tarifat)
adlı eserinde edebi, "bütün hata türlerinden kendisiyle
korunulan şeyi bilmekten ibarettir" diye tarif etmektedir. Edeb,
insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin
köklü bir kuvvetidir. "Nefs edebi" ve "ders edebi"
olmak üzere ikiye ayrılan edeb'in birincisi acelecilik ve sinirlilik
gibi doğuştan olan edeb, ikincisi ise daha sonra elde edilen ve
"mekarim-i ahlak"* (güzel ahlak) olarak da isimlendirilen
edebtir .
Ayrıca münazara-mübahase ilmini içine ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Adab Ad KoymakAd koymak
İsim vermek. Yeni doğan çocuğuna güzel
bir isim koymak, öncelikle babanın sonra annenin görevlerindendir.
Konulan ismin, güzel bir manasının olması, İslam
inancına ve hükümlerine uygun olması gerekir. İslam'da
çocuğa genellikle doğduğu gece isim verildiği gibi,
doğumunun üçüncü veya yedinci gününde ad konulmaktadır.
Rasûlullah (s.a.s.), oğlu İbrahim dünyaya gelince: "Bu
gece bir oğlum doğdu; ona atam İbrahim'in adını
verdim." buyurmuşlardır. Bu hadis, ismin ne zaman
konacağı hususunda önemli bir delildir. (Ebû Davud, Cenaiz,
24) Ayrıca bir kimseye birden fazla isim verilebileceği de yine
Rasûlullah (s.a.s.) belirtilmiştir. (Buharî, Menakıb, 17; Müslim,
Fezail, 124).
Anlamı İslamî akîdeye uygun olmayan, dinin
yasakladığı bir ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ad Koymak Ad KavmıAd kavmı AD KAVMİ
Kur'an'da adı geçen eski bir Arap kavmi.
Hz. Adem* (a.s.) ile başlayan tevhîd
mücadelesinin mahiyeti, Kur'an-ı Kerim'de kıssalar yoluyla
insanlara tebliğ edilmiştir. Esasen kıssaların
nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret
alınmasıdır. Meydana gelen olayların sebeblerini iyi
tesbit etmek ve aynı hataları tekrarlamamak esastır.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Andolsun onların
kıssalarını açıklamada selîm akıl sahipleri için
birer ibret vardır. Bu (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir.
Ancak kendinden evvel indirilen kitap'ların tasdîki, (Dine ait) her
şeyin tafsilidir" (Yusuf, 12/111) hükmü beyan buyurulmuştur.
Dikkat edilirse selîm akıl sahiplerinin ibret alması ön
plandadır.
Ad kavminin yaşadığı beldenin ismi
Ahkaf'tır. Müfessirler Yemen ile ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ad Kavmı AczAcz
Bir nesneye gücü yetmemek, kudreti olmama durumu,
güçsüzlük, kifayetsizlik. Bu sıfatları üzerinde bulunduran
kimseye de aciz denir. Acz, kudretin zıddıdır. Bir
şeyi yapmaya gücü yetmeyen kimse ondan acizdir.
İslam'da mükellefiyet (yükümlülük)'ler
kudrete bağlıdır. Bir şeyi yapmaktan aciz olan onunla
mükellef* değildir. Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği
bir şeyle yükümlü tutmaz. Allah kullarının aciz kaldığı
konularda onlar için bazı kolaylıklar getirmiştir. Mesela
su bulamayan ya da kullanmaktan aciz olan kimse teyemmüm eder. Namazda
ayakta durmaktan aciz olan kimse namazını oturarak kılar,
oturmaktan da aciz ise işaretle kılar. Ramazan orucunu
tutamayacak kadar hasta ve aciz olan kimse yer, sonra iyileşince
kaza eder. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Acz |