Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Ilahı Kanun

ılahı kanun Cenab-ı Hakk'ın peygamberleri ve kitapları vasıtasıyla kullarının uymak zorunda olduğunu bildirdiği ilahî emir ve yasaklar. İlahî kanunlara, ayrıca şer'i kanun, Şerîat da denir. Kur-an ve Sünnet'te, ilahî kanun anlamında "Sünnetüllah" tabiri de kullanılmaktadır. Mesela: "(Biz bunu) senden evvel gönderdiğimiz peygamberler için de sünnet (kanun) yapmışızdır. Sen bizim sünnetimizde hiç bir değişiklik bulamazsın" (el-İsra, 17/77). Kadı Beydavî bu ayetteki sünnet kelimesinin, adet ve kanun anlamına geldiğini söylemektedir (Kadı Beydavî, Envarü't-Tenzîl ve Esrarü't-Te'vîl Mecmau't-Tefasîr, IV, 59). Bir başka ayette; "Allah'ın bundan önce geçenler hakkındaki kanunu ki, Allah'ın kanununu değiştiremezsin" (el-Ahzab, 33/62) buyurulur. Elmalılı Hamdi Yazır, bu ayetteki "Sünnetüllah" tabirinin ilahî kanun ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ilahı Kanun

 Ilah

ılah Kendisine ibadet edilen, her şeyden çok sevilen, tazim ve tesbih edilen mutlak varlık. Lügatta, örtünmek, gizlenmek, alışmak ve kulluk anlamında kullanılmakla beraber genelde ibadet edilen, tapınılan nesnelerin ortak adı olmuştur. Ancak İslamiyet'in saf tevhid akîdesi, tapılacak, ibadet edilecek; kainatın ve eşyanın yaratıcısı ve yoktan var edicisi olarak sadece Allah'ı kabul etmektir. Bu yüzden, Allah'ı lafzî sadece İslam'ın kabul ettiği tanrı inancının alemi (özel ismi)'dir. Müfessirlerin ve nahivcilerin ekseri görüşüne göre Allah ismi celali mürtecel ve gayri müştak bir isimdir. Yani ne (Lahe-yelihü-leh) dan ne de (lailahe) den müstak değildir. Bazılarının iddia ettiği gibi Süryanice olduğu ileri sürülen "Lahe" isminden arapçalaşmış ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ilah

 Ila

ıla Evlilik akdinin sona ermesine yol açabilen bir yemin türü. Kocanın eşiyle cinsel teması yemin, adak veya bir şarta bağlayarak, belirli veya belirsiz bir süre kendisini bundan menetmesi anlamında bir İslam hukuku terimi. Yemin ederken süre belirlenirse, bunun en az dört ay olması gereklidir. İslam'dan önce, Hicaz yöresi arapları ila işlemini, zıhar gibi bir boşama yöntemi olarak uyguluyorlardı. Ancak tasarrufun sonucu geniş bir zamana yayıldığı için bu daha çok kadını baskı altına almak, ona zarar ve sıkıntı vermek için kullanılmaktaydı. Çünkü koca bir, iki yıl veya daha uzun süreyle eşine karşı kocalık görevini yapmıyor, yeni yeminle süreyi uzatıyordu. İla sonuna kadar ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ila

 Ikındı Namazı

ıkındı namazı İslam'ın beş temel şartından biri olan beş vakit namazdan biri ve ikindi vaktinde eda edileni. Diğer farz namazlarla birlikte Hicret'ten bir buçuk yıl önce Mirac sırasında farz kılınmıştır. Adını, kılındığı vakitten alır. İkindinin sünneti, gayri müekkede olup, farzından önce kılınır. İkindi namazının sünnet ve farzı dörder rekat olup toplam sekiz rekattır. Kur'an-ı Kerîm'de "Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd ona mahsustur- tesbih edin, namaz kılın" (er-Rûm, 30/17-18) buyurulmaktadır. İkindi namazının vakti öğle vaktinin bitiminden başlar ve güneşin battığı zamana kadar devam eder. Öğle namazının vaktinin bitimi hususunda iki görüş vardır: Birinci görüş, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ikındı Namazı

 Iktısad

ıktısad Orta yolu tutmak, itidal ile hareket etmek, tutumlu olmak, gereğinden az veya çok harcamaktan kaçınmak. İslamiyet, yeme, içme, giyim, kuşam, eşya kullanımı gibi her hususla aşırılıktan kaçınmayı, orta yolu tutmayı emretmiştir. Savurganlık ve cimriliği yasaklamıştır. İşlerin hayırlısı orta olanıdır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Yürüyüşünde ölçülü ol; sesini kıs (bağıra bağıra konuşma)" (Lokman, 31/19); "Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme; büsbütün açıp tutumsuz olma. Yoksa pişman olur, açıkta kalırsın" (el-isra, 17/29). İktisadın karşıtı israftır. İsraf aşırı gitmek, gereğinden fazla yemek, içmek ve harcamaktır. Bu ise dinimizce yasaklanmıştır. Kur'an-ı Kerim'de; "Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir" (el-İsra, 17/27) buyurulmuştur. Tutumlu olanlar kimseye muhtaç olmazlar, rahat ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Iktısad

