Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiIremırem
Helak edici, yok edici; çölde yol gösteren alamet
taşı; nişan için dikilen taş.
Halk arasında; Ad'ın oğlu Şeddad
tarafından, Cennete karşılık olarak bina
edildiğine inanılan, bağ ve bahçeleriyle ünlü bir
şehir olarak bilinir.
Kur'an-ı Kerîm, yeri geldikçe, insanların
ibret almalarını sağlamak maksadıyla geçmiş
kavimlerden, bunların işlemiş oldukları kötülüklerden
ve buna karşılık uğradıkları ilahi
cezalardan sözeder. Bazen, kısaca temas edilen bu gibi konular, kimi
alimler tarafından tarihî ya da semantik bilgilere dayanılarak
ilmî izahları yapılmaya çalışılmış,
kimi kıssacılar tarafından da alabildiğine
genişletilmiş, haklarında birçok haberler uydurulmuştur.
Bu haberler, sonraları kitaplara da geçerek daha sonra gelenler
tarafından gerçekmiş gibi telakki edilmiştir. "İrem"le
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Irem Iradeırade
İstemek, dilemek, meyletmek, arzulamak. Kelam
ilminde Allah'ın bir sıfatı ve aynı zamanda
insanın bir özeliği olarak ele alınmıştır.
Allah'ın sıfatı olarak irade; O'nu
diğer sıfatlarıyla beraber tavsif eder. Allah nasıl
her şeyin kusursuz ve mükemmeline sahipse ve her konuda mutlak
kemal O'na nisbet edilmek gerekiyorsa; irade hususunda da Allah mutlak
irade sahibidir. Yani Allah'ın iradesini kısıtlayan, onu
tehdit eden herhangi bir başka irade sözkonusu olamaz. Öyleyse
Allah'ın iradesi bütün yaratıklar üzerinde mutlak surette
geçerlidir. "Rabbin şüphesiz irade ettiği şeyi
kolaylıkla yapabilen ve yerine getirebilendir" (Hûd, 11/107) Bu
konudaki diğer Kur'an ayetleri şöyledir: "Allah bir
şeyi dilediği zaman, onun buyruğu sadece ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Irade Ipotekıpotek
Rehin karşılığı
kullanılan bir beşerî hukuk terimi. Gayrimenkullerin ve resmî
sicile kayıtlı bulunan menkullerin rehini, sicillerine, mülkiyetin
nakline engel olan bir şerhin konulması yoluyla olur. Bu rehin
işlemine "ipotek", rehnedilen menkul veya gayri menkule de
"ipotekli mal" denir. İslam hukukuna göre rehin; ekonomik
değeri olan bir menkul veya gayrimenkulü bir borç veya hakkın
teminatı olacak şekilde hapsetmek, elde tutmaktır. "Rehin,
bir malı ondan ödenmesi mümkün olan bir hak karşılığında
mahpûs ve mevkûf kılmaktır" (Mecelle, madde 701).
Rehin hakkı, bir alacağa teminat teşkil
etmek üzere tesis olunan bir haktır. Bu hak, rehnolunan şeyin maliki
başta olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilir. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ipotek Ipeklı Gıyınmekıpeklı gıyınmek
İpek, ipek böceği adıyla
anıları ve dut yaprağı ile beslenen bir
tırtıl tarafında salgılanan maddedir. İpek böceği
tırtılının salgıladığı bu madde
havaya değince katılaşarak ipek teli haline gelir. İslam
dini; ipekli kumaşlar hakkında bazı ölçüler ortaya koymuştur.
Dinimizde, halis ipek veya malzemesinin çoğu ipekten olan giyecek, süs
ve eşyasını erkeğin kullanması haram iken bunlar
kadına helaldir. Yine İslam, sağlık durumundan
dolayı, bir ihtiyaca dayandığı takdirde ipekli giymeye
müsaade etmiştir. Sahih-i Buharî'de rivayet edilen bir hadise
göre, Hz. Muhammed (s.a.s) Abdurrahman b. Avf ve Zübeyr b. el-Avvam'ın
cilt hastalıkları sebebiyle ipekli giymelerine izin
vermiştir (Buharî, Cihad, 91; Libas, 29). Diğer ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ipeklı Gıyınmek Yolculuk NamazıYolculuk namazı
İslam dini kolaylık dinidir. Yolculukta
genellikle bir takım sıkıntılar olabileceği için
yolcuya bazı ibadetlerin ifasında kolaylıklar
getirilmiştir. Ramazanda yolculuğa çıkan kimsenin orucunu
kazaya bırakmasının mübah oluşu, abdestte mest
üzerine mesh süresinin üç güne çıkarılması ve dört
rek'atli namazı iki rek'at olarak kılması bunlar
arasında sayılabilir. İşte bu sonuncuya
"kasr-ı salat" denir.
Sabah ve akşam namazlarının
farzları ile sünnetlerde kısaltma söz konusu değildir.
