Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Tembellik

Tembellik Tembel olma durumu, tembelce davranma, çalışmayı, iş görmeyi sevmeme, çaba göstermekten, sıkıntıya katlanmaktan, kaçma ve vücuttaki herhangi bir organın tıbbî fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık göstermesi manaları için kullanılır. Tembel kelimesi farsçadır. Bu kelime tembel şeklinde de kullanılır. (Meydan Larous, Tembel mad.) Tembellik kelimesinin arapça karşılığı "kesel"dir. Tembellik manasında olan "kesel", "kesile" fiilinin masdarıdır. Tembel olan kişi manasındaki "keslan" kelimesi de aynı kökten gelmektedir. "Keslan"ın çoğulu "kusala" ve "kesla"dır. "Kesil" kelimesi de, tembel manasındaki "keslan" kelimesi ile eş anlamlıdır. Müennesi ise, "kesile, kesla ve keslane" kelimeleri ile ifade edilir ve tembel olan bayan demektir. Özet olarak tembellik manasındaki "kesel", önemli kabul ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tembellik

 Telfik

Telfik Kumaşın iki kenarını birleştirip dikmek, uydurmak, süslemek, ulaşmak, katılmak, eli boş dönmek. İslam hukukçuları telfik kelimesini farklı şeyleri birleştirmek anlamında kullanmışlardır. Usul bilginleri ise kelimeyi ictihad ve taklid alanlarında ayrı anlamlarda kullanırlar. Buna göre taklidde telfik, taklid yoluyla bir mesele veya amel üzerinde iki veya daha fazla mezhebin farklı hükümlerini birleştirerek tatbik etmektir. İctihadda telfik ise, bir mesele üzerinde birbirine muhalif iki görüş varken, daha sonra gelen bir müçtehidin bu ikisine uymayan üçüncü bir görüş ortaya atmasıdır. Telfikin her iki şekli de İslam hukuk ve usul bilginleri arasında geniş tartışmalara neden olmuştur. İctihadda telfik iki farklı biçimde açıklanarak değerlendirilir. Buna ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Telfik

 Telbiye

Telbiye İcabet etmek. Hac sırasında lebbeyk demek anlamında kullanılır. Hac veya umreye niyetlenen kimse ihrama girdiği zaman ve daha sonra hac veya umrenin bir takım vecibelerini tamamlayıncaya kadar "lebbeyk zikri"ni okur. Telbiye Şekli Abdullah b. Ömer (r.a)'dan naklen gelen bir hadis telbiyenin şeklini şöyle belirler: ...Abdullah b. Ömer (r.a)'dan; şöyle demiştir: Ben telbiyeyi Rasûlüllah (s.a.v)'in (mübarek ağzından) aldım (öğrendim). O şöyle buyuruyordu: "Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke la şerike leke" "Tekrar tekrar icabet sana Ya Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki, hamd ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Telbiye

 Tekvir Suresi

Tekvir suresi Kur'an-ı Kerîm'in seksenbirinci suresi. Yirmidokuz ayet, yüzotuzdokuz kelime, beşyüz otuçüç harften ibarettir. Fasılası te, sin, mim ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup Mesed suresinden sonra nazil olmuştur. Adını ilk ayetinde geçen "kuvvirat" (dürülmek) kelimesinden almıştır. Kavvirat, mazi meçhul kalıbında bir kelimedir. Surenin ilk ayetinde güneşin dürülmesinden bahsedildiği için bu adı almıştır. Üslûbundan Mekke döneminin ilk zamanlarında nazil olduğu anlaşılmaktadır. Surede kıyamet ve risalet olmak üzere iki konu işlenmektedir. Birinci bölüm kıyamet gerçeğini ele almakta, onun dehşet verici tablolarını gözler önüne sermektedir. İlk altı ayet, kıyametin ilk safhasını açıklamaktadır. Bu ayetlerde kıyametin gerçekleşme şeklinin ne kadar canlı bir şekilde tasvir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tekvir Suresi

 Tekvin

Tekvin Cenab-ı Allah'ın, zatıyla kaim, bilfiil yaratmak ve icat etmek şanından olan sübûtî ve hakiki sıfatlarından biri. Allah Teala bu sıfatıyla dilediği her mümkünü yokken varlık sahasına çıkarır. Tekvin ile murad edilen bir eserin vücuda gelmesine bilfiil müessir olan mebde-i tekvindir. Yoksa mükevvin (yaratıcı) ile mükevven (yaratılan) arasındaki ilişki değildir. Bu ilişki izafi bir durum olduğu için hadistir. Tekvinin (yaratmanın) menşei ise bir eserin vücud bulmasında doğrudan doğruya müessir olan Allah'ın zatıyla kaim bir sıfattır. Tekvine, halk, îcad ve te'sir de denilir. Eş'arîlere göre yaratmanın mebde' ve illeti kudret ve irade sıfatlarıdır. Onlara ise, madrubsuz (dövülensiz) darbın (dövmenin) husulü tasavvur olunamayacağı ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tekvin

