Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Yankesicilik

Yankesicilik Arapça "tarrar" sözcüğü yankesici; demektir. Bir terim olarak yankesici; insanların dalgınlığından yararlanarak, üzerlerindeki değerli bir şeyi çarpıp kaçan kimseyi ifade eder. Hırsız da başkasının koruma altındaki en az on dirhem gümüş veya buna eş değer bir malını gizlice çalan kimsedir (bk. "Hırsızlık" mad.). Kur'an-ı Kerîm'de hırsızlığın cezası şöyle belirlenmiştir: "Hırsızlık yapan erkek ve kadının ellerini kesin" (en-Nisa, 4/41). Hadiste şöyle buyurulur: "On dirhemden az olan şeylerle el kesme yoktur" (Nesaî, Sarık, 10; Zeylaî, Nasbu'r-Raye, III, 359). "El kesme ancak bir dînar veya on dirhem parayı çalma halinde olur" (Zeylaî, a.g.e., III, 360, III, 358). Hz. Peygamber döneminde bir dinar altın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yankesicilik

 Yalan Yemin

Yalan yemin Vakıaya aykırı olan bir şeyin doğruluğuna yemin etmek. Yalan yere yemin eden kişi, Allah'ı yeminine şahid göstererek insanları kandırmak istediği için O'nun mukaddes adını istismar etmekte, O'na iftirada bulunmaktadır. Bu nedenle Hz. Peygamber, büyük günahların en büyüklerinden birinin de yalan yemin olduğunu söylemiştir. (Buharî, Edeb, 6). "Birbirinizi aldatmak için (yalan) yemin etmeyin, bu yüzden yere sağlam basan ayak sürçebilir ve Allah yolundan alıkoymanıza karşılık kötü bir azab tadarsınız. Bunun için size (ahirette de) büyük bir azab vardır" (Nahl,16/94) ayeti, yalan yeminin cezasının ilahî azab olduğunu belirtmektedir. Bir kimse geleceğe yönelik yaptığı bir yemini bozduğunda, kefaretini ödemek suretiyle yeminin günahından ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yalan Yemin

 Yalan

Yalan Yalanı iş edinme, çok yalan söyleme. Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık çok çirkin bir huydur. Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır. Yalan rûhî bir hastalıktır, müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir. Çocuklar daha küçükken doğru sözlülüğe alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine anlatılmalıdır. Cenab-ı Hakk, "Yalan sözden kaçının" (Hac, 22/60) diye emrettiği halde basit dünya menfaatleri için yalan söyleyenler vardır. Özellikle yalan yere şahitlik yapmak çok kötü bir davranış ve büyük bir günah sayılmıştır. Gerçek bir müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır. Çünkü Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yalan

 Yakin

Yakin Aksine ihtimal olmayan, şüphenin zıddı bir mana taşıyan yani kesinlik derecesinde yerleşmiş sağlam ve güvenilir bilgi. Bir terim ve ıstılah olarak yakîn; vakaya uygun düşmek şartıyla sabit ve kesin inanç manasım da ifade eder. Yakîn'in çeşitli ilim dallarıyla ilgisi vardır. Mesela; mantıkta yakîn; sağlıklı bir akıl için hiç bir şüpheye yer bırakmayan kesin bilgiye ifade eder. Bu tür bilgide şüpheye yer olmadığı gibi derece farkı da yoktur. Yani, yakîn'in dereceleri olamayacağı için, tabiat ilimlerinde, metafizikte, matematik veya manevi ilimlerde yakîn derecesindeki bütün bilgiler birbirine eşittir (İsmail Fenni, Lügatçe-i Felsefe, İstanbul 1341, 91). Mantıkta yakîn; aklın, akıl yürütme ve ispatlamaya inanmasıdır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yakin

 Yahudilik (musevilık)

Yahudilik (musevilık) YAHUDİLİK (MÛSEVİLIK) Yaşayan ilahî kaynaklı dinlerden, mensûbu en az olan bir din. Günümüzde yeryüzünde yaklaşık 15-24 milyon dolayında Yahûdî vardır. Yahûdili'ğin, dinler tarihinde özel bir yeri bulunmakta ve bu din, en eski ilahi kaynaklı din olarak nitelendirilmektedir. Mazisi birkaç bin yıl geriye giden bu dinin başta gelen özelliklerinden biri İsrail oğulları ile Tanrı arasındaki "ahd'e kutsal kitaplarında geniş yer ayrılmasıdır. Bu nedenle bu din, bir "ahid dini" olarak da bilinmektedir. İsrail oğullarının başına gelen bütün sıkıntıların, onların bu ahde uymamaları, verdikleri sözü tutmamalarından ileri geldiği, hem kendi mukaddes kitaplarında, hem de Kur'an-ı Kerîm'de belirtilmektedir. Bu din, Babil Sürgünü'nden sonra ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yahudilik (musevilık)

