Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiIstıhsanıstıhsan
Bir şeyi iyi ve güzel görmek, tercih etmek.
Hukukçunun adalet ve insafla hareket ederek, özel bir delile dayanılmak
sûretiyle genel kuraldan ayrılması anlamında bir
fıkıh usûlü terimi. Hanefî hukukçularından es-Serahsî
(ö. 490/1097), istihsanın; Kıyası terkedip, insanlar için
en uygun olanı almaktan, şahıs veya toplum bir meselede
sıkıntıya düşünce müsamaha, kolaylık ve
ruhsatlarla hareket etmekten ibaret olduğunu belirttikten sonra
şöyle der: "Bunlardan çıkan sonuca göre istihsan; kolaylık
sağlamak için zorluğu terketmektir. Bu da dinin aslı se
esasıdır. Yüce Allah şöyle buyurulmuştur:
"Allah, sizin itin kolaylık diler, zorluk murad etmez" (el-Bakara,
2/185). Hz. Peygamber de bir hadisinde şöyle buyurmuştur:"Dinininiz
en iyisi, en ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıhsan Istıhlafıstıhlaf
Birini yerine geçirme, vekil tayin etme.
Halifenin kendisinden sonra birinin halife olarak
seçilmesini istemesi. "İstihlaf"ın
ıstılahı manası ise, meşru halifenin, müslümanlara
iyilik olsun diye, hilafet ehliyetine haiz olan bir kimseyi kendisinden
sonra halife olarak seçmesi ve birtakım istişarelerden sonra
onun halife seçilmesini istemesidir. Hz. Ebû Bekir'den sonra halife olan
Hz. Ömer, istihlaf yolu ile İslam ümmetinin başına geçmiştir.
Şöyle ki; Halife Hz. Ebû Bekir, hastalığı
ağırlaşınca, "aşere-i mübeşşere"
yani cennetle müjdelenmiş Abdurrahman b. Avt, Osman b. Affan, Said
b. Zeyd gibi sahabe başta olmak üzere, faziletli kimselerle istişare
etmiş, kendisinden sonra halife olmasını
arzuladığı Hz. Ömer hakkında onların müsbet
görüşlerini ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıhlaf Istıhkakıstıhkak
Bir hakkı isteme, onu hak etme. Bir
şahsın, bir şeyin mülkiyetini iddia etmesi, davasını
isbat etmesi, hakimin bu malın mülkiyetinin ona ait olduğuna
karar vermesi ve maldan başkasının elini çektirmesi anlamında
bir İslam hukuku terimi. istihkak; satım, trampa, rehin,
taksim, sulh, icare, musakat, muzaraa, mehir açısından
evlilik, muhalea bedeli, vasiyet, vakıf gibi akit ve muamelelerde
söz konusu olur. Akdin feshi bakımından istihkak ikiye ayrılır:
a) Mülkiyeti tam olarak ortadan kaldıran istihkak.
Burada, hak iddia edenden başka hiç bir kimse için mülkiyet hakkı
devam etmez. Hür bir insanın satılması gibi. Bu, hakimin
hükmüne ihtiyaç olmaksızın akdin feshini gerektirir. Alan,
satıcıya, satış ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıhkak Istıhazaıstıhaza
Adet gören bir kadının cinsel
organından üç günden az, on günden fazla gelen kan. Gebelik sırasında
gelen kanla, doğumdan sonra kırk günden fazla devam eden kan da
istihaza kanıdır. Yine dokuz yaşından küçük kız
çocukları ileellibeş yaşından büyük olup da hayızdan
kesilmiş bulunan kadınların cinsel organlarından gelen,
özür kanı niteliğindedir.
İstihaza kanı, vücudun herhangi bir uzvundan
akan kan gibidir. Bununla yalnız abdest bozulur. Devam ederse sahibi
özürlü sayılır. Böyle bir kadın abdestini alıp
namazını kılar, orucunu tutar. Bu durum, ibadete ve
karıkoca ilişkilerine engel teşkil etmez. İstihaza
kanı, özürlülerde olduğu gibi, ilk olarak abdest
alınıp namaz kılmacak kadar bir süre ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıhaza Istıhareıstıhare
Hayır dileme, yapmak istediği bir şeyin
kendisi hakkında hayırlı olup
olmadığını anlamak için iki rekat namaz kılıp
dua ederek rüyasında manevî bir işaret almak amacıyla
uykuya yatma.
Bir iş yapılmak istenildiğinde istihare
yapmak menduptur. Hz. Peygamber, Ashab-ı kirama önemli işlerinde
istihareye başvurmalarını telkin buyurdu. Cabir (r.a)'den
şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) bütün
işlerinde, Kur'an'dan sure öğretir gibi istihareyi de öğreterek
şöyle derdi: "Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman
farzın dışında iki rekat namaz kılsın ve
şöyle desin: "Allahümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke
bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve la
akdiru ve ta'lemu ve la a'lemu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıhare Istıgfarıstıgfar
Allah'tan günah ve hatalarının
bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme.
