Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiTeşriTeşri
Kanun koymak, yükseltmek, yol açmak, gemiye yelken
yapmak. Arapça "şera'a" fiilinden türetilmiş olup
tef'îl babından mastardır. Aynı kökten gelen şeriat
sözcüğü ise; din, yol, su kaynağına götüren yol, kapı
eşiği demektir. İslam şerîatı deyimi ise Hz.
Muhammed (s.a.s)'in getirdiği, temelde kitap, sünnet, icma ve kıyasa
dayanan ibadetlere ve insanlar arası ilişkilere ait Allah ve
Resulunun koyduğu esasları ifade eder. Şarî, şerîat
koyan demektir. İslam'da şari', Allah ve Resuludur. İslam
toplumuna gerekli kanun ve prensipler temelde bu iki kaynaktan gelir. Bu
da vahiy ve sünnetten ibarettir.
Böylece vahiy ve sünnette açıkça yer alan
konularda kanun koyma işlemi İslam'ın gelişi ile gerçekleşmiştir. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teşri TeşehhüdTeşehhüd
Namazlardaki oturuşlarda "et-Tahîyyatü
li'llahi..." diye başlayan duayı sonuna kadar okumak.
Teşehhüd, müminin miracı olan namazda, Yüce
Allah'ın huzurunda Allah, Resulu, melekleri ve Allah'ın
diğer salih kulları ile selamlaşmanın bir ifadesidir.
"et-Tahiyyatü li'llahi..." ile başlayan
dua iki şehadeti ihtiva ettiğinden dolayı teşehhüd
olarak isimlendirilmiştir. Duanın tamamına teşehhüd
denilmesi bir şeyi parçası (cüz'ü)nın ismiyle
adlandırmak kabilindendir. Hanefîler teşehhüd konusunda
İbn Mes'ûd (r.a)'ın rivayetini esas almışlardır
(İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, Kahire 1272-1324, I, 342; Remlî,
Nihayetü'l-Muhtac, Kahire 1389/1969, 1, 519).
Hanefîler ve Hanbelîler Hz. Peygamber (s.a.s)'in
Abdullah b. Mes'ûd (r.a)'a öğrettiği teşehhüdü okumayı,
diğerlerine göre daha faziletli olarak kabul etmektedirler. Bu teşehhüd'ün
metni şudur: ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teşehhüd TeşebbühTeşebbüh
Benzeme, benzetme, özenme, taklit etme. Arapça'da
"tefa'ul" babındandır ki, bu bab tekellüf içindir.
Buna göre teşebbüh, kendini benzetmeye özenme, zorla başka
şeye benzemeye çalışma demektir. Bu kavramın
tasavvufta, felsefede ve sosyal planda (dinde) kazandığı
anlamları şöyle sıralayabiliriz:
Tasavvuf literatüründe, sûfi, olunmadığı
halde sûfilere özenmek, onları taklit edip onlara benzemeye çalışmak
demektir. Böyle yapanlar iki kısımdır:
1- Samimi olarak onlara benzemeye çalışanlar,
kendilerine onları örnek alanlar. Bunlara "müşebbih-i
muhik" denir. "Bir kavme benzeyen onlardandır"
kuralına göre bunlar sûfi sayılır.
2- Sûfilere imrenmedikleri ve onlar gibi olmayı düşünmedikleri
halde sırf çıkar sağlamak ve saygı görmek için
onlara benzeyenler. Bu gibi müddet ve ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teşebbüh TezkiyeTezkiye
Temizleme, arıtma, feyizlendirme, temize çıkma,
malın zekatını verme.
Bu kelime fıkıh (İslam Hukuku) terimi
olarak iki ayrı manada kullanılır:
a- Bir kimsenin durumunu bilenlerden sorup
araştırmak. Tezkiye bu manada, mahkemede şahitlik
yapacakların durumlarının bilinmesi için yapılan
soruşturma karşılığında kullanılır
(Merğınanî, el-Hidaye, III, 118).
b- Ölülerin, peşlerinden iyilikleriyle
anılması. Buna ölüyü tezkiye denilir. Ölünün hayır ve
hasenatlarını anmak, öldüğünde simasındaki
nurlanmayı veya güzel kokuyu anlatmak müstehaptır (Ö. Nasuhi
Bilmen, İslam İmihali, 547).
Hz. Peygamber bir hadisinde "Ölülerinizin güzel
hallerini anınız, kötü hallerini söylemekten sakınınız"
buyurmuştur (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, Beyrut 1351, I, 105).
ŞAMİL İA Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tezkiye TeyemmümTeyemmüm
Kast etmek, yönelmek manasına gelen teyemmüm,
şeriat dilinde su bulunmadığı veya bulunsa da kullanma
gücü olmadığı zaman, temiz toprak cinsinden bir
şeyle hadesi (abdest almak veya gusl gerektiren hal) gidermek
amacıyla yapılan hareketleri dile getirir.
Teyemmüm kitap ve sünnet ile sabittir. Kur'an-ı
Kerim'de "Su bulamazsanız temiz yere teyemmüm ediniz"
(el-Maide, 5/6) ayeti su bulunmadığı durumlarda teyemmümü
öngörür. Yer bana mescid ve temizleyici kılındı.
Binaenaleyh kime namaz vakti gelirse, namazını
kılsın." (Ahmed b. Hanbel) hadisi de yer cinsinden bir
şeyle teyemmüm caiz olduğuna delalet eder (Ahmed
Davudoğlu, Selamet Yolları, I, 154).
