Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Vehhabilik

Vehhabilik VEHHABİLİK eş-Şeyhu'n-Necdî lakabıyla bilinen Muhammed bin Abdülvehhab'ın (d. 1703 Uyeyne - ö.1787 Deriye, Riyad) düşünceleri çevresinde oluşan dinî, siyasî hareket. Harekete Vehhabilik adı karşıtlarınca yakıştırıldı. Hareket içinde yer alanlar, kendilerine Muvahhidun (tevhidciler) derler ve Hanbelî mezhebini İbn Teymiye yorumuna uygun biçimde sürdürdüklerini söylerler. Vehhabilik bir inanç hareketi olarak başlamakla birlikte, kısa zamanda siyasî bir nitelik kazandı. Arap yarımadasında etkinlik kurarak devlet durumuna geldi. Günümüzde, Suudi Arabistan'ın resmî mezhebi durumundadır. Muhammed İbn Abdülvehhab'ın düşünceleri, Deriye Emiri olan Muhammed bin Suud ile tanışmasıyla (1744) siyasi bir hareket niteliği kazandı. İbn Abdülvehhab, Deriye'de düşüncelerini Emir Muhammed'in gücü ile yayarken, Emir Muhammed bu düşüncelerle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vehhabilik

 Vefa

Vefa Görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermeye devam etme. Böyle olanlara vefakar denir. Bir Müslümanda bulunması gereken güzel huylardan biri olan vefakarlığın zıddı nankörlük olup, iyiliğin kadrinin bilinmemesi veya kötülükle karşılık verilmesidir. Allah insanların birbirlerine iyilik yapmasından hoşlanır. İyilikler karşılıklı olarak devam eder, iyilik yapanlar mûhataplarından kötülük görmez, yine iyilik görürse bu, başkasına da güzel örnek olur ve cemiyete huzur ve güven duygularının sağlanmasına yardım eder. En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak, verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir. En büyük nankörlükte kulun, Rabbı'nı inkar etmesi, O'nun yüceliğini tanımamasıdır. İnsan, Allah'a ibadet etmek suretiyle, Elest bezminde yaptığı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vefa

 Vedia

Vedia Terkedilmiş şey. Bir kimsenin bir veya daha fazla kişinin yanında korumaları için bırakmış olduğu mal veya böyle bir akit manasında kullanılan bir İslam hukuku terimi. Mecelle vedîayı; "Hıfz için bir kimseye verilen maldır" diye tarif etmiştir (Mecelle, Madde, 763). Terim manası ile sözlük manası arasındaki ilgi, malın sahibi tarafından vedî'ın yanına terkedilmiş olmasıdır (İbn Kudeme, el-Muğnî, VII, 280; Ö. Nasuhi Bilmen, Hukuku İslamiyye ve Istılahatı Fikhus Kamusu, IV,144; Ali Hafif Ahkamu'l Muamelatu'ş-Şer'iyye, 432). Vedîa verme olayına iyda, vedîa verene mûdi', kendisine vedîa bırakan kişi veya kuruma müda', müctevdü ve vedî denilir. Kendisine emanet mal bırakılmak istenilen kişi, bu malı koruyabileceğini ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vedia

 Vedi

Vedi İslam fıkhının taharetle ilgili bir tabiri. Küçük abdestten sonra gelen biraz kalınca yapışkan sıvıdır. Bu sıvı guslü gerektirmez. Çünkü insandan şehvetle gelen meni değildir. Fakat abdesti gerektirir. Yani kişi küçük abdest bozsa ve abdest alsa hemen akabinden de öyle bir sıvı gelse o kimsenin yeniden abdest alması gerekir (el-Merğınanî, el-Hidaye, I, 17; İbnü'l-Hümam, Şerhu Fethu'l-Kadîr I, 60; Ayn el-Binaye Şerhu'l-Kidaye, I, 290). Hüseyin KAYAPINAR

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vedi

 Veda Hutbesi

Veda hutbesi Hz. Peygamber'in, hicri 10. yılda yaptığı Veda Haccı'nda sayıları yüz on dört bini bulan hacıya hitaben irad ettiği hutbe. Peygamber (s.a.s) bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyeceğini bildirip vefatının yaklaştığını ima ettiği, sonraki gelen günler de onun bu sözlerini doğruladığı için bu hacca Veda Haccı, bu hac esnasında irad ettiği hutbeye de Veda Hutbesi adı verildi. Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe imiş gibi kabul edilmekteyse de, gerçekte bu hutbe, Arafat ta, Mina da ve bir gün sonra yine Mina'da olmak üzere arafe günü ile bayramın birinci ve ikinci günlerinde parça parça irad edilmiştir (Tecrid-i ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Veda Hutbesi

