Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Itlaf

ıtlaf Yok etme, helak etme. Bozmak ve tüketmek yakın anlamlı kelimelerdir. Bir şeyi örfe göre kendisinden yararlanılır olmaktan çıkarmak anlamında bir İslam hukuku terimi. Meşhur İslam hukukçusu el-Kasanî (ö. 5 87/ 1191) , suçları , insanlara veya hayvanlara ve eşyaya karşı işlenenler olmak üzere ikiye ayrılır. Hayvan ve eşyaya karşı işlenenleri de gasb ve itlaf olmak üzere iki kısımda mütalaa eder (el-Kasanı, Bedayîu's-Sanayi', VII, 164, 233). İtlaf, tazmini gerekli kıları bir sebeptir. Çünkü başkasının hakkına tecavüz ve ona zarar vermektir. Ayette; "Kim sizin hakkınıza tecavüz ederse, siz de size yaptığı tecavüzün aynısıyla mukabele edin" (el-Bakara, 2/194) buyurulur. Hz. Peygamber de; "İslam'da ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Itlaf

 Itab Ayetlerı

ıtab ayetlerı Yüce Allah'ın, yaptığı birtakım davranışlarından dolayı Peygamberini kınamasını ihtiva eden ayetler. İtab, lügatte kınama anlamındadır. Bu ayetlerin bir kısmında kınama yumuşak, bir kısmında ise serttir. Söz konusu ayetler ve iniş sebepleri şöyledir: 1. Tebûk gazvesi öncesinde bazı münafıklar Peygamber (s.a.s)'e gelip savaşa katılamayacaklarını söyleyerek, mazeret beyan ettiler. Peygamber (s.a.s) de, mazeretlerinin doğru olup olmadığını araştırmadan onlara savaşa katılmama izni verdi. Bu olay üzerine şu ayet indi: "Hay Allah afiyet veresice; şu (özründe) sadık olanlar sana besbelli oluncaya kadar, neden izin verdin onlara?" (Tevbe, 9/43). Resulullah'a hitap tarzında gelen ve af ile başlayan bu kınamanın hafif olduğu açıktır (Zerkanî, Menahilu'l ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Itab Ayetlerı

 Itaat

ıtaat Boyun eğme; mer'a geniş olduğundan davarların her yerinden otlamalarının kabil olması; ağacın meyvesi yetişip toplanmasının mümkün olması. Uyma, dinleme, alınan emre göre hareket etme anlamında bir terim. Arapça'da "ta, va, a" fiilinden türemiş bir mastar. İnkıyad ile eş anlamlıdır. Bunun karşıtı, adem-i itaattır ki, itaatsizlik, serkeşlik ve muhalefet anlamına gelir. Önceleri karşı çıktığı kimseye, bilahare itaat edeceğini bildirmeye de "arz-ı itaat" denir. Bu manada, itaat edene muti', kendisine itaat olunana da muta' denir. Gerek itaat, gerekse adem-i itaat, insanların fıtratında bulunan ve biribirine zıt fakat aynı derecede lüzumlu olan özelliklerdir. Bu özellikleri sayesindedir ki insanlar, bir otoriteye bağlanabiliyor, devlet kurabiliyor ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Itaat

 Isyan

ısyan İtaatsizlik, emre karşı gelme, başkaldırı. Bağî, serkeş ve asi anlamlarıyla Allah'ın kanunları çerçevesinde üzerine düşeni yapmaktan kaçınma hali ve günahkar anlamları da verilmektedir. Kur'an-ı Kerîm insanların dünya ve ahiret mutluluğu için uymakla zorunlu bulunduğu bir takım emir ve yasaklamalar getirerek örnek toplum modeli çizer. Bu modelde insana düşen görev ise emrolunduğu gibi yaşaması, Kur'an ve Sünnet'ten ayrılmaması, Allah'a itaat sınırlarının dışına çıkmaması ve O'na isyankar bir kul olmamasıdır. "Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik, hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı (isyankarlardan oldu)" (el-A'raf, 7/13). Görüldüğü gibi Allah'a karşı ilk ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Isyan

 Isveren

ısveren Bir işin sahipliği ve sermaye gücünü elinde tutan kimse. Emeğini ortaya koyarak çalışan işçi kesimini idare eden ve onların çalışacağı iş düzenini belirleyen. İşveren ve işçi ayırımının ortaya çıkışı, iktisadî faaliyetin büyük hacimde yapılmaya başladığı dönemlere has bir durumdur. Özellikle de Batı'ya has bir terimdir. Bilhassa Kapitalist felsefenin ortaya çıkışı sayıları XIX. asır da, işçi belirli kişilere bağımlı olarak çalışan ve sadece ücret alan kişidir. İşçinin varlığı, işi yapabilecek durumda olduğu ve işverenle anlaşması halinde mümkündür. Yani işveren, işçi karşısında son derece yetkili ve üstün bir mevkidedir. Hükümetlerin bile müdahale edemeyeceği bir mevkide olan kapitalist müteşebbis, bu üstün mevkisi dolayısıyla ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Isveren