 Yagmur Duası

Yagmur duası YAĞMUR DUASI (İSTİSKA) Yağmurun uzun zaman yağmadığı kuraklık zamanlarında, Allah'ın yağmur yağdırması için bir belde ahalîsinin topluca dua etmeleri. Fıkıh dilinde yağmur duasına "istiska" denilir. "İstiska", yağmur talebinde bulunmak anlamına gelir. Yağmur duası sünnettir. Hem Peygamberimiz hem de onun Raşid halîfeleri yağmur duasında bulunmuşlardır. Yağmur duasının peşi peşine üç gün ve yerleşim bölgesi dışında olması müstehaptır. Yağmur duasına gitmeden önce, sadaka verilmeli, günahlardan tevbe edilmeli, dargınlar barışmalı, haksız olarak alınan şeyler sahiplerine geri verilmelidir. Yağmur duasına çıkarken oruçlu olmak, mütevazı ve muhtaç bir tavır takınmak uygun olur. Müslümanlar dua edilecek yere vardıklarında, önce iki rek'at namaz kılarlar. Namazın cemaatla ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yagmur Duası

 Yagmacılık

Yagmacılık Başkasının malını yağma etmek, kapıp kaçmak. Arapça karşılığı "nehb" veya "intihab"dır. Bir fıkıh terimi olarak; başkasının malını insanların gözü önünde açık bir şekilde almaktır. Yağmalama suçu; başkasının bu malı yağmacının elinden alıp sahibine vermesi ve gerektiğinde mahkemede onun lehine şahitlik yapması mümkün olduğu için hırsızlıktan daha hafif sayılmıştır. Başkasının malını haksız olarak alıp zimmetine geçiren kimseler İslam'da hırsız, gasp, hain, yankesici gibi adlar almıştır. Hırsızlık; başkasının koruma altına alan ve bozulmayan şeylerden bulunan nisap miktarından fazla ve İslam'a göre değerli olan para veya malını gizlice çalmaktır. Gasp; mütekavvim bir malı, malikinin izni olmaksızın, ona maldan el çektirecek şekilde haksız yere ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Yagmacılık

 I'lay-ı Kelımetullah

ı'lay-ı kelımetullah Allah'ın adını yüceltmek için Allah'ı inkar edenlere karşı savaşmak. Sözlük anlamı, Allah'ın kelimesini yüceltmek demek olan "i'lay-ı kelimetullah", ıstılahta Allah'ın adını veya İslam dininin tevhid akîdesini şanına uygun bir biçimde yüceltip yayma manasına gelir. Bu terim "cihat" kelimesiyle de ifade edilmektedir. Bilindiği üzere İslam, sadece belirli bir millete veya topluma değil, bütün insanlığa gelmiştir. İslam'ın getirdiği bu hayrın bütün insanlara yetişmesi ve insanlık ile hayrın arasına hiçbir engelin girmemesi, Allah Teala'nın kelimesinin yücelmesi demektir. Dolayısıyla bu İslam nimetinin bütün insanlığı kuşatacak şekilde yayılmasına karşı çıkanlar, insanla hayrın arasına girmiş olacak, böylece Allah'ın kelimesine saldıran bir mütecaviz durumuna geleceklerdir. İşte ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: I'lay-ı Kelımetullah

 I'cazu'l-kur'an

ı'cazu'l-kur'an Kur'an-ı Kerîm'in muciz olması. Benzerini getirmek isteyenleri aciz bırakması Peygamberliğin ilanı ile birlikte muhataplara meydana okunarak ortaya konan ve insanları acze düşüren olağanüstü şeye mucize denir. Kur'an'ın icazıyla, Kur'an'ın bu yönü kastedilmektedir. Allah her peygambere, peygamberliğim isbat etmek için bu tür mucizeler vermiştir. Kur'an, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'in mucizesidir ve mucize yönü kıyamete kadar kalıcıdır. Diğer peygamberlere verilen mucizelerin kalıcılık yönü yoktur. Onların mucizeleri, dönemlerinin tamamlanmasıyla son bulmaktadır. Aslında son peygamberin mucizesinin kalıcı ve sürekli olması, tabii, hatta gereklidir. Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: "Hiç bir peygamber yoktur ki, zamanındaki insanların inandıkları mucize(ler) kendisine verilmiş olmasın. Mucize olarak bana verilen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: I'cazu'l-kur'an

 Vücuh

Vücuh Organ, görünüm, başlangıç; yüz, cihet, yol, kast, niyet, aynı lafız ve harekelere sahip olan bir kelimenin Kur'an'ın içinde geçtiği her bir yerde değişik anlam taşıması anlamında bir ulamu'l-Kur'an ıstılahı. Kur'an İlimleri İçerisinde Vücûh Ulûmu'l-Kur'an başlığı altında yer alan çalışmalar, daha ziyade Kur'an'ın anlaşılmasına yardımcı olan türdendir. Şu çalışmaların amacı, Kur'an'ı anlama, yorumlama ve getirdiği mesajı insanlara daha iyi sunmak içindir. İşte bu türden birisi de orijinal adıyla "el-Vücüh ve'n-Nezair"dir. Bu iki kavram Kur'an ilimleri içerisinde devamlı olarak beraberce mütalaa edile gelmişlerdir. a- Lügat ve ıstılah anlamı: Vücûh ve nezdir Arapça birer çoğul isimdir. Vücûh, vech kelimesinin, nezair de nazre kelimesinin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vücuh