 Veda Haccı

Veda haccı H.10/m 632 tarihinde yapılan ve Hz. Peygamber'in vefatından önce son olarak bulunduğu büyük hac. Mekke fethinden sonra civan tamamen Müslümanlaşmış, İslam hac ve beraetinin ilanından sonra da müşrikler genellikle İslam'ı seçmişler, hristiyan ve yahudilere ise zimmî işlemi uygulanmıştı. Böylece ortalıkta sulh ve sükûnun doğmasıyla da seyahat imkanları gelişmiş ve hac görevi artık korkusuzca yapılır olmuştu. Vaktiyle İslam'a karşı olan kabileler şimdi Müslüman olmakta adeta yarışıyorlardı. Putperestlik ve ahlaksızlık tohumları kökünden kazınmıştı. Yerinde ise tevhid kökünden yetişen fazilet ve güzel ahlak yeşeriyordu. Mekke fethinden sonra nazil olan Nasr suresinde Peygamber (s.a.s)'in ölümünün yaklaştığına işaret vardı. Bu surede Allah Teala, Peygamberine ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Veda Haccı

 Vecibe

Vecibe Vacib olan, gereken, yerine getirilmesi borç hükmünde bulunan iş, boyun borcu. Arapça bir kelime olan vecibe, "vece-be" fiilinin mastarıdır. Vecibe ile vacib aynı kökten gelmektedirler. Vacib hakkında alimlerin farklı yorumları vardır. Kelam açısından, mümkün anlamında kullanılmaktadır. Fıkıh ilmine göre vacib, yapılması gerekli ; olan, farzdan sonra gelen ve terkedilmesi cezaya sebeb olan şey demektir. Bazı alimler de vacibi, bulunması, yapılması gerekli olan, terkedilmesi kınanmaya sebeb olan şey diye tarif etmişlerdir (el İsfahanî, el-Müfredat İstanbul 1986, 805). Kur'an'da vacib kelimesi geçmemektedir. Ancak türediği "ve-ce-be" mazi fiili bir yerde geçmektedir (el-Hac, 22/36). Bu ayetteki "ve-ce-be" fiili de, yan üstü yere düşme anlamındadır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vecibe

 Vecd

Vecd Bulma, var olma, hasıl olma, buluş, kulun herhangi kasdı ve çabası olmadan, onun kalbine tesadüf eden şey (ilham, his, feyiz, varid) anlamında bir Tasavvuf ıstılahı. Tasavvufta vecd kelimesinin bir çok manası vardır. Salikin dinî his ve heyecanı ile yaşadığı mistik hal "vecd" sözü ile ifade edilir. Dinin bir bilgi (zahir, şerîat) yönü, bir de his ve heyecan (yaşama, hal) yönü vardır. En küçük dini his ve heyecanlara da "vecd" denilmekle beraber, bu tabii daha ziyade şuur ve bilgi haline galip olan dini his ve heyecanları ifade etmek için kullanılır. Vecd, zorlama ve yapmacık olmaksızın kalbe gelen şeydir. Bir başka deyişle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vecd

 Vebal

Vebal Sonunda ceza, şiddet ve azap olan fiil, günah, sorumluluk ve kötü akibet anlamında arapça bir kelime. Vebal, mer'anın (otlağın) otunun son derece bol olması demektir. Bu manadan hareketle mecazi olarak mutlak ağırlık, vahamet ve çekilmez kötü sonuç olarak kabul edilmiştir. Vebal, Türkçe'de bu mana ile meşhurdur. Ağır günah manasında kullanılması da bundandır (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, VII, 4860). "Vebal" kelimesi, Kur'an'da yalnız dört yerde geçmektedir (el-Maide, 5/95; el-Haşr, 59/15; et-Teğabûn, 64/5; et-Talak, 65/9): "Önceden inkar edenlerin haberi size gelmedi mi? (Onlar), işlerinin vebalini tattılar ve onlar için acı bir azap vardır" (et-Teğabûn, 64/5). Bu ayette ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vebal

 Vazife

Vazife Bir kimsenin yapmakla yükümlü olduğu iş, ödev, ahlak veya iş icabı yapılması gereken fiil, görev, yapılması bir kimseye ısmarlanan iş, memuriyet, bir kimsenin gördüğü hizmet, dinî yükümlülük, günlük yiyecek ve iş ücreti gibi manalar için kullanılır. Vazife kelimesi Arapçadır ve "vezafe" fiilinden türemiş bir isimdir. Çoğulu vuzûf ve vezaif olarak gelir. Görevli kişiye de muvazzaf denir. Vazife, birinin üzerimizdeki hakkım ödemek olarak kabul edilebilir. Buna göre, insan olarak çeşitli vazifelerimiz vardır. Bu vazifeler çeşitli ayet ve hadislerde dile getirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s)'in bir hadisinde, bu vazifeler özet halinde şöyle haber verilmiştir: "Muhakkak ki Allah'ın senin üzerinde hakkı vardır; nefsinin senin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Vazife