Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Inzal

ınzal Yukarıdan birşeyi indirme ve indirilme. Bu kelime Kur'an-ı Kerim'de daha çok Allah Teala'nın nimet ve azabını indirmesi anlamında kullanılır. İndirilen şey; ya bir nimet, ya insanın bizzat kendisi veya "Demiri indirdik"(el-Hadîd, 57/25) ve "Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler indirdik" (el-A'raf, 7/27) ayetlerinde olduğu gibi nimetin sebebi ve ona götürecek şeyler olabilir. İnzal, aşağıdaki ayette de gökten azabın indirilmesi anlamında kullanılmıştır: "Bu kasaba halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten elbette bir azap indireceğiz" (el-Ankebût, 29/34). Kur'an-ı Kerîm'in indirilmesi anlamında bazen"inzal" bazen de "tenzîl" terimleri kullanılır. Bunlardan tenzîl; Kur'an'ın peyderpey, bölüm bölüm indirilmesini ifade eder. "İnzal " ise daha genel bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Inzal

 Intıhar

ıntıhar İnsanın kendisini öldürmesi. Ne şekilde olursa olsun bir kimsenin kendisini öldürmesine "intihar" denir. İntihar Allah'ın yaratmış olduğu cana kıymaktır. Bu yüzden de büyük günahlardandır. İnsana canı veren Allah olduğu gibi, onu almaya yetkili olan da odur. İntihar etmenin haramlığı ve ahiretteki tehlikesi ayet ve hadislerle sabittir. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yolu hariç, batıl yollarla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir" (en-Nisa', 4/29). Ayette, fiilen cana kıyma anlamı yanında, Allah'ın haram kıldığı şeyleri işlemek, masiyete dalmak ve başkalarının mallarını batıl yollarla yemek sûretiyle kendisine yazık etmek, ahiret ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Intıhar

 Insırah Suresı

ınsırah suresı Kur'an-ı Kerîm'in doksandördüncü suresi, sekiz ayet, yirmidokuz kelime ve yüzüç harftir. Fasılaları, kaf, elif ve be harfleridir. Sure Mekkî olup "şerh" suresi diye de adlandırılır. "Duha" suresinden sonra inmiştir ve konusu da bu surenin konusuyla yakından ilgilidir. Hatta bazı alimler bu iki sureyi bir sûre saymıştır. "Duha" suresi, vahyin birkaç gün kesilmesi ve Resulullah'ın gönlüne bir sıkıntının çökmesi üzerine inmiş gönlüne ferahlık gelmişti. İnşirah suresi bu ferahlığı pekiştirerek şanını yüceltmekte ve ona verdiği nimetleri sıralamaktadır. Surenin meali şöyledir: "Biz senin göğsünü açmadık mı? Atmadık mı üzerinden yükü? Ki (o ağırlığından) sırtını çatırdatmıştı! Senin şanını yükseltmedik mi? Muhakkak ki her ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insırah Suresı

 Insıkak Suresı

ınsıkak suresı Kur'an-ı Kerîm'in seksendördüncü suresi. Yirmibeş ayet, yüzyedi kelime ve dörtyüz kırk harftir. Fasılaları "ta", "he", "elif", "ra", "kaf", "mim" ve "nun" harfleridir. Mekke'de inmiştir. Sure kıyametin kopmasını anlatmaktadır. İlk beş ayette kıyametin nasıl kopacağı dile getirilir. İlk ayette göğün yarılıp parçalanışı "inşekka" kelimesi ile anlatıldığı için sure el-İnşikak (yarılama, parçalama) suresi adını almıştır. 6-19. ayetlerinde ise, insanların iki gruba ayrılacağı ve gruplardan birinin amel defterlerini sağ taraflarından alırken diğerlerinin arka taraflarından alacakları anlatılır. Amel defterlerini arka taraftan alanlar, o anda tekrar ölmeyi arzu edecekler ama bu istekleri gerçekleşmeyecek ve Cehenneme sürüleceklerdir. Sure, kafirleri acıklı bir azabın beklediğini, müminlerin ise ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insıkak Suresı

 Insan Suresı

ınsan suresı Kur'an-ı Kerîm'in yetmişaltıncı suresi. Otuzbir ayet; ikiyüzkırk kelime ve binelliüç harftir. Fasılası sadece "elif" harfidir. Surenin mekkî veya medenî oluşunda ihtilaf vardır. İşlenen konu açısından daha çok mekkî sûrelere benzemektedir. "İnsan" isminin yanında "Dehr", "Ebrar", "Emşac", "Hel Eta" gibi isimleri de vardır. Kıyamet ile ilgili durumları ve özellikle salih kimselerin ahirette kavuşacakları nimetleri anlatmayı hedef edinen süre, insanın dünya hayatına gelişini ve oradaki gelişimini özet olarak dile getirmek sûretiyle giriş yapar: "İnsan, anılmaya değer bir şey olacak kadar uzun bir zaman geçmedi mi? Biz insanı katışık bir nutfeden yarattık. İmtihan etmek için onu işiten ve gören kıldık. Biz ona ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insan Suresı

