Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Iyılık

ıyılık Allah'ın rızasını kazanmaya sebep olacak her güzel iş, hayır. Müslüman, iyi olan, iyilik yapan ve başkalarının iyiliğini isteyen kişidir. Başkaları hakkında iyilik dilemeye "hayırhahlık" denir. Bunun aksi, yani başkalarının kötülüğünü istemek ise "bedhahlık"tır. Bedhahlık bir ruh hastalığıdır. Haset denilen kötü huy bedhahlıktan başka bir şey değildir. İyilik yapmanın yolları çoktur. Müslüman, eli, dili ve malı ile yapabileceği kadar iyilikte bulunmalıdır. Bu, onun görevidir. Allah, mutlaka yaptığımız iyilikleri bilir ve karşılığını verir. Kötülük (şer) ile müslümanlık hiç bir şekilde bağdaşmaz. Müslüman sadece iyi olan değil, aynı zamanda başkalarının iyiliğini de isteyen, onlara iyiliği tavsiye eden, kendilerine iyilik için yol gösteren insandır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Iyılık

 Yüsr (kolaylık)

Yüsr (kolaylık) Allah Teala, denemek için yarattığı insanoğlunun dünya imtihanında başarılı olması için ona pek çok kolaylıklar tanımış, sırtına taşıyamayacağı, altından kalkamayacağı ağır yükler yüklememiştir (Bakara, 286). Dünyaya rahat bir şekilde gelebilmesi için doğum yolunun kolaylaştırılması (rahmin açılıp doğum kanalının genişletilmesi) (Abese, 20), bunlardan ilkidir. Zayıf bir yapıda yaratılan insana ilahî rahmetin gereği olarak sunulan kolaylıklar, onun daha iyi bir kul olabilmesini sağlamak içindir; Allah'ın muradı, insanlara zorluk çıkarmak değil, kolaylık göstermektedir (el-Bakara, 52/185). İnsan yapısına en uygun bir din olan İslam'ın bu özelliği Hz. Peygamber tarafından şöyle dile getirilmektedir: "Şüphesiz ki bu din, kolaylıktır. Her kim, (kolay olan) bu dini ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yüsr (kolaylık)

 Üvey Evlat

üvey evlat Dul bir kadın yeniden evlenirse bu kadının önceki kocasından olan çocukları, ikinci kocanın "üvey çocuğu" olur. İkinci kocanın başka kadından olma çocukları da sonradan evlendiği kadının üvey çocuğu olur. Bu gibi çocuklara Türkçe'de "üvey evlat" denir. İslam'da birden fazla kadınla evlenmek caiz görüldüğü için (bk. en-Nisa; 4/3) aile yuvası içinde babalan bir anneleri ayrı olan çocukların bulunması her zaman söz konusu olabilir. Diğer yandan eşinden ayrılan veya eşi vefat eden erkek ya da kadının ikinci eşle evlenmesi halinde de önceki eşten olan çocuklar yeni eşe göre "üvey çocuk" adını alır. İslam bir aile yuvası içinde yaşamak zarûretinde olan bu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Üvey Evlat

 Üvey Anne

üvey anne Bir çocukla öz annesi dışında, babasının evlendiği başka bir kadın arasındaki hısımlık bağı. Bir erkeğin aynı anda veya aynı zamanlarda birden çok kadınla evlenmesi halinde, bu kadınlardan her biri diğerlerinin öz çocuğuna göre "üvey anne" adını alır. İslam bir aile yuvası içinde çocukla üvey anne arasındaki ilişkileri de düzenlemiştir. Çünkü İslam'dan önceki dönemde üvey annesinin hakları korunmuyordu. "Nikahul-makt" denilen bir evlenme çeşidinde, oğul ölen babasının karısıyla yani üvey annesiyle evlenebilirdi. Böylece babasından bu kadına gidebilecek mirasa da sahip olabilirdi. Hatta kendi evlenmeyecekse bu kadınla başkasının evlenmesine de engel olabilirdi. Allah Teala şu ayetle bu kötü adeti kaldırdı: "Cahiliyet devrinde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Üvey Anne

 Ivaz

ıvaz Bedel, karşılık, yerine geçen, satım veya mali konudaki başka bir akitte, taraflardan birisinin taahhüdüne karşılık, diğer tarafın vermek veya yapmak yükümlülüğünde olduğu şeyleri ifade eden bir İslam hukuku terimi. Çoğulu "a'vaz" dır. Bir akit iki tarafa borç yüklüyorsa, buna "ivazlı akit" denir. Satım, kira ve sulh akdi gibi. Taraflardan birisine borç yüklüyor, diğer taraf borç yükü altına girmiyorsa, buna da "ivazsız (bila ivaz) akit" denir. Hibe, vasiyet, ariyet gibi. Bir satım akdinde satıcı malı vermeyi borçlanırken, alıcı da, bu malın bedeli olan parayı ödemeyi üstlenmektedir. Burada mal ve bunun bedeli olan para karşılıklı ivaz'lardır. Hibe akdinde ise bir taraf, mesela ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ivaz

