Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiZaruretZaruret
Şiddetli sıkıntı, ihtiyaç,
şiirde şairin nesirde caiz olmayan dil kullanımına
ihtiyaç duyması. Çoğulu "zarair"dir. Zarûret,
ızdırar mastarından isimdir. Izdırar; muhtaç ve
mecbur etmek demektir (İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, Beyrut 1374/1955,
IV, 483). Bir fıkıh terimi olarak zarûret; dinin yasak ettiği
bir şeyi yapmaya veya yemeğe zorlayan, iten durum, demektir. Bir
kimse haram olan yiyeceği yemez veya içeceği içmezse, ölecek
veya ölüme yaklaşacaksa zarûret hali ortaya çıkmış
olur (Ali Haydar, Duraru'l-Hukkam Şerhu Mecelleti'l-Ahkam, 3. baskı,
İstanbul 1330, tıpkı basım, I, 76, 79).
Zarûret konusunda İslam'da "Zarûretler
haram olan şeyleri mübah kılar" prensibi uygulanır (bk.
Mecelle, mad. 21). Zarûretin haram olan şeyi mübah ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zaruret Zarurat-ı DiniyyeZarurat-ı diniyye
Bir Müslüman için din yönünden bilinmesi gereken,
Hz. Muhammed (s.a.s)'in Allah tarafından tebliğ edip haber
verdiği kesin olarak belli esas, hüküm ve haberler. Zaruret,
sözlükte; ihtiyaç, çaresiz sıkıntı, meşakkat
demektir. Çoğulu "zarûrat" ve "zarair" dir.
Zarûrat-ı dîniyye tamlaması; "dine ait zarûretler"
yani "dine ait olup bilinmesi ve inanılması gereken esaslar"
anlamına gelir. Bunları kabul ve tasdik etmek her mü'min için
farzdır. Bunlardan şüphe etmek mü'minin imanını
zedeler.
Bu esaslar ya bizzat Hz. Muhammed'ten işitilmek
veya tevatür yoluyla O'ndan haber almakla öğrenilir. Tevatür de,
yalan söylemekte birleşmeleri aklen mümkün görülmeyen güvenilir
bir topluluğun verdiği haber demektir.
Kesin olarak bilip iman ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zarurat-ı Diniyye Zariyat SuresiZariyat suresi
Kur'an-ı Kerîm'in elli birinci sûresi. Altmış
ayet, üç yüz yetmiş kelime ve bin iki yüz seksen altı
harftir. Fasılası elif, kaf, ayın, kef, fa, min ve nun
harfleridir. Mekkî sûrelerden olup, Ahkaf sûresinden sonra nazil olmuştur.
Adı birinci ayetinin ilk kelimesi olan "ez-Zariyat" tan
alınmıştır. Zariyat kelimesi, zariyetün
kelimesinin çoğuludur ve şiddetli rüzgar demektir (Elmalılı
Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, VI, 524 vd.)
Zariyat sûresinde, insanların duygu ve düşüncelerine
çeşitli sırlarla hitab edilmektedir. Ondan sonra
"Tevhid" inancı ve ahiret duygusu
aşılanmaktadır. Zaten sûrenin ilk büyük bölümü ahiret
hakkındadır. Ondan sonra "Tevhid" inancına da'vet
konusu gelmektedir. Yüce ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zariyat Suresi ZararZarar
Sıkıntı, hastalık.
"Darra" fiilinden "zarar" mastarı zarar vermek,
rahatsız etmek demektir. Bir fıkıh terimi olarak zarar; bir
mala veya cana yönelik haksızlık, haksız tecavüz,
İslam'ın tanıdığı haklarda
kısıntı yapma gibi yollarla ortaya çıkan olumsuz
durumu ifade eder.
Kur'an-ı Kerîm'de zarar kökünden çeşitli
türevler kullanılmıştır. Darrun, durrun, darrun,
darar ve dırar sözcükleri bunlardandır. Şu ayetleri
örnek verebiliriz: "Ey Muhammed! De ki: Allah'ı
bırakıp da size hiç bir fayda ve zarar vermeye gücü yetmeyen
şeylere mi ibadet ediyorsunuz?" (el-Maide, 5/76). "De ki:
Allah'ın dilediğinin dışında, ben kendim için
bir menfaat elde etmeye ve zarar vermeye malik değilim" (el-A
'raf, 188) "Ey Peygamber ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zarar Zanni FarzZanni farz
Zan; sanmak, sezmek, bir şeyi kesin
olmaksızın bilmek ve inanmak demektir. Farz ise; sabit
oluşu ve anlama delaleti kesin olan bir delile dayalı bulunan
Allah ve Rasûlünün emirlerini ifade eder. Zannî farz tamlaması
Hanefî usul bilginlerince benimsenen "vacib" in karşıtı
olarak kullanılmıştır.
Hanefilere göre farz ile vacip şer'an eş
anlamda değildir. Çünkü farz sübutu ve delaleti kesin olan bir
delille sabit iken, vacib zannî bir delille sabit olan hükmü ifade
eder. Bu yüzden vacibin kesildiği farzın kesildiğinden
daha azdır. Bu nedenle şer'î bir işte farz terk edilirse
bu iş batıl olur. Mesela; Arafat'ta vakfeyi veya namazda
abdesti terk etmek ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zanni Farz Zanni DelilZanni delil
Zanna dayalı olan ve ihtimalli bulunan delil.