 Istıva

ıstıva Allahu Teala'nın haberi sıfatlarından istila ulüvv, suûd ve irtifa anlamlarında haberî bir terim. Kur'an-ı Kerîm'de "istiva" sözcüğü dokuz yerde kullanılmaktadır. Bu kullanışların hepsinde fiil olarak "isteva: istiva etti" şeklindedir. Bunlardan ikisi, "ila:...e doğru" edatı ile kullanılmıştır. Söz konusu ayetler şöyledir: "O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı, sonra göğe yöneldi (isteva), onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir" (Bakara, 2/29); "Sonra duman halinde olan göğe yöneldi (isteva)..." (Fussilet, 41/11). Allah Teala hakkında "istiva" söz konusu edilirken, bu iki ayetteki kullanılış pek bir problem teşkil etmemektedir. Diğer yedi yerde ise, "istiva" sözcüğü "ala: üzerine, üzerinde" edatıyla kullanılmıştır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıva

 Istıshad

ıstıshad Şahit gösterme, şahitliğine başvurma, delil sayma, bir iddianın ispatı için delil ileri sürme. Şehit olma anlamında da kullanılır. "İstişhad için beni de celbettiler" sözünde şahid gösterme anlamında; "Hz. Hüseyin'in Kerbela'da İstişhadı" sözünde de şehit olma anlamında kullanılmıştır. Bir terim olarak "istişhad", çeşitli ilimlere göre muhtelif şekillerde tanımlanmıştır. Said el-Efganî, istişhadı; "Arapça'da bir kelime veya cümlenin kullanılış ve okunuşunun sıhhatini, bir kaidenin doğruluğunu, hafızası sağlam, konuşması fasih olan bir araptan sağlam senetle gelen, naklî bir delille ispat etmektir" şeklinde tanımlamıştır (bk. Cevherî, es-Sıhah; İbn Manzur, Lisanü'l-Arab; Mütercim Asim, Kamus tercemesi, "istişhad" rnaddeleri.). Görüldüğü gibi istişhad kelimesinin sözlük anlamı ile terim anlamı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıshad

 Istısare

ıstısare Herhangi bir konuda doğruya ulaşmak veya yaklaşmak için bir başkasının görüşüne başvurma. Müşavere, şivar, meşvure, meşvere, meşûre, istişare, danışıp işaret ve görüş almak anlamına geldiği gibi, müşavere ve işaret; arı kovanından bal almak, rey vermek manalarına da kullanılır. Toplanıp meşveret eden cemaate de şûra denir (İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, IV, 434-437; Zebîdî, Tacu'l-Arûs, III, 318-320; Elmalılı, Hak Dini, İstanbul 1979, II, 1213). İstişarenin lügat manası ile ıstılah manası arasında yakın bir bağ vardır. Çeşitli görüşlere başvurmak suretiyle doğruyu elde etmek veya ona yaklaşmalarının çeşitli çiçeklerden gerekli malzemeyi alıp işledikten sonra ortaya çıkardığı balı kovandan alması gibidir. Bu bakımdan Kur'an-ı Kerîm olayın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istısare

 Istırca

ıstırca Bir ölüm haberi duyulunca "Biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz" ayetini okumak. İstirca' lügatta, "geri dönmek, geri vermek, geri almak, dönmesini istemek" anlamlarına gelir. Terim olarak ise, "musibet anında inna lillahi ve inna ileyhi raciûn (biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz) ayetini (el-Bakara, 2/156) okumaya" denir. (İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, Beyrut, ty., I, 1130). Bir müminin, bir yakınının ölüm haberini aldığında veya herhangi bir musibete uğradığında istirca etmesi (inna lillahi ve inna ileyhi raciûn demesi) müstehabdır (Tirmizî, Deavat, 83; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 313). Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Andolsun, sizi biraz korku, (biraz) açlık, (biraz da) mallardan, canlardan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istırca

 Istınsak

ıstınsak Abdest veya gusül sırasında buruna üç defa su çekme; şiddetle koklama, koklatma. Buruna su çekilmesi gusül abdestinde farz; normal abdestte ise sünnettir. Guslün farzları ağız ve burna su vermek ve bedenin tamamını yıkamak olmak üzere üçtür. Kur'an-ı Kerîm'de; "Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin" (el-Maide, 5/6) buyurulur. Gerçekte guslün rüknü; suyun bir güçlük olmaksızın ulaşabileceği bütün bedeni bir defa yıkamaktan ibarettir. Bedende herhangi bir kuru yerin kalmaması şarttır. Ayet, "bedeninizi iyice yıkayınız" demektir. Beden kelimesi, insanın dış ve iç kısımlarını ifade eder. Bu yüzden suyun zorluk olmaksızın ulaşabildiği ağız ve burnun içi de beden kapsamına girer. Mazmaza (ağza su alma) ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istınsak