 Insan

ınsan Ruh ve bedenden meydana gelen Allah'ın yeryüzündeki halifesi. Adem, beşer. Canlılar arasında en üstün olanı. Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i şeriflerde insan kelimesi "ins, nas" ve "İbn Adem" gibi ifadelerde kullanılmıştır. Allah'ın yeryüzündeki halifesi ve yaradılmışların en şereflisi olan insan hakkında doğru ve net bilgileri Kur'an'da buluruz. Kur'an'ın insan hakkında vermiş olduğu bilgilere bugünün fen ilmi henüz ulaşabilmiş değildir. Bugün aslı bozulmuş hristiyanlık, yahudilik, mecûsilik, budizm, brahmanizm gibi dinlerle İslam dininin insana bakış açısının kesin hatlarla ayrıldığı ortaya çıkmıştır. Söz konusu dinlerin birer felsefik görüş halinde ilahî mesajdan yoksun olarak yasama konulduğu günümüzde, insanın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Onu geçici tatmin yollarına ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insan

 Insallah

ınsallah "Allah dilerse" anlamında bir dua cümlesi. Herhangi bir şey hususunda "İnşallah" demek, işi Allah'ın iradesine bırakmak manasını taşır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Herhangi bir şey için Allah'ın dilemesi dışında, ben onu yarın yapacağım deme" (el-Kehf, 18/23, 24). Bu, Allah tarafından Peygamberimize bir öğüt ve öğretidir. İleride yapılması planlanan işler için inşallah denilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Çünkü insanın azim ve iradesi bir şeyin meydana gelmesi için yeterli değildir. "Hiç bu kimse yarın ne kazanacağını bilemez " (Lokman, 31/32). Her şey Allah'ın dilemesiyle olur. Öyle ise gelecekte bir şeyi yapmaya azmederken, inşallah, "Allah dilerse" diyerek işi Allah'ın iradesine bağlamak İslamî edeptendir. Yukarıdaki ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insallah

 Insa

ınsa Kur'an-ı Kerîm'de "yaratılış" ve "ba'su ba'de'l-mevt" (öldükten sonra diriltme)yle ilgili kavram."İnşa", özellikle bitki ve insanları yerden çıkarıp meydana getirmek, yeni bir topluluk oluşturmak ve ölümden sonra bütün insanları, yeniden yerden hayat verip çıkarmak demektir. 'İnşa', "Ne-Şe-E" fiil kökünden gelir. "Ne-Şe-E", çıktı meydana geldi, yetişti, gelişti. "an" edatıyla kullanıldığında'-den çıktı, bitti. anlamlarında olup, inşa kelimesinin fiili olan En-Şe-E ise, "yaptı, meydana getirdi, çıkardı, yetiştirdi" manalarınadır. Kur'an'da bir "neş'e-i ûla" (ilk çıkış), bir de "neş'e-i uhran (bir ikinci çıkış)tan söz edilir. Neş'e-i ûla topraktandır:"Ve sizi daha iyi bilir, sizi yerden neş'et ettirdiği zaman" (en-Necm, 53/32). İnşa insanlar için kullanıldığı gibi, bitkiler ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Insa

 Inkar

ınkar İnkar etmek, bilmemek, hoş görmemek, nehy etmek. Kur'an-ı Kerîme ait bir terim olarak, imanın zıddı olan küfür ve tekzib, inkarla eş anlamlıdır. Küfr veya kefr, bir şeyi örtmek demektir. Kalbindeki inancını örten kişiye "kafir" dendiği gibi "münkir" de denir. Tövbe ve ibadet niteliği taşıyan bazı oruç ve maddî tasadduk gibi cezalar da, günahları örttüğü için "keffaret" diye adlandırılmıştır (el-Bağdadî, Usûlü'd-Dîn, İstanbul 1346/1928, s. 248; ez-Zühaylî, e/Fıkhu'l-İslamî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, III, 388 vd.). Küfür terimi bazen nimeti inkar anlamında kullanılır. Ayette şöyle buyurulur: "Öyleyse Ben'i anın ki, Ben de sizi anayım. Bana şükredin ve Bana nankörlük etmeyin" (el-Bakara, 2/152). Abdullah ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Inkar

 Üniversite

üniversite Çeşitli bilim ve sanat dallarında faaliyet gösteren fakültelerden oluşan ve öğretim ve bilimsel araştırma çalışmaları yapılan yüksek öğrenim kurumu. İslam ülkelerinde eğitim geleneğinin "medrese" maddesinde ele alındığını hatırlatarak üniversite terimi ile ifade edilen kurumun, bugünkü yaygın durumuna gelmeden önce Hristiyan Batı menşeli bir müessese olarak geliştiğini kaydetmemiz gerekmektedir. Her ne kadar üniversitelerin menşeini Roma'da hukuk öğrenimi yapılan ilk çağ okullarına bağlamak isteyenler varsa da Avrupa'nın her tarafından gelen öğrencilerin okuyabildiği "Studium Generale" (genel eğitim kurumu) adı verilen ona çağ okullarının bu konuda zemin hazırlayan ilk kuruluşlar olduğu kabul edilmektedir. Bu okullarda yabancı öğrenciler kadar yabancı öğretim üyeleri de görev almaktaydı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Üniversite