Teyemmüm, Hicretin beşinci yılında
meşrû kılındı. O sene şaban ayının ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teyemmüm TevvabTevvab
"Tövbe" masdarından mübalağa
siğası olup, doksanokuz olan Esma-i Hüsna'dan biri. Tövbe;
kulun, günahtan sonra Allah'a itaat etmeye dönüş
yapmasıdır. Tevvab ise, Allah Teala'nın Esma-i
Hüsna'sından biri olup; manası, kulun Allah'a itaat etmeye dönüş
yaptığı ve günahlarından dolayı
pişmanlık duyduğu zaman Allah'ın o, kuluna ihsan ve
rahmetini ulaştırması; kulun önceden yaptığı
hayırlı amelleri boşa çıkarmaması ve itaatkar
kullarına va'dettiği ihsandan bu kulunu da mahrum etmemesidir.
Kulun tövbesi tekerrür ettikçe Tevvab olan Allah Teala'dan da
kabûlü tekerrür eder.
Allah'ın Tevvab ismi, Kur'an-ı Kerîm'de
el-Bakara suresinde 4; et-Tevbe suresinde de 2 defa olmak üzere 6 yerde
geçer. Allah Teala şöyle buyurur: "Adem Rabbından ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevvab TevratTevrat
Allah'tan gelen dört büyük kitaptan ilki.
İbranice Tura kelimesinin Arapçalaşmış biçimi olan
Tevrat kanun, ittifak, birlik, anlaşma, sözleşme, adlaşma
gibi anlamları dile getirir. İslam geleneğinde Hz. Musa'ya
nazil olan kitabı belirtir. Yahudi geleneğinde ise, bugün Ahd-i
Atik (Eski Ahit) denilen kitaplar toplamının adıdır.
Dinler tarihçileri 39 kitaptan meydana gelen Tevrat'ı
genellikle üç bölüme ayırırlar: 1- Tevrat (Kanun Kitabı),
2- Nebiim (Nebiler Kitabı), 3-Ketubim (Yazılar Kitabı). 1.
Bölüm, Hz. Musa'nın ilk beş kitabını ihtiva eder.
İslam alimlerine göre de Cenab-ı Hak tarafından Hz.
Musa'ya verilen asıl Tevrat budur. Bu ilk beş kitap (Fr.
Pentateuque) Tekvin, Çıkış, Levlililer, Sayılar ve
Tesniye'den meydana ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevrat TevliyeTevliye
Birini bir işe yönetici yapmak, sırt
çevirmek, bir şeyden yüz çevirip uzaklaşmak. İslam'da
bir ticaret hukuku terimi olarak; bir malı alış fiyatı
üzerinden hiç karsız satmak demektir. Buna " başa
baş satış yapmak" da denilir.
Alış-verişler kar durumuna göre
şu kısımlara ayrılır:
1- Müsavemeli Satış: Tarafların serbest
pazarlıkla anlaştıkları bir bedel üzerinden alış
veriş yapmalarına müsavemeli veya pazarlıkla
satış denir. Burada alıcıya alış fiyatı
veya maliyet açıklanmaksızın bir satış bedeli
belirlenir. Pazarlık bu fiyat üzerinde cereyan eder. İslam fıkhında
"bey" denilince daha çok bu çeşit satışlar
hatıra gelir. İslam bilginleri yanılma veya yalan
karışma ihtimali en az olduğu için bu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevliye TevhidTevhid
Birlik, birlemek.
Allah'ın varlığını,
birliğini, tüm yetkin nitelikleri kendisinde toplandığını,
eşi ve benzeri bulunmadığını bilmek ve buna
inanmak. Bu bilgi ve inanç en özlü biçimde "La İlahe
İllallah' (Allah'tan başka ilah yoktur) cümlesiyle ifade edilir.
Bu nedenle bu cümleye tevhid kelimesi (kelime-i tevhid) denir. Tevhid
kelimesini söyleyen ve buna inanan kişi mümin ve muvahhid adını
alır. Tevhid konularını inceleyen ilme ve tevhid ilmi (ilm-i
tevhid) adı verilir.
Tevhid kelimesi Kur'an'da geçmez. Buna karşılık
tevhid inancı çeşitli yönleriyle sayısız ayette dile
getirilir.
Özellikle Mekke'de inen ayetler, tam olarak kavranması
amacıyla tevhid inancı üzerinde yoğunlaşır. Usulü'd-din
denilen, dinin üç temel ilkesinden ilkini ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevhid TevekkülTevekkül
Acizlik gösterme, başkasına güvenip
dayanmak, Allah'a güvenme, O'nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine
kesin olarak inanma ve alınması gereken tedbirleri almak
anlamında Kur'anî bir terim.
Tariften de anlaşıldığı gibi
tevekkül; müslümanın, yapacağı işlerde tüm zahiri
sebeplere sarılması, alınması gereken tedbirleri
alması, çalışıp çabalaması, ama gönlünü
bunlara bağlamayıp sadece Allah'a dayanmasıdır. Tevekkül,
hiç bir zaman, çalışmayı ve sebebe sarılmayı
terkedip, Allah'ın dediği olur" diyerek kenara çekilmek değildir
(Fahru'd-Din er-Razî, Mefatihu'l-Gayb, Bulak 1289, 111, 122; Elmalılı
M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 5063, 5064). Nitekim Hz.
Peygamber, devesini salıvererek Allah'a tevekkül ettiğini söyleyen
bir bedeviye "Onu bağla da öyle tevekkül et" ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tevekkül |