 Yusuf Suresi

Yusuf suresi Kur'an-ı Kerim'in on ikinci sûresi. Yüz on bir ayet, bin yedi yüz altı kelime, yedi bin yüzaltmış altı harftir. Fasılası nun, mim, ra, lam ve elif harfleridir. Sûre, Mekke döneminin sonlarında, Kureyş'in Hz. Peygamber'i öldürme, sürgün etme veya hapsetmeyi planladığı bir dönemde nazil oldu. Müşrikler, yahudi bilginlerinden öğrendikleri üzere, Hz. Muhammed'e, "Madem ki Allah sana herşeyi öğretiyor, o halde bize haber ver; İsrailoğulları niçin Mısır'a gidip yerleştiler?" diye, bir soru sordular. Onların düşüncesine göre Muhammed (s.a.'s) bu soru karşısında sıkışıp kalacak, doğru dürüst cevap veremeyecekti. İşte Yûsuf sûresi bu olay üzerine nazil oldu ve Hz. Peygamber hemen orada onların ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yusuf Suresi

 Yunus Suresi

Yunus suresi Kur'an-ı Kerîm'in onuncu sûresi. Yüz dokuz ayet, bin sekizyüz otuz iki kelime ve beşbin beşyüz altmış yedi harften ibarettir. Fasılası lam, mim, ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup, İsra sûresinden sonra nazil olmuştur. 40, 94, 95, %. ayetleri Medîne'de inmiştir. Mekke döneminin sonlarında, Mekkelilerin Müslümanlara yönelik baskılarının arttığı ve Hz. Muhammed'in son uyarılarını yaptığı bir dönemde nazil olduğu anlaşılmaktadır. Sûrede başından sonuna kadar Hz. Muhammed'in gerçek peygamber olduğuna inanmayan, ona çeşitli iftira ve yakıştırmalar yaparak düşman olan müşriklere kainattan ve daha önceki milletlerin başlarına gelenlerden örnekler vererek kendilerine gelen bu peygambere inanmaları gerektiği uyarısı yapılıyor, inanmadıkları takdirde ahirette başlarına ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yunus Suresi

 Itıkaf

ıtıkaf Bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme. Akıl baliğ veya temyiz kudretine sahip bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması anlamında bir fıkıh terimi. İtikaf, Kur'an ve sünnetle sabittir. Kur'an'da Ramazan ayının gecelerinden söz edilirken; "... Camilerde itikafta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın..." (el-Bakara, 2/ 187) buyurulur. Başka bir ayette itikaf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir (bk. el-Bakara, 2/125). Hz. Peygamber'in özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikaf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Hz. Aîşe'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) Ramazan'ın son on gününde itikaf yaparlardı. Bu durum ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Itıkaf

 Itıkad

ıtıkad İnanç, gönülden bağlanma, kat'i kanaat, yakın. Belli bir düşüncenin, dinin ya da felsefî ekolün prensipleri inanç esasları. Dini hükümler iki kısına ayrılır; fer'î amelî olanlar ve aslı; itikadi olanlar. İkinci kısım dini hükümler inanç esasları ile ilgilidir. Bu grup dinî inanışları isimleri anlatan itikat sonraları bu inançların bütününe ad olan akaid ile eş anlamlı kullanır olmuştur. Kelimenin manası üzerine kelam ve mantık ilmi çerçevesinde çeşitli ihtilaflar mevcuttur. Ancak bu ihtilaflar aslı ilgilendiren meseleler değildir. Şu kadarının bilinmesi yeterlidir: itikat; meşhur olan manası ile aklî kesin hükümdür. Bu hüküm aklî olması dolayısı ile şüphe mahalli olabilir. Meşhur olmayan ikinci tarife göre; ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Itıkad

 Ittıhad

ıttıhad Birleşmek, birlik olup ayrılığı ortadan kaldırmak. Yaratıcının bir kişiye veya nesneye hulul etmesi yaratıcı ile yaratılan bir nesnenin bir olması hali anlamında bir terim. Bu gibi inanışlar bazı toplumlarda, yaratıcının bir nesneye mesela; bir kaya parçasına veya bir toteme hulul ettiği, onunla birleştiği şeklinde gözükür. Bazen bir hayvana yaratıcının hulul ettiği tasavvur edilir. Bu düşünce ile bu nesneler ve hayvanlar o toplum fertleri tarafından kutsal kabul edilirler. Bazen yaratıcının bu ittihadının bir şahısla ekseriyetle bir kralla olduğu şeklinde inanışlar da gözükür. Mesela; Firavun'la tanrının bir olduğu inancı, Sasanî hükümdarlarındaki hükümdar-Tanrı inancı bu inanışların birer örneğidir. Bu inanış tarzı, Yemenli yahudi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ittıhad