 Teknoloji

Teknoloji Bilimin, insanın dünya hayatını ilgilendiren ihtiyaç ve faaliyetlerini daha kolay, rahat ve pratik karşılamaya yönelik olarak geliştirdiği uygulama usulleri ve aynı gayeye hizmet için geliştirilen araç ve gereçlerin bilgisi. Grekçe, sanat, zenaat anlamlarına gelen "tekhne" ve söz, kelime anlamlarına gelen "logos"un birleşmesiyle meydana getirilimiş olan teknoloji kelimesi eski Yunan'da "sanatlar üzerine konuşma" anlamını dile getiriyordu. Sonraları, bilimlerin uygulamaya yönelik sonuçlarını ve bilimsel araştırma sonucu geliştirilen metod ve alet bilgilerini ifade eden bir kavram haline geldi. İnsanoğlu başlangıçtan itibaren alet yapan ve alet kullanarak sonuç alan bir mahluk olmuştur. Ağaç ve taş gibi materyaller ilk aletlerin başlıca malzemeleriydi. Ateş yakmanın öğrenilmesi, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teknoloji

 Teklif-i Ma La Yutak

Teklif-i ma la yutak Güç yetirilemeyecek emir ve nehiy. Teklif; lugatte, güçlük zorluk ve zahmet anlamlarını taşımaktadır. Bu da yorgunluk ve meşakkati beraberinde getirmektedir. Istılahta ise; emre ve neyhe taalluk etmektedir. Buna göre teklif, emir ve nehyin muhataba yönelmesidir (Bağdad, Usulu'd-din, 270). Bir başka açıdan da, teklif; akıl sahibi kullarına dinî ve hukukî yükümlülükler koyan Allah'ın fiilidir. Teklif meselesinin itikad açısından ele alınmasının esas nedeni; bu konunun insan fiilleriyle doğrudan doğruya ilgili olması ve adalet-zulüm meselesiyle yakınlığı yönüyledir. Kısacası bu konunun esas hareket noktası, insan fiilleri ve bunun uzantılarıdır. Burada şu sorular konunun çerçevesini belirtmektedir: Allah tarafından söz konusu edilen ilahî ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teklif-i Ma La Yutak

 Teklif

Teklif Zor olanı istemek. Fıkıh usulü ıstılahında, Şari'in bir fiilin yapılıp yapılmamasını talep etmesi. Eğer bir şeyin yapılmasını isteyiş kesin olursa, teklifî hüküm "vacip", kesin olmazsa "mendup" olur. Bir şeyin yapılmamasını isteyiş kesin olursa, teklifî hükmün muhtevası "haram"; kesin olmazsa "mekruh" olur. Bir de tahyir'in hükmü vardır ki, bu da "mubahtır". Buna göre teklifî hükümler: 1-Vacip, 2- Mendup, 3- Haram, 4- Mekruh, 5- Mübah olmak üzere beş kısma ayrılır. Bu taksim fakihlerin çoğunluğuna göredir. Hanefiler ise, teklifi hükümleri yedi kısma ayırırlar: 1- Farz, 2-Vacip, 3- Mendup, 4- Haram, 5- Tahrimen mekruh, 6- Tenzihen mekruh, 7- Mübah (Muhammed Şakir Garbal, el-Mevsûatü'l-Arabiyye el-Müyessere, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Teklif

 Tekke

Tekke İslam kültür tarihinde önemli yeri bulunan tekke, tasavvuf düşüncesinin, anlayış ve terbiyesinin derinleştirildiği ve halka takdim edildiği bir yerdir. Tekke (tekye), zaviye, hankah, asitane ve dergah gibi isimler altında birbirinden hemen hemen farksız olan bu müesseselere insanlar, dünya hayatının çeşitli meşakkat ve sıkıntıları ile yorulan ruh ve bunalan gönüllerini dinlendirmek için giderlerdi. Onlar burada bir araya gelip boş zamanlarını değerlendirirlerdi. İlk tekkenin Remle'de Hace Abdullah Ensarî tarafından kurulmasından (Süleyman Ateş, Sülemî ve Tasavvufî Tefsiri, İstanbul 1969, 10) kısa bir müddet sonra her tarafta yayılan ve dolayısıyla daha sonra kurulan Müslüman devletlerin kuruluş faaliyetlerinde bulunan tekkeler, Türklerin Anadolu'ya gelip yerleşmesinde de ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tekke

 Tekfir

Tekfir Bir müslümanı veya müslüman kabul edilen bir kimseyi küfre nisbet etmek; küfre girdiğini söylemek. Küfür içerisinde olan bir kişi bu durumdan kurtulup müslüman olabileceği gibi; müslüman olan bir kişi de dinden dönerek küfre girebilir. Ancak müslüman olan bir kimsenin hangi durumlarda küfre girebileceği; küfür ile iman arasındaki sınırın tayini tarih boyunca mezhepler arasında ihtilaf konusu olmuştur. Hatta bir mezhebe bağlı alimler bile bazen farklı görüşler ileri sürebilmektedir. Bu konudaki tartışma, Haricîlerin ortaya çıkışıyla, yani Hz. Ali'nin döneminden günümüze kadar devam ede gelmektedir. Hz. Ali ile Muaviye arasındaki anlaşmazlığın çözüme kavuşturulması için hakeme gidilmesini isteyen, sonra hakem olayının arzu edilen şekilde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tekfir