Ulaşılmak istenen sonuca götüren kılavuza, huccet, kaynak
veya kanıta "delil" denir. Bir fıkıh terimi
olarak delil; şer'î hüküm elde etmek için başvurulan kaynak
ve kanıt anlamına gelir.
Deliller kesin ve zannî olmak üzere ikiye ayrılır.
Sabit oluşu ve anlama delalet edişi açık ve kesin olan
delile "kesin delil" denir. Kur'an-ı Kerîm'deki delaleti
açık olan ayetlerle, mütevatir veya meşhur hadisler ve icma
delilleri kesinlik ifade eder. Kıyas ise kendi başına bir
delil olmayıp o, Kitap, Sünnet veya icmaa dayanan bir "asl"a
muhtaçtır. Başka bir deyimle kıyas, sadece hükmü açığa
çıkarır, yoksa yeni baştan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zanni Delil Zann-ı GalibZann-ı galib
Zan; sanmak, sezmek, bir şeyi kesin
olmaksızın bilmek, ihtimalli olarak bilmek demektir. Galib ise
"galebe" kökünden ism-i fail olup; üstün, galip ve kazanan
anlamına gelir. Zann-ı galib tamlaması; üstün gelen
kanaat, ağır basan inanç, çoğunluk kazanan sezgi,
kuvvetle tahmin etme ve büyük ihtimal anlamlarını ifade eder.
İslam fıkhında bazı
kararsızlık hallerinde, olumlu veya olumsuz karar verilemeyen
bazı durumlarda üstün kanaata göre amel edilme esası
getirilmiştir.
Şek, zan ve galip zan terimleri arasındaki
bağlantıyı Ali Haydar Efendi (ö. 1355/1936) Mecelle
şerhinde şöyle belirtir: "Şek, sözlükte mutlak
tereddüt demektir. Terim olarak ise bir şeyin meydana gelip
gelmemesi yani olup olmaması konusunda ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zann-ı Galib ZannZann
Sanmak, farz ve tahmin etmek. Zan ile ilgili bazı
ayet mealleri şöyledir:
"Onların (müşriklerin) çoğu
zandan başka birşeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden)
birşeyin yerini tutmaz" (Yunus, 10/36).
"Bunlar (putlar), sizin ve
atalarınızın taktığı isimlerden başka
bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiç bir delil
indirmemiştir. Onlar zanna ve nefislerinin aşağı
hevesine uyuyorlar" (en-Necm, 53/23).
"Ahirete inanmayanlar, meleklere dişilerin
adlarını takıyorlar. Halbuki onların bu hususta hiçbir
bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise; hiç şüphesiz
hakikat bakımından bir şey ifade etmez" (en-Necm,
53/2728).
Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle
buyurmuştur: "Zandan sakının. Zira şüphesiz zan
sözün en yalan olanıdır. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zann Zaman AşımıZaman aşımı
Sürenin geçmesi, belli sürenin geçmesiyle bazı
hakların kazanılmasını veya kaybedilmesini ifade eden
bir fıkıh terimi. Arapça "murûru'z-zaman" veya
"tekadümü'z-zaman" tamamlamalarının
karşılığı olarak kullanılır.
insanların bir takım hakları elde etmesi
veya sahip olduğu bazı hakları kaybetmesi zaman süreci
içinde ortaya çıkar.
Çoğunluk müctehitlere göre süre aşımı
bir mülk sebebi olarak kabul edilmemiştir. Eşyada asıl
olan mübahlıktır. Sahipsiz olan ve toplumca da sahipli
sayılmayan şeylerin mülk edinilmesinde herkes eşit hakka
sahip olur. Mesela; ihtiyaç sırasında yararlanılmak
üzere suyun kaba alınması, av hayvanının
yakalanması, mübah olan ot veya odunların kesilip
toplanması bunlar üzerinde mülkiyet hakkı doğurur. Bu el
koymaya "hiyazet" veya "ihraz ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zaman Aşımı ZalimZalim
Bir kimsenin hakkını zorla elinden alan,
haksızlık yapan, merhametsiz ve gaddar kimse. Arapça bir kelime
olup Arap dilinde mastarı: "Bir şeyi ait olduğu yerin
dışında bir yere koymak" anlamındadır. Bir
şeyi eksik ya da fazla yapmak yahut zamanının veya mekanının
dışında yapmak da zulüm olarak ifade edilmektedir.
Kur'an-ı Kerîm'de cehalet, şirk, fısk
anlamında "nûr"un zıddı olarak
kullanılır. Bu anlamlarıyla Kur'an'ın temel
kavramlarından biridir.
Peygamberler, insanları zulümattan nûra kavuşturmak
için gönderilmişlerdir. Mesajları aydınlıktır;
karışık yollar ise zulümattır, karanlıktır:
Allah mü'minlerin velisidir, onları zulümattan nûra çıkarır,
kafirlerin velileri ise Tağuttur, onları nurdan zulümata çıkarır"
(Bakara, 2/257). O halde gerek fert gerekse toplum ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Zalim |