 Iktıdarsızlık

ıktıdarsızlık Erkeğe arız olup, cinsî temasta bulunmasını engelleyen acizlik hastalığı. Buna Arapça "innet" bu durumda olan erkeğe de "innîn" denir. Erkeğe karşı cinsî istek duymayan kadın için de "innîne" terimi kullanılır. İslam hukukunda iktidarsızlık hali evliliği etkileyen hastalıklardan sayılmıştır. Karı kocanın, birbirinin cinsî yönlerinden yararlanma hakları vardır. Kocanın zifafı gerçekleştirmesi gerekir. Evlilik akdi sırasında mevcut olan veya akitten sonra meydana gelen bazı hastalık ve kusurlar sebebiyle karının boşanma davası açma hakkı vardır. Kocanın, mahkemeye başvurmadan, eşini boşama imkanı her zaman bulunduğu için, herhangi bir hastalık veya kusur sebebiyle dava açma hakkı erkeğe tanınmamıştır. Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yusuf'a göre, kadının ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Iktıdarsızlık

 Iktıdar

ıktıdar Gücü yetme, güçlü olma, bir şeyi yapabilme hali. İktidarsızlık; güçsüzlük, acizlik, beceriksizlik demektir. Kudret de bu anlamdadır. Ancak aralarında kullanılış bakımından bir fark vardır. Şahıslar hakkında her ikisi de kullanılabilir. Mesela "insanın kudreti", "insanın iktidarı dahilindedir" denebilir. Fakat "iktidar-i ilahî" denilmez, "kudret-i İlahiyye" denilmelidir. İktidar, günümüzde ülke yönetimini elinde bulundurma anlamında kullanılmaktadır (bk. Hilafet mad.). İktidar, terim olarak, İslam hukukunun nikah bölümünde geçer. Erkeğin eşi ile cinsi ilişki kurabilme gücüne sahip olmasına iktidar, bundan yoksun olmasına da iktidarsızlık denir. Erkeklik uzvu olduğu halde hanımıyla cinsi ilişki kuramayan kimseye "İnnîn" denir (bk. İktidarsızlık mad.). Bazen de erkeklik organı kesilmiş olduğu için ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Iktıdar

 Iktıda

ıktıda Uymak, tabi olmak, peşinden gitmek, "Müslümanlar Peygamberin sünnetine iktida eder" ve "cemaat imama iktida ederek beş vakit namazı eda eder" cümlelerinde bu anlam görülür. Terim olarak: İktida cemaatın, namazını imamın namazına bağlamasıdır. Cemaatle namaz kılarken; namaz kıldırana imam, imama uyan kimseye muktedî, imama uymaya da iktida denir. İmama iktidanın sahih olması için şu şartların bulunması lazımdır. 1- Cemaatla namaz kılarken hem namaza ve hem de imama iktidaya (uymaya) da niyet edilmesi lazımdır. Mesela: "Niyet ettim bugünkü akşam namazının farzını kılmaya; uydum imama" denilir. Böyle niyet edilmezse iktida sahih olmaz. 2- İmam cemaatin önünde bulunmalıdır. Bunun ivin imamın ökçesinin cemaatin ökçesinden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Iktıda

 Ikta

ıkta Devlete ait bir arazinin menfaat ve tasarrufunun, yönetici tarafından, hazinede istihkakı bulunan kimseye verilmesi. Biraz daha geniş bir ıstılahî tarif ile ikta'; halifeler tarafından, hukûkî durumuna göre değişen vergilerini ödemek şartıyla, bir şahsın mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprakların veya maktu' bir hazine gelirini temin ettikten sonra; bir yere ait sadece vergilerin, yahut da muayyen yerlere ait devlet gelirlerinin, hizmet ve maaşlarına karşılık olarak kumandan, asker ve sivil erkana birtakım vesikalar ile tahsis edilmesine denir. Devlet arazileri (diğer isimleriyle hazine veya mîrî araziler) devlet başkanının her türlü tasarrufta bulunma hakkının olduğu arazilerdir. Bu tür araziler iki kısımdır: a) Mülk edinebilen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ikta

 Ikrar

ıkrar İtiraf, isbat etmek, kabul etmek; yerleştirmek. İslam hukuku terimi olarak; bir kimsenin başkasına ait bir hakkın kendisinde bulunduğunu haber vermesi yahut itiraf etmesi. İkrarın bir hakkı belirlemede delil sayılması, Kitap, Sünnet ve icma delilleri ile sabittir. Ayetlerde şöyle buyurulur: "Siz ikrar edip, peygamberlere iman ve yardım etmeğe dair ahdimi üzerinize aldınız mı? Onlar; biz ikrar ettik, dediler" (Alu İmran, 3/81). İkrar bir delil olmasaydı, Allah, insanlardan bunu istemezdi. "Ey iman edenler! Allah için şahitlik ederek adaleti ayakta tutanlar olun. Kendiniz veya ana babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa" (en-Nisa, 4/135). Burada, kişinin kendi aleyhine şahitliği ikrar şeklinde olabilir. "Daha doğrusu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ikrar