Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiVesayetVesayet
Vasiyet, birisine ölümünden sonra yerine getirilmek
üzere verilen tasarruf hakkı, eksik ehliyetli kişi adına
tasarruf hakkı. Çoğulu "vesaya"dır. Tekili
"visayet" olarak kullanılır. Küçük çocuğun
işlerini tasarruf edip çeviren kimseye "vasî" denir. Çoğulu
"evsıya"dır. Vasî üç çeşittir. İslam
devlet başkanının vasîsi, hakimin belirleyeceği vasî
veya kişinin serbestçe belirleyeceği vasî.
1- İslam devlet başkanının vasîsi:
İslam devlet başkanı, ehil birisini kendinden sonra
başkan olmak üzere aday gösterebilir. Nitekim Hz. Ebû Bekir
(6.13/634) kendisinden sonrası için Hz. Ömer'i (ö. 23/643) aday
göstermiş, Ömer (r.a) de devlet başkanı seçim işini
"şûra"ya bırakmıştır. Bu uygulama
sahabe topluluğunun önünde gerçekleşmiş ve
karşı çıkan olmamıştır (eş-Şîrazî,
el-Mühezzeb, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vesayet VergiVergi
Verilen şey, verilmek zorunda olunan değer;
toplum menfaat ve işlerinin düzenlenmesi için fertlere yüklenilen
malî mükellefiyet.
Tarihî bir vakıa olan vergi, Türkçe'deki
"vermek" kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime, kendileri
ile birlikte kullanıldığı terkiplere göre farklı
manalar alır. Bununla beraber hemen hepsinde
"başkasına bir şey vermek" gibi ortak bir
özellik taşır (Bu konuda daha geniş bilgi için bk.
Şemseddin Sami, Kamus-i Türkî, İstanbul 1317-1318, II, 1500).
Farklı dillerde değişik kelimelerle
ifade edilen "vergi"nin deyim ve ıstılah olarak tarifi
ise hemen hemen bütün toplumlarda aynıdır denebilir. Buna göre
"vergi, amme menfaat ve işlerinin tanzimi mevzu bahs olduğu
hususlarda, fertlere yüklenen bir mükellefiyettir" (Salih ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vergi VeraVera
Takva, sakınma, korunma, günahtan hassasiyetle
kaçma ve korkma, haramlar bir tarafa, şüpheli olan şeylerden,
malayanî ve boş şeylerden uzak kalma. Vera', kısaca
"dînî hükümlere riayette titizlik" manasına gelir.
Vera', hayırlı ve övgüye değer
amellere sarılıp, geçici dünya hevesi peşinde
koşmayı terketmeyi gerektirir. Yine vera', emredilen ve
nehyedilen bütün dinî hükümleri teferruatı ve incelikleriyle
tatbik etmeyi gerektirir. Bunun gereği olarak, ağızdan
giren ve çıkanın Allah ve Rasûlünün sevdiği şeyler
olmasına dikkat etmek, günaha düşmekten ve harama
bulaşmaktan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak
durmak, zerre kadar da olsa kimsenin hakkını üzerine
geçirmemek vera'dır. Hz. Ebû Bekir (r.a), "Bir nevi harama düşeriz
korkusuyla ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vera VelimeVelime
Düğün münasebetiyle verilen yemek. Sevinç ve
saadet ifade eden her türlü merasim sebebiyle verilen ziyafetlere de
velime dendiğini söyleyen olmuştur (Şevkanî,
Neylü'l-Evtar, VI, Mısır t,y., 198).
Düğünler neşe ve saadet günleri olduğu
için, hem sevincin ortaya konması, hem de dost ve fakirlerin
doyurulmasına vesile olması yüzünden davetlilere düğün
yemeği vermek güzel bir davranıştır.
Cahiliyye döneminde de velime geleneği mevcuttu.
Hz. Peygamber (s.a.s), Hatice validemizle evlenirken velime cemiyeti
tertip etti. İki deve kestirerek halka yemek verdi. Amcası Ebu
Talib de bu münasebetle evinde ziyafet tertipleyerek Hz. Peygamberi ve
Hatice anamızı da davet etti. Rasûlüllah, diğer
hanımlarıyla evlenirken de düğün yemeği vermiş;
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Velime VeliVeli
Dost, arkadaş, yardımcı, birinin
işini üstlenen, yönetici, ermiş kişi. Çoğulu
evliya.
Veli kelimesi Kur'an'da hem Allah hem de diğer
varlıklar için kullanılır. Allah'ın esmaü'l-hüsnasından
biri de el-Veliy'dir. Kelime Allah için kullanıldığında
dost, yardımcı, işleri yürüten anlamlarını
belirtir. Allah'ın velilik niteliği çeşitli ayetlerde
dile getirilir. Buna göre Allah, iman edenleri karanlıklardan
aydınlığa çıkaran (el-Bakara, 2/257), mülkünde,
kudret ve yüceliğinde ortağı olmayan ve korumanın
kaynağı olan (el-İsra, 17/111, Kehf, 18/26), rahmetini
yayan, dostunu yücelten (eş-Şûra, 42/28), göklerin ve yerin
yaratıcısı (el-En'am, 6/14), Kitab'ı indiren,
barışseverleri kollayıp gözeten (el-A'raf, 7/196), yalnız
dünyada değil, ölümle bizi bırakıp gidenlerin
ardından da bizi kucaklayan sonsuz vefalı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Veli Veled-i ZinaVeled-i zina
Zina ürünü çocuk. Evlilik dışı
doğmuş çocuk. Evlilik içinde doğan çocuğu "sahih
nesepli", evlilik dışı doğana ise "gayız
sahih nesepli" denir. Nesep bir kimsenin soy ve
hısımlık bakım, kendi soyu ile olan kan
bağını ifade eder.