Hanefilere göre yolcunun dört rek'atlı
namazı iki rek'attan ibarettir. Bu gerçekte, dördü ikiye indirme
anlamında olmayıp, yolcunun farzının tamamı o
kadardır. Dörde tamamlarsa son iki rek'at nafile olur. Ancak bu
mekruhtur. Kötü bir iş yapılmış ve sünnete
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yolculuk Namazı Yol KesicilikYol kesicilik
Bir İslam ülkesinde müslümanların veya
zımmîlerin mallarını ellerinden zorla ve açıktan
almak, onların canlarına kasdetmek ve halkı korkuya düşürmek
için bir takım kimselerin veya güç, kuvvet sahibi bir kişinin
yolları tutması. Bu durumda halk gidip gelmekten
menedildiği için yollar kesilmiş olur. Buna
"kat'u't-tarik" veya "hırabe" denir. Yol kesen
kimseye de "katı-ı tarîk" veya "muharib"
denir. Çoğulu "kutta-ı tarîk" ve
"muharibûn"dur. Yolcuların mallarını gizlice
aşırıp kaçan kimse ise yol kesici sayılmaz. Çünkü
bu gibi kimseler bir güce sahip olmayıp alıp kaçan
çapulculardır. Bunlara hırsızlık hükümleri uygulanır.
Yol kesicilik suçunun gerçekleşmesi için birden
çok kimsenin bulunması da şart değildir. Tek kişinin
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yol Kesicilik Yol HakkıYol hakkı
Üzerinden geçilen ve kenarında oturulan yola ait
riayet edilmesi gereken haklar.
Yollar, insan ve vasıtaların gelip geçmeleri
için düzenlenmiş boş arazilerdir. Yol kelimesi ayrıca
yaşayış tarzı, hareket tarzı, adet, örf,
gelenek, vasıta, erkan, şerît, tarikat, mezhep gibi manalara
da gelir.
"Öyle ise, dedi (Şeytan), beni
azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar (saptırmak)
için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" ('raf,
7/16); "Ve her her yolun başına oturup da tehdîd ederek
inananları Allah yolundan çevirmeğe ve o (Allah yolu)nu
eğriltmeye çalışmayın." (A'raf, 7/86); "...
Ve her gözetleme yerinde oturup onları bekleyin..." (A'raf, 9/5)
"Ve biz onun dinlemeğe mahsus olan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yol Hakkı YobazYobaz
Kaba-saba, haşin, saldırgan; dinde taassubu
aşırılığa vardıran ve başkalarına
baskı yapmaya yönelen, müsamahadan yoksun, düşüncelerinde aşırılığa
kaçan kimse.
Yobazlığın temelini oluşturan
taassub duygusu, kişinin sevdiği ve nefret ettiği
şeylerde aşırılığa kaçması ve kendi
bildiklerini tartışmasız doğru,
başkalarınınkini de tartışmasız
yanlış kabul etmesinden kaynaklanır. Cehalet ve
bencillikten beslenen bu duygunun dinle -İslamla- hiçbir ilgisi
yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v) böyle olan Cahiliyye Araplarıyla mücadele
etmiş, cehaletleri ve taassupları yeni dini kabule mani
olduğu için de temsil ettikleri düşünceye, daha doğrusu
bu kör inada "Cahiliyye" denilmiştir.
İslam'a göre en büyük düşman cehalet;
cehaleti yok eden ilim ise gerçek rehberdir. Belirli bir seviyede ilim
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yobaz Inzıvaınzıva
Köşeye çekilmek, insanlardan uzaklaşmak.
İnzivanın uzlet ve halvetle de mana
birliği ve amaç bütünlüğü vardır. Son iki kelime, dünyadan
bir müddet el-etek çekme anlamındadır.
Bilineceği üzere insan, maddi alemle ilahî
alem arasında bir köprü durumundadır. Onun iki önemli öğesinden
biri olan bedeni, madde alemine; ruhu ise nefha-i ilahi olduğundan
mana alemine aittir (es-Secde, 32/7-9). Bu nedenle insan, her iki alemle
de münasebet içinde olma imkanına sahiptir.
İnsanın maddî ve manevî bakımdan
mutluluğu, iyi bir kul olabilmesi, maddesi ile manası
arasındaki dengeyi kurabilmesine bağlıdır. Bu,
aynı zamanda bedeni ile ruhu, dünyası ile ahireti
arasındaki denge demektir. Bedenle ruh, madde ile mana, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Inzıva Inzarınzar
Adakta bulunma, aslında vacip olmayan bir
şeyi, herhangi bir münasebetle kendine vacip kılma
manasına gelen "nezere" kökünden türemiş bir
kavram. Kelime anlamı, bir şeyin sonucundaki tehlikeyi haber
verip sakındırmak, uyarmak, dikkatini çekmektir. Korku verip
uyanık kılmak demektir. Sevinç haberi vererek müjdelemek demek
olan "tebşîr"in zıddıdır (bk. İbn Manzûr,
Lisanü'l-Arab; Ragıb el-İsfahanî, el-Müfredat, nezere
mad.).
Alacaklının, borçlusuna; ya borcunu ödeyip
gayr-ı menkûl üzerindeki ipoteği kaldırması veya
ipotekli olan mülkü, gereği yapılmak üzere tahliye etmesi
için gönderdiği ihtar mahiyetindeki resmi bildiriye de Arap dilinde
"inzar" denir (el-Cevheri, es-Sıhah, nezere mad.).
Ayrıca tıbbî bir terim olarak; hekimin
hastalığın süresi hakkındaki tahminine "inzar"
denir. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Inzar |