Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Istınca

ıstınca Abdest bozmak için ıssız yer aramak, abdest bozduktan sonra su ve benzeri temiz bir şeyle temizlenmek, taharetlenmek, tepenin arkasına gizlenmek, kurtuluş istemek. Önden veya arkadan çıkan kan, meni, sidik gibi beylerden veya eserlerinden su, toprak veya başka bir şeyle temizlenmek anlamında, bir fıkıh terimi. Küçük abdest bozduktan sonra yapılacak temizliğe daha çok "istibra" denir (bk. "istibra" mad.). Hanefîlere göre istincanın hükmü, normal durumlarda, pislik, çıkış yerinin kenarlarına yayılmadığı sürece müekked sünnettir. Çünkü Hz. Peygamber büyük abdestten sonra daima temizlenmiş ve şöyle buyurmuştur: "Kim, pisliği taş vb. Şeylerle giderirse sayısını tek yapsın. Böyle yapan güzel yapmış olur." (Buharî, Vudû', 25, 26; ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istınca

 Istınbat

ıstınbat İctihad yoluyla, nass veya icma'ın tayin etmediği hüküm veya illeti Kur'an ve Sünnet metinlerinden çıkarma. "Nebt" kökünden gelen istinbat, lügatte yerden veya kuyudan su çıkarmak, kapalı ve gizli olan bir şeyi ortaya koymak anlamına gelir (İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, VII, 410-412; Zebîdî, Tacu'l-Arûs V, 229-230). Hüküm; kıyas, istidlal, istihsan vb. metodlarla çıkarılırken illet, sebr ve taksîm veya münasebet gibi illeti bulma yollarıyla istinbat edilir (el-Mevsu'atü'l-Fıkhiyye, Kuveyt 1404/ 1984, IV, 111; Nizamüddîn Abdülhamid, Mefhûmü'l-Fıkhi'l-İslamî, Beyrut 1404/1984, s. 182). İstinbat şümûl yönünden, şer'î hükmü elde edebilmek için müctehidin bütün gücünü harcaması anlamına gelen ictihaddan daha dar, kıyastan ise daha geniştir (el-Mevsû'atü'l-Fıkhiyye, IV, 111; ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istınbat

 Istımval

ıstımval Mal edinmek, malı arttırmak. Devletin özel kişi veya kuruluşlara ait malı kamulaştırma (istimlak) yollarından birisi. Bir hukuk terimi olarak; devlete olağanüstü hallerde bazı menkullerin mülkiyetini veya kullanma yahut yararlanma hakkını, gayrimenkullerin de kullanma ve yararlanma hakkını, haklı bir tazminat karşılığında kazandıran bir işlemi ifade eder. El konuları mal, olağanüstü hal sona erince sahibine geri verileceği için muamele bir yönüyle "ariyet"e benzer. İstimlak, yalnız gayrimenkuller için söz konusu olduğu ve bunların mülkiyetinin Devlete geçmesini kapsadığı halde, istimval (rekizasyon) sadece menkullere ve bunların mülkiyetine veya sadece kullanma ve yararlanma hakkına ilişkindir. İstimalin amacı; bir ülkede savaş zamanında veya fevkalade hallerde ordunun ihtiyacı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istımval

 Istımna

ıstımna İnsanın elle oynama veya herhangi bir şeyle kendi kendini cinsel yönden tatmin etmesi. İslam'a göre kendi kendini tatminin hükmü, kişinin içinde bulunduğu şartlar gözönüne alınmadan değerlendirilemez. Bu açıdan, önce insanın biyolojik ve ruhi yaratılışı ve yaşadığı ortamı iyi değerlendirmek gerekir. Herşeyi çift çift yaratan yüce Allah, insanı da neslinin devamı ve huzuru için, birbirine kaynaşmaya elverişli ve birbirini çekici iki cins olarak yaratmış ve onların ihtiyaçlarını da karşılıklı yaratmıştır. İnsanın bu ihtiyacını giderme yolu olarak evlilik müessesesini helal ve gerekli kılan Allah Teala, bunun dışındaki yolların insan yaratılışına aykırı olduğunu bildirmiştir. İslam insanları kadın-erkek ayrımı gözetmeksizin evliliğe teşvik ederken evlilik ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istımna

 Istımlak

ıstımlak Mülk satın almak, mülk sahibi olmak, kamulaştırmak. İcraî karar alma yetkisine sahip bulunan bir amme tüzel kişisi (devlet, belediye, vakıf gibi) tarafından bir malın, toplumun yararlanması için karşılığı verilip alınarak umûmun yararlanmasına arzedilmesi anlamında bir İslam hukuku terimi. Mülkiyet hakkını sınırlayan bir tasarruf. İslam hukukçularının çoğunluğuna göre, toplumun menfaati ve ihtiyacı gerektirdiği durumlarda devletin şahıslara ait menkul veya gayrimenkul mallara müdahale ederek, bunları zorla satın alıp, toplum hizmetine sunması mümkün ve caizdir. Delil, sünnet ve sahabe uygulamasıdır. Hz. Peygamber Medine'de Naki' denilen ve otlak olmaya elverişli bulunan bir yeri, müslümanların atları otlasın diye, Devlet korusu haline getirmiştir. Hz. Ömer de, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istımlak