İslam, ana-babaya çocuklarının
nesebini inkar etmeyi yasaklamıştır. Bir kadının
doğurduğu çocuğu gerçek babasından
başkasına bağlamaya çalışması da haram
kılınmıştır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Herhangi bir kadın bir topluluğa onlardan olmayan bir
kimseyi sokarsa, Allah'tan bir yardım görmez ve Allah onu cennetine
sokmayacaktır. Yine bir erkek yüzüne bakarak bir çocuğu inkar
ederse, Allah ondan yüz çevirir ve onu kıyamet gününde
öncekilerin ve sonrakilerin huzurunda ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Veled-i Zina Velayet-i FakihVelayet-i fakih
İmamiye Şîasında, masum imamlardan
sonra adil fakîhlerin yönetim ve yargı yetkilerini el-lerinde
tutması.
İmamiye Şîasına özgü olan velayet-i
fakîh anlayışı, bu mezhebin imamet konusundaki
inancıyla bağlantılıdır. İmamiye'ye göre
peygamberlerin iki temel görevi vardır. Birincisi, Allah'tan gelen
vahyi tebliğ etmek; ikincisi, ümmeti gelen vahiy doğrultusunda
örgütleyip yönetmek. İlk görev nübüvvetin risalet yönünü,
ikinci görev ise imamet yönünü oluşturur. Peygamber vefat edince,
vahiy kesilir, risalet görevi sona erer. Buna karşılık
dinin emir ve yasakları doğrultusunda ümmeti yönetme görevi
sona ermez. Bu görev bakidir ve peygamberin temsilcisi, vasisi
durumundaki imama aittir.
Peygamber nasıl toplum tarafından ya da
bazı kişilerin seçimiyle tayin edilmezse, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Velayet-i Fakih VelayetVelayet
Dost edinmek, yardım etmek, sulta, yetki, işi
alıp yürütmek.
İslam hukukunda velayet, reşid bir
kişinin şahsî ve malî işlerini gözetip yürütme
konusunda çocuk, akıl hastası gibi ehliyet yetersizliği içindeki
kişilerin yerini tutmasıdır. "... üzerine hak bulunan
kimse sefih, zayıf akıllı olur veya bizzat yazmaya muktedir
olamazsa velisi adalet üzere yazsın" (el-Bakara, 2/282)
ayetinde veli kelimesi bu anlamda kullanılmıştır.
Ehliyet yetersizliği içindeki kişilere
kasır denir. Kasırların iş ve ihtiyaçları ikiye
ayrılır. Birincisi evlendirmek, okutmak, tedavi ettirmek,
işe verip sanat öğretmek gibi kasırın bizzat
şahsı ile ilgili olanlardır. İkincisi de akitler,
tasarruflar, muhafaza ve harcama gibi malı nitelikli işlerdir.
Birinci türden işlerde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Velayet VelaVela
Mülk, ve yakınlık. Vela fıkıh
ıstılahı olarak iki ayrı manada
kullanılmaktadır.
1- Vela-i ataka: Bir kimsenin kölesini her hangi bir
şekilde azadetmesi (hürriyetini ele vermesi) ile sabit olan veladır.
Bu tür velaya vela-i nîmet de denilir. Kölenin erkek veya kadın
(cariye) olması arasında fark olmadığı gibi, azad
ediş biçimindeki farklılığın da velaya tesiri
yoktur. Bu durumda köleyi azad eden efendiye mevla'l-ataka denilir.
Bu konunun İslam hukuku açısından
önemi, miras konusunda kendisini gösterir. Şöyle ki: Kölelikten
azad edilmiş olan birisi öldüğünde, kendisinin ashab-ı
feraiz * ve asabe * grubundan akrabası yoksa,
bırakmış olduğu mal, varsa kendisini azad eden eski
efendisine yoksa ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vela VekaletVekalet
Korumak, kifayet, sorumluluğunu yüklenmek,
itimat, gözetmek, teslim, işi birisine vermek. Istılahta: Bir
kimsenin bizzat kendisinin de yapabileceği muamelattan olan bir
işi yapması için bir başkasını yetkili
kılması karşılığında kullanılan
bir tabirdir. Mesela bir kimsenin bizzat kendisinin satabileceği bir
malı satması için bir başkasını yetkili
kılması bir vekalettir. Mecellede bu akit: "Bir kimse işini
başkasına tefviz etmek ve o işte onu kendi yerine ikame
eylemektir" şeklinde tarif edilmiştir (Mecelle, madde,
1449).
Kendisine başkası tarafından bir
işi yapması için yetki verilen kişiye vekil, bu yetkiyi
veren kişiye müvekkil, vekil edilen kişinin yapacağı
tasarrufa müvekkeltın bih, yetki verme olayına tevkil denilir
(Ali Haydar, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vekalet |