İstiğfar lafzını veya
manasını içeren her duaya istiğfar denir. Gerek
Kur'an-ı Kerîm'de ve gerekse hadis-i şeriflerde istiğfar
teşvik edilmiştir. Kur'an-ı Kerîm'de; "Rabbinizden bağışlanma
dileyin. doğrusu o, çok bağışlayandır " (Nuh,
71/ 10) "(Ey Muhammed) Sabret! Allah'ın verdiği söz şüphesiz
gerçektir. Suçunun bağışlanmasını dile; Rabbini
akşam, sabah överek tesbih et" (el-Mümin, 40/55) buyurulur.
Peygamber efendimiz kendileri istiğfara devam
etmiş, ümmetini de teşvik etmiştir (Buharî, Deavat, 3;
Tirmizî, Tefsîru Sûre, 47/1; İbn Mace, Edeb, 57).
Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet edildiğine göre
Peygamberimiz: "Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok
istiğfar ediyorum" buyurmuştur. Başka bazı
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıgfar Istıgaseıstıgase
Sıkıntılı anlarda
sıkıntının giderilmesini isteme. istiğase,
"gavs" kökünden türemiştir. Lügatta "gavs", sıkıntılı
durumlarda yardım dileme anlamına gelir. Kendisinden yardım
istenene de "müstağas" denir. (İbn Faris, Mu'cemu
Makayîsi'l-Luğa, Mısır 1971, IV. 400).
Kendisinden yardım istenenin, yardım istenen
hususun üstesinden gelebilecek durumda olması tabiîdir. Değilse,
yardım istemenin bir anlamı yoktur. Bu sebeple beşer üstü
bir gücü gerektiren bir husus insanlardan istenemez. İnsanlardan
ancak onların güçleri dahilinde olan şeyler istenir. Nitekim
Kur'an-ı Kerîm'de: "İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın"
(el-Maide, 5/2) "Fakat onlar, dinde yardım isterlerse (onlara)
yardım etmeniz gerekir" (el-Enfal, 8/72) buyurulmaktadır.
"Başınız dara düştüğünde
mezardakilerden yardım dileyin" şeklindeki uydurma bir
hadise (Alûsî, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıgase Istıdracıstıdrac
Allah'a isyanda çok ileri giden insanların,
Allah'ın kendilerine verdiği mal, başarı ve
sıhhat gibi nimetlerle isyanların daha da artırmaları
ve sonuçta helak olmaları.
Allah'a tam olarak itaat eden veya en azından
iradelerini itaat yolunda azamî derecede kullanan kullar olduğu gibi;
Allah'a isyanda, İslam'a, dolayısıyla hakka, adalete,
insaniyete, kısaca Allah'a kul olmaya karşı çıkışta
ölçü tanımayan kişiler de vardır. Bu iki gruptan
birinciler Allah'ın velilerini oluştururken, ikinci grubu ise,
ins ve cin şeytanlarının kendilerine sürekli olarak
İslam'a ve müslümanlara karşı çıkmayı 'vahyettiği',
gizli gizli fısıldadığı Şeytan'ın
velileri oluşturmaktadır. Allah, velîlerine zaman zaman
ikramlarda bulunur; Kainatın işleyişinde kudretine perde
yaptığı sebepleri onlar ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıdrac Istıbraıstıbra
Pislikten uzak olma, temizlenme, idrardan sonra gelen sızıntıyı
giderme. İstibra, hareket etmek, yürümek veya öksürmek gibi çeşitli
yollarla yapılabilir. Sızıntının kesildiğine
kanaat getirinceye kadar istibraya devam edilmelidir. Bundan önce abdest
almaya başlamak caiz değildir. Çünkü abdest aldıktan
sonra sidik sızarsa abdesti bozar. istibra özellikle erkeklerin
dikkat etmesi gereken bir temizlik şeklidir. Kadınlar buna
ihtiyaç duymayabilir. Onların idrardan sonra biraz beklemeleri
yeterlidir. Bundan sonra temizlenerek abdest alabilirler.
İstibranın ne kadar ve ne şekilde
yapılacağı her insanın
yaratılışına göre farklılık gösterir.
İstincadan kalkmadan önce hapşırmak süretiyle istibra
yapılabilir. Çıktıktan sonra biraz yürümek ve abdest
almadan beklemek süretiyle sidik damlamasından emin olununcaya kadar
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıbra Istıazeıstıaze
Herhangi bir işe başlarken ve herhangi bir münasebetle
"Euzü billahi mine'ş-Şeytani'r-racîm", yani; "Kovulmuş
(iyilikten uzaklaştırılarak, lanetlenmiş) olan
şeytanın şerrinden Allah'a
sığınırım " cümlesini söylemek.
Bir imtihan yeri olan bu dünya hayatında
insanın en büyük düşmanı şeytandır. O,
insanı aldatmak, doğru yoldan saptırmakla görevlidir. Bu
görevini gerçekleştirmek için de gizli-açık bir çok yola başvurur.
Bu nedenle inanan kişi, şeytanın oyunlarına
karşı daima uyanık olmalı, aklını kullanarak
peygamberlerin gösterdiği yoldan gitmelidir. Bunun
yanısıra insana yaraşan daima Rabbına
sığınması, koruyucusunun O olduğunu bilmesidir. Yüce
Allah şöyle buyurmaktadır: "Kur'an oku(mak iste)
diğin zaman kovulmuş şeytandan Allah'a sığın"
(en-Nahl, 16/98).
Kur'an, Allah'ın insana gönderdiği
talimatıdır. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Istıaze |