 Istılam

ıstılam Selamlamak, ekin başak vermek, hac veya umre sırasında tavaf yaparken Hacer-i Esved'i öperek veya el sürerek ziyaret etmek. Kabe'yi tavaf edecek kimse, gerek tavafa başlarken ve gerekse Hacer-i Esved'in önüne geldikçe, mümkün ise kimseye eziyet vermeden onu öper ve eliyle mesheder. Kalabalık ve izdihamdan dolayı öpmesi ve elini sürmesi mümkün olmazsa uzaktan Hacer-i Esve'de doğru ellerini kaldır. Onu öper gibi işaret yapar. Tekbir ve tehlil getirir. İşte bu şekilde uzaktan yapılan işarete istilam. (selamlama) denir. Hacer-i Esved'i öpmek veya istilam etmek haccın sünnetlerindendir. Hacer-i Esved'i selamlama ve öpme hadisle sabittir. Hz. Ömer'in, tavaf sırasında hacer-i Esved'i öperek; "Resulullah (s.a.s)'i, seni ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istılam

 Istılah

ıstılah Bir topluluğun veya meslek mensûbunun bir lafzı sözlük manasından çıkararak başka bir manada ittifakla kullanmaları. İftial babından mastar olan "ıstılah" sözlükte ittifak manasına gelmektedir. Istılah yerine Türkçe'de "terim" kullanıldığı gibi Arapça kaynaklarda "şer", şerîat, "mustalah" kelimeleri de kullanılmaktadır. Bir lafzın sözlük manası ile ıstılahî manası arasında, umumîlik-husûsîlik, ortaklık veya benzerlik vasfı bulunabilir (Butrus el-Bustanî, Dairetü'l-maarif Beyrut 1876-1900, 111, 745). Sözlük manasıyla ıstılah manası arasında münasebet bulunan lafızlara "menkûl"; aralarında münasebet bulunmayan lafızlara da "mürtecel" denir (Cürcanî, et-Ta'rîfat, İstanbul 1327, s. 141, 159; Tehanevî, Keşşafu Istılahati'l-funûn, Kalküta 1862, 1, 583; II, 1426). "Menkûl" lafızlarda manalar arasında bir alaka bulunmakla birlikte ilk ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istılah

 Istıla

ıstıla İslam Devlet başkanlığı (halifelik) makamını ele geçirme veya sahipsiz menkul veya gayrimenkulü mülk edinme yollarından birisi. Sözlükte; cebir ve kuvvet kullanma demek olan istila'nın İslam hukukundaki terim anlamlarından birisi; halifenin vefatı üzerine, istihlaf veya bey'at bulunmaksızın, hilafet şartlarını taşıyan bir kişinin çıkıp cebir ve kuvvet yoluyla hilafet makamını ele geçirmesi şeklidir. İstila yolu ile bu makama gelen kişinin ehil olması ve halkı ikna ederken meşru olmayan hareket ve davranışlarda bulunmaması gerekir. Bu şartlarla hilafeti ele geçirmek, ruhsat kabilinden olarak meşru görülmüş ve anarşi, iç savaş vb. fitneye tercih edilmiştir. Ancak istila yoluyla halifelik, asıl yollardan biri olarak kabul edilmemiştir. Zira ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıla

 Istıkbar

ıstıkbar Allah'a istiğna ve isyan, insanları küçük görme, onlar üzerinde zorbalıkla egemenlik kurma anlamını da ihtiva eden büyüklenme. Bu niteliklere sahip olan kişiye de müstekbir* denir. Kelime olarak istikbar, büyük olma anlamındaki "ke-bü-ra" kökünden gelir ve büyüklenme anlamını dile getirir. Aynı kökten gelen tüm kelimeler de büyüklük ve büyüklenmeyle ilgili anlamlar taşır. Mesela kebir, büyük; kebire, büyük şey; ekber, daha büyük, en büyük; kibriya, büyüklük, yücelik, ululuk; ikbar, büyük görme; tekbir, büyükleme, yüceltme, ululama; tekebbür, büyüklenme; mütekebbir, büyüklenen demektir. Büyüklük Allah'a özgü bir niteliktir. Bu nedenle "ke-bü-ra" kökünün tüm türevleri genellikle Allah'ı nitelemek, adlandırmak, yüceltmek için kullanılır. Sözgelimi büyüklük anlamındaki Kibriya, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıkbar

 Istıkamet

ıstıkamet (DOĞRULUK-DOĞRU YOL) Doğruluk, dürüstlük, her çeşit işte i'tidal üzere bulunma, adalet ve doğruluktan ayrılmayıp din ve akıl dairesinde yürüme. Din ve dünya ile ilgili vazifelerini emrolunduğu gibi yapmaya çalışan bir müslüman dosdoğru bir insandır. Bu sıfatlara sahip olan bir kimse toplumun en değerli bir ferdidir. İstikametin karşıtı hıyanettir ki; doğruluğu bırakıp, hak ve hukuka tecavüz etme, verilen sözde durmama ve ahde riayet etmeme demektir. İnanan ve inancının gereğini yerine getiren, doğru insandır. iyi insan vasıfları arasında en başta doğruluk yer almış ve temel prensip olmuştur. Doğruluk; sözde, düşüncede ve davranışta gerçekleşir. Allah'tan gerçek manada korkmak, iyiliğe yönelmek, rahatlık ve